Bursa’da turizm konusunda tartışmaları, konuşmaları dinledikten, gazetede yazılanları okuduktan sonra aklıma bu soru geldi.
Cami, türbe, çarşı dışında alternatif oluşturulmuyor ki… Pideli Köfte ve İskender Kebap, Cantık var… Başka?
Bursa’nın simgesi diyebileceğimiz bir apartman ve pasaj inşa edildi mi?
Bursa doğumlu, uluslararası düzeyde tanınan yazar yok. (Müzisyen, ressam, heykeltraş, fotoğraf sanatçısını da ekleyebiliriz)
Cezaevi (Nâzım Hikmet), sürgün (Aziz Nesin), gezi (Ahmet Tanpınar Tanpınar), öğretmen (Reşat Nuri Güntekin) olduğu için gelenler, yazdıkları ile bu şehirde doğmuş yazarlardan daha çok hizmet ettiler. Turist, dört yazarın izlerini görmek için Bursa’ya gelse, ne ile karşılaşacak?
Murat Daltaban, Türk tiyatrosunun önde gelen yönetmenlerindendir. 2021 yılında, Nilüfer Kent Tiyatrosu’na sanat yönetmeni oldu. Ormandaki Kulübe gibi önemi gelecekte anlaşılacak bir mekânın fikir babasıdır. George Orwell’in 1984 eserini çağdaş rejiyle (postdramatik) yönetti. O kadar büyük yankı uyandırdı ki, bütün oyunlar kapalı gişe oynandı. Yetmedi, Afife Jale Ödülü kazandı. Sonuç? Yeni belediye yönetimi, yanlış bir kararla onunla çalışmak istemedi. Tartışmaların ardından, Murat Daltaban tiyatrodan ayrıldı. Sonrasında oyunumu sahnelemeye devam etmek istiyorsanız, yönetmen ücretini ödemelisiniz, diyerek belediyeye başvurdu. Belediye yönetimi, ücretini ödeyerek oyuna devam etmek yerine, oyunu repertuardan kaldırdı.
Turist, Bursa’ya gelse, akşamları nasıl vakit geçirecek? Görükle, Odunluk ve FSM’deki eğlence merkezlerine mi gidin diyeceğiz?
Mevzu daha bitmedi. Murat Daltaban, önümüzdeki sezon, Edinburg / İskoçya’da, Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı romanını tiyatroda sahneleyecek. İskoçyalılar, Nobel kazanan tek Türk yazar Orhan Pamuk’un romanı, ödüllü Türk yönetmen ve oyuncu Murat Daltaban tarafından yönetildi. Sakın kaçırmayın, diyerek reklam yapacak, hem vatandaşlarına, turistlere, turnelerle oyunu pazarlayacak, gelir elde edecek.
İyi bir tanıtım olsaydı, turist gündüzleri şehri gezer, Perşembe akşamı Senfoni Orkestrası konserine gider, Cuma, Cumartesi akşamları ise 1984’ü seyredebilirdi.
Bursa’daki kütüphanelerin durumu iyi değil. Mimarileri özgün değil. Kitap kaynakları şehir için yetersiz. Atatürk Bursa İl Halk Kütüphanesi, Setbaşı Şehir Kütüphanesi, Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi, Nilüfer Şiir Kütüphanesi, Uludağ Üniversitesi de aynı durumda. Turist buralara gidip neyi görecek? New York Halk Kütüphanesi mimari yapısı, kaynakları ile dünya çapında bir mekân. Neden, böyle bir kütüphanemiz yok? Eski Atatürk Stadı’nın olduğu yer veya yeni yapılan Osmangazi Meydanı, hayalleri olan belediye başkanları için birebirdi.
Büyükşehir Belediyesi’nin projeleri arasında Opera ve Bale binası var. Son zamanlarda, bu dönem yapılacak, sözünü duymaya başladım. Ulaşıma yüzde yüz zam yaptıktan sonra lütfen, böyle bir işe girişmeyin. “Ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider gezmeye” atasözünü haklı çıkaracaksınız. Büyükşehir belediyesinin elinde, Merinos’ta iki büyük salon var. Ekim-Mayıs ayları arasında dahi tam kapasiteli kullanılamıyor. Bursa’nın merkezinin salon ihtiyacı yok. Son bir buçuk yılda tek yapılan, AKKM Kültür Merkezi adının, AKM Merinos Yerleşkesi olarak değiştirmek oldu.
