“Komple teorisi cümlesi psikolojik savaşın kullandığı var olan komployu örtmek, gizlemek için kullanılan önemli laftır.” Oktay Sinanoğlu
***
Amerika Birleşik Devletleri istihbarat örgütü CIA 1950 yılında Özgürlük Kongresi (CCF) adıyla paravan bir yapıyı faaliyete geçirdi. Bu yapı dört kıtada onlarca ülkede adeta gayri resmi kültür bakanlığı olarak faaliyet gösterdi.
Bu yapının ofisleri dünyanın dört bir yanında edebiyat, sanat ve düşünce hayatına yön verecek paneller, sergiler, konferanslar, konserler düzenleyip, kültür ve sanat ödülleri dağıtıp, kitaplar, dergiler bastırdı.
CIA, ABD adına devşirdiği, “Entelijansiyataburları” diye tanımlayacağımız bu etki ajanlarını kültürel savaşın en ön cephelerine sürdü.
CIA, hedef başkentlerde açtığı kültürel ofislerle sinema, medya ve akademi dünyası başta olmak üzere edebi ve sosyal hayata dair her tür kuram, akım ve hareketi yönlendirdi.
Daha sonra bu örgüt;
1991’de CIA'nın desteklediği finans spekülatörü George Soros tarafından kurulan Açık Toplum Vakıfları ile birleştirildi ve faaliyetlerini buradan sürdürmeye devam etti. (How the C.I.A. Tricked the World's Best Writers- Joel Whitney)
***
“Etki ajanları, kendi ülkesine ve toplumuna aidiyet duygusu zayıf, parasal ve siyasal güç için her türlü ilişkiye girme eğilimli, ulusal bilinci gelişmemiş, tercihan da etnik-dinsel (laik sistemde kendilerini ezilen kabul edilen sünni şeriatçılarla, sünniler karşısında kendilerini ezilen kabul eden aleviler ya da süryaniler, nasturiler, bahailer, yehova şahitleri, bahailer vd.) özürlü azınlık ırkçıları arasından seçilirler.” (Dr. Necip Hablemitoğlu)
Etki ajanlığı; sureti haktan görünüp aslında düşmanlara hizmet edenlerin yürüttüğü psikolojik algı operasyon çalışmaları ve kara propaganda faaliyetleridir.
“Etki ajanları” istihbarat örgütleri için ya da çok uluslu şirketler için çalışırlar!
Kazan kazan formülü içerisinde hareket ederler. Bu her iki tarafın da kazandığı bir yatırım planıdır.
Etki ajanı bir akademisyen, bürokrat, politikacı, hukukçu, gazeteci ya da sanatçı olarak parlatılıp, şişirilip, şöhret sahibi bir şahsa dönüştürülür ve etki alanı genişletilir.
Vakti zamanı gelince etki ajanı olan kişi bulunduğu konum ve statüsünü kullanarak toplumda kaos, provokasyon, ayaklanma vb. faaliyetlerini yönlendirebilmesi için yani devlet ve milletin karşı karşıya gelmesi için ya da istenmeyen hükümetin yıkılması için söz, fikir ve eylem içerisine girecektir.
Etki ajanları toplumun her kesiminden olabilir. Siyasetten sanat dünyasına, emniyetten ve askeri alandan hukuka ve medyadan akademisyenlere kadar her kesimde etki ajanları görev yaparlar.
Hepsi farklı görevi üstlenir ve istenilen algıyı oluşturup, kara propagandayı başarıyla yapmak için çalışırlar.
Farklı yaş, cinsiyet meslek, ideoloji, parti ve kültür yapılarından oluşur ve bir olay karşısında ortak tavır içerisine girerek toplumun her kesiminin propagandası yapılan konuda aynı görüşte buluştuğu algısını oluşturmaya uğraşırlar.
Asimetrik ve profesyonel çalışırlar.
Konuştukları on sözden dokuzu doğrudur. Birini de öyle yanlış ve zararlı konuşur ki diğer dokuzu doğru olduğu için millet etki ajanı olduğunu anlayamaz ama o yanlış muhakkak milli birlik ve beraberliği zedeleyici, milli menfaate zarar vericidir.
Partilerin, medyanın, sanat ve spor dünyasının içine yerleştirilmiş, bu kişiler kendilerini çok iyi gizlerler.
Toplumun çoğunluğu tarafından iyi ve dürüst bilinir ve hatta çok sevilirler.
Bu kişiler çok kritik bir zamanda öyle bir şey konuşur ya da bir davranış içerisine girer ki, bu durum milli hal ve duruma zarar verir.
Etki ajanlarının en önemli görevleri;
Milli atılımları ve faaliyetleri manipüle etmek, milli isimleri yıpratmak, milli operasyonlar hakkında şüphe oluşturmak, milli siyaset ve politika hamlelerini engelleyici faaliyet yapmaktır.
***
Bu satırları kaleme alırken;
Nedense birden aklıma eski komedyen Zelenski geldi.
Ve O’nun Ukrayna Cumhurbaşkanı olmasının normalliği(!) geldi aklıma…
Türkiye’de de sosyal problemler konusunda öncü roller üstlenen bazı sanatçıların duyarlılıkları(!) ve onların toplumun bazı kesimleri tarafından peygamber seviyesinde kabul görmeleri geldi aklıma…
Sonra seçimlerin yaklaştığı geldi aklıma !
