Haber Giriş Tarihi: Yazının Giriş Tarihi: 18.05.2022 18:04
Haber Güncellenme Tarihi: Yazının Güncellenme Tarihi: 18.05.2022 06:23
“İstersen olur… Yaptıysan yine yaparsın…” şeklinde başlayan cümleleri genelde arkadaşımızı, evladımızı, eşimizi motive etmek amacıyla kullanırız.
Peki bir şehir veya bir millet geçmişte başardığı, hatta dünyada ilk kez imza attığı bir işi, yeniden başarmak için topyekun bir irade ortaya koyamıyorsa ne yapmak gerek?
Örneğin kalite konusunda…
Tarih 1502… Yer Bursa…
Osmanlı Devleti’nin Sultanı II. Bayezid, ölçme ve standartlaşma başlığında dünyadaki ilk kanununu yayınlıyor.
Yani Kanunname-i İhtisabı Bursa Fermanı’nı…
Kanunun sadece yayınlanmakla kalmıyor, bütün bir ülkede her bölgenin özellikleri ve üretim çeşitlerine göre ciddiyetle uygulanıyor.
Sanayi mamulleri, hayvan ürünleri, orman ve deri ürünleri, tarım-tahıl ürünleri, mücevherat, her türlü sebze/meyve, tuz, ekmek, yumurta, et, süt, yoğurt, peynir, tekstil gibi o dönem için tüketilen ne varsa hepsine ayrı ayrı getirilen kalite standartlarına uyulup uyulmadığı da denetleniyor.
Denetimlerde ise ekmeğin ağırlığından pişirme şekline, meyve sebzenin olgunluğunun tarifinden fiyatlarına ve taşınma ücretlerine, tüm ürünlerin hammaddelerinin tarifinden üretileceği şekil ve boyutlarına kadar birçok standart dikkate alınıyor.
***
Gelelim bugüne…
Evet TSE gibi çok ciddi bir kuruluşumuz var.
Lakin tüketici ve üreticide kalite ve standart konusundaki bilinç ortada…
Kalite konusundaki boş vermişlik; geçmişinde dünyaya kalite dersi veren bu ülkenin kalkınma hedeflerine zarar veriyor…
Kaynaklarında israfa neden oluyor…
Milletin geleceğinden çalıyor…
Böylesine önemli bir başlıkla ilgili yoğun çaba harcayan, tüketiciyi ve üreticiyi bilinçlendirmeye çalışan bir sivil toplum kuruluşu var Bursa’da…
Israrla “yerli, kaliteli ve milli üretim” diyorlar…
Bu çağrıya sadece Bursa’nın değil bütün Türkiye’nin ses vermesini istiyorlar…
“Fasonculuk, tedarikçilik, taşeronculukla sanayi olmaz. Türk sanayisi, kurumsallaşmalı, markalaşmalı, kendi markası ile üretim yapmalı, nitelikli ve katma değeri yüksek ürünler üretmeli ve ihraç etmeli...” şeklinde haykırıyorlar…
Evet, tahmin ettiğiniz gibi kısa adı KALBİR olan Kalite Birliği Derneği’nden bahsediyorum…
***
Bundan 520 yıl önce kalitenin başkenti olan Bursa’nın yeniden bu unvanı taşımasını isteyen KALBİR Yönetimi büyük çabalar harcıyor.
“Kalite Ordusu” adını verdikleri eğitim programıyla bu alanda hem tüketiciyi hem de üreticiyi bilinçlendirmeye çalışıyorlar.
Mustafa Karaman’ın başkanlığındaki KALBİR Yönetimi, Sağıroğlu Et Lokantası’nda düzenledikleri basın toplantısında önce 14. Dönem Kalite Ordusu’nun tanıtımını yaptı, ardından Bursa isminin “Kalite Şehri Bursa” olarak “TBMM’de kabul edilmesi” çağrısını dillendirdiler.
Basının da büyük ilgi gösterdiği toplantıda KALBİR’in geçmiş dönem başkanı ki- kalite konusundaki emekleri takdire şayan- Prof. Dr. Erkan Işığıçok, KALBİR Onursal Başkanı Ferudun Baykara, Kayapa OSB Başkanı Yalçın Toy ve Emekli Vali Yardımcısı İsmail Demirhan da mevcut Başkan Mustafa Karaman ile birlikte kameraların karşısına geçti.
