Türkistan toprağının bereketi, insana ve insan için yaratılanlara dairdir. Yurdumuzu, başka vatan topraklarından ayıran birçok özelliğin yanında, öne çıkan, korunan kültür olmuştur. İnsana dair, insanın ürettiği her şey olarak tanımladığımız kültür mefhumu, Türk Milleti’nin, yaşadığı her karışta bıraktığı izidir.
Üzerinde yürüdüğünüz yolda, Türk’ün izini, geçtiği yeri, tanımamak imkânsızdır. Sahip olduğumuz bilinç ve şuur, tarihin getirdiği sorumluluk ve üzerimize yakıştırılan kimliği taşımanın gereği olan seviyeyi, her sahada temin ile birlikte, hakkını teslim etmek elbette ağır bir yükümlülüktür.
Zamanın içerisinde saklı kalmaması gereken tüm değerleri korumak ve hatta geleceğe taşımak üst düzey bir kabiliyet ve aidiyet duygusu gerektirmektedir.
Tüm bunları 21. Yüzyılda Uluğ Türkistan coğrafyasında, insanlık ve medeniyet hazinesi olarak taşımak ise onur nişanemizdir.
***
Bu izlerin başladığı nokta, yaklaşımlarında hissedeceğiniz güven ve samimiyettir. Kendinizi huzur ve sakinlik içerisinde bulur, korumacılık içgüdüsünün yaşatacağı yanlışlardan çok uzakta hissettiğinizde, karşınızdakinin Türk olma ihtimali yüksektir. Kadın, yaşlı ve çocuklarınıza yaklaşımlarında şahit olacağınız hürmet, nahiflik, nezaket ve yardımcı olma davranışları, herhangi başka bir coğrafyada karşılaşamayacağınız seviyededir.
Türk Yurdu sokaklarında ve caddelerinde karşılaşacağınız estetik, yaşayanlarının ve ziyaretçilerinin ruhunu okşar. Bu estetiği sadece duvarlarda, heykellerde ya da imaretlerde görmezsiniz. Kuytu bir köşeden yükselen sesten, camdan sarkan çiçeklerde, birbirini koşturan hayvanlar âleminde ve kısaca insanın yaşamdaki bütün paydaşlarına dair her şeyde.
İlime ve bilgiye saygı duymanın en üst seviyesini işaret eden bir anlayış ve geçmişe sahibiz.
Öyle ki, insan elinden çıkma en eski yazmaları müzelerinde saklamak için birbiri ile mücadele eden birçok gizli örgütü gözlemliyoruz. Ve hala ulaşılması zor en eski, bitigler, destanlar veya yazıtları bu coğrafyada ağırlamaya devam ediyoruz. Şu bir gerçek ki, her ne olursa olsun, her nerde olursa olsun, töreyi yaşamayan bilmeyenlerin anlayamayacağı bir sır sahibidir bu hazineler.
***
Türk’ün olduğu yerde, rekabet, ihanet veya hasetliğin bile bir saygınlık ölçüsünün olduğunu görürsünüz. Eğer Türk ise, varlığını yokluğa çevirmek isteyenlerin, hasım gördüklerine dair inşa edilenlere karşı hiçbir çirkinleştirici, tahrip edici müdahalesini göremezsiniz.
Çünkü herkes şunu iyi bilir ki, Türk olanın, tercihi ne olursa olsun niyeti yıkmak üzerine değildir.
Bu aziz toprakların, paylaşmakla ilgili biraz sorunu olduğu doğrudur.
Ancak bunu sadece rahatlık dönemlerinde görürsünüz. Varlık sahibi iseniz, darlıkta, ya paylaşmayı bilirsiniz ya da hakkı olan hakkını alır. Öyle bereketli öyle değerli kaynaklara sahiptir ki toprak, emanet olan nasibi er ya da geç sahibine teslim etmeyi bilir.
Saklı sanılan dar alanlarda kalmış eski bir yıkıntının bile bir efsanesi vardır. Anlamlanır.
Çünkü manasız hiçbir işe kalkışılmaz, vakit ayrılmaz. O yüzdendir ki, tarihe ve tarihin ürettiği her şeye sonsuz saygı duyulur, korunur. Bizden olmayanların yabancılaştırmak için yakıp, yıkıp, yok ettiklerini zannettikleri bile, bir ehil kimseye ilham olur da çağlar sonrasında yeniden hayat bulur.
Velhasıl, sesini dinleyip, çırpınan denizindeki sancağına gözümüzü diktiğimiz Azerbaycan elinde gönlümüzden geçenler böyleydi.
