SON DAKİKA
Hava Durumu

#Enflasyon

Söz Bursa - Enflasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enflasyon haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Emeklinin mutfağında tencere kaynamıyor! Haber

Emeklinin mutfağında tencere kaynamıyor!

Açlık sınırının 2 emekli aylığına ve yoksulluk sınırının 6 emekli aylığına denk geldiğine dikkati çeken Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Uludağ Şubesi Başkanı Kenan Pars, maliyetlerin katbekat arttığı kış mevsimine dikkati çekerek ‘acil müdahale’ çağrısı yaptı. “SOKAĞIN RAKAMLARI BAMBAŞKA” Enflasyon rakamlarının Türkiye’de milyonlarca emeklinin Ocak zammını belirleyici olduğunu vurgulayan TÜED Uludağ Şubesi Başkanı Kenan Pars, “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Kasımda tüketici fiyatları, bir önceki aya göre yüzde 0,87 artış gösterdi. Yıllık enflasyon ise yüzde 31,07 olarak kaydedildi. Temmuz-Kasım dönemi enflasyon oranı, yüzde 11,20 olarak kayıtlara geçti. TÜİK görevini yapmalı, emekli-işçi ve memur zamları gündeme geldiğinde enflasyonu kâğıt üzerinde düşürmek için uğraşmamalıdır. Biz TÜİK’e inanmıyoruz. Enflasyon Araştırma Grubunun (ENAG) verilerine göre Kasımda enflasyon yüzde 2,13 artarken yıllık enflasyon yüzde 56,82 olarak gerçekleşti. Arada ciddi fark var. Asıl farkı da sokağa, çarşı-pazara çıktığınız zaman görürsünüz. Sokağın enflasyonu, yüzde 120 barajını da yıkıp geçmiş durumda. Neredeyse her gün iğneden ipliğe zam geliyor. Akaryakıttaki artışlarla beraber bu zam oranları daha da katlanıyor. Yeni yılda enflasyon hesabına göre emekli maaşına yüzde 13 zam yapılması bekleniyor. Bu da 2026’da en düşük emekli maaşının 19 bin TL seviyesine geleceğini gösteriyor. Yani önümüzdeki yılın en düşük emekli aylığı bile bugünkü asgari ücretin altında kalacak. Bu da en düşük emekli aylığının, bir türlü asgari ücreti yakalayamayacağını gözler önüne seriyor. Rakamlar, nasıl vahim bir tablonun olduğunu gözler önüne sermektedir.” diye konuştu. “EMEKLİ KIŞI PERİŞAN GEÇİRİR” Geçim derdiyle boğuşan emeklinin alışverişten eve döndüğünde psikolojik olarak hırpalandığını da dile getiren Pars, “TÜRK-İŞ’in açıkladığı son rakamlar, çok acı bir tabloyu işaret ediyor. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı, 29 bin 827 TL; yoksulluk sınırı, 97 bin 158 TL’ye yükseldi. En düşük emekli aylığı ise 16 bin 881 TL! Açlık sınırı yaklaşık 2 emekli aylığına, yoksulluk sınırı ise 6 emekli aylığına denk geliyor. Mutfaktaki yangın giderek büyüyor. Mutfakta tencere kaynamıyor! Sayın Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri, lütfen sesimizi duyun. İyice kışa girdik sayılır. Dayanacak gücümüz kalmadı. En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine getirilmezse emekliler, bu kışı perişan halde geçirecektir. Emeklilerin olmazsa olmazı seyyanen zam ve intibak kanunu istiyoruz. Emeklileri enflasyon hesabından çıkartsınlar. Enflasyon hesaplaması, emekliler arasındaki uçurumu derinleştiriyor. Bu da çok önemli bir toplumsal sorundur. Kesinlikle göz ardı edilmemelidir.” ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası beklenen faiz kararını açıkladı Haber

Merkez Bankası beklenen faiz kararını açıkladı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararını açıkladı. Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 40,5’ten yüzde 39,5’e indirilmesine karar verdi. Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 43,5’ten yüzde 42,5’e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 39’dan yüzde 38’e indirdi. Karar metninde şu ifadelere yer verildi: ''Enflasyonun ana eğilimi eylül ayında yükselmiştir. Son döneme ait veriler talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğuna ancak dezenflasyon sürecinin yavaşladığına işaret etmektedir. Başta gıda olmak üzere son dönem fiyat gelişmelerinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları kanalıyla dezenflasyon süreci üzerinde oluşturduğu riskler belirginleşmiştir. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilmektedir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Kurul, politika kararlarını enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.''