***
Konuşmasında öncelikle “Bizler temiz kalitenin temsilcisi olan TSE'den yana tarafız. TSE varken, yancıya, yalancıya, yabancıya gerek yoktur” vurgusu yaptı Mustafa Karaman…
Ardından “Biz temiz kalitecileriz. Peki, kirli kaliteci var mı?” diye sordu ve şöyle devam etti:
“Var, hem de kaliteyi öyle bir kirletiyor ki piyasayı kalite algısını kalite ordusunu pisleterek, her yıl ülkemizin 5 miyar dolar parasının yurt dışına gitmesine sağlıyorlar. Biz bu anlayışa dur demek için kurulan bir STK’yız. Bizler tüketici ve sanayiciye çağrı yapıyoruz. Kaliteyi tercih ederek ülkemizin kaynaklarının yurt dışına çıkmasını engelleyebilirsiniz. Kaliteli ürün üreterek ülkemizin gelişimine katkı sağlayabilirsiniz. TSE belgeli ürünleri tercih etmeliyiz…”
***
Bursa isminin “Kalite Şehri Bursa” olması çağrısına gelince…
Karaman, tam 42 gerekçeye dayandırarak başvurdukları Türk Patent Enstitüsü’ne Bursa’nın adını ‘Kalite Şehri Bursa’ olarak tescil ettirdiklerini söyledi…
Karaman, şimdi ise Atatürk’ün manevi başkenti Bursa’nın ismine, TBMM’den Kalite Şehri Bursa unvanının eklenmesini istediklerini açıkladı.
Ve bu hedef için gerek Bursa'da gerekse Ankara'da özellikle siyasilerin kapısını çalacaklarını duyurdu…
Peki olur mu?
Bence olmalı!
Yorum Ekle
Yorumlar
Yağız Arslan’ın cemiyeti!
02.06.2022 13:24
Pandemi nedeniyle neredeyse iki yıldır düğün ve sünnet gibi cemiyetlere katılamıyorduk.
Salgın etkisini iyice yitirince, üstüne havalar da güzel gidince ertelenen birçok cemiyet, birer birer gerçekleştiriliyor.
İşte bu cemiyetlerden birisi de Mali Müşavir Özlem Daysalı ile siyaset dünyasının tanın
Bugün pazar…
Geride bıraktığımız haftadan seçtiğim üç önemli konuya dair düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
***
Önce Bursa'nın “ilk gastronomi festivali Bursa GastroFest”ten bahsetmek istiyorum.
Artık dünya genelinde deniz gibi, dağ gibi turizmde ayrı bir başlık açılan gastronomi konusunda neden
Geçen hafta sonu (cumartesi günü) ziyaret durağım Özlüce’deki Özel Teknoloji Fen Koleji’nin modern kampusu oldu.
Ziyaret sebebim:
Kısa adı TEKFEST olan Teknoloji Festivali Proje Yarışması’nın ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik “Su Krizi ve Kuraklık” temasıyla düzenlenen bölümünün ödül törenini
Çarşamba akşamı Marrion Hotel Çırağan Salon’da “Gastro İnegöl” tanıtım toplantısına katıldım.
Biliyorsunuz;
İnegöl Bursa’mızın merkez dışındaki en büyük ilçesi ve bugün;
Tarihi süreçte özellikle son 150 yılda Kafkaslar ve Balkanlar’dan aldığı yoğun göçle kültürel anlamda müthiş bir zenginliğin ad
CHP’li Mudanya Belediyesi Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın ardından, AK Partili Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan’ın yatırım ve projelerini anlattığı basın toplantısına katıldık.
Özkan’ın hedefi Bursa medyası olunca; yer seçiminde “ulaşım ve süre” faktörü dikkate alınarak Uluabat Gölü’nün kıyısında s
Ne zaman konu Mudanya’dan açılsa veya yolum ne zaman bu şirin sahil şehrine düşse aklıma hemen Kurtuluş Savaşı yılları gelir.
