SON DAKİKA
Hava Durumu

Köke kibrit suyu ekmek!

Yazının Giriş Tarihi: 08.01.2022 11:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.01.2022 11:49

Ruhun derinliklerine gizlenmiş, çok lüzumsuz ve gerçekten çok ayıp bir şey duygusallık!

En keskin yönlerimizi törpüleyen ve belki de bizi insan yapan yegâne değerden, eksiklikmiş gibi bahsediyoruz. Oysa duygusallığımız yoksa bir yanımız değil her yanımız yarım kalıyor.

İçimizdeki o pırıltılı yumuşaklığı “kimse görmesin” diye bir de zırh kuşanıyoruz. Olmadı, sağlam ve gedik açılmayacak duvarlar örüyoruz.

Kimse görmesin, kimse bilmesin aman içimizdeki insanı kimse fark etmesin.

Bir de toplumun dayattığı prangalarımız var.

Duygusallığı baltalayan sözlerimizden en keyiflisi “Merhametten maraz doğar’’dır mesela.

Hadi duygusal ol, hadi sevgi kelebeği olmak için kanat çırp! Hele de erkekseniz toptan yandınız.

Çocuğunu kimse görmeden, hatta çocuğun kendisi hissetmeden seveceksin ki şımarmasın. Oysaki uyurken uzaktan bakıp gözüyle sevenden ne sevene ne de sözüm ona sevilene hayır gelir.

***

‘’Ben çocuğumu kucağıma alıp hiç öpmedim’’ gurur kaynağı tabii.

Aferin sana!

Nasıl bir mucize gerçekleştirmişsin! Mümkün olsa çocuğun dibine iki avuç gübre ile bir tas su dökecek ki eğrelti otu gibi hayata tutunup yeşerip gitsin.

Bazı bitkiler bile sevginin olmadığı, negatif enerjinin kol gezdiği ortamda yaşayamıyorlar.

Ruhunu negatif cereyana kaptırmış hiçbir canlı yaşamayı başaramıyor.

Duygusal insanlar olmasa yazın dili de yalnız kalacak, şarkılar türküler hiç olmayacak. Gri bir dünyada yaşamayı göze mi alalım bu durumda?

***

Beynimizin karanlık koridorlarında at koşturan hoyratlıklara teslim olmamız emredilse de bir yolunu bulup karanlıktan aydınlığa çıkmak zorundayız.

Sevgi odalarının kapılarını açabilmiş nadir insanlara sümüklüböcek muamelesi yapmak bize ne kazandırıyor acaba?

Duygusallığı bertaraf ederseniz yerine ne geçecek peki?

Muhtemelen hoyratlık.

Duygusallığını bastırdığınız insanlar tam olarak hoyrat da olamıyor. İki arada bir derede kırık dökük yaşamlar sürüyorlar. Hiçbir duyguya ait olamamanın çaresizliğinde yorgunluk kayığının küreklerine asılıyorlar. Ama uzaktan görünen kara parçası da onların ülkesi olamıyor maalesef. Haymatloslar gibi, aidiyet duygusundan uzak savrulup duruyorlar.

***

Ruhumuza taktığımız çiçekli taçları herkes görsün.

Biz duygusal insanlar olmazsak siz de olmazsınız.

Dünyanız güzelleşmez, ruhunuz arınmaz. Kimse gökyüzünü maviye boyamayacağı için karanlık sabahlara kalkarsınız biz olmazsak. Billur köprülerden prensesler geçmez. Pamuk prensesin yedi değil, bir cücesi bile bulunmaz.

Duygusal insanları kırıp dökmeyin, kendisinden başkası olmaya zorlamayın. Karanlıktan aydınlığa çıkmak için onların duygularının pırıltılı ışığına güvenin. Zaten azlar, bir de siz köküne kibrit suyu ekmeyin.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.