Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, 31 Temmuz 2024 günü İran'da öldürüldü.
Malumunuz suikasttan 3 gün önce Cumhurbaşkanımız Rize'de yaptığı konuşmada “Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok" dedi.
Bunun üzerine İsrail Dışişleri Bakanı Katz, sosyal medyada X hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in yan yana fotoğraflarını paylaşarak, "Erdoğan, Saddam Hüseyin'in izinden gidiyor ve İsrail'e saldırı düzenleme tehdidinde bulunuyor. (Erdoğan) Orada ne olduğunu ve nasıl bittiğini hatırlamalı" ifadelerini kullanmıştı.
Böyle küstah bir açıklamayı Türk halkı içine sindiremezdi, muhalif parti milletvekilleri bile tehditvari açıklamalara tepki göstererek, “Cumhurbaşkanımızı kimseye yedirmeyiz” mesajlarını verdi.
Neredeyse tüm Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan etrafında birleşti...
***
Aradan 2 gün geçmedi ki gündeme Haniye'nin öldürüldüğü haberi düştü.
Tüm dünyayı şok eden bu gelişmenin ardından Hamas'tan yapılan açıklamayla;
Haniye'nin, İsrail'in Tahran'daki konutuna yerel saatle 02:00'de düzenlediği saldırı sonucu hayatını kaybettiği duyuruldu. Haniye'nin kaldığı evin bir güdümlü füzeyle vurulduğu belirtildi.
Haniye, salı günü Tahran'da İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmıştı. Suikasttan sonra İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, "Haniye'nin intikamını almanın Tahran'ın görevi olduğunu” söyledi.
Devamında şu açıklamayı yaptı:
"Siyonist haydut ve terörist rejim, bu hamleyle ağır bir ceza için zemini hazırladı. Dökülen kanının intikamını almayı, İran İslam Cumhuriyeti topraklarında şehit olduğu için görevimiz olarak görüyoruz...”
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezekşiyan da yemin töreninde görüştüğü Haniye'nin öldürülmesinin ardından "İran'ın toprak bütünlüğünü, itibarını, onurunu koruyacağını ve terörist işgalcileri bu korkak eylemden dolayı pişman edeceklerini" söyledi.
***
Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak biz de ülkede bir günlük milli yas ilan ettik.
Haniye'nin öldürülmesi ne anlama geliyordu
Hamas için ciddi bir güç kaybı ve moral çöküntüsü olacağı kesin.
Peki ya İran için?
İsrail açıkça;
Ayağını denk al senin güvenlik sistemlerini aşacak güce sahibim diyordu...
Konuyla ilgili resmi bir üstlenme olmasa da tüm dünya bu suikastı İsrail’in gerçekleştirdiği konusunda hem fikir.
Neticede İsrail, İran’a açıktan şu mesajı vermiş oluyordu:
Bak yine vurdum... Aralık 2023’te İran Devrim Muhafızları Ordusunun Suriye’deki komutanlarından Razi Musevi’nin, Şam yakınlarında vurduğum gibi...
1 Nisan 2024’te yine Suriye'nin başkenti Şam'da vurduğum İran'ın konsolosluk binasında İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü'nde üst düzey komutanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi ve beraberindeki 8 kişiyi ortadan kaldırdığım gibi...
***
Şu da bir gerçek ki;
Son Haniye saldırısıyla birlikte, İsrail’in terör saldırılarına karşılık veremeyen İran’ın dünya kamuoyunda özellikle de Ortadoğu’daki imajı sarsılmaya devam ediyor.
Üstelik İsrail her eylemiyle İran’ı kendisine saldırması için adeta mindere çekmeye çalışıyor. Gazze’de Hamas’ın yaptığı gibi İran’ın da kendisine bir şekilde saldırmasını bekliyor.
Bununla birlikte;
Şimdilerde yeniden “İran-İsrail savaşı olur mu?” soruları dillendirilmeye başlamış durumda.
Hemen burada ömrünü şerefli Türk ordusuna adayan bir asker olarak size hiç tereddüt etmeden şu cevabı verebilirim:
İran ve İsrail arasında tam 2 bin kilometre mesafe var. Sınır komşusu olmayan bu iki devletin konvansiyonel bir savaşa girmesi mümkün değil.
Peki ne olur?
Bugüne kadar olduğu gibi elinin altındaki Hizbullah örgütüyle İsrail’den intikam almaya çalışır ki bu durum yine İsrail’in ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir.
Çünkü İsrail daha önce de söylediğim gibi Lübnan ile ilgili çeşitli hesapların içerisinde.
