Türkiye’nin içinden geçtiği bu hassas ve hassas olduğu kadar kırılgan bir dönemde; Ordumuzun yıllarca üniformasını Türk subayına yakışır şekilde giymeyi farz bilen bir vatan evladı olarak, demokrasi ve Türk Milleti’nin iradesine inandım ve güvendim.
“En kötü demokrasi en iyi darbe idaresinden daha evladır” ilkesinden hareketle emeklilik sonrasında da beğenmediğim, tasvip etmediğim, memlekete zarar verecek mesele ve gelişmelerle ilgili de Anayasa’mızın her yurttaşa tanıdığı ifade ve demokratik hak kullanımı özgürlüğü çerçevesinde çeşitli platformlarda düşüncelerimi paylaştım, paylaşmaya da devam edeceğim...
İmralı’daki bebek katili/terörist başı Öcalan’ın serbest bırakılmasına yönelik girişimlere ve de geçen yıl mezuniyet töreninde kılıç çekip Mustafa Kemal’e bağlılıklarını deklere eden teğmenlerimize yönelik başlatılan disiplin soruşturmasına gösterdiğim tepkiler gibi...
“Terörle müzakere edilmez, mücadele edilir” inancımı bir kez daha tekrarlamakla birlikte teğmenlerimizle ilgili yürütülen disiplin soruşturmasına yönelik Ankara’da bir grup emekli subay arkadaşımız ve bize destek olmak isteyen yüreği asker vatandaşlarımız ile hukukçuların da katıldığı bir açıklama yaptı...
Bu açıklamaya ben de destek verdim.
Konuya ilişkin birkaç cümleyle de olsa düşüncelerimi yazıya dökmek istedim.
Bugüne kadar “teğmenlerimizin hiçbir suç işlemediğini, dolayısıyla herhangi bir disiplinsizlik içerisinde bulunmadıkları” gerçeğini avukatları, her platformda gayet güzel güzel bir şekilde dile getirdi, getirmeye de devam ediyor.
Ben özellikle devletimizin banisi, ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal'in taşıdığı şanlı üniformayı günümüzde giymekte olan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nda görevli komutanlara seslenmek istiyorum.
Onları özellikle; “Arkadaş ve silah tut” komutuyla şanlı Türk Bayrağı üzerine el basarak yaptıkları, “Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada / Her zaman ve her yerde / Milletime ve cumhuriyetime / Doğruluk ve muhabbetle hizmet, / Kanunlara ve nizamlara ve amirlerime / İtaat edeceğime ve askerliğin namusunu, / Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip / İcabında vatan, Cumhuriyet ve vazife uğrunda / Seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim” şeklindeki askerlik yemininin bir gereği olarak hiçbir baskı altında kalmadan hür iradeleriyle karar vermeye çağırıyorum.
Ve onlara diyorum ki:
Korkmayın... Ordusunu baş tacı yapan Türk Milleti size en yüksek rütbeyi verecektir. Bireysel ve kurul olarak alacağınız kararla;
Dünden bugüne onurlu bir duruş sergileyen Türk subayının, hiçbir siyasi baskıya boyun eğmeyeceğini, kişisel ikbal ve menfaatini öncelemeyeceğini tüm dünyaya göstereceğinize olan inancım tamdır.
Ve unutmayın;
Bizim başka ordumuz yok ve siz Türk Silahlı Kuvvetlerinin onurunu koruma sorumluluğu ile 16 Ocak Günü bir karar vereceksiniz. Altında imzanız olacak kararda; tarih sizi onurunuzla imtihan edecektir.
Biliyorsunuz ki;
Komutanlık yapmak sadece emir vermek değildir. Sorumluluk alabilmektir. Astının hukukunu korumaktır. İşte o zaman size güvenen birlikleriniz, bir sözünüzle güzünü bile kırpmadan ölüme tereddütsüz gidecektir. Gerçeği bilip de sessiz kalanları da tarih yazacaktır.
