Yabancı STK/Vakıfların, milli birliği bozucu faaliyetlerde bulunduğu ve 4 tanesinin faaliyetinin sonlandırıldığı 2017’de Başbakan yardımcısı tarafından, yine bunların emperyalizmin yeni savaş taktiklerinin uzantısı olduğu ise 27 Ocak 2021’de Cumhurbaşkanı tarafından ifade edildi.
Yani bu yapıların hedef ülkenin iç bünyesini ele geçirme amacı yönünde, algıları gerçeğin önüne koyarak, milli ve manevi değerleri etkisizleştirip kitle kontrolünü sağlamaya çalıştıkları ve de emperyalizme karşı mücadelede duyarsızlaştırma çalışmaları yaptıkları en yetkililer tarafından açıklandı.
Şimdi bu açıklamalardan sonra devletin doğal olarak dikkatli ve hassas davranması beklenir.
Ama öyle olmuyor işte!
NATO tartışmalarındaki akılda kalıcı cümlelerden biri ‘’Müslüman, aynı delikten iki defa ısırılmaz’’ idi ama yabancı STK/Vakıf konusunda Müslüman defalarca ısırılıyor.
Örnek mi?
Belli başlılarını sıralayayım;
İngiltere’nin, Gaziantep, Hatay, İstanbul, Şanlıurfa merkezli, ‘Save the children International’, Kagk’ı (*) ,2021’de 2 yıl,
Daha süresi uzatılan birçok Batılı devletin Kagk’ları mevcut.
Ayrıca İngiltere ve ABD’nin, Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Kilis merkezli olmak üzere durmaksızın faaliyet gösteren derneklerinin temsilcilikleri var.
Dikkat edilirse hepsinin faaliyet alanı, göç yolları ve sığınmacılar ile etnik/mezhepsel hassasiyetlerin olduğu bölgeler.
Tesadüfe bakın ki(!) bu bölgeler, ülkemizin yumuşak karnının olduğu yerler. Adamlar gözümüze baka baka parçalanmanın ekimini yapıyorlar.
Bizse, aslında ahlaki/siyasi olarak bağlayıcı olması gereken tespit ve açıklamalardan sonra süre uzatımı yaparak söylemde coşkulu hamaset, arka plan da ise tam tersi uygulamalarla ısırılmanın katmerlisini yaşıyoruz, bu kafayla daha çok yaşayacağız da.
***
Bunlar kendilerini, NGO -Non Governmental Organisation- yani STK -Sivil Toplum Kuruluşları- olarak, bütün hükümetlerden bağımsız organizasyonlar olarak tanımlar.
Yani hükümetlerle ilişkili olmayan ve bağımsız.
En çok kullandıkları kavramlar, bağımsız, özgür ve tarafsız sözcükleridir.
Hâlbuki istisnasız hepsi, ABD ve AB hükümetlerinden destek almakta, fonlanmakta ve doğal olarak hepsi, devletlerinin istihbarat kurumlarıyla iç içe faaliyetlerini gerçekleştirmekte…
Mesela ABD merkezli CHREST Vakfı’nın Türkiye’deki birçok medya kuruluşuna yüzbinlerce dolar aktardığı bilinmektedir.
Veya ‘bianet’ adlı haber sitesinin -ki projeyi yürüten IPS İletişim Vakfının Genel Sekreteri de meşhur Ertuğrul Kürkçü’dür (nereden nereye!)- 2001-2010 yılları arasında yabancı ülkelerin büyükelçilikleri -ülkelerinin istihbarat merkezleri- ve vakıflarından 2,5 milyon Euro’dan fazla destek aldığı ortaya çıkmıştır.
Bunlar NGO değil, GO yani resmen hükümet kuruluşları ve uzantılarıdır.
Peki, neyin karşılığı bu paralar?
Bağımsızlık buysa, bağımlılık kim bilir nasıl olurdu?