Mayıs ayı enflasyonu belli oldu Haber

Mayıs ayı enflasyonu belli oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs ayı Tüketici Fiyat Endeksi verilerini paylaştı. TÜFE'deki değişim 2025 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 1,53 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 15,09 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 35,41 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 45,80 artış olarak gerçekleşti. TÜFE gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık yüzde 32,87 arttı En yüksek ağırlığa sahip 3 ana harcama grubunun yıllık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 32,87 artış, ulaştırmada yüzde 24,59 artış ve konutta yüzde 67,43 artış olarak gerçekleşti. İlgili ana grupların yıllık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 8,25, ulaştırmada yüzde 4,07 ve konutta yüzde 9,34 oldu. TÜFE gıda ve alkolsüz içeceklerde aylık yüzde 0,71 azaldı En yüksek ağırlığa sahip 3 ana harcama grubunun aylık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 0,71 azalış, ulaştırmada yüzde 2,66 artış ve konutta yüzde 2,99 artış olarak gerçekleşti. İlgili ana grupların aylık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde -0,18, ulaştırmada yüzde 0,40 ve konutta yüzde 0,48 oldu. Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5'li Düzey) 2025 yılı Mayıs ayı itibarıyla, 28 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 111 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti. Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık yüzde 34,81 arttı, aylık yüzde 2,25 arttı İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'deki değişim, 2025 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 2,25 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 15,24 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34,81 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 45,00 artış olarak gerçekleşti. YURT İÇİ ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (Yİ-ÜFE) YILLIK YÜZDE 23,13 ARTTI, AYLIK YÜZDE 2,48 ARTTI Yİ-ÜFE 2025 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 2,48 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 12,92 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 23,13 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 30,17 artış gösterdi. Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 22,99 arttı Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 28,11 artış, imalatta yüzde 22,99 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 19,83 artış ve su temininde yüzde 57,57 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 20,50 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 29,22 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 27,48 artış, enerjide yüzde 17,05 artış ve sermaye mallarında yüzde 26,48 artış olarak gerçekleşti. Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 1,72 arttı Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 1,18 artış, imalatta yüzde 1,72 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 12,36 artış ve su temininde yüzde 5,86 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 1,92 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 0,05 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 1,70 artış, enerjide yüzde 7,98 artış ve sermaye mallarında yüzde 2,38 artış olarak gerçekleşti.