Turistleri yönlendirebileceğimiz Bursa Kitabevi yok. Büyükşehir belediyesinin ve diğer ilçe belediyelerinin kitap yayını politikası, bizim arkadaşlar kitap yazmış, basalım, küpler dolsun mantığı ile hareket edildiği için turistlere tavsiye edeceğimiz, Bursa ile ilgili Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, İspanyolca kitaplar yok. Köylüye köyünü, taşralıya şehrini anlatmaktan ne zaman vazgeçeceğiz?
Dünyaca ünlü sanatçı Fazıl Say’a “İznik Türküsü” adıyla beste yaptırıldı. Ne kadar ücret ödendiği konusunu hâlâ bilmiyoruz (5 milyon mu, 7 milyon mu?). Gerek var mıydı? İznik Türküsü Yarışması açılır. Jüri en iyilerini seçer. Bursa Senfoni Orkestrası seslendirir. Böylece elimizde bir eser değil, birçok eser olurdu. Sayın Fazıl Say, belediyeden para almadan da aynı eseri besteleyebilirdi. Büyükşehir Belediyesi’nin Orkestrası veya Bursa Senfoni Orkestrası seslendirir, telifini öderdi. Belediyenin kısıtlı imkânları daha doğru değerlendirilebilirdi. Türkçe, İngilizce hazırlanacak İznik Ansiklopedisi gibi. Bursa için kalıcı bir eser ortaya çıkardı.
Hiç merak ettiniz mi? Bursa’da neden Resim ve Heykel Müzesi yok? Milletvekilleri, belediyelerin yöneticileri bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı’na neden baskı kurmuyor, lobi yapmıyor? Cevabı basit, düğün, dernek gezmekten, partinin iç işlerinden vakitleri kalmıyor. Opera ve baleyi bilen kaç milletvekili, belediye yöneticisi var, o ayrı.
Düşünüyorum, turist olsam Bursa’ya neden bir geceden fazla kalayım? Aklıma gelen ilk cevap Tirilye ve Gölyazı. Büyükşehir belediyesinin başlattığı Mudanya, Gemlik, Tirilye, Kumla arasındaki seferler alternatif olabilir. Sonra rotayı Balıkesir, oradan da İzmir’e, Antalya’ya kırarım. Çünkü oralarda müzik festivali, tiyatro festivali, sinema festivali yapılıyor.
Bu kadar yokluğun içinde hâlâ turist geldiği için sevinmeliyiz. Buna da şükür!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uğur Ozan Özen
Bursa’ya Turist Neden Gelsin?
Bursa’da turizm konusunda tartışmaları, konuşmaları dinledikten, gazetede yazılanları okuduktan sonra aklıma bu soru geldi.
Cami, türbe, çarşı dışında alternatif oluşturulmuyor ki… Pideli Köfte ve İskender Kebap, Cantık var… Başka?
Bursa’nın simgesi diyebileceğimiz bir apartman ve pasaj inşa edildi mi?
Bursa doğumlu, uluslararası düzeyde tanınan yazar yok. (Müzisyen, ressam, heykeltraş, fotoğraf sanatçısını da ekleyebiliriz)
Cezaevi (Nâzım Hikmet), sürgün (Aziz Nesin), gezi (Ahmet Tanpınar Tanpınar), öğretmen (Reşat Nuri Güntekin) olduğu için gelenler, yazdıkları ile bu şehirde doğmuş yazarlardan daha çok hizmet ettiler. Turist, dört yazarın izlerini görmek için Bursa’ya gelse, ne ile karşılaşacak?
Murat Daltaban, Türk tiyatrosunun önde gelen yönetmenlerindendir. 2021 yılında, Nilüfer Kent Tiyatrosu’na sanat yönetmeni oldu. Ormandaki Kulübe gibi önemi gelecekte anlaşılacak bir mekânın fikir babasıdır. George Orwell’in 1984 eserini çağdaş rejiyle (postdramatik) yönetti. O kadar büyük yankı uyandırdı ki, bütün oyunlar kapalı gişe oynandı. Yetmedi, Afife Jale Ödülü kazandı. Sonuç? Yeni belediye yönetimi, yanlış bir kararla onunla çalışmak istemedi. Tartışmaların ardından, Murat Daltaban tiyatrodan ayrıldı. Sonrasında oyunumu sahnelemeye devam etmek istiyorsanız, yönetmen ücretini ödemelisiniz, diyerek belediyeye başvurdu. Belediye yönetimi, ücretini ödeyerek oyuna devam etmek yerine, oyunu repertuardan kaldırdı.
Turist, Bursa’ya gelse, akşamları nasıl vakit geçirecek? Görükle, Odunluk ve FSM’deki eğlence merkezlerine mi gidin diyeceğiz?