Batı Anadolu’yu işgal edip her çeşit vahşete ve zulme imza atan Yunan ordusu ve bu işgalcileri 14 Ağustos 1922’de bu topraklardan söküp atmak için yürüyüşe geçen Gazi Mustaf
TÜİK’in son verilerine göre güzel ülkemiz Türkiye’nin nüfusu 84 milyonu aşmış durumda…
Lakin 783.562 km² yüzölçümüne sahip ülkemizin doğusundan batıya ilerledikçe nüfus yoğunluğu da buna paralel olarak artmakta.
Örneğin nüfusumuzun yaklaşık 33 milyonu İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya’da y
Tarihinin başlangıcında hayata birlikte adım atan kadın ve erkek arasındaki ilişki kadar, “kadının toplumda gördüğü değer”, yer kürenin her köşesinde farklılıklar arz etmiştir.
Bazen eşit, bazen kutsal, bazen envai çeşit haksızlık ve zulme tabi tutulan kadının statüsü coğrafya, çağ ve kültüre göre
Alışveriş de bir toplumun kültüründendir.
Ancak gelişen teknolojiyle birlikte kültürel değerlerimizde ciddi değişimler söz konusu…
Örneğin tasarruf ve tüketim alışkanlıklarımız konusunda son 60-70 yılda evrildiğimiz yer bile nasıl bir kültür değişimine uğradığımızı anlatmaya yeter de artar
“Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir, / Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir. / Bunun için ölüme bir atılış gerekir. / Atıldıktan sonra bir daha dönmemektir...”
Bu mısralar merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın “Kahramanlık” şiirinden…
Neredeyse 30 yıldır Bursa basın sektörünün; ismi hiç öne çı
Bursa’nın tanınmış simalarından Esra İlknur Ünlüoğlu’nun basın lansmanını gerçekleştirdiği Minty Doburca, şık dekoru ve muhteşem lezzetleri ile keyifli saatlere ev sahipliği yapıyor.
Yaklaşık 3 bin 500 metrekare alana kurulu 4 katlı binada yerleşik olan ‘Minty Doburca’da lunapark tadında oyun alanı
Biliyorsunuz;
Osmanlı'da ilk müze 1869 yılında Sultan Abdülmecid döneminde kuruldu.
Ancak gerçek anlamda müzecilik faaliyetleri 2. Abdülhamid döneminde başladı. Sultan 2. Abdülhamid'in tahta gelmesiyle birlikte Osman Hamdi Bey'e kurdurulan Müze-i Hümayun imparatorluğun ilk müzesi olarak tarihe geç
Evet benzine motorine zam geldiğinde birileri, durumu “Zam gelmiştir ama mini mini gelmiştir” şeklinde yorumlayabilmişti.
Tabii arabası olan mutlaka benzin istasyonuna uğrayacaktır.
Art arda gelen ve gelecek olan yiyecek, içecek, elektrik ve doğalgaz zamlarını artık yazmıyorum...
Dola
2021 herkes için zor bir yıl oldu.
Deyim yerindeyse hepimizin canına okudu.
Dövizdeki dalgalanma, ekonomik kırılganlıklar, sağlık anlamındaki sıkıntılar say say bitmez, örnekleri arttırmak mümkün…
Yıl bitirirken Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Alinur Aktaş’ın 2022’
Kestel Belediyesi’nin faaliyetlerine yönelik eleştirileri bir önceki yazımda dile getirmiştim.
Okumak isteyenler için “Kestel’de Acar’dan sonrası!” başlıklı yazımın link adresini veriyorum:
https://www.sozbursa.com/yazarlar/sibel-barutcu-6/kestel-de-acar-dan-sonrasi-3
Anlaşılan o ki Kestel’de Yener Acar sonrası belediye başkanlığına seçilen Önder Tanır, seçmeni hayal kırıklığı uğratmış durumda…
Basından izlediğimiz kadarıyla geçen iki yıllık sürede parklara yerleştirdiği oturma banklarının yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hibe ettiğ
Dilimize Fransızcadan geçen şarküteri (charcuterie) kelimesi artık ülkemizde işlenmiş et ve süt ürünleri satan birçok işyerinin isim tabelasında yaygın bir şekilde kullanılıyor.
Oldu bitti şarküteri dükkanlarını severim…
İçeri girer girmez eşsiz birçok lezzete ev sahipliği yapan Türk mutfağ
Efendim…
Türkiye’de siyasi gündem nedeniyle yerel yönetimlerin çok önemli çalışmaları, hiç gündeme gelmeden arada kaynayıp gidiyor…
Örnek mi istiyorsunuz?
Alın size basit bir örnek:
Malum son yıllarda küresel ısınma, gıda arzındaki sıkıntılar kendisini hissettirmeye başladı&h
Sakın yazımın başlığına bakıp da Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Alinur Aktaş’a ulaşamadığım için bir mektup kaleme aldığımı düşünmeyin…
Dijital yayıncılığın geliştiği bir süreçte Başkan Aktaş’ın iletişime verdiği önemi yakından biliyorum.
Dolayısıyla yazı başlığını geleneksel
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Olur mu? Olmalı!
Haber Güncellenme Tarihi: Yazının Güncellenme Tarihi: 18.05.2022 06:23
“İstersen olur… Yaptıysan yine yaparsın…” şeklinde başlayan cümleleri genelde arkadaşımızı, evladımızı, eşimizi motive etmek amacıyla kullanırız.
Peki bir şehir veya bir millet geçmişte başardığı, hatta dünyada ilk kez imza attığı bir işi, yeniden başarmak için topyekun bir irade ortaya koyamıyorsa ne yapmak gerek?
Örneğin kalite konusunda…
Tarih 1502… Yer Bursa…
Osmanlı Devleti’nin Sultanı II. Bayezid, ölçme ve standartlaşma başlığında dünyadaki ilk kanununu yayınlıyor.
Yani Kanunname-i İhtisabı Bursa Fermanı’nı…
Kanunun sadece yayınlanmakla kalmıyor, bütün bir ülkede her bölgenin özellikleri ve üretim çeşitlerine göre ciddiyetle uygulanıyor.
Sanayi mamulleri, hayvan ürünleri, orman ve deri ürünleri, tarım-tahıl ürünleri, mücevherat, her türlü sebze/meyve, tuz, ekmek, yumurta, et, süt, yoğurt, peynir, tekstil gibi o dönem için tüketilen ne varsa hepsine ayrı ayrı getirilen kalite standartlarına uyulup uyulmadığı da denetleniyor.
Denetimlerde ise ekmeğin ağırlığından pişirme şekline, meyve sebzenin olgunluğunun tarifinden fiyatlarına ve taşınma ücretlerine, tüm ürünlerin hammaddelerinin tarifinden üretileceği şekil ve boyutlarına kadar birçok standart dikkate alınıyor.
***
Gelelim bugüne…
Evet TSE gibi çok ciddi bir kuruluşumuz var.
Lakin tüketici ve üreticide kalite ve standart konusundaki bilinç ortada…
Kalite konusundaki boş vermişlik; geçmişinde dünyaya kalite dersi veren bu ülkenin kalkınma hedeflerine zarar veriyor…
Kaynaklarında israfa neden oluyor…
Milletin geleceğinden çalıyor…
Böylesine önemli bir başlıkla ilgili yoğun çaba harcayan, tüketiciyi ve üreticiyi bilinçlendirmeye çalışan bir sivil toplum kuruluşu var Bursa’da…
Israrla “yerli, kaliteli ve milli üretim” diyorlar…
Bu çağrıya sadece Bursa’nın değil bütün Türkiye’nin ses vermesini istiyorlar…
“Fasonculuk, tedarikçilik, taşeronculukla sanayi olmaz. Türk sanayisi, kurumsallaşmalı, markalaşmalı, kendi markası ile üretim yapmalı, nitelikli ve katma değeri yüksek ürünler üretmeli ve ihraç etmeli...” şeklinde haykırıyorlar…
Evet, tahmin ettiğiniz gibi kısa adı KALBİR olan Kalite Birliği Derneği’nden bahsediyorum…
***
Bundan 520 yıl önce kalitenin başkenti olan Bursa’nın yeniden bu unvanı taşımasını isteyen KALBİR Yönetimi büyük çabalar harcıyor.