Bakan Şimşek: "2025 yılında enflasyon düşmeye devam edecek" Haber

Bakan Şimşek: "2025 yılında enflasyon düşmeye devam edecek"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül ile birlikte 22 Mayıs Finansal Okuryazarlık Günü programına katıldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleşen programda, 22 Mayıs 2024'te hayata geçirilen ‘Finansal Okuryazarlık Platformu'ndan yararlananların sayısı, verilen eğitimler ve yapılan işbirliklerine ilişkin bilgi verilerek, finansal okuryazarlığın ekonomideki önemine vurgu yapıldı. "Finansal okuryazarlığın bir kültüre dönüşmesini istiyoruz" Programda konuşan Bakan Şimşek, 22 Mayıs'ın resmi olarak Finansal Okuryazarlık Günü olmasından dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti. Şimşek, finansal okuryazarlığın bir günde sınırlı kalmayacak kadar hayati öneme sahip olduğunu söyleyerek, "Bugün farkındalık oluşturmak açısından tabii ki önemli bir gün. Yani bu bilinci görülür kılmak açısından bir günün olması anlamlı. Ama biz aslında yılın tamamına yayılan bir kültüre dönüşmesini istiyoruz. Aslında bence o da yetmez. Bu hayat boyu lazım olan bir beceri" açıklamasında bulundu. "Finansal bilinçli bireylerin çoğunlukta olduğu ülkelerde daha çok tasarruf yapılıyor" Şimşek, finansal okuryazarlığın tasarruf yapmak, yatırım yapmak, borç yönetmek gibi bütün temel konularda birtakım bilgi, beceri ve birikimin olmasının en basit tarifi olduğunu belirterek, "Peki bu beceri ekonomiler açısından neden hayati bir önem taşıyor? Aldığımız bütün kararlar, en ufak karardan emekliliğin planlamasına kadar finans bilgisi ve becerisi çok değerli. Birtakım çalışmalar yapılmış dünyada bu konuda. Bu çalışmalara baktığımız zaman finansal olarak bilinçli bireylerin çoğunlukta olduğu ülkelerde daha çok tasarruf yapıldığını gösteriyor. Yatırım yoluyla ülkedeki sermaye birikimine daha çok katkı oluştuğu görülüyor. Tersi durumlarda, yani finansal okuryazarlığı düşük olduğu ülkelerde ise genelde bir tasarruf açığı problemi var" dedi. "Türkiye'de finansal okuryazarların toplam nüfusa oranı yüzde 24" Şimşek, ‘Standard & Poor's'un küresel finansal okuryazarlık konusunda yaptığı çalışmaya da değinerek, "Orada yayınlanan çalışmaya göre, oradaki verilere göre dünya genelinde her 100 kişiden 33'ü finansal okuryazar iken, Türkiye'de bu sayı yalnızca 24. 2022 yılında yapılmış bu çalışmaya göre Türkiye'de finansal okuryazarların toplam nüfusa oranı yüzde 24. Dolayısıyla dünya ortalamasına göre biz biraz daha burada bir açığa sahibiz" diye konuştu. "Uyguladığımız programla 2025 yılında da enflasyon düşmeye devam edecek" Finansal okuryazarının düşük olmasından dolayı bireylerin istismara ve manipülasyona açık olabileceğini söyleyen Şimşek, bu çerçevede 2024 yılında döviz alımına ilişkin çağrıların olmasına rağmen kendilerinin cari açığın azalacağı bir yıl olacağı, ikinci çeyrekten itibaren enflasyonun düşeceği ve yerel para biriminin değer kazanacağı bir yıl olacağını açıkladıklarını aktardı. Şimşek, yapılan manipülasyonların aksine geçen sene cari açığın milli gelire oran olarak yüzde 1'in altına düştüğünü ve enflasyonun da yüzde 75'lerden yüzde 44 civarına gerilediğini dile getirdi. Enflasyonun düşmeye devam edeceği mesajını da veren Şimşek, "Uyguladığımız programla 2025 yılında da enflasyon düşmeye devam edecek. Biz buna inanıyoruz. Düşüş devam edecek. Bizim en büyük önceliğimiz hayat pahalılığıyla mücadeledir. Yani vatandaşımızın tabii ki alım gücünün artması için enflasyonu düşürmek bizim en büyük önceliğimiz. Bu çerçevede çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu sene de cari açık nispeten düşük kalacak. Geçen sene bile biraz yükselecek ama nispeten düşük kalacak. Petrol fiyatlarının düşmesi bu noktada destekleyecek. Ama tabii mal sattığımız piyasalar, pazarlar, yani küresel ekonomi yavaş büyüdüğü için dış talep de zayıf. Ama ona rağmen cari açık milli gelir oranını yüzde 1,5 civarında öngörüyoruz bu aşamada" değerlendirmesinde bulundu. "Nisan ayı itibarıyla Türkiye'nin toplam elektrik üretiminin yüzde 53'ü yenilenebilir kaynaklardan elde edildi" Şimşek, gelecek dönemde yeşil dönüşümü hızlandıracaklarının da altını çizerek, "Tabii önümüzdeki döneme baktığımız zaman yeşil dönüşümü hızlandırıyoruz. Türkiye giderek daha fazla yenilebilir enerjiden tabii ki ihtiyacını karşılıyor. 