Bu şirketler niye batıyorlar?

Son dönemde sıkça duyar olduk:

"Falan şirket battı, iflasa gitti, konkordato ilan etti..."

Ve bu batış sürecini çeşitli sebeplere bağlayan, siyasi nedenlere uyarlayan, küresel piyasalara odaklayan, çok bilmiş (!) TV'lerde ahkam kesen sözde ekonomistlerimiz var!

Bir şirket neden batar?

Özellikle de bizim şirketlerimiz "büyüdükçe" batıyorlar, neden?

Avrupa'daki şirketler büyüdükçe gelişiyor, geliştikçe güçleniyor, bizde ise büyüyen batıyor, neden?

Birinci nesil; alın teri, el emeği, göz nuru, çek senet kullanmadan, söz vererek, sözünde durarak, “tedarikçi” kimliğiyle fason üretici veya taşeron olarak şirketi kurdu.

İkinci nesil; şirketi bir nebze büyüttü, ama kendi asla büyümedi. Büyümedi çünkü onlar da tedarikçilikten, fasonculuktan, taşeronluktan vazgeçmedi.

Üçüncü nesil; haliyle batırıyor, böyle devam ederlerse batmayanlar da batacak!

Sahi, şirketler neden batıyor?

Görmeyen, ölçmeyen, veri toplamayan şirketler batmaya mahkumdur.

Çünkü Peter F. Drucker’in söylemiyle;

"Ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz"

***

Gerçek şu ki:

Stratejisini “anlık para kazanmak” üzerine kuran şirketler batacak… Başarıyı sürekli hale getirecek bir stratejiyle yol yürüyen şirketler ise gelişecek ve yaşayacaktır.

Maalesef, bizim şirketlerimizin yüzde 85'i “an”ı yaşıyor, o anı paraya çevirmek için yarışıyor, bu yüzden şirketlerimiz yaşamıyor.

Burada Henry Ford’a bir atıfta bulunacak olursak;

"Paradan başka bir şey getirmeyen bir şirket, zavallı bir şirkettir."

***

Bilgiye, temiz kaliteye, eğitime yapılan yatırımı "boşa masraf" olarak gören, zaman ve kaynak israfını önlemeyi bilmeyen, görselliğe değer veren, temel ahlak kurallarından ayrılan ve bilimin aydınlık yolunu "karanlık" olarak gören şirketlerimiz; tel tel dökülüyor ve konkordato ilan ediyor.

Bizdeki bir atasözünü anımsatacak cümlelerle:

"Bir yıl sonrasıysa düşündüğün, tohum ek. Ağaç dik, 10 yıl sonrasıysa tasarladığın! Ama düşünüyorsan yüz yıl ötesini, halkı eğit o zaman…”

Bir kez tohum ekersen, bir kez ürün alırsın, bir kez ağaç dikersen, on kez ürün alırsın, yüz kez olur bu ürün, eğitirsen toplumu. Birisine bir balık versen, doyar bir defa; Balık tutmayı öğret, doysun ömür boyunca."

(Kuan Tzu)

***

Birey mi, sistem mi?

Öncelik para mı, güven mi?

Ben mi, biz mi?

Sistemini kurmayan ve sistem ile yönetilmeyen, önceliğini güven yerine paraya tahvil eden, biz olamayan şirketler batacak, batışın diğer sebepleri de bunlar olacak.

"İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim" (Robert Bosch)

***

Herkese tavsiyemiz;

Yukarıda izah ettiklerimizin ışığında, mevcudu koruyunuz.

Bu dönem, hayalleri hayata geçirme dönemi değil.

Mevcudu koruyunuz, hayallerinizi diri tutunuz, gelecekte siz olacaksınız!