Dolayısıyla Hizbullah’ın yapacağı bir saldırıyı Lübnan topraklarına yönelik emelleri için kullanabilir.
***
Şurası da açık ki İsrail;
Son Haniye suikastı gibi saldırılarıyla şamar oğlanına çevirmeye çalıştığı İran’ı içten karıştırma, Büyük Ortadoğu/Büyük İsrail Projesi kapsamında Fars coğrafyasını parçalama derdinde...
Düşünsenize, Azerbaycan ile çok güçlü İlişkileri olan İsrail’in bu hedefi doğrultusunda İran’da çıkan bir iç savaş, özellikle 30 milyon Türk’ün yaşadığı Güney Azerbaycan’da nasıl bir sonuç verir?
İran tüm bunların farkında olduğu için akıllı hareket ediyor, çılgın bir maceraya yönelmiyor ve ülkesindeki düzenin bozulmasına imkân verdirmemeye gayret ediyor.
Bu tavır İran’ın dünya kamuoyundaki itibarını zedelese bile!
O nedenle İran'ın akıllı hareket ettiğini düşünüyorum.
***
Son olarak;
Tüm bu yaşananlardan ders çıkarması gereken bir ülke de Türkiye...
Böyle bir dersin çıkarılıp çıkarılmadığını şu an için göremiyoruz.
İç siyaset gereği tribüne oynamayı tercih ediyoruz.
Elbette ki İran’ın İsrail karşısında yapacak bir şeyi yok değil, vardır.
İran bunu açıktan yapacak da değildir. Arkasında İran’ın olduğu açıktan yapılacak bir eylem veya saldırı, “İsrail’in dünya kamuoyu karşısında elini daha da güçlendirir.”
Çünkü öteden beri İran, dünya kamuoyunun gözünden terörle özdeşleştirilmiş bir ülke konumunda...
Türkiye’nin de bu gerçekten hareketle; diplomasi de çok dikkatli hareket etmesi ve Ankara merkezli bir bakışa sahip olması gerekmektedir...
O yüzden atılacak her adım;
Ne ABD ne İngiltere ne Rusya ne Çin için, yalnızca ve yalnızca Türk için, Türk’e göre, Türk tarafından atılmalıdır...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orkun ÖZELLER
Yalnızca Türk için, Türk’e göre!
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, 31 Temmuz 2024 günü İran'da öldürüldü.
Malumunuz suikasttan 3 gün önce Cumhurbaşkanımız Rize'de yaptığı konuşmada “Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok" dedi.
Bunun üzerine İsrail Dışişleri Bakanı Katz, sosyal medyada X hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in yan yana fotoğraflarını paylaşarak, "Erdoğan, Saddam Hüseyin'in izinden gidiyor ve İsrail'e saldırı düzenleme tehdidinde bulunuyor. (Erdoğan) Orada ne olduğunu ve nasıl bittiğini hatırlamalı" ifadelerini kullanmıştı.
Böyle küstah bir açıklamayı Türk halkı içine sindiremezdi, muhalif parti milletvekilleri bile tehditvari açıklamalara tepki göstererek, “Cumhurbaşkanımızı kimseye yedirmeyiz” mesajlarını verdi.
Neredeyse tüm Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan etrafında birleşti...
***
Aradan 2 gün geçmedi ki gündeme Haniye'nin öldürüldüğü haberi düştü.
Tüm dünyayı şok eden bu gelişmenin ardından Hamas'tan yapılan açıklamayla;
Haniye'nin, İsrail'in Tahran'daki konutuna yerel saatle 02:00'de düzenlediği saldırı sonucu hayatını kaybettiği duyuruldu. Haniye'nin kaldığı evin bir güdümlü füzeyle vurulduğu belirtildi.
Haniye, salı günü Tahran'da İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmıştı. Suikasttan sonra İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, "Haniye'nin intikamını almanın Tahran'ın görevi olduğunu” söyledi.
Devamında şu açıklamayı yaptı:
"Siyonist haydut ve terörist rejim, bu hamleyle ağır bir ceza için zemini hazırladı. Dökülen kanının intikamını almayı, İran İslam Cumhuriyeti topraklarında şehit olduğu için görevimiz olarak görüyoruz...”
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezekşiyan da yemin töreninde görüştüğü Haniye'nin öldürülmesinin ardından "İran'ın toprak bütünlüğünü, itibarını, onurunu koruyacağını ve terörist işgalcileri bu korkak eylemden dolayı pişman edeceklerini" söyledi.
