SON DAKİKA
Hava Durumu

Yıldırım'ın kaderi ne zaman değişecek?

Yazının Giriş Tarihi: 26.12.2025 14:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.12.2025 14:19

Yıldırım, arazi olarak Bursa’nın en küçük ilçesidir. Nüfus olarak ise Osmangazi’den sonra ikinci sıradadır. Kestel, Gürsu ile Osmangazi’nin arasına sıkışmış, tarihi kimliğinin yanında modern şehir kimliğini oluşturamamıştır. İlçenin nüfusu küçük bir Türkiye’dir.

1960-90 arasında ilçedeki köyler ve köylerin arazileri o kadar hızlı şehrin parçası oldu ki, ne doğru düzgün plan yapılabildi ne de alt yapı problemleri çözülebildi. Sorunlar 2000’li yıllara taşındı. Her belediye başkanı ilçeyi yeniden planlamak ile uğraştı, uğraşıyor. Her seçimden sonra planlar yeniden değişiyor, memleket dernekleri belediye yönetimlerinin yakasından hiç düşmüyor. İlçenin geleceğinin hangi yöne (sanayi, turizm, sanat) doğru olacağına hâlâ karar verilebilmiş değil. Turizm denildiğinde birkaç destinasyondan öteye gidilemiyor. Sanayi desen, zenginlik üretecek güçte değil. Zenginleşenleri ilçede tutacak sosyal alan yetersiz. Elde, ilçeyi gelişmesini sağlayacak tek seçenek, sanat var. O da, yeterli düzeyde kullanılamıyor.

1996 yılına gelindiğinde ilçenin kaderini değiştirecek bir adım atıldı. Dönemin ANAP’lı belediye başkanı, Ertuğrulgazi Mahallesine tiyatro salonu planladı. İki yıl sonra, 200 kişilik olarak açılan tiyatroya Berna Yılmaz Çocuk Tiyatrosu adı verildi.

Burası bünyesinde başka birimi barındırmayan, kapısı sokağa açılan şehirdeki tek tiyatro binasıydı. 1999 seçimlerinde başkan değişince adı, Adile Naşit Çocuk Tiyatrosu olarak değiştirildi. Açıkçası Bursa’da tiyatroya emek veren birinin adı verilebilirdi. Âli Cengiz Çelenk Tiyatrosu, Yalın Tolga Tiyatrosu gibi. İsimden daha önemli problemimiz ise, belediyenin el değiştirdiği 2004’ten beri tiyatronun ne dışında ne içinde (kulis, salon, ışık ve ses odası gibi) bakım, onarım yapılmaması. Tiyatro salonu mahalle arasında olduğu için gözden çıkarılmış gibi.

Yıldırım Belediyesi Şehir Tiyatrosu 2001 yılında kuruldu. İlçedeki tek tiyatro binası, tiyatronun ana sahnesi olarak kullanılmaya başladı. 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde sadece başkan değil, ilçenin kaderi değişmişti. Şehir tiyatrosunun kapatılması için çaba başladı. Bir yıl sonra emellerine ulaştılar. Geriye “T. C. Yıldırım Belediyesi Şehir Tiyatrosu Adile Naşit Sahnesi” yazısı kaldı.

Peki, iyi mi oldu? Bursa’nın yoksul bölgesinde Perşembe, Cuma, Cumartesi günleri oyun sahneleniyordu. Çocukluğunda, gençliğinde oyun seyredememiş halk, gişede sıraya girerek bilet alıyordu. Oyunlar saatinde başlıyordu. Şehir Tiyatrosu kapandıktan sonra burada pazar günleri ücretsiz oyun sahnelendi, hâlâ da devam ediyor. Sanat yönetmeni olmayınca, kalite geri plana atıldı. Şehir Tiyatrosu, 2026 yılında 25. yılına ulaşacak, belki de haftada altı gün oyun sahneleyecekti. 25. yılını kutlayacaktık. Büyük bir fırsat kaçtı.