Hulasa isimleri ifade özgürlüğü/ insani yardım/ticaret/eğitimi ifade etse de hepsi aslında maskeli birer CIA, MI6, BND, MOSSAD, DGSE, SISMI şubesidir.
Amaçları barış/insanlık adına gittiklerini söyledikleri ülkelerin sosyolojik, kültürel, topografik özelliklerini, kullanılmaya açık zayıf noktalarını ülkelerine raporlamak, halkını etnik ve dini parçalara bölerek zayıflatmak ve de karşı çıkanları susturmaktır.
Bu arada STK’lara ilave olarak ülkemizdeki yabancı okulların misyonları için, Robert Kolej örneği yeter. Zamanın kolej müdürü gittiği ABD’de yetkililere, okulun, Türkiye’nin gelişimini Amerikan çıkarlarını koruyacak şekilde gerçekleştirmesini mümkün kılacak eğitimli bireyler yetiştirdiğini aktarması, devşirme sarmalını anlamaya yeter.
Özet olarak bu ülke, yabancı istihbarat kurumlarının uzantısı STK, Vakıflar, okul/kolejler ve yerli işbirlikçileriyle adeta örümcek ağı gibi sarılmış ve sarılmaya devam etmektedir.
(*) Kagk: Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar
Not: Ülkemizin bekasını tehdit eden yabancı STK/Vakıfların kaynakları, bağlantıları ve gerçek yüzleri ile ilgili yazılara devam edeceğim.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Halimiz nicedir?
06.11.2021 01:39
Yayına başladığı ilk gün olan 29 Ekim’in anlamı ile duruşu ve sorumluluğunun ne olduğunu ilan eden SözBursa’nın bu ilkesel çerçevesinde düşüncelerimi paylaşma fırsatı bulmak onur verici.
Türkiye’nin en iyi yerel tarih ve kültür dergisi Şehrengiz için hazırladığım söyleşiler ve Yen
Hala, acaba üzerlerinden nasıl siyasi çıkar/fayda devşirilir ve devam ettirilir oportünist (fırsatçı) anlayışı ile Cumhuriyet ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk tartışılıyor, tartıştırılıyor.
Özellikle 1946 sonrası çaktırmadan yapılan, son 20 yılda ise her milli ve önemli günde yazılı, görsel ve sosyal
Çok ilginç değil mi?
Büyük Selçuklu Devleti devam ederken, Anadolu Selçuklu devletini kuran Süleyman Şah’a övgü,
Anadolu Selçuklu Devleti, Moğol müdahalesi sonucu yıkıldığında, yıkılan devletin temellerinden yeni ve diri bir Türk devletini kuran, Selçuklu uç beyi Osman Bey’e övgü,
Ama
Anadolu’da bilinen bir atasözüdür:
‘’Ay var yılı besler, yıl var günü beslemez’’
Tam da ülkemiz de yaşananlara uygun. Bırakın son 40 ya da 20 yılı sadece son bir aya, bir haftaya, bir güne bakmak bile, yılların günü beslemediği resmini veriyor.
Ya da tersi.
Netic
Ülke olarak yaşadıklarımız, Temel’in mezar taşındaki yazıyı hatırlatıyor;
‘’İyisin dediniz, iyisin dediniz, peçi bu ne?’’
Yani, ‘’iyi demekle, çok iyiyiz demekle iyi olunmuyor, olunamıyor’’ ve korkunun da ecele faydası olmuyor.
Her açıdan du
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ümit CAN
CIA, MI6, BND Şubeleri: Yabancı STK/vakıflar!
Yabancı STK/Vakıfların, milli birliği bozucu faaliyetlerde bulunduğu ve 4 tanesinin faaliyetinin sonlandırıldığı 2017’de Başbakan yardımcısı tarafından, yine bunların emperyalizmin yeni savaş taktiklerinin uzantısı olduğu ise 27 Ocak 2021’de Cumhurbaşkanı tarafından ifade edildi.
