Kaynağın adı ticaret

Bursa’da halihazırda su ticareti yapan firmalar şöyle:

PÜRSU ELİTE kaynak suyu, ULUDAĞ DOĞAL kaynak suyu, ERİKLİ kaynak suyu, RIOBA kaynak suyu, PINAR YAŞAM PINARIM kaynak suyu, KINIK doğal mineralli su, DAMLA MİNERA doğal mineralli su, SULTAN kaynak suyu, NESTLE PURE LİFE kaynak suyu, ERİKLİ kaynak suyu, BURSA MURADİYE kaynak suyu, BURSA ELMAS kaynak suyu, ALAÇAM içme suyu, AROMA kaynak suyu, DAMLA kaynak suyu, GÜMÜŞ kaynak suyu, SIRMA kaynak suyu, SIRMA DAĞ doğal mineralli su, SIRMA (MİNERALLİ) doğal mineralli su, ULUDAĞ doğal mineralli su, KARACAKAYA kaynak suyu, ÖZKAYNAK doğal kaynak suyu, ÖZKAYNAK doğal mineralli su, KİRAZLIYAYLA kaynak suyu, BİRDAĞ ULUDAĞ kaynak suyu, KORUSU kaynak suyu. (Kaynak: Sağlık Bakanlığı,2020 hsgm.saglik.gov.tr).

Uludağ’ın çevresine konuşlanan bu tesisler Uludağ’ın lezzetli, tertemiz sularını “özel kaynak suyu/doğal mineralli su” adı altında şişeleyerek tüketiciye satıyor. Temel yaşam kaynağı su, ticaret erbabının baş tacı Bursa’da.

Bu tesislerin su kaynaklarını kullanabilmeleri için elbette ticari işletme ruhsatları, özel izinleri olması gerekiyor. Bu da bakanlık marifeti ile oluyor.

Şu bilgiyi hatırlamakta fayda görüyorum:

10/07/2018 tarihli ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile

MADDE 421-1 (ğ) Yer üstü ve yer altı sularının kalite ve miktarının korunmasına yönelik hedef, ilke ve alıcı ortam standartlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte belirlemek, su kalitesini izlemek veya izletmek,

MADDE 410-1(e) Su kaynaklarının korunmasına ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasına dair politikaların oluşturulması amacıyla çalışmalar yapmak, ulusal su yönetimini koordine etmek,

konuları Tarım ve Orman Bakanlığı ile konusu Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunda.

***

Malumunuz Bursa’nın ana gündem maddesi şu aralar ‘su’.

Ah Evliya Çelebi “Elhasıl, Bursa sudan ibarettir” dedin ya bir kere. Biz de hiç bitmeyecekmiş gibi kullandık!

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey önceki gün yaptığı açıklamasında; Bursa’da kullanılan suyun yüzde 15’inin sanayiye, yüzde 4’ünün işte bu paketlenmiş su tesislerine gittiğini söyledi.

Bir yanda barajlarda doluluk sıfır.

Yani musluklarda su yok! Ama damacana ile su kapımıza kadar gelebiliyor…

Su firmalarının faaliyet izinleri, mayıs ayında Valiliğe bağlı Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’na devredildi.

Bu ne demek?

Artık belediyenin doğrudan müdahale yetkisi yok.

Şimdi soru/sorular şu:

Bursa’da su dolumu, dağıtımı ve satışı yapan firmalar hangi kurumlar tarafından denetlenmektedir?

Bu denetimler hangi sıklıkla yapılmaktadır ve haberli mi, habersiz mi gerçekleşir?

Firmaların uyması gereken yasal mevzuat ve standartlar (örneğin Türk Gıda Kodeksi – Doğal Mineralli Sular Tebliği) nelerdir?

Denetimlerde en sık tespit edilen uygunsuzluklar nelerdir?

Uygunsuzluk tespit edildiğinde hangi idari yaptırımlar uygulanmaktadır?

Sanıyorum denetimler yapılsa da şeffaflığı, sonuçların kamuoyuna açıklanması, su kaynaklarının nasıl korunduğu konularında ciddi bir bilgi akışı eksikliği var…

Her yıl birkaç rapor hazırlanıyor, birkaç ceza kesiliyor…

Fakat sanki her şey “kağıt üzerinde” kalıyor…

Bursa’nın suları sadece belgelerle değil, vicdanla, sorumlulukla korunmalı…

AHLAKİ BİR SORUN

Tam bu noktada Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey açıklamalarında, meseleyi sadece teknik değil, ahlaki bir sorun olarak da ele aldıklarını belirtiyor.

“Su kesintisi takviminde bir değişiklik yok ama kaynaklar üzerinde çalışıyoruz” diyor.

Çınarcık Barajı, Gökdere, Çataltepe… Hepsi tek tek projelendirilmiş durumda.

Yeni kuyular, yeni bağlantılar, yeni umutlar…

Başkan Bozbey suyu bir ticari meta olarak değil, bir yaşam hakkı olarak görüyor.

Kimseyi hedef göstermiyor, sorumluluğu da üstünden atmıyor.

Su kaynaklarının korunması için hem plan yapıyor hem de cesaret gösteriyor.

Bu şehirde yıllardır konuşulmayan şeyleri açıkça söylüyor:

“Daha fazla yağmur lazım ama asıl lazım olan, daha fazla bilinç.”

Evet, Bursa’da bir su/susuzluk kavgası var…

Ama bu kavgada taraf olmak şart.

Hepimiz Bursa’nın ve Bursalıların tarafında olmak zorundayız.