SON DAKİKA
Hava Durumu

Anadolu’da hasret kaldıklarımız!

Yazının Giriş Tarihi: 23.12.2022 17:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.12.2022 17:29

Türkistan toprağının bereketi, insana ve insan için yaratılanlara dairdir. Yurdumuzu, başka vatan topraklarından ayıran birçok özelliğin yanında, öne çıkan, korunan kültür olmuştur. İnsana dair, insanın ürettiği her şey olarak tanımladığımız kültür mefhumu, Türk Milleti’nin, yaşadığı her karışta bıraktığı izidir.

Üzerinde yürüdüğünüz yolda, Türk’ün izini, geçtiği yeri, tanımamak imkânsızdır. Sahip olduğumuz bilinç ve şuur, tarihin getirdiği sorumluluk ve üzerimize yakıştırılan kimliği taşımanın gereği olan seviyeyi, her sahada temin ile birlikte, hakkını teslim etmek elbette ağır bir yükümlülüktür.

Zamanın içerisinde saklı kalmaması gereken tüm değerleri korumak ve hatta geleceğe taşımak üst düzey bir kabiliyet ve aidiyet duygusu gerektirmektedir.

Tüm bunları 21. Yüzyılda Uluğ Türkistan coğrafyasında, insanlık ve medeniyet hazinesi olarak taşımak ise onur nişanemizdir.

***

Bu izlerin başladığı nokta, yaklaşımlarında hissedeceğiniz güven ve samimiyettir. Kendinizi huzur ve sakinlik içerisinde bulur, korumacılık içgüdüsünün yaşatacağı yanlışlardan çok uzakta hissettiğinizde, karşınızdakinin Türk olma ihtimali yüksektir. Kadın, yaşlı ve çocuklarınıza yaklaşımlarında şahit olacağınız hürmet, nahiflik, nezaket ve yardımcı olma davranışları, herhangi başka bir coğrafyada karşılaşamayacağınız seviyededir.

Türk Yurdu sokaklarında ve caddelerinde karşılaşacağınız estetik, yaşayanlarının ve ziyaretçilerinin ruhunu okşar. Bu estetiği sadece duvarlarda, heykellerde ya da imaretlerde görmezsiniz. Kuytu bir köşeden yükselen sesten, camdan sarkan çiçeklerde, birbirini koşturan hayvanlar âleminde ve kısaca insanın yaşamdaki bütün paydaşlarına dair her şeyde.

İlime ve bilgiye saygı duymanın en üst seviyesini işaret eden bir anlayış ve geçmişe sahibiz.

Öyle ki, insan elinden çıkma en eski yazmaları müzelerinde saklamak için birbiri ile mücadele eden birçok gizli örgütü gözlemliyoruz. Ve hala ulaşılması zor en eski, bitigler, destanlar veya yazıtları bu coğrafyada ağırlamaya devam ediyoruz. Şu bir gerçek ki, her ne olursa olsun, her nerde olursa olsun, töreyi yaşamayan bilmeyenlerin anlayamayacağı bir sır sahibidir bu hazineler.

***

Türk’ün olduğu yerde, rekabet, ihanet veya hasetliğin bile bir saygınlık ölçüsünün olduğunu görürsünüz. Eğer Türk ise, varlığını yokluğa çevirmek isteyenlerin, hasım gördüklerine dair inşa edilenlere karşı hiçbir çirkinleştirici, tahrip edici müdahalesini göremezsiniz.

Çünkü herkes şunu iyi bilir ki, Türk olanın, tercihi ne olursa olsun niyeti yıkmak üzerine değildir.

Bu aziz toprakların, paylaşmakla ilgili biraz sorunu olduğu doğrudur.

Ancak bunu sadece rahatlık dönemlerinde görürsünüz. Varlık sahibi iseniz, darlıkta, ya paylaşmayı bilirsiniz ya da hakkı olan hakkını alır. Öyle bereketli öyle değerli kaynaklara sahiptir ki toprak, emanet olan nasibi er ya da geç sahibine teslim etmeyi bilir.

Saklı sanılan dar alanlarda kalmış eski bir yıkıntının bile bir efsanesi vardır. Anlamlanır.

Çünkü manasız hiçbir işe kalkışılmaz, vakit ayrılmaz. O yüzdendir ki, tarihe ve tarihin ürettiği her şeye sonsuz saygı duyulur, korunur. Bizden olmayanların yabancılaştırmak için yakıp, yıkıp, yok ettiklerini zannettikleri bile, bir ehil kimseye ilham olur da çağlar sonrasında yeniden hayat bulur.

Velhasıl, sesini dinleyip, çırpınan denizindeki sancağına gözümüzü diktiğimiz Azerbaycan elinde gönlümüzden geçenler böyleydi.

Aklımızda kalanların da çok farkı olmadı. Ama Anadolu’da buna hasret kalmış olmak içimizi acıttı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.