“Kalite Ordusu” adını verdikleri eğitim programıyla bu alanda hem tüketiciyi hem de üreticiyi bilinçlendirmeye çalışıyorlar.
Mustafa Karaman’ın başkanlığındaki KALBİR Yönetimi, Sağıroğlu Et Lokantası’nda düzenledikleri basın toplantısında önce 14. Dönem Kalite Ordusu’nun tanıtımını yaptı, ardından Bursa isminin “Kalite Şehri Bursa” olarak “TBMM’de kabul edilmesi” çağrısını dillendirdiler.
Basının da büyük ilgi gösterdiği toplantıda KALBİR’in geçmiş dönem başkanı ki- kalite konusundaki emekleri takdire şayan- Prof. Dr. Erkan Işığıçok, KALBİR Onursal Başkanı Ferudun Baykara, Kayapa OSB Başkanı Yalçın Toy ve Emekli Vali Yardımcısı İsmail Demirhan da mevcut Başkan Mustafa Karaman ile birlikte kameraların karşısına geçti.
***
Konuşmasında öncelikle “Bizler temiz kalitenin temsilcisi olan TSE'den yana tarafız. TSE varken, yancıya, yalancıya, yabancıya gerek yoktur” vurgusu yaptı Mustafa Karaman…
Ardından “Biz temiz kalitecileriz. Peki, kirli kaliteci var mı?” diye sordu ve şöyle devam etti:
“Var, hem de kaliteyi öyle bir kirletiyor ki piyasayı kalite algısını kalite ordusunu pisleterek, her yıl ülkemizin 5 miyar dolar parasının yurt dışına gitmesine sağlıyorlar. Biz bu anlayışa dur demek için kurulan bir STK’yız. Bizler tüketici ve sanayiciye çağrı yapıyoruz. Kaliteyi tercih ederek ülkemizin kaynaklarının yurt dışına çıkmasını engelleyebilirsiniz. Kaliteli ürün üreterek ülkemizin gelişimine katkı sağlayabilirsiniz. TSE belgeli ürünleri tercih etmeliyiz…”
***
Bursa isminin “Kalite Şehri Bursa” olması çağrısına gelince…
Karaman, tam 42 gerekçeye dayandırarak başvurdukları Türk Patent Enstitüsü’ne Bursa’nın adını ‘Kalite Şehri Bursa’ olarak tescil ettirdiklerini söyledi…
Karaman, şimdi ise Atatürk’ün manevi başkenti Bursa’nın ismine, TBMM’den Kalite Şehri Bursa unvanının eklenmesini istediklerini açıkladı.
Ve bu hedef için gerek Bursa'da gerekse Ankara'da özellikle siyasilerin kapısını çalacaklarını duyurdu…
Peki olur mu?
Bence olmalı!
Yağız Arslan’ın cemiyeti!
02.06.2022 13:24Gelenekten geleceğe!
29.05.2022 01:38Eğitimde Naci Atış formülü!
16.05.2022 12:33Matbah-ı İnegöl Menüsü!
12.05.2022 19:17Karacabey ve 3T
03.04.2022 05:17Mudanya’nın bugünü!
31.03.2022 17:03İki Şehir Tek Yürek
26.03.2022 15:11Kadın, kültür ve Bintaş!
19.03.2022 14:08Alışveriş, Özhan ve iletişim!
05.02.2022 17:58Eğitim ve kahramanlık
01.02.2022 17:40Bursa manzaralı ‘Minty Doburca’ lezzetleri!
19.01.2022 21:23İnegöl’ün “Taban”ı sağlam!
11.01.2022 18:49Allah sonumuzu hayreylesin!
16.12.2021 05:17El ele vermek gerek!
12.12.2021 11:09Okur yazar refleksi
23.11.2021 04:46Kestel’de Acar’dan sonrası!
15.11.2021 04:43Ah keşke!
09.11.2021 01:12Kanar’la kana kana sevgi ve hizmet!
04.11.2021 06:22Başkan Aktaş’a mektup
28.10.2021 05:44