SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mahkeme

Söz Bursa - Mahkeme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mahkeme haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tanık anlattı: “Patlamadan önce tüp ve metal parçaları vardı” Haber

Tanık anlattı: “Patlamadan önce tüp ve metal parçaları vardı”

Tokat'ın Erbaa ilçesindeki 2 kişinin öldüğü 5 kişinin yaralandığı EYP davasının 6. duruşmasında tanık U.Ş., sanık İ.G.'yi patlama öncesinde otel önünde tüp ve metal parçalarla gördüğünü söyledi. İlçeye bağlı Karayaka beldesi Hürmüzlü Mahallesi'nde 18 Mayıs 2024'te meydana gelen ve 5 askerin yaralandığı, 2 kişinin ise hayatını kaybettiği patlamayla ilgili açılan davanın 6'ncı duruşması önceki gün görüldü. Tokat Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar İ.G. ve T.Ö., SEGBİS üzerinden bağlanırken, otel çalışanı U.Ş. tanık olarak dinlendi. "Otel önünde tüp ve metal parçalar ile uğraştığını gördüm" Tanık U.Ş., duruşmada verdiği ifadede patlamadan bir süre önce otelde şüpheli gördüğü bazı faaliyetleri anlattı. U.Ş., "Sanıklar benim patronum olurdu. Ben onların çalışıyordum. Olayın olduğu tarihten 15 gün kadar önce işten ayrılmıştım. İ.G. otelde bulunduğum sırada birkaç kez piknik tüpünü bahçeye çıkarıp ters çevirerek yakıyordu. Sebebini bilmiyordum. Neden böyle bir şey yaptığını sormadım. Çünkü patronumdu. Ayrıca otelin önünde demir parçaları, spiral parçaları görüyordum. Yine bunların neden olduğunu da sormadım. İ.G. zaman zaman tadilat işleri yapardı. Odalarda değişiklikler yapardı. Onunla alakalı olduğunu düşünmüştüm. Sanıkların olaydan yaklaşık son 6 aydır araları çok iyi değildi. İ. G. o dönem otel çalışanı olan Büşra hanımla birlikteydi. Ben birkaç kez T. Ö.'ü kasaya sahip çıkması konusunda uyarmıştım. Çünkü İ. G. otele gelen bazı kişilerin kayıtlarını yapmıyordu. Bunu resepsiyonda görevli olduğum için biliyordum. Yurt dışına çıkışımdan 4-5 gün kadar önce gece geç saatte T. Ö. beni aradı. İ. G.'nin sinirli olduğunu söyledi. Silahıyla birlikte Tokat'a gittiğini, kendisinin de bir delilik yapmaması için arkasından gittiğini söyledi. Benim resepsiyonda beklememi istedi. Oraya da bir miktar para bıraktığını, yevmiyemi ve taksi paramı oradan alabileceğimi söyledi. T. Ö. bana İ. G.'nin aklını Büşra'nın çeldiğini, para konularını çok fazla dert etmemem gerektiğini, ileride anlayacağını söylemişti. Ayrıca T. Ö. bu olaylardan yaklaşık 4-5 ay kadar önce ortaklığını bitireceğini, sezonun sona ermesini beklediğini söylemişti. Çünkü kasadan para alma olayları açığa çıkmıştı. Ben birkaç yerde bu durumu anlatmıştım. Olayla ilgili bilgim ve görgüm bundan ibarettir" dedi. İ.G.: "Suçlamaları kabul etmiyorum, silahla Tokat'a gitmedim" Suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık İ.G. ise savunmasında, "Önceki savunmamı aynen tekrar ederim. Tanığın aleyhe beyanlarını kabul etmiyorum. Zaman zaman tadilat yaptığım hususu doğrudur. Ancak patlayıcı madde yapacak bir kapasiteye sahip değilim. Eski eşimle alakalı sıkıntılarım olduğu da doğrudur. Ancak bunun sebebi çocuklarımla görüştürmemesidir. Ancak iddia edildiği gibi silahla Tokat'a gitmedim. Hastanenin orada T. Ö. ile beraberken ağlamamın sebebi de çocuklarımla görüşemememdi. Ben eşimden ayrıldım. Eşimle aramdaki bütün münasebeti bitirdim. Karşı tarafa herhangi bir husumet beslemedim. Karşı tarafın beyanlarını kabul etmiyorum. Bana iftira atılmıştır. Suçsuzum, beraatimi talep ederim. Mahkeme aksi kanaatte ise lehime olan yasal hükümlerin uygulanmasını ve tahliyemi talep ederim" ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti, mevcut deliller ve dosya kapsamını değerlendirerek sanıkların tutukluluk hâlinin devamına karar verdi. Dava, 28 Ocak 2026 tarihine ertelendi.