Yani bu yapıların hedef ülkenin iç bünyesini ele geçirme amacı yönünde, algıları gerçeğin önüne koyarak, milli ve manevi değerleri etkisizleştirip kitle kontrolünü sağlamaya çalıştıkları ve de emperyalizme karşı mücadelede duyarsızlaştırma çalışmaları yaptıkları en yetkililer tarafından açıklandı.
Şimdi bu açıklamalardan sonra devletin doğal olarak dikkatli ve hassas davranması beklenir.
Ama öyle olmuyor işte!
NATO tartışmalarındaki akılda kalıcı cümlelerden biri ‘’Müslüman, aynı delikten iki defa ısırılmaz’’ idi ama yabancı STK/Vakıf konusunda Müslüman defalarca ısırılıyor.
Örnek mi?
Belli başlılarını sıralayayım;
İngiltere’nin, Gaziantep, Hatay, İstanbul, Şanlıurfa merkezli, ‘Save the children International’, Kagk’ı (*) ,2021’de 2 yıl,
ABD’nin Gaziantep, Hatay merkezli ‘Plan International Inc’, Kagk’ı, 2020’de 2 yıl,
ABD’nin Urfa merkezli ‘World Vision International’ Kagk’ı, 2021’de 2 yıl, ABD’nin, Hatay, Gaziantep merkezli ‘Immap Inc.’ Kagk’ı, 2022’de 2 yıl, ABD’nin, Gaziantep, Hatay, Urfa, Adana, Mersin merkezli ‘Buılding Markets’ Kagk’ının faaliyet izin süreleri 2021’de 2 yıl uzatıldı.
Daha süresi uzatılan birçok Batılı devletin Kagk’ları mevcut.
Ayrıca İngiltere ve ABD’nin, Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Kilis merkezli olmak üzere durmaksızın faaliyet gösteren derneklerinin temsilcilikleri var.
Dikkat edilirse hepsinin faaliyet alanı, göç yolları ve sığınmacılar ile etnik/mezhepsel hassasiyetlerin olduğu bölgeler.
Tesadüfe bakın ki(!) bu bölgeler, ülkemizin yumuşak karnının olduğu yerler. Adamlar gözümüze baka baka parçalanmanın ekimini yapıyorlar.
Bizse, aslında ahlaki/siyasi olarak bağlayıcı olması gereken tespit ve açıklamalardan sonra süre uzatımı yaparak söylemde coşkulu hamaset, arka plan da ise tam tersi uygulamalarla ısırılmanın katmerlisini yaşıyoruz, bu kafayla daha çok yaşayacağız da.
***
Bunlar kendilerini, NGO -Non Governmental Organisation- yani STK -Sivil Toplum Kuruluşları- olarak, bütün hükümetlerden bağımsız organizasyonlar olarak tanımlar.
Yani hükümetlerle ilişkili olmayan ve bağımsız.
En çok kullandıkları kavramlar, bağımsız, özgür ve tarafsız sözcükleridir.
Hâlbuki istisnasız hepsi, ABD ve AB hükümetlerinden destek almakta, fonlanmakta ve doğal olarak hepsi, devletlerinin istihbarat kurumlarıyla iç içe faaliyetlerini gerçekleştirmekte…
Mesela ABD merkezli CHREST Vakfı’nın Türkiye’deki birçok medya kuruluşuna yüzbinlerce dolar aktardığı bilinmektedir.
Veya ‘bianet’ adlı haber sitesinin -ki projeyi yürüten IPS İletişim Vakfının Genel Sekreteri de meşhur Ertuğrul Kürkçü’dür (nereden nereye!)- 2001-2010 yılları arasında yabancı ülkelerin büyükelçilikleri -ülkelerinin istihbarat merkezleri- ve vakıflarından 2,5 milyon Euro’dan fazla destek aldığı ortaya çıkmıştır.