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tugay Sait SEYHAN
Etki Ajanları
“Komple teorisi cümlesi psikolojik savaşın kullandığı var olan komployu örtmek, gizlemek için kullanılan önemli laftır.” Oktay Sinanoğlu
***
Amerika Birleşik Devletleri istihbarat örgütü CIA 1950 yılında Özgürlük Kongresi (CCF) adıyla paravan bir yapıyı faaliyete geçirdi. Bu yapı dört kıtada onlarca ülkede adeta gayri resmi kültür bakanlığı olarak faaliyet gösterdi.
Bu yapının ofisleri dünyanın dört bir yanında edebiyat, sanat ve düşünce hayatına yön verecek paneller, sergiler, konferanslar, konserler düzenleyip, kültür ve sanat ödülleri dağıtıp, kitaplar, dergiler bastırdı.
CIA, ABD adına devşirdiği, “Entelijansiya taburları” diye tanımlayacağımız bu etki ajanlarını kültürel savaşın en ön cephelerine sürdü.
CIA, hedef başkentlerde açtığı kültürel ofislerle sinema, medya ve akademi dünyası başta olmak üzere edebi ve sosyal hayata dair her tür kuram, akım ve hareketi yönlendirdi.
Daha sonra bu örgüt;
1991’de CIA'nın desteklediği finans spekülatörü George Soros tarafından kurulan Açık Toplum Vakıfları ile birleştirildi ve faaliyetlerini buradan sürdürmeye devam etti. (How the C.I.A. Tricked the World's Best Writers- Joel Whitney)
***
“Etki ajanları, kendi ülkesine ve toplumuna aidiyet duygusu zayıf, parasal ve siyasal güç için her türlü ilişkiye girme eğilimli, ulusal bilinci gelişmemiş, tercihan da etnik-dinsel (laik sistemde kendilerini ezilen kabul edilen sünni şeriatçılarla, sünniler karşısında kendilerini ezilen kabul eden aleviler ya da süryaniler, nasturiler, bahailer, yehova şahitleri, bahailer vd.) özürlü azınlık ırkçıları arasından seçilirler.” (Dr. Necip Hablemitoğlu)
Etki ajanlığı; sureti haktan görünüp aslında düşmanlara hizmet edenlerin yürüttüğü psikolojik algı operasyon çalışmaları ve kara propaganda faaliyetleridir.
“Etki ajanları” istihbarat örgütleri için ya da çok uluslu şirketler için çalışırlar!
Kazan kazan formülü içerisinde hareket ederler. Bu her iki tarafın da kazandığı bir yatırım planıdır.
Etki ajanı bir akademisyen, bürokrat, politikacı, hukukçu, gazeteci ya da sanatçı olarak parlatılıp, şişirilip, şöhret sahibi bir şahsa dönüştürülür ve etki alanı genişletilir.
Vakti zamanı gelince etki ajanı olan kişi bulunduğu konum ve statüsünü kullanarak toplumda kaos, provokasyon, ayaklanma vb. faaliyetlerini yönlendirebilmesi için yani devlet ve milletin karşı karşıya gelmesi için ya da istenmeyen hükümetin yıkılması için söz, fikir ve eylem içerisine girecektir.
Etki ajanları toplumun her kesiminden olabilir. Siyasetten sanat dünyasına, emniyetten ve askeri alandan hukuka ve medyadan akademisyenlere kadar her kesimde etki ajanları görev yaparlar.
Hepsi farklı görevi üstlenir ve istenilen algıyı oluşturup, kara propagandayı başarıyla yapmak için çalışırlar.
Farklı yaş, cinsiyet meslek, ideoloji, parti ve kültür yapılarından oluşur ve bir olay karşısında ortak tavır içerisine girerek toplumun her kesiminin propagandası yapılan konuda aynı görüşte buluştuğu algısını oluşturmaya uğraşırlar.
Asimetrik ve profesyonel çalışırlar.
Konuştukları on sözden dokuzu doğrudur. Birini de öyle yanlış ve zararlı konuşur ki diğer dokuzu doğru olduğu için millet etki ajanı olduğunu anlayamaz ama o yanlış muhakkak milli birlik ve beraberliği zedeleyici, milli menfaate zarar vericidir.
Partilerin, medyanın, sanat ve spor dünyasının içine yerleştirilmiş, bu kişiler kendilerini çok iyi gizlerler.
Toplumun çoğunluğu tarafından iyi ve dürüst bilinir ve hatta çok sevilirler.
Bu kişiler çok kritik bir zamanda öyle bir şey konuşur ya da bir davranış içerisine girer ki, bu durum milli hal ve duruma zarar verir.
Etki ajanlarının en önemli görevleri;
Milli atılımları ve faaliyetleri manipüle etmek, milli isimleri yıpratmak, milli operasyonlar hakkında şüphe oluşturmak, milli siyaset ve politika hamlelerini engelleyici faaliyet yapmaktır.
***
Bu satırları kaleme alırken;
Nedense birden aklıma eski komedyen Zelenski geldi.
Ve O’nun Ukrayna Cumhurbaşkanı olmasının normalliği(!) geldi aklıma…
Türkiye’de de sosyal problemler konusunda öncü roller üstlenen bazı sanatçıların duyarlılıkları(!) ve onların toplumun bazı kesimleri tarafından peygamber seviyesinde kabul görmeleri geldi aklıma…
Sonra seçimlerin yaklaştığı geldi aklıma !