Son yüzyılın sonunda, bırakın bir numara olmayı, bir numaramız olmadığı anlaşıldı.
***
"Bir numaramız yok" tespitimizdeki inceliği daha net anlatabilmek için dünyanın en değerli 500 şirketine kimler sahip, ona bakalım:
Amerika 193, Çin 69, Japonya 36, Fransa 35, Almanya 27, İngiltere 20, Hindistan 15, Kanada 15, İtalya 14, İspanya 13, Güney Kore 12, Avustralya 10, Hollanda 10, İsviçre 9, Brezilya 8, İsveç 8, Meksika 7, Tayvan 7, Belçika 6 ve Danimarka 6 şirkete sahip...
Türkiye?
Bırakın ilk beş yüzü, ilk bin de bile yokuz!
***
Ekonomik büyüklük siyasi büyüklüğü, siyasi büyüklük ise uluslararası hakimiyeti sağlayan en büyük etkendir.
Büyük ekonomi için ise büyük şirketlere ihtiyaç vardır.
Bizim büyük şirketlerimiz kaç numaradır?
Yıllardır haykırdığımız bir gerçeği bir kez daha yüksek sesle haykıralım!
Tedarikçilikle, fasonculukla, taşeronlukla büyük olmak mümkün değildir.
Markalaşmayan bir sanayi anlayışı ile...
İhracatının yaklaşık yüzde yetmiş beşini ithal eden üretim anlayışı ile...
Kurumsallaşmayan bir yönetim anlayışı ile...
Kendi kurum ve kuruluşlarına destek vermeyen, güvenmeyen bir kalite anlayışı ile...
Yabancının koyduğu kurala uygun davranmayı beceri zanneden standardizasyon anlayışı ile...
Büyümemiz, bırakın bir numara olmayı, 500 numara içine girmemiz, büyük olmamız, hüküm vermemiz, hâkim olmamız mümkün değildir!..
***
"Karamanoğlu, ülkenin gündemi ne!
Sen ne konuşuyorsun?"
Gerçeği konuşuyoruz!
Bu ülkede;
Cumhuriyet ve Türklük, din ve ahlak, vatan ve bayrak, demokrasi ve adalet, hak ve hukuk, laiklik ve insan hakları, ne zaman tehlikeye düşer biliyor musunuz?
Ekonomik sıkıntı başladığı zaman.
Bir numara olduğumuz zaman, yani Osmanlı, ne zaman çökmüştür?
Çöküşün esas cevabı ekonomidir.
Bu ülkenin tek gündemi ekonomi olmalıdır.
Bunun çözümü de "Milli Ses Ver Projesi"dir.
Gerisi hikâye ve angaryadır!
Ekonomi ayağa kaldırılmalıdır...
Bunun için yüzümüzü sanayiciye, yönümü sanayiye, gönlümüzü de kaliteye yöneltmeliyiz...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa KARAMAN
Neden bir numara değiliz?
Kusura bakmayın, on numara da değiliz.
Dört yüz numara da değiliz.
499 numara da değiliz.
Bin numara bile değiliz!
Dünyanın en değerli 500 şirketi içinde bir şirketimiz yok!
Yani, bizden bir numara olmamış.
***
Adriyatik’ten Çin seddine kadar at sürdük.
Üzerinde güneş batmayan topraklara sahip olduk.
Gerçekten bir numaraydık.
Hükmümüz cihana yayıldı, hakkaniyetle hakimiyet sağladık.
Sonra...
Son yüzyılın sonunda, bırakın bir numara olmayı, bir numaramız olmadığı anlaşıldı.
***
"Bir numaramız yok" tespitimizdeki inceliği daha net anlatabilmek için dünyanın en değerli 500 şirketine kimler sahip, ona bakalım:
Amerika 193, Çin 69, Japonya 36, Fransa 35, Almanya 27, İngiltere 20, Hindistan 15, Kanada 15, İtalya 14, İspanya 13, Güney Kore 12, Avustralya 10, Hollanda 10, İsviçre 9, Brezilya 8, İsveç 8, Meksika 7, Tayvan 7, Belçika 6 ve Danimarka 6 şirkete sahip...
Türkiye?
Bırakın ilk beş yüzü, ilk bin de bile yokuz!
***
Ekonomik büyüklük siyasi büyüklüğü, siyasi büyüklük ise uluslararası hakimiyeti sağlayan en büyük etkendir.
Büyük ekonomi için ise büyük şirketlere ihtiyaç vardır.
Bizim büyük şirketlerimiz kaç numaradır?
Yıllardır haykırdığımız bir gerçeği bir kez daha yüksek sesle haykıralım!
Tedarikçilikle, fasonculukla, taşeronlukla büyük olmak mümkün değildir.
Markalaşmayan bir sanayi anlayışı ile...
İhracatının yaklaşık yüzde yetmiş beşini ithal eden üretim anlayışı ile...
Kurumsallaşmayan bir yönetim anlayışı ile...
Kendi kurum ve kuruluşlarına destek vermeyen, güvenmeyen bir kalite anlayışı ile...
Yabancının koyduğu kurala uygun davranmayı beceri zanneden standardizasyon anlayışı ile...
Büyümemiz, bırakın bir numara olmayı, 500 numara içine girmemiz, büyük olmamız, hüküm vermemiz, hâkim olmamız mümkün değildir!..
***
"Karamanoğlu, ülkenin gündemi ne!
Sen ne konuşuyorsun?"
Gerçeği konuşuyoruz!
Bu ülkede;
Cumhuriyet ve Türklük, din ve ahlak, vatan ve bayrak, demokrasi ve adalet, hak ve hukuk, laiklik ve insan hakları, ne zaman tehlikeye düşer biliyor musunuz?
Ekonomik sıkıntı başladığı zaman.
Bir numara olduğumuz zaman, yani Osmanlı, ne zaman çökmüştür?
Çöküşün esas cevabı ekonomidir.
Bu ülkenin tek gündemi ekonomi olmalıdır.
Bunun çözümü de "Milli Ses Ver Projesi"dir.
Gerisi hikâye ve angaryadır!
Ekonomi ayağa kaldırılmalıdır...
Bunun için yüzümüzü sanayiciye, yönümü sanayiye, gönlümüzü de kaliteye yöneltmeliyiz...