2003 yılından itibaren bakarsanız bugüne kadar Türkiye petrol ve doğalgaz ithalatına yaklaşık 1 trilyon dolar ödedi. Ufak bir rakam değil. Yani Türkiye 2000'li yılların başından bu yana 1 trilyon doları petrol, doğalgaz ve türevlerini almak üzere dışarıya aktardı. Şimdi yeşil dönüşümle, yerli ve yenilenebilir enerji imkanlarıyla biz bu tabloyu değiştiriyoruz. Nisan ayı itibarıyla Türkiye'nin toplam elektrik üretiminin yüzde 53'ü yenilenebilir kaynaklardan elde edildi. 2024'ün tamamına bakarsan bu oran yüzde 48" şeklinde konuştu. "ALTIN İTHALATI HARİÇ TÜRKİYE CARİ FAZLA VERDİ" Yeşil dönüşümle beraber Türkiye'nin petrol, doğalgaz ithalat faturasının da düşeceğinin altını çizen Şimşek, şu ifadelere yer verdi: "Gelecekte Türkiye'nin petrol, doğalgaz ithalat faturası düşecek, diş ticaret açık düşecek, cari açık düşecek demektir. Bir taraftan da bir seferberlik anlayışıyla Karadeniz'deki doğalgazı, Güneydoğu Anadolu'da, Gabar'da başta olmak üzere petrol üretiminin hızlandırıyoruz. Bir taraftan da aktif sanayi politikalarıyla Türkiye'nin orta yüksek ve yüksek teknoloji ürünlerini üretmesini sağlamak üzere aktif sanayi politikaları bağlamında programlar uyguluyoruz. HİT-30 gibi, İTAK programları gibi. Bu programların sayesinde de Türkiye'nin dış ticaret açığı yapısal olarak azalacak diye inanıyorum. Belki önümüzdeki birkaç yıl içerisinde cari fazlayı konuşuyor olacağız. Hatta şunu söyleyebilirim size açık bir şekilde, 2024 yılında altın ithalatını bir kenara bırakırsanız, aslında Türkiye bir cari fazla vermiş. Yani ılımlı düzeyde bir büyüme ile çok istisnai olarak altın ithalatı hariç Türkiye fazla verdi. Bu fazla devam ediyor şu anda. Neden altın hariç diyoruz? Çünkü altın bir petrol tercihidir. Yani sanayide kullanılmak üzere veya tüketmek üzere ithal edilen bir ürün değildir." "FİNANSAL EĞİTİMİN GENÇLERLE SINIRLI KALMAMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ" Şimşek, bu çerçevede finansal okuryazarların kendi aktardığı veriler dahil tüm verilerin arka planını sorgulamaları gerektiğini dile getirdi. Finansal okuryazarlığın temelinin eğitim olduğunu da kaydeden Şimşek, "O nedenle Milli Eğitim Bakanlığımızla ortak çabalarımız inşallah güçlü sonuç verecek. Aslında her yaşta finansal okuryazarlık eğitimi zaten bir zaruret. O nedenle sadece Milli Eğitim'de değil, sadece üniversitelerimizde değil, birçok kamu kurum ve kuruluşla veya STK ile protokoller imzalanıyor, programlar yapılıyor, çalışmalar sürdürülüyor. Ama dediğim gibi ne kadar erken yaşta bu konularda bir farkındalık oluşturulursa, temel eğitimin parçası olursa tabii ki daha iyi sonuç alma imkanımız var. Finansal eğitimin biz gençlerle sınırlı kalmaması gerektiğine inanıyoruz. Aslında toplumun bütün kesimleri için bir gereklilik" diye konuştu. "TÜRKİYE'NİN FİNANSAL OKURYAZARLIK ORANI YÜKSELECEK" Şimşek, yaklaşık 1 milyon kişinin Finansal Okuryazarlık Platformu üzerinden sertifikalandırıldığını da hatırlatarak, "Herhalde küresel bu yönde yapılacak çalışmalarda Türkiye'nin finansal okuryazarlık oranı yükselmiş olacak. Bu katılımcıların yüzde 41'i kadınlardan, yüzde 42'si de gençlerden oluşuyor. Bu gerçekten çok anlamlı ve kapsayıcı" dedi. "ÜLKE OLARAK FİNANSAL OKURYAZARLIK EKSİKLİĞİNDEN DOLAYI BİR BEDEL ÖDEMEK İSTEMEYİZ" Şimşek, finansal okuryazarlığı bir kez öğretilip unutulan bir bilgi olarak görmediklerini, aksine hayat boyu gelişen ve uygulamayla pekişen bir beceri olarak gördüklerini vurgulayarak, "Finansal okuryazarlık eksikliğinin bireysel refahımızla doğrudan ilişkili olduğunu, ama aynı zamanda ekonomimizin geleceğiyle ilişkiliyle çok yakın görüyoruz. Eğer finansal okuryazarlık yüksekse büyüme potansiyeli yükselten bir faktör olarak, eğer düşük kalırsa potansiyelimizi aşağıya çeken bir faktör olarak görüyoruz. Yani toplum olarak, ülke olarak finansal okuryazarlık eksikliğinden dolayı bir bedel ödemek istemeyiz. O nedenle de bu çabalarımızı hızlandıracağız, geliştireceğiz" ifadelerinin kullandı. Program, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in konuşmasının ardından ‘Finansal Okuryazarlık Geleceğimi Nasıl Şekillendirir' adlı resim ve kompozisyon yarışmasında dereceye girenlere ödüllerinin verilmesiyle son buldu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.