SON DAKİKA
Hava Durumu

Uludağ Üniversitesi’nin hali (2)

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2024 00:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2024 13:27

Bursa Uludağ Üniversitesi’ndeki(BUÜ) son yangının ardından kaleme aldığımız yazının şimdi ikinci bölümüne geldik…

“Uludağ Üniversitesi’nin hali (1)” başlıklı ilk bölümün yayınlanmasının ardından BUÜ “İletişim Koordinatörü” meslektaşım Barış Gülkaya aradı…

O’na da söyledim:

Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’la kişisel hiçbir problemim yok!

Benim derdim;

1990’lı yıllarda Türkiye’nin en iyi 10 üniversitesi arasında yer alan, eğitim gördüğüm İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden hareketle, İlker Parasız’dan Cevdet Atay’a, Ercan Dülgeroğlu’ndan Mustafa Aytaç’a Hasan Ertürk’ten Halis Ertürk’e, Rana Aslanoğlu’ndan Hüseyin Şahin’e, Necmi Gürsakal’dan Erol İyibozkurt’a (Hakk’a yürüyenlere rahmet, yaşayanlara sağlık diliyorum) birbirinden kıymetli bilim insanlarının öğretim üyesi olduğu Bursa Uludağ Üniversitesi’nin son yıllarda geldiği/getirildiği hale dikkat çekmek…

İsimlerini saydığım bu bilim insanlarının yazdığı kitaplar, sadece Uludağ Üniversitesi’nde değil, Türkiye’nin bütün yüksek öğretim kurumlarında ders kitabı olarak okutuluyordu. Bugün böyle kaç tane İİBF öğretim üyesi var, söyler misiniz?

Emin olun mühendislikten tıp fakültesine, eğitim fakültesinden fen-edebiyata benimle aynı yıllarda tozdan çamurdan geçilmeyen kampüste okuyan arkadaşlar da muhtemelen “bu kalite mukayesesini” zaman zaman yapıyordur.

Alın bir başka örnek:

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Hastanesi…

1990’lı yıllarda “Avrupa ve Türkiye’nin en iyi sağlık kuruluşları” arasında gösteriliyor, Uludağ Üniversitesi gazete manşetlerinden inmiyordu.

Bugün BUÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvuran vatandaş, ihtiyaç duyulan tıbbi bir görüntüleme işlemi için aylar sonrasına randevu alabiliyorsa, bu durumu nasıl değerlendirmek gerekiyor!

“Her şey çok iyi çok güzel” diye şakşakçılık mı yapalım?

Ya da “Aman Rektör Hoca ve Barış Gülkaya’yı üzmeyelim, arada bir durumu acil olan hastaların muayene ve tıbbi görüntüleme hizmet randevuları için yardım talep ediyorum” mu diyeyim?

Her satırı, her cümlesi kamu adına kaleme alınmış yazılar bunlar… Dolayısıyla kimin rektör olduğu, hangi ideolojiye sahip olduğu beni hiç ilgilendirmiyor.

Ama kişi, hele hele bir bilim insanı;

Memleketin geleceği için binlerce gencin bilgiyle donatıldığı bir kurumda “kendisi gibi düşünenleri” hak ekmediği makamlara taşıyorsa ve o makamlara gelenler, görevlerinin gereğini yapamıyorsa veya kendisiyle aynı ideolojide olmayan akademisyenlerin burnundan getiriyorsa eleştirilmesi/yönetim anlayışına güven duyulmaması gayet normaldir!

***

Evet…

Biz yine konumuza devam edelim…

Son yangında Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’ın da açıkladığı üzere, “Veteriner fakültesinin 10 ton buğdayı, 20 ton kuru yoncası, 30 ton samanı ve 1 adet traktörü yandı. Hayvan barınaklarının bir kısmı hasar gördü. Ziraat fakültesinin 80 dekarlık buğday tarlası kül oldu. Elma, armut, ayva, şeftali, fındık ve zeytinden oluşan 2 bin ağaçlık bahçe büyük ölçüde zarar gördü…”

Sayın Rektör Yılmaz!

Türkiye’de son derece sağlam bir yapıya kavuşan sigortacılık sisteminden haberdar olmamanız mümkün değil.

Sadece tarım alanlarını düşünmeyin, tıp fakültesindeki paha biçilemeyen cihazlardan, yemekhanelere, eğitim araç gereçlerine, fakülte binalarına varana kadar her şeyi sigortayla güvence altına alabilirsiniz.

Şu yanan ekili tarım arazilerine TARSİM sigortası yapmayı bile becerememişsiniz.

Sakın “kamu kurumlarında sigorta mı olurmuş!” demeyin…

Türkiye’de TİGEM’in bütün tesisleri TARSİM’den sigortalı.

Hatta devletimiz bu yönde adım atan üreticinin tarım sigorta primlerinin yüzde 50’sini karşılıyor.

Ayrıca tüzel bir kişilik olan BUÜ Ziraat Fakültesi Döner Sermayesi üzerinden arazilerinizi çiftçi kayıt sistemine (ÇKS) kaydettirip, ekili tarım alanlarındaki riski teminat altına alabilirdiniz. Ama herhalde ilgililere ÇKS belgesi çıkartmak zor gelