SON DAKİKA

Vurun Abalıya! Ya Sonrası?

Yazının Giriş Tarihi: 22.06.2025 21:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.06.2025 21:10

Batı’nın yıllardır ‘terörist devlet’ propagandasıyla hedef haline getirdiği, aralıklı suikastlar ile sürekli mevzi askeri kışkırtmalara maruz bıraktığı İran’a yönelik emperyalist saldırı başlatıldı.

Bu saldırıyla beraber önyargılı hüküm verme saldırıları da başlatıldı.

Çünkü ülkemiz insanının son yıllarda yaygın karakteristiğinin yansıması olarak, akli düşüncenin yerini duygusallık ve önyargı, iradenin yerini ise öfke ve hınç aldı.

Bu olumsuz özellikler, nedense İran’ın söz konusu olduğu her konuda, mezhep bağnazlığının sanki dinin emri gibi algılanmasıyla adeta şaha kalkıyor.

Oluşturulan havaya baktığınızda en büyük düşman İran.

Sanırsınız ki İran; bütün yer altı, yer üstü kaynaklarımızı sömüren, aleyhimizdeki her türlü terörü destekleyen, teröristlere silah sağlayan, etrafımızda “Siyonizm” uydusu devletçikler kuran, askeri üsleri ile her tarafımızdan kuşatan, her vesileyle yöneticilerimize tehdit savuran, aşağılayan ve hakaret eden, bekamıza en büyük tehdit!

Durum tam tersi iken; ne zaman iç siyasette sıkışsak İran, hep ‘o yaptı’ kaçışının kullanışlı bir aparatı oldu.

Bugünkü tek adam sistemini kurmanın önündeki engeller olarak görülen Cumhuriyet ve laiklik savunucuları aydınların suikastlarında, gerçek emperyalist failleri gözden kaçırmak için adres gösterilen de yine İran’dı.

Yine tam tersi olana, İran’da sinek uçsa fark eden, ülkeyi elini kolunu bağlayıp yumruk yiyen boksöre çeviren Nato kılıflı ABD Kürecik radarını da ilave edelim.

Şüpheli radar sistemiyle ilgili ne dedi, DMM; ‘’Kürecik’ten alınan veriler sadece Nato ülkeleriyle paylaşılır.’’

Evet, doğru ama bu açıklama gerçeğin küçük bir parçası.

Ana gerçek ise; İsrail’in, Ankara’nın 2016 yılındaki onayı ile Nato merkezinde daimi ofis sahibi olması ve Ürdün’de, Nato diplomatik irtibat bürosunun olması.

Dolayısıyla, ABD demek olan Kürecik radar verilerinin direkt ABD bilgi havuzundan İsrail’e transferine ek olarak, yine Nato kanalıyla veri akışının pekiştirilmesi sağlanmıyor mu?

İran parçalanırsa o parçaların bizi vurmayacağını mı zannediyoruz?

Kimi kandırdığımızı zannediyoruz?

Yani aklımıza perde çeken Sünni taassubu öyle körleştiriyor ki bizi, Yasin suresi 60, 61, 62. ayetleri ile örgütlü küresel zalimler ve tağutları reddetmemizi emreden birçok ayeti yok saydığımız ve bu çerçevede gerçek İblisin oyunlarında figüran olduğumuz fark edilmiyor.

Bu çerçevede, İblis/Şeytan yani emperyalizm düşmanını tanımadan, reddetmeden, ‘’La ilahe illallah’’ demenin hiçbir hükmü olmayacağını anlamak istemiyoruz.

Bu söylediğimi, Müslümanlık iddiasında bulunanlar bir araştırsın bakalım.

Hâlbuki Kur’an’a aykırı olan mezhep ve taassubundan sıyrılıp, akli selim düşünebilsek, Siyonist temelli emperyalizmin saldırı gerekçelerinin, her seferinde sonradan anlaşılan bir yalan olduğunu ve sürekli aynı oyuna gelindiği ortaya çıkmış olacak.

Bu nedenle bilinmeli ki, İran’a yapılan da;

Afganistan, Libya, Sudan, Cezayir, Irak, Mısır ve Suriye örneğinde olduğu gibi milyonlarca insanı, insan yerine koymadan yok eden emperyalist açlığın son halkası.

Amaç; emperyalizmin tetikçisi İsrail’in, Avrasya’ya hâkim olmak adına, Ortadoğu’da vekil ve belirleyici tek hegemon güç kılınması.

1989’a kadar Sovyetleri, ağırlıklı olarak islam (!) ülkeleri sayesinde kenar/yeşil kuşak politikası ile çevreleyen ABD/Batı, şimdide aynı numarayla ama bu kez ulus devletleri, devletçiklere bölerek hem Rusya’yı hem de Çin’i kuşatmanın ikinci sürümünü yaşatıyor.

Tabii bu iş İran’la son bulmayacak.

Herkesin ittifak ettiği gibi sıra Türkiye’de ama bu İran’a olduğu ve iddia edildiği gibi askeri yoldan olmayacak gibi.

Çünkü esas gücümüz olan iç cephemizin, terk edilen aklı selimi, ötekileştirici siyaseti, etnikçi ve mezhepçilerin şımarıp azgınlaşması, ekonomisi, göç ve sığınmacı politikası, tüm sınırlarından mayınların sökülmesi, milletin kutuplaşması, kültürel ve ahlaki deformasyonu, yetkisi olmayan meclisin federalizmi oluşturacak yeni anayasa arayışı ile yumuşak karınları çoğaltıldı.

Yani biz kendi seçimlerimizle istenen kıvama geliyoruz. Taşları biz döşüyoruz.

Hem de başkalarına gerek kalmadan.

Bugün İran’ın vurulmasına sevinenler, yarınki ağlamamızı davet ediyorlar.

Anlayana…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.