Aklımızda kalanların da çok farkı olmadı. Ama Anadolu’da buna hasret kalmış olmak içimizi acıttı.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Nedir Belediye Meclis Üyeliği?
13.11.2021 06:07
Belediye meclis üyeleri, gerek yerel demokrasi çerçevesinde halka en yakın temsilciler olmaları, gerekse halkın yerel ölçekteki talep ve şikâyetlerini siyasal sisteme iletmeleri açısından kilit rol oynamaktadırlar.
Demokrasi yerel yönetimlerde başlar.
Belediye meclis üyeleri yerel demokrasi
Geçtiğimiz aylarda heyelan nedeniyle boşaltılan binaların yıkılmasıyla birlikte Uftade Hazretlerinin bulunduğu bölgenin Osmangazi Belediye Başkanlığı tarafından yeşil alana çevrilmesi yerinde bir karardır.
Gerek Hanlar Bölgesi'nde gerekse Uftade Hazretlerinin bulunduğu bölgede yapılan çalışmala
Yunus ne güzel söylemiş:
“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz.”
Evet, söz ağızdan bir kez çıkar ama bıraktığı tesir çok uzun sürer.
Düşmanı dost eylediği gibi, dostunu da düşman eder bir söz.
Atalarımız bir söylerken bin ker
Eski ismi Penahabad...
Karabağ Hanlığı'nın ilk başkanı olan Penah Ali Han'a atfen konulmuştur.
Türk Kaçar Hanedanı Ağa Muhammed Şah ve İbrahim Halil Han’la birlikte “Şuşa” ismini almıştır.
Farsça kökenli olduğu ve bu dilde cam veya şişe anlamına gelen &
Yanlış hatırlamıyorsam beş sene önceydi.
Bursa Belediyeler Birliği olarak bazı belediye başkanları ve meclis üyeleriyle birlikte Fransa'nın Strasbourg kentinde bulunan Avrupa Birliği Parlamentosu Yerel Yönetimler Kongresi’ne katılım sağladık.
Dönüşte İsviçre-Zurich'e uğradığımızda ç
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Aybars YILMAZ
Anadolu’da hasret kaldıklarımız!
Türkistan toprağının bereketi, insana ve insan için yaratılanlara dairdir. Yurdumuzu, başka vatan topraklarından ayıran birçok özelliğin yanında, öne çıkan, korunan kültür olmuştur. İnsana dair, insanın ürettiği her şey olarak tanımladığımız kültür mefhumu, Türk Milleti’nin, yaşadığı her karışta bıraktığı izidir.
Üzerinde yürüdüğünüz yolda, Türk’ün izini, geçtiği yeri, tanımamak imkânsızdır. Sahip olduğumuz bilinç ve şuur, tarihin getirdiği sorumluluk ve üzerimize yakıştırılan kimliği taşımanın gereği olan seviyeyi, her sahada temin ile birlikte, hakkını teslim etmek elbette ağır bir yükümlülüktür.
Zamanın içerisinde saklı kalmaması gereken tüm değerleri korumak ve hatta geleceğe taşımak üst düzey bir kabiliyet ve aidiyet duygusu gerektirmektedir.
Tüm bunları 21. Yüzyılda Uluğ Türkistan coğrafyasında, insanlık ve medeniyet hazinesi olarak taşımak ise onur nişanemizdir.
***
Bu izlerin başladığı nokta, yaklaşımlarında hissedeceğiniz güven ve samimiyettir. Kendinizi huzur ve sakinlik içerisinde bulur, korumacılık içgüdüsünün yaşatacağı yanlışlardan çok uzakta hissettiğinizde, karşınızdakinin Türk olma ihtimali yüksektir. Kadın, yaşlı ve çocuklarınıza yaklaşımlarında şahit olacağınız hürmet, nahiflik, nezaket ve yardımcı olma davranışları, herhangi başka bir coğrafyada karşılaşamayacağınız seviyededir.
Türk Yurdu sokaklarında ve caddelerinde karşılaşacağınız estetik, yaşayanlarının ve ziyaretçilerinin ruhunu okşar. Bu estetiği sadece duvarlarda, heykellerde ya da imaretlerde görmezsiniz. Kuytu bir köşeden yükselen sesten, camdan sarkan çiçeklerde, birbirini koşturan hayvanlar âleminde ve kısaca insanın yaşamdaki bütün paydaşlarına dair her şeyde.
İlime ve bilgiye saygı duymanın en üst seviyesini işaret eden bir anlayış ve geçmişe sahibiz.
Öyle ki, insan elinden çıkma en eski yazmaları müzelerinde saklamak için birbiri ile mücadele eden birçok gizli örgütü gözlemliyoruz. Ve hala ulaşılması zor en eski, bitigler, destanlar veya yazıtları bu coğrafyada ağırlamaya devam ediyoruz. Şu bir gerçek ki, her ne olursa olsun, her nerde olursa olsun, töreyi yaşamayan bilmeyenlerin anlayamayacağı bir sır sahibidir bu hazineler.
***
Türk’ün olduğu yerde, rekabet, ihanet veya hasetliğin bile bir saygınlık ölçüsünün olduğunu görürsünüz. Eğer Türk ise, varlığını yokluğa çevirmek isteyenlerin, hasım gördüklerine dair inşa edilenlere karşı hiçbir çirkinleştirici, tahrip edici müdahalesini göremezsiniz.
Çünkü herkes şunu iyi bilir ki, Türk olanın, tercihi ne olursa olsun niyeti yıkmak üzerine değildir.
Bu aziz toprakların, paylaşmakla ilgili biraz sorunu olduğu doğrudur.
Ancak bunu sadece rahatlık dönemlerinde görürsünüz. Varlık sahibi iseniz, darlıkta, ya paylaşmayı bilirsiniz ya da hakkı olan hakkını alır. Öyle bereketli öyle değerli kaynaklara sahiptir ki toprak, emanet olan nasibi er ya da geç sahibine teslim etmeyi bilir.
Saklı sanılan dar alanlarda kalmış eski bir yıkıntının bile bir efsanesi vardır. Anlamlanır.
Çünkü manasız hiçbir işe kalkışılmaz, vakit ayrılmaz. O yüzdendir ki, tarihe ve tarihin ürettiği her şeye sonsuz saygı duyulur, korunur. Bizden olmayanların yabancılaştırmak için yakıp, yıkıp, yok ettiklerini zannettikleri bile, bir ehil kimseye ilham olur da çağlar sonrasında yeniden hayat bulur.
Velhasıl, sesini dinleyip, çırpınan denizindeki sancağına gözümüzü diktiğimiz Azerbaycan elinde gönlümüzden geçenler böyleydi.
Aklımızda kalanların da çok farkı olmadı. Ama Anadolu’da buna hasret kalmış olmak içimizi acıttı.
Nedir Belediye Meclis Üyeliği?
13.11.2021 06:07Belediye meclis üyeleri, gerek yerel demokrasi çerçevesinde halka en yakın temsilciler olmaları, gerekse halkın yerel ölçekteki talep ve şikâyetlerini siyasal sisteme iletmeleri açısından kilit rol oynamaktadırlar. Demokrasi yerel yönetimlerde başlar. Belediye meclis üyeleri yerel demokrasi
Temiz Cadde ve tarihi surlar
15.11.2021 05:46Geçtiğimiz aylarda heyelan nedeniyle boşaltılan binaların yıkılmasıyla birlikte Uftade Hazretlerinin bulunduğu bölgenin Osmangazi Belediye Başkanlığı tarafından yeşil alana çevrilmesi yerinde bir karardır. Gerek Hanlar Bölgesi'nde gerekse Uftade Hazretlerinin bulunduğu bölgede yapılan çalışmala
Başka Bursa Yok!
16.11.2021 12:41Yunus ne güzel söylemiş: “Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Bal ile yağ ede bir söz.” Evet, söz ağızdan bir kez çıkar ama bıraktığı tesir çok uzun sürer. Düşmanı dost eylediği gibi, dostunu da düşman eder bir söz. Atalarımız bir söylerken bin ker
Ay-Yıldız Şuşa'dan bir daha inmeyecek
20.11.2021 01:24Eski ismi Penahabad... Karabağ Hanlığı'nın ilk başkanı olan Penah Ali Han'a atfen konulmuştur. Türk Kaçar Hanedanı Ağa Muhammed Şah ve İbrahim Halil Han’la birlikte “Şuşa” ismini almıştır. Farsça kökenli olduğu ve bu dilde cam veya şişe anlamına gelen &
Yerel yönetimler ve caydırıcı güç
27.11.2021 12:19Yanlış hatırlamıyorsam beş sene önceydi. Bursa Belediyeler Birliği olarak bazı belediye başkanları ve meclis üyeleriyle birlikte Fransa'nın Strasbourg kentinde bulunan Avrupa Birliği Parlamentosu Yerel Yönetimler Kongresi’ne katılım sağladık. Dönüşte İsviçre-Zurich'e uğradığımızda ç