***
Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak biz de ülkede bir günlük milli yas ilan ettik.
Haniye'nin öldürülmesi ne anlama geliyordu
Hamas için ciddi bir güç kaybı ve moral çöküntüsü olacağı kesin.
Peki ya İran için?
İsrail açıkça;
Ayağını denk al senin güvenlik sistemlerini aşacak güce sahibim diyordu...
Konuyla ilgili resmi bir üstlenme olmasa da tüm dünya bu suikastı İsrail’in gerçekleştirdiği konusunda hem fikir.
Neticede İsrail, İran’a açıktan şu mesajı vermiş oluyordu:
Bak yine vurdum... Aralık 2023’te İran Devrim Muhafızları Ordusunun Suriye’deki komutanlarından Razi Musevi’nin, Şam yakınlarında vurduğum gibi...
1 Nisan 2024’te yine Suriye'nin başkenti Şam'da vurduğum İran'ın konsolosluk binasında İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü'nde üst düzey komutanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi ve beraberindeki 8 kişiyi ortadan kaldırdığım gibi...
***
Şu da bir gerçek ki;
Son Haniye saldırısıyla birlikte, İsrail’in terör saldırılarına karşılık veremeyen İran’ın dünya kamuoyunda özellikle de Ortadoğu’daki imajı sarsılmaya devam ediyor.
Üstelik İsrail her eylemiyle İran’ı kendisine saldırması için adeta mindere çekmeye çalışıyor. Gazze’de Hamas’ın yaptığı gibi İran’ın da kendisine bir şekilde saldırmasını bekliyor.
Bununla birlikte;
Şimdilerde yeniden “İran-İsrail savaşı olur mu?” soruları dillendirilmeye başlamış durumda.
Hemen burada ömrünü şerefli Türk ordusuna adayan bir asker olarak size hiç tereddüt etmeden şu cevabı verebilirim:
İran ve İsrail arasında tam 2 bin kilometre mesafe var. Sınır komşusu olmayan bu iki devletin konvansiyonel bir savaşa girmesi mümkün değil.
Peki ne olur?
Bugüne kadar olduğu gibi elinin altındaki Hizbullah örgütüyle İsrail’den intikam almaya çalışır ki bu durum yine İsrail’in ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir.
Çünkü İsrail daha önce de söylediğim gibi Lübnan ile ilgili çeşitli hesapların içerisinde.
Dolayısıyla Hizbullah’ın yapacağı bir saldırıyı Lübnan topraklarına yönelik emelleri için kullanabilir.
***
Şurası da açık ki İsrail;
Son Haniye suikastı gibi saldırılarıyla şamar oğlanına çevirmeye çalıştığı İran’ı içten karıştırma, Büyük Ortadoğu/Büyük İsrail Projesi kapsamında Fars coğrafyasını parçalama derdinde...
Düşünsenize, Azerbaycan ile çok güçlü İlişkileri olan İsrail’in bu hedefi doğrultusunda İran’da çıkan bir iç savaş, özellikle 30 milyon Türk’ün yaşadığı Güney Azerbaycan’da nasıl bir sonuç verir?
İran tüm bunların farkında olduğu için akıllı hareket ediyor, çılgın bir maceraya yönelmiyor ve ülkesindeki düzenin bozulmasına imkân verdirmemeye gayret ediyor.
Bu tavır İran’ın dünya kamuoyundaki itibarını zedelese bile!
O nedenle İran'ın akıllı hareket ettiğini düşünüyorum.
***
Son olarak;
Tüm bu yaşananlardan ders çıkarması gereken bir ülke de Türkiye...
Böyle bir dersin çıkarılıp çıkarılmadığını şu an için göremiyoruz.
İç siyaset gereği tribüne oynamayı tercih ediyoruz.
Elbette ki İran’ın İsrail karşısında yapacak bir şeyi yok değil, vardır.
İran bunu açıktan yapacak da değildir. Arkasında İran’ın olduğu açıktan yapılacak bir eylem veya saldırı, “İsrail’in dünya kamuoyu karşısında elini daha da güçlendirir.”
Çünkü öteden beri İran, dünya kamuoyunun gözünden terörle özdeşleştirilmiş bir ülke konumunda...
Türkiye’nin de bu gerçekten hareketle; diplomasi de çok dikkatli hareket etmesi ve Ankara merkezli bir bakışa sahip olması gerekmektedir...
O yüzden atılacak her adım;
Ne ABD ne İngiltere ne Rusya ne Çin için, yalnızca ve yalnızca Türk için, Türk’e göre, Türk tarafından atılmalıdır...