SON DAKİKA
Hava Durumu

Yaşatılan Şokların Amacı!

Yazının Giriş Tarihi: 04.12.2025 18:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.12.2025 18:11

Türkiye’nin özellikle son yıllarda ekonomik, siyasi ve kültürel olarak yaşadığı çoğu akıl dışı değişim/dönüşümleri doğru ifade etmek için kullanılacak en uygun terim herhalde ‘’Şok’’ olmalı.

Ancak ‘hiç beklenmeyen, düşünülmeyen, şaşkınlık oluşturucu’ anlamındaki bu sözcükle, son 10 yılda hayatın her alanında karşılaşılması, yağmur olup yağması bu şokların tesadüfi değil, son derece bilinçli bir plan/projenin gereği olduğunu gösteriyor.

12 Eylül 1980 darbesinin belirleyiciliğini dikkate alıp, daha yakın tarihten başlatacak olursak;

Ordu’ya kurulan kumpaslarla başlayan, milyonlarca sığınmacıyla devam eden şoklar, 15 Temmuz darbe girişimi gerekçesiyle sistem değişikliği yapılıp tek adam rejimine geçilmesiyle hızlandı.

Hatalı politikalarla ekonomi çökertilerek, milletin ülke değil can derdine düşürülmesi, yeni bir kimlik oluşturulması ekseninde yeni anayasa dayatması, Türk milletine ait egemenliğin yeni ortaklar yoluyla elinden alınmaya çalışılması ve hukukun çifte standarda dönüştürülüp farklı düşünce iklimlerinin yok edilmeye çalışılmasıyla şok üstüne şok yaşanmaya başlandı.

Şimdi de bölücüsü, mezhepçisi, büyükelçisi, Barzani’si ve nicelerinin vatana, Türk’e, milli değerlere, ülkeyi vatan yapan Lozan Anlaşması ve Mustafa Kemal Atatürk’e yaptıkları pervasız saldırılar ve bu saldırılara yönelik teşvik edici, cesaretlendirici sessizliklerle şok dalgası genişletildi.

Yani Türkiye şoklar ülkesine dönüştürüldü.

Barzani gibi hadsizlere haddini bildirmek yetkisine sahip olanların suskunluğu zaten yukarıda değindiğim gibi dalga dalga gelen ‘şok’ların bilinçli bir politik uygulaması olduğunun ispatı.

Ve mevcut sisteminin olmazsa olmaz karakteri.

Her gün yeni şoklara uyanıyor ülke.

Sanki bir kural ve yasa gibi.

Şokların, milleti sersemletip düşünmesinin engellenmesiyle sistemin sürdürülmesinin sağlanması bu yöntemin zaten kullanışlı ve sonuç alıcı bir politik uygulama olduğuna götürüyor insanı.

Yani şokların tesadüfi değil bir sistem olarak kullanılabileceği ortaya çıkıyor. Tam da Türkiye’ye yaşatılan şoklar gibi.

Bu çerçevede Kanadalı yazar Naomi Klein’ın ortaya attığı teori dikkat çekici.

Teoriyi 2007 yılında ‘’Şok doktrini’’ adıyla kitaplaştırmış.

Klein kitabında, aslında bir IMF reçetesi olan ‘şok terapisi’ kavramı üzerinden, ülke ekonomilerinin sömürüye açılması için bir milletin baskı ve güç kullanımıyla nasıl paramparça edildiğini inceliyor. Amaç; çeşitli yollarla acı çektirilen birey/toplum bedeni ile bilinç arasındaki bağı kesmek. Beden acı çektikçe, bilinç etrafında olup bitenleri anlamakta ve kavramakta zorlanır.

Böylece birey ve toplum her türlü telkine açık hale gelir. Akıl almaz süreçlerin millete kabul ettirilmesi içinde etkili bir formüle vurgu yapar.

Bu formül; ‘Ekonomiye çığlık attırmak’

Yani yoksulluk, yolsuzluk, alım gücünün düşmesi ve pahalılık çarkının içine atılan bir milletin siyasal kavrayışı paramparça ediliyor. Bugün ve geleceğini ilgilendiren hayati meselelere odaklanmaması için her an, her gün kaygılarını artıran uygulamalara maruz bırakılıyor. Yerli ve yabancı şirketlerin sömürüsünün nesnesi yapılıyor ve savunmasız bırakılıyor.

Böylece siyasi olarak olan bitenleri, kendi aleyhine bile olsa kavraması imkânsız hale geliyor.

Bu uygulanan teori ile ekonomiye çığlık attırıp, ulus devletin parçalanmasına yönelik siyasi hedefler gerçekleştirilirken, aynı şekilde siyasete çığlık attırıp, mevcut kötü ekonomik durumu da kabul ettirmek mümkün.

Ve bugün Türkiye’ye hem ekonomik hem de siyasi çığlık attırılıyor.

Klein, kitabını daha sonra yazsa idi, şok terapisinin uygulandığı örnekler olarak verdiği, Şili ve Arjantin’e, Covid salgınını ve özellikle Türkiye’yi de ilave ederdi.

Şok terapisi ile hedeflenen daha pek çok sonuç, başka bir yazı konusu olacak kadar geniş ama şunu da söylemem gerekiyor.

Küresel şeytani örgütler olan CFR, Kraliyet Araştırma Enstitüsü ve Tavistok’la yani Kur’an deyimiyle ‘’tağut’lar ile iş birliği yapıp onların hedefleri yönünde şok terapisini bir politik araç haline getirmek aynı zamanda İblis’e itaattir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.