Barış Manço Kültür Merkezi, 2005 yılında açıldı. ANAP’lı belediye başkanı temelini atmış, DSP’li inşa etmiş, AK Partili ise açmıştı. O yıllarda, Güney Marmara bölgesinde bu kadar büyük bir kültür merkezi yoktu. Bursa’da kültür sanata emek veren tiyatrocu, sinemacı, müzisyen vb. birinin adı verilebilirdi. Tiyatro salonu yeterince kullanılamadı. “Tiyatro salonu” dediğime bakmayın, aslında konferans salonu. İstense gerçek anlamda, tiyatro salonu haline getirilebilir. Üst katlardaki odalar ise kültür müdürlüğünün kullanımındaydı. Ortadaki boş alana Yunus Emre Kütüphanesi açıldı. Dünya klâsiklerinin ucuz baskı çevirilerini rafta görünce umudum kırılmıştı. Birkaç yıl önce, kültür müdürlüğü taşınınca, burası Mimar Sinan Kütüphanesi olarak ortaokul ve lise öğrencilerinin ders çalışabileceği bir alan olarak yeniden düzenlendi.

Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 2007 yılında Mudanya’da açıldı. Fakülte binası, güzel sanatlar eğitimine uygun değil. Agâh Bursalı’nın huzurevi olarak yapımına başladığı daha sonra kız öğrenci yurduna çevirdiği bina kullanılmaktadır. İlçedeki Uğur Mumcu Kültür Merkezi kültür sanat faaliyetleri için yetersizdir. Sahne Sanatları Bölümü öğrencileri Mudanya’da, Resim ve Geleneksel Türk Sanatları Bölümü ve Geleneksel Türk Sanatları Bölümü öğrencileri Görükle kampüsünde eğitim yapıyor. O yıllarda, Yıldırım Belediyesi yönetimi devreye girip, Güzel Sanatlar Fakültesi için yer bulabilir, sponsorlar ve kendi kaynaklarıyla fakülte binası inşa edebilirdi. Barış Manço Kültür Merkezi ve Adile Naşit Tiyatrosu ile birlikte yeni bir Yıldırım ortaya çıkabilirdi. Girişimde dahi bulanamadı. Belediye yönetimi kaderine razı oldu.

Hayal etmeye devam edelim. Barış Manço Kültür Merkezi’nde sinema salonu var. Burada Fransız, Alman, Rus, Çin, Kazakistan, Özbekistan, İspanya, İtalyan gibi dünya sinemasına ait filmler her ay periyotlar halinde sinema haftası adıyla gösterilebilirdi. Dönemler halinde Türk Sineması etkinlikleri yapılabilirdi. İlçedeki öğrenciler için bulunmaz fırsat. Belediye yönetimi bu işi çok kolay organize edebilirdi. Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivalinde dahi burası kullanılamadı. Belediyenin ekonomik imkânları bu işler için harcanmalı.

2014 yılında belediye başkanı değişti. AK Partili yeni belediye başkanı, şehrin tarihsel kimliğinin yanına kültür sanatı eklemeye karar vermişti. İlk adım yeniden Şehir Tiyatrosu kurulması oldu. Amatörlerin ön planda olmasının yanı sıra sanatın önüne muhafazakâr kimliğin konulması tiyatronun başarılı olmasını engelledi. İstanbul’dan özel tiyatrolarla anlaşılarak her ay oyun getirildi. Bilet satılmayıp, oyunların ücretsiz olması, salon kapasitesinin üzerinde seyirci alınması, belediye ve parti yönetimindeki kişilere fazladan yer ayrılması, ailelerin yaş sınırı olmadan çocuklarıyla tiyatroya gelmesi, tiyatro seyretme kültürünün oluşmasını engelledi. Şehir tiyatrosunun nasıl bir işlevi olduğunu o günlerde daha iyi anlamıştım. Daha acısını söyleyeyim. Tiyatro salonunun A sırasındaki koltuklar söküldü. Etkinlikler zamanı oraya sehpa, üstüne su konulmaya başladı. 2019’da belediye başkanı değişince koltuklar yenilendi. Günümüzde koyu punto ile yazdığım her şey aynı şekilde Barış Manço Kültür Merkezi’nde ve Adile Naşit Tiyatrosu’nda devam ediyor. Aslında çözüm çok basit. İnternetten bilet satılan bir site ile anlaşılarak biletler ücretsiz veya ücretli olarak oradan satılacak. Belediye ve parti çalışanlara çok az yer ayrılacak. Onların dahi bilet ile yer seyretmesi sağlanacak. Oyunlarda muhafazakar olmak değil, anlatılan hikâye ve özgünlük ön planda olacak. Salonun hiçbir yerine sehpa konulmayacak. Su içmek isteyen bir zahmet oyun arasında fuayede içecek. Oyunlara yaş sınırı konularak, ilan edilecek.

