SON DAKİKA
Hava Durumu

Sağ Siyaset!

Yazının Giriş Tarihi: 22.06.2024 15:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.06.2024 15:09

Bayram öncesi ve bayram süresince en çok konuşulan konulardan biriydi, İYİ Parti eski genel başkanının, Cumhurbaşkanı ile buluşması...

Sağ siyasetin geçmişinde buna benzer birçok davranış, görüşme ve sonrasında hızlı dönüşler hatta bırakın dönüşleri, eklemlenme (birey ya da topluca bitiştirmek) olmasına rağmen, gösterilen tepkiler, şaşkınlıklar ilginç ya da daha doğru ifadeyle komik.

Çünkü siyasetin, özellikle de kavramlarının net olmamasından kaynaklı elastikiyetiyle, istenildiği gibi sündürülmenin sağladığı ‘bin bir çeşit’ suratlılık, Türk sağ siyasetinin doğasında var.

Tabii bu tespit, kendini sağ siyasetçi olarak tanımlayan, sağ siyaseti yönlendiren ve bu siyasetten nemalanan yöneticilerle ilgili.

Bu nedenle saşır(mış), kız(mış), ihanet(miş) gibi davranmak, samimi ama edilgen seçmene karşı her zaman sahneye koydukları ‘mış’lı’ algı oyunundan başka bir şey değil.

Hele de partilerin iktidarı ve muhalefetiyle genelinin, ‘BOP’ çerçevesinde ancak kendilerine biçilen rolleri oynadığı gerçeği bilindiğinde.

***

“Türk sağı elastiki” dedim, çünkü aynen Türk solu ya da Batı’dan ithal edilen birçok terim tercüme edilirken, Türkiye gerçeğine çarpıyor ve anlam kaymalarına, kırılmalara yol açıyor.

Yani başka siyasi/kültürel iklimler için geçerli ve anlamlı olan kavramların yüzeysel biçimde ithali, bizim özümüze, anlayışımıza, kültürümüze uymuyor, sırıtıyor. Kâğıt üstünde, yüzeyde olanla derinlerde mevcut olan birbirini tutmuyor, örtüşmüyor.

Aynen Arap hurafe, nakil, örf ve geleneğinin İslam olarak bu ülkeye ithalinin uymadığı gibi.

Dolayısıyla “öz”den uzak, köksüz, elastiki, karmaşık, karışık, herkesin istediği yere çekip bir de yerli, milli etiketiyle ‘sos’lanan bu anlayışın egemen olduğu bir sağ (sol da dâhil) ikliminde olanlar ve bundan sonra da olacaklar şaşırtıcı değil.

Bu çerçevede milliyetçiliğe ağırlık veren 60’lardan sonraki tanımıyla ‘Yeni Sağ’ın ve 50’ler sonrası iktisat modeline açık ‘Liberal sağ’ın, dinciliği öne geçiren ‘Dinci sağ’a eklemlenmesi ya da ‘Dinci sağ’ın, ‘Yeni sağ’a yaklaşması ile bunların birbirleriyle geçişkenlikleri beklenen şeydir.

Burada dikkati çeken ve üzerinde durulması gereken dönüşüm, 60’lardan önce daha net olan milliyetçi sağın, zamanla ümmetçi/dinci çizgiye kay(dırıl)ması, ki bu ayrı bir yazı konusudur!

Şimdi sağdaki gelişme ve ihtimali dönüşümlere şaşırmamak(!) için, sağ siyaset zeminin beklenti ve kavrayış resmini özet olarak aktarmaya çalışayım ki, kısmi bir cevap olsun.

***

Türk sağı, bilinçli yönlendiriciler eliyle, akıl değil duygu ve hurafe temelli dini nakiller ve yatkın oldukları mitolojilerin de etkisiyle kurtarıcılara ve kurtarıcıların elindeki sihirli değneklere inandırılmıştır.

Belki bunda, batıl mehdi beklentisi ile vahiy/bilgi demek olan ama sembolik anlatımı gözden kaçırılarak sihirli değnek olarak kabul gören ‘Musa’nın asası’ da etkili olmuş olabilir.

Bu sihirli değneklerden ilki, kurtarıcılık misyonu verilerek peşinden gidilen, sadakatlerini ilahi misyon vererek pekiştirdikleri liderlerdir.

Bunlar parti genel başkanları olabileceği gibi, tarikat/cemaatlerin lider/şeyhleri de olabilir. Bu açıdan siyasi partilerle, dini yapılar benzerdir.

Bu liderler asla sorgulanamaz, yanılmazlar, hata yapmazlar, her yaptıklarında aciz kulların anlayamadığı hikmetler vardır, o yüzden değişmeye hiç ihtiyaçları yoktur. Taraftarlara, takipçilere düşen görev de liderleri desteklemek, itaat etmek, ‘biat’larını canlı tutmak ve liderlerini iktidara taşımaktır.

Karşılaşılan engel ve musibetler ise istisnasız ‘iç ve dış düşmanların’ hileleri ile durumdan vazife çıkaranlardır. Yoksa lider ‘alay-ı vala’dır.

İkinci sihirli değnek, ideoloji ya da doktrindir…

İdeoloji, eleştirilmez, gözden geçirilmez, çağa uygun revize edilmez bir tabudur. Bu durum takipçiler için geçerlidir, aksine hareket hainliktir.

İdeolojinin zamanla donuklaşmasına ve takipçilerin görüş ufkunu daraltan bir engel haline gelmesine rağmen bu tehlike hiç dikkate alınmaz ama bu durumun istisnası lider ve yakın çevresidir.

Onlar için iktidar/icraat önemlidir ve bu nedenle ideoloji ve ilkeler ihmal edilebilir, gerektiğinde eğilip bükülebilir.

Bu ikili, çift standartlı, liderin keyfi odaklı anlayışın egemen olduğu bu nokta sağ partilerin, zihinsel dönüşüme uğratılan takipçileriyle beraber ideolojiden pragmatizme, pragmatizmden oportünizme, sanal rakamlarla gerçeği eğip büktükleri yalan icraattan aferizme (çıkarcılık), parti yönetimlerinde ilkesizliğe, geleneksizliğe demir attığı yerdir.

Bu sebeple sağ siyasette olan ve olacaklara takılmayıp, nereye götürülüyoruz ona bakmak lazım.

Şimdilik sağ siyasetten bu kadar…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.