Özel: "CHP birlik ve beraberlik içinde ne hastalandı, ne güç kaybetti" Haber

Özel: "CHP birlik ve beraberlik içinde ne hastalandı, ne güç kaybetti"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti genel merkezinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Özel, partisinin 38'inci Olağan Kurultayı'nın iptali talebiyle açılan davada ret kararı verilmesine ilişkin soru üzerine, "Arkadaşlar herhalde bu soruyu siz göreviniz gereği onlarca kez sordunuz. Onlarca kez verdiğim cevabın bugün beni mahcup etmemesinden büyük memnuniyet duyuyorum. Bu dava sonuç odaklı bir dava değildir, süreç odaklı bir davadır. Sonuç alınması mümkün değildir. Amaç Cumhuriyet Halk Partisi'ni tartıştırmak, Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir tartışma varmış görüntüsünü vermektir" dedi. "CHP GÜÇLÜ BÜNYESİ, BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE NE HASTALANDI, NE GÜÇ KAYBETTİ" Özel, "Davayı açan kişi partiden atılmış biridir zaten, davaya taraf olamaz. Taraf olabilecek kişilere de dilekçeler verdirdiler. Mahkeme esastan kararını verdi ve davanın konusuz olduğunu söyledi. Ben bunu aylardır söylüyorum. CHP, 31 Mart seçimlerinde 47 yıl sonra Türkiye'nin yeniden birinci partisi olmasıyla, belediyelerde yüzde 65'lik bir nüfusun yaşadığı belediyeleri kazanmasıyla birlikte ‘Cumhuriyet Halk Partisi'ni normal siyasi yollarla yenemeyeceğiz, nasıl yenebiliriz? CHP'de bir iç karışıklık çıkaralım' dediler. Buna alet edebilecekleri birtakım aparatları buldular. Bizi hasta etmeye çalıştılar. CHP güçlü bünyesi, birlik ve beraberlik içinde ne hastalandı, ne güç kaybetti. Artık bu iş bugün tamamen ortadan kalktı. Böyle olacağını biliyorduk ama CHP'yi tartıştırmak istediler, bugüne kadar geldiler" diye konuştu. Delege, üye, seçmen ve demokratlara teşekkür eden Özel, "Burada Türkiye'nin bütün muhalefet partilerinin liderleri gelip dayanışma gösterdiler. Bu salonda birlikte basın toplantıları yaptık. Nezaket ziyaretleri yaptılar. Ne mutlu ki demokratlar bizim tarafımızda, biz demokrasi tarafındayız. Otokrasinin ve otokratın tarafında olanlar kaybetmiştir. Demokrasinin tarafında olanlar kazanmıştır. Yapılacak ilk seçimde de demokrasi kazanacak, otokrasi kaybedecektir" dedi. "KONGRE KARARININ ARDINDAN BORSA YÜKSELDİ" Özel, "Ekrem İmamoğlu'na yöneltilen casusluk suçlaması, İBB'ye kayyum atanma riskini ortaya çıkarır mı?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Çıkarmaz. Açıkçası şunu söyleyeyim. Bu kayyum tartışmasını köpürtmeye çalışanlar var tabii, oradan ne ümit ediyorlarsa. Zaten Ekrem İmamoğlu bir terör suçlamasıyla tutuksuz olarak yargılanıyor. Bırakın yargılanmayı, daha doğrusu iddianame bekliyor. Soruşturma terörden açıldığı anda, kayyum atama imkanı her zaman var tabii biliyorsunuz. Ve oradan bir kayyum atama niyeti, bu milletin vicdanından öyle bir geri döndü ki ona cesaret edemediler zaten. Yapacaksa her zaman kayyum atayabilir ama bugün Cumhuriyet Halk Partisi'nin kongresini yok sayma girişimi ortadan kalkınca, borsa yüzde 5 yukarı fırladı."

"İhmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum" Haber

"İhmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum"

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşmada tutuksuz sanık hemşire Ayşe Gizem Büyükköleş savunma yaptı. İhmali davranışlarda bulunup Opera bebeğin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle savunma yapan sanık Büyükköleş, "2023 yılında üniversiteden paramedik bölümünden mezun oldum. Birinci Hastanesi’nde stajyer olarak çalıştım. Opera bebek hastaneye geldiğinde toplu nöbeti devralmıştık. Bu bebeğin günlüğüne 20 bin lira alındığını duydum. Opera bebek stabildi. Sabah saat 06.30 gibi Tuğçe Toptemel'e bebek büyük olduğu için bakımına girmek istediğimi söyledim. Bebeğin bağlı olduğu cihaz ötmeye başladı. Bu durumu Doğukan Taşçı'ya bildirdi Tuğçe. Doğukan bizden bebeğin videosunu ve kan şekerini istedi. Ancak Tuğçe bebekten kan gazı almaya çalıştı. Kan gazı için ekipman yoktu. Bebeğe Doğukan CPR işlemi yapılmamasını söyledi ancak Tuğçe CPR yapmaya başladı ama sürdürmedi. Sabah nöbeti devralmaya gelen arkadaşlara bebeği teslim ettik" ifadelerini kullandı. "İHMALİ BİR DAVRANIŞTA BULUNDUĞUMUZU DÜŞÜNMÜYORUM" Savunmasına devam eden sanık, Ayşe Gizem Büyükköleş, "Ne Tuğçe Topdemir'in, ne de kendimin ihmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum. Biz elimizden gelen tüm müdahaleyi yaptık. Bu olay olana kadar Fırat Sarı'yı tanımıyordum. Gece hastanede doktor bulunmazdı. Nöbet listesinin olup olmadığını bilmiyordum. Mesleği öğrenmek için ilk kez çalışmaya başladığım yerde böyle bir şey yaşadığım için çok üzgünüm" diye konuştu. Mahkeme başkanı sanığa başkasının kaşesinin hemşireler tarafından kullanılıp kullanılmadığını sordu. Sanık Ayşe Gizem Büyükköleş “Bilmiyorum ama bu konuşuluyordu sürekli” şeklinde cevap verdi. Mahkeme başkanı bunun üzerine öfkelenerek “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. Duruşmaya sanık savunmasının ardından 45 dakika ara verildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.