Bunlar NGO değil, GO yani resmen hükümet kuruluşları ve uzantılarıdır.
Peki, neyin karşılığı bu paralar?
Bağımsızlık buysa, bağımlılık kim bilir nasıl olurdu?
Hulasa isimleri ifade özgürlüğü/ insani yardım/ticaret/eğitimi ifade etse de hepsi aslında maskeli birer CIA, MI6, BND, MOSSAD, DGSE, SISMI şubesidir.
Amaçları barış/insanlık adına gittiklerini söyledikleri ülkelerin sosyolojik, kültürel, topografik özelliklerini, kullanılmaya açık zayıf noktalarını ülkelerine raporlamak, halkını etnik ve dini parçalara bölerek zayıflatmak ve de karşı çıkanları susturmaktır.
Bu arada STK’lara ilave olarak ülkemizdeki yabancı okulların misyonları için, Robert Kolej örneği yeter. Zamanın kolej müdürü gittiği ABD’de yetkililere, okulun, Türkiye’nin gelişimini Amerikan çıkarlarını koruyacak şekilde gerçekleştirmesini mümkün kılacak eğitimli bireyler yetiştirdiğini aktarması, devşirme sarmalını anlamaya yeter.
Özet olarak bu ülke, yabancı istihbarat kurumlarının uzantısı STK, Vakıflar, okul/kolejler ve yerli işbirlikçileriyle adeta örümcek ağı gibi sarılmış ve sarılmaya devam etmektedir.
(*) Kagk: Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar
Not: Ülkemizin bekasını tehdit eden yabancı STK/Vakıfların kaynakları, bağlantıları ve gerçek yüzleri ile ilgili yazılara devam edeceğim.
Halimiz nicedir?
06.11.2021 01:39Yayına başladığı ilk gün olan 29 Ekim’in anlamı ile duruşu ve sorumluluğunun ne olduğunu ilan eden SözBursa’nın bu ilkesel çerçevesinde düşüncelerimi paylaşma fırsatı bulmak onur verici. Türkiye’nin en iyi yerel tarih ve kültür dergisi Şehrengiz için hazırladığım söyleşiler ve Yen
Ve Türkiye hala tartışıyor!
11.11.2021 03:02Hala, acaba üzerlerinden nasıl siyasi çıkar/fayda devşirilir ve devam ettirilir oportünist (fırsatçı) anlayışı ile Cumhuriyet ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk tartışılıyor, tartıştırılıyor. Özellikle 1946 sonrası çaktırmadan yapılan, son 20 yılda ise her milli ve önemli günde yazılı, görsel ve sosyal
Kurucu lider Atatürk’e haksızlık!
16.11.2021 11:01Çok ilginç değil mi? Büyük Selçuklu Devleti devam ederken, Anadolu Selçuklu devletini kuran Süleyman Şah’a övgü, Anadolu Selçuklu Devleti, Moğol müdahalesi sonucu yıkıldığında, yıkılan devletin temellerinden yeni ve diri bir Türk devletini kuran, Selçuklu uç beyi Osman Bey’e övgü, Ama
Yeni kurtarıcılar(!) bekleniyor
20.11.2021 03:25Anadolu’da bilinen bir atasözüdür: ‘’Ay var yılı besler, yıl var günü beslemez’’ Tam da ülkemiz de yaşananlara uygun. Bırakın son 40 ya da 20 yılı sadece son bir aya, bir haftaya, bir güne bakmak bile, yılların günü beslemediği resmini veriyor. Ya da tersi. Netic
İktidar ve millet!
26.11.2021 12:28Ülke olarak yaşadıklarımız, Temel’in mezar taşındaki yazıyı hatırlatıyor; ‘’İyisin dediniz, iyisin dediniz, peçi bu ne?’’ Yani, ‘’iyi demekle, çok iyiyiz demekle iyi olunmuyor, olunamıyor’’ ve korkunun da ecele faydası olmuyor. Her açıdan du