Mevzu daha bitmedi. Murat Daltaban, önümüzdeki sezon, Edinburg / İskoçya’da, Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı romanını tiyatroda sahneleyecek. İskoçyalılar, Nobel kazanan tek Türk yazar Orhan Pamuk’un romanı, ödüllü Türk yönetmen ve oyuncu Murat Daltaban tarafından yönetildi. Sakın kaçırmayın, diyerek reklam yapacak, hem vatandaşlarına, turistlere, turnelerle oyunu pazarlayacak, gelir elde edecek.
İyi bir tanıtım olsaydı, turist gündüzleri şehri gezer, Perşembe akşamı Senfoni Orkestrası konserine gider, Cuma, Cumartesi akşamları ise 1984’ü seyredebilirdi.
Bursa’daki kütüphanelerin durumu iyi değil. Mimarileri özgün değil. Kitap kaynakları şehir için yetersiz. Atatürk Bursa İl Halk Kütüphanesi, Setbaşı Şehir Kütüphanesi, Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi, Nilüfer Şiir Kütüphanesi, Uludağ Üniversitesi de aynı durumda. Turist buralara gidip neyi görecek? New York Halk Kütüphanesi mimari yapısı, kaynakları ile dünya çapında bir mekân. Neden, böyle bir kütüphanemiz yok? Eski Atatürk Stadı’nın olduğu yer veya yeni yapılan Osmangazi Meydanı, hayalleri olan belediye başkanları için birebirdi.
Büyükşehir Belediyesi’nin projeleri arasında Opera ve Bale binası var. Son zamanlarda, bu dönem yapılacak, sözünü duymaya başladım. Ulaşıma yüzde yüz zam yaptıktan sonra lütfen, böyle bir işe girişmeyin. “Ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider gezmeye” atasözünü haklı çıkaracaksınız. Büyükşehir belediyesinin elinde, Merinos’ta iki büyük salon var. Ekim-Mayıs ayları arasında dahi tam kapasiteli kullanılamıyor. Bursa’nın merkezinin salon ihtiyacı yok. Son bir buçuk yılda tek yapılan, AKKM Kültür Merkezi adının, AKM Merinos Yerleşkesi olarak değiştirmek oldu.
Turistleri yönlendirebileceğimiz Bursa Kitabevi yok. Büyükşehir belediyesinin ve diğer ilçe belediyelerinin kitap yayını politikası, bizim arkadaşlar kitap yazmış, basalım, küpler dolsun mantığı ile hareket edildiği için turistlere tavsiye edeceğimiz, Bursa ile ilgili Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, İspanyolca kitaplar yok. Köylüye köyünü, taşralıya şehrini anlatmaktan ne zaman vazgeçeceğiz?
Dünyaca ünlü sanatçı Fazıl Say’a “İznik Türküsü” adıyla beste yaptırıldı. Ne kadar ücret ödendiği konusunu hâlâ bilmiyoruz (5 milyon mu, 7 milyon mu?). Gerek var mıydı? İznik Türküsü Yarışması açılır. Jüri en iyilerini seçer. Bursa Senfoni Orkestrası seslendirir. Böylece elimizde bir eser değil, birçok eser olurdu. Sayın Fazıl Say, belediyeden para almadan da aynı eseri besteleyebilirdi. Büyükşehir Belediyesi’nin Orkestrası veya Bursa Senfoni Orkestrası seslendirir, telifini öderdi. Belediyenin kısıtlı imkânları daha doğru değerlendirilebilirdi. Türkçe, İngilizce hazırlanacak İznik Ansiklopedisi gibi. Bursa için kalıcı bir eser ortaya çıkardı.
Hiç merak ettiniz mi? Bursa’da neden Resim ve Heykel Müzesi yok? Milletvekilleri, belediyelerin yöneticileri bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı’na neden baskı kurmuyor, lobi yapmıyor? Cevabı basit, düğün, dernek gezmekten, partinin iç işlerinden vakitleri kalmıyor. Opera ve baleyi bilen kaç milletvekili, belediye yöneticisi var, o ayrı.
Düşünüyorum, turist olsam Bursa’ya neden bir geceden fazla kalayım? Aklıma gelen ilk cevap Tirilye ve Gölyazı. Büyükşehir belediyesinin başlattığı Mudanya, Gemlik, Tirilye, Kumla arasındaki seferler alternatif olabilir. Sonra rotayı Balıkesir, oradan da İzmir’e, Antalya’ya kırarım. Çünkü oralarda müzik festivali, tiyatro festivali, sinema festivali yapılıyor.
Bu kadar yokluğun içinde hâlâ turist geldiği için sevinmeliyiz. Buna da şükür!