Bir ara, 2014’ten sonra Molla Yegân Medresesi’nin yakınındaki binaların kamulaştırılmasının sonucunda Molla Yegân Kültür Merkezi’nin açılması planlanmıştı. İçinde bin kişilik tiyatro salonu olacaktı. Belediyenin bütçesi bu projenin yapımına yetmeyince hayal olarak kaldı. 2019’dan sonra Tapu Kadastro Müdürlüğü binasının yan tarafındaki boşluğa Duaçınarı Kültür Merkezi hayal edildi, ancak sonuç çıkmadı.

Eskiden Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nün olduğu binanın üst katı Mümine Şeremet Uyumayan Kütüphanesi’ne dönüştürüldü. Barış Manço Kültür Merkezi’nin üst katındaki bürolar, Mimar Sinan Kütüphanesi’ne dönüştürüldü. Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi’nde konferanslar, eğitimler düzenleniyor. Burasının kütüphanesi hem küçük hem de kitap kaynağı olarak yeterli değil. Dr. Sadık Ahmet Gençlik Merkezi’ndeki kütüphanede aynı durumdadır. 50 bine yakın kitap ve süreli yayın yeterli gelmiyordur umarım. Hedefi, ortaokul ve lise öğrencileri olarak değil üniversite öğrencilerine yeterli bir kütüphane olarak koymalıyız. Bursa Teknik Üniversitesi’nin kütüphanesinde 25 bin civarı kitap, dergi vardır. Elektronik kaynakları dahil etmiyorum. Kağıt medeniyeti olabilmek için önceliği basılı yayına vermeliyiz. Yıldırım ilçesinde yaşayan gençler kütüphanelere gidip ödünç kitap almak isteseler, büyük kısmının eli boş dönecek. Çok şükür, ilçede gençlerin böyle bir derdi yok! İlçe nüfusunun 700 bin olduğunu düşündüğümüzde 10 kişiye bir kitabın düştüğünü yazmak üzüntü vericidir. İlçenin önemli bir eksikliği ise, kent kültürünü geliştirecek kütüphanesinin, araştırma merkezinin yokluğudur. Bu satırların yazarı, Yıldırım’da doğdu, büyüdü, hâlâ aynı ilçede yaşıyor. Ak Parti’den öncesini de sonrasını da çok iyi biliyor.

Yıldırım’ın kaderi ne zaman değişecek bilmiyorum, ancak yapılması gereken çok iş var.

Özgün, ulusal çapta sergi açabilecek sanat galerisi yok. Eskiden, Barış Manço Kültür Merkezi’nin fuayesine resim sehpaları konularak sergiler açılıyordu. Aynı uygulama devam ediyor. 21 yıldır aynı partinin yönettiği ilçede sanat galerisinin olmamasının nasıl açıklanabileceğini merak ediyorum? Yönetime yeni geldik denilse olmaz. Böyle bir derdimiz yok denilse yine olmaz. Sonuç ne mi oluyor? Sadece tiyatro oyunu için değil, sergi gezmek için dahi merkeze ve Nilüfer’e gitmeye mecburum.

Halimiz böyleyken böyle.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.