Son olarak;
Birkaç cümleyle, ekonomik olarak prangalara vurulmuş, dört bir yanı kuşatılmış memleketimizde, her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti’ne özellikle devletimizin kurucusu Atatürk üzerinden geliştirdikleri söylem ve iftiralarla darbe vurup, bizi ayakta tutan iç cephemizi parçalamaya çalışan ve de FETÖ sonrası boşluğu dolduran tarikat ve cemaat yapılarına seslenmek istiyorum.
Bilmelisiniz ki Türk Milleti iki Mustafa’yı çok sever.
Bu iki Mustafa’dan ilki ahlaki şuuruyla örnek aldığı Muhammed Mustafa’dır. İkincisi ise devlet şuuruyla örnek aldığı Mustafa Kemal’dir. Bu sevginin bir tezahürü olarak asil milletimiz askerine Mehmet, ordusuna Peygamber Ocağı ismini vermiş, ebedi başkomutanı Mustafa Kemal’i de devletinin simgesi haline getirmiştir.
Lakin sizde ne ahlaki ne de devlet şuuru mevcut.
Devlet içine sızmış kadrolarınız gibi görsel ve yazılı yayınlarınızla, dün kumpas davalarında yaptığınız gibi bugün de iftiralarla, hilelerle, yalanlarla Türk Milletini kandırmaya, O’nun şanlı devleti ve ordusunu yıkmaya çalışıyorsunuz.
Bilerek veya bilmeyerek;
Haçlı dünyasının gündeminden hiç düşürmediği Şark Meselesi’ni canlı tutuyor, emperyalizmin 105 yıldır vazgeçmediği Sevr Antlaşması’nın önünü açıyor, Amerika ve İngiltere’nin hizmetkarlığını yapıyorsunuz.
Van'da yaşanan olayların sebebi nedir? DEM Parti adayının “8 yıl hapis cezası alması nedeniyle seçilme veya aday olma hakkının bulunmadığı” gerçeği; seçimden 2 gün önce tespit edilmiş… Bu durum kamuoyuna uygun bir şekilde aktarılmamış, seçimler yapılmış ve DEM Parti adayı sandıkta üstünlük sağlamı
Bugün Bursa'nın, Bizans’ın elinden alınarak sonsuza kadar Türk ili olarak kalmasını sağlayacak fethinin 698. yıldönümü, kutlu olsun. Osman Gazi’nin Bursa’yı fethetmek üzere başlattığı muhasaraların sonunda fetih; oğlu Orhan Gazi’ye nasip olmuştur. Bursa’nın fethi için önce şehrin muhasara altına al
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Ramazan Bayramı sebebiyle bir mesaj yayımladı ve mesajında CHP'nin yerel seçim başarısına gönderme yaparak, “‘Cam tavanı kırdık’ diyenlerin Türk devletinin çatısını ve Türk milletinin varlığını dinamitlemesine asla fırsat verilmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti sandıkta
Cumartesi gecesi nefeslerimizi tuttuk, “İran-İsrail gerginliği bölgesel hatta küresel bir çatışmaya dönüşecek mi?” diyerek gelişmeleri endişeyle izledik. Çok şükür endişelerimizi haklı çıkaracak “şimdilik” bir çatışma ortamı oluşmadı. İran'ın İsrail’i hedef alarak fırlattığı kamikaze insansız hava
21 Nisan 2024 Pazar günü 16. Osmangazi Tarihi Kent Koşusu icra edildi. Fethi şenlikleri kapsamında düzenlenen bu koşu vasıtasıyla Bursa'nın ulusal ve uluslararası tanıtımına fayda sağlamak amaç ediniliyor. Söz konusu organizasyonun 15 kilometre koşusuna katılan bir vatandaş olarak gözlemlerimi sizl
Tüm başıboş itleri itlaf edin Hatta sahibinin kontrolsüz sokağa saldıklarını da itlaf edin Uyutmayın kurşuna dizin Barınağa ayıracağınız paraları fakirlere verin Köpekler için keseceğiniz tavuk ve kuzuların etlerini fakirlere dağıtın İtperestlerin çoğaltıp çoğaltıp sokağa saldığı tonlarca mamayla beslediği canavarları başka türlü kontol altına alamazsınız Siz de akıl yok mu Otobur canları kesip etobur canAVARLARA yediriyorsunuz Onlar da size çocuklarınızı yiyerek teşekkür ediyor