SON DAKİKA
Hava Durumu

Monokültür orman anlayışı ve felaket!

Yazının Giriş Tarihi: 27.07.2025 19:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.07.2025 19:18

Yazıya editörümüz bu başlığı attı ama benim başlığım: Orman Yangınlarında Monokültür Yapılar, Riskleri ve Ekolojik Dönüşüm Olanakları!

***

Neredeyse her sabah;

Ülkemin birkaç yerinde başlayan orman yangını haberleri ile güne başlıyoruz. Sanki yaz aylarını artık orman yangınları olmadan geçirmemiz mümkün değil gibi gözüküyor. Gerek dayatılan iklim anlaşmaları -ki bu anlaşmayı meclisimize öneri olarak götüren Bursa milletvekillerinin de imzası var, acaba neye imza attıklarının gerçekten farkındalar mı! - gerek küreselcilerin doğal gibi görünen felaketlerle özellikle doğayı yok etme ve ekolojik dengeye bozma çalışmaları…

Ki bu çalışmalar “karbon salınımını azaltmak” diye geçiyor, hayvan dışkısından ormandaki ağaca kadar her şeyi insana ve tabiata zararlı olarak gösteren sapkın bir düşünce…

Ve nihayetinde insanların bilinçsiz davranışları sonucu ortaya çıkan bu felaketlere karşı acaba nasıl önlemler alınabilir ve bu felaketler yeniden yapılanmada bir fırsata çevrilebilir mi?

Türkiye gibi Akdeniz iklim kuşağında yer alan ülkelerde yaz aylarında orman yangınları ciddi ekolojik ve ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Yangınların şiddetini ve yayılma hızını belirleyen en önemli etkenlerden biri ise orman yapısıdır. Monokültür ormanlar, büyük ölçüde tek bir ağaç türünden oluşan, homojen yapılı ekosistemlerdir. Bu tür ormancılık uygulamaları çoğunlukla ekonomik verimlilik amacıyla tercih edilmekte, hızlı büyüyen türler ile kısa sürede yüksek odun üretimi sağlanmaktadır. Ancak, bu yaklaşım uzun vadede ciddi ekolojik sorunlara yol açmakta, özellikle yangın riski açısından kırılgan sistemler ortaya çıkarmaktadır.

Monokültür ormanların yangına olan yüksek duyarlılığı birkaç temel nedene dayanmaktadır. Öncelikle, bu ormanlarda aynı türden ağaçların bulunması, benzer yanıcılık özelliklerine sahip büyük miktarda biyokütlenin bir arada bulunması anlamına gelmektedir.

Örneğin, reçineli türler (özellikle kızılçam-Pinus brutia) uçucu bileşikler içerdiğinden, düşük nem ve yüksek sıcaklık koşullarında yangını başlatma ve yayma eğilimindedir. Ayrıca alt tabakada biriken kuru yaprak, dal ve iğne döküntüsü de tutuşmayı kolaylaştırmakta ve yangının ilerlemesini hızlandırmaktadır.

İkinci olarak, monokültür ormanlarda biyoçeşitlilik düzeyinin düşük olması, ekosistemin yangınlara karşı doğal direnç geliştirmesini engellemektedir. Farklı türlerin birlikte bulunduğu karma orman ekosistemlerinde, bazı ağaçlar ve bitki türleri daha az yanıcı olup yangının ilerleyişini yavaşlatabilir. Oysa monokültür sistemlerde bu çeşitlilik olmadığı için yangın, homojen bir ortamda hızla yayılır ve kontrol altına alınması zorlaşır.

Üçüncü olarak, bu tür ormanlarda genellikle doğal ekolojik süreçler yerine insan müdahalesi ön plandadır. Sık dikim, az budama ve orman altı temizliğinin ihmal edilmesi gibi ormancılık hataları, yangın riskini artıran faktörler arasında yer almaktadır. Üstelik bu tür alanlarda doğal yırtıcıların ve kontrol edici türlerin eksikliği, zararlı böceklerin artışına neden olarak ağaçların kurumasına ve kuru materyal miktarının yükselmesine yol açmaktadır. Bu durum da yangın hassasiyetini daha da artırmaktadır.

Türkiye özelinde değerlendirildiğinde, özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde yaygın olarak kullanılan kızılçam monokültürleri, yangınların sık yaşandığı ve büyük zararların meydana geldiği alanlar arasında öne çıkmaktadır. Bu durum, monokültür ormancılığın yangın riskini ne ölçüde artırdığını ortaya koymaktadır. Türkiye ve uluslararası örnekler, ormancılık politikalarının ve planlama stratejilerinin sürdürülebilirlik açısından karma tür orman sistemlerine yönelmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Yangınla mücadelede, ağaç türlerinin ve orman yönetimi stratejilerinin rolü kesinlikle dikkate alınmalıdır. Yangına dayanıklı yerli türlerin; mesela meşe, dişbudak, harnup, defne, çınar, dut, ceviz, badem ve çitlembik gibi türlerin, orman yangınlarına karşı doğal bir bariyer oluşturması, yangın riskinin azaltılmasında önemli bir stratejidir. Ege ve Marmara bölgesinde özellikle kızılçam ve karaçam formasyonlarında, yangına dayanıklılık sağlamak için yangına hassas alanlarda çevresel bariyerler oluşturulmalıdır. Maki formasyonlarında, doğal bitki örtüsünün korunması ile ekosistem dengesinin sürdürülmesi ön planda tutulmalı, bölgeye özgü ağaçlandırma ve bitkilendirme planları hazırlanmalıdır.

Özetle, monokültür ormanların uygulanması ekonomik faydalar sağlasa da ekolojik dengeyi koruma, biyoçeşitliliği sürdürme ve yangın risklerini azaltma açısından karma tür orman sistemlerinin tercih edilmesi gerekmektedir. Orman yangınlarına karşı konulan önlemler, özellikle yangına dirençli türlerin kullanımı ve planlı ormancılık yönetimi ile desteklendiğinde hem ekonomik hem de çevresel açıdan daha sürdürülebilir bir ormancılık anlayışı oluşacaktır.

Orman yangınlarından etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletirken hayatını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Hep birlikte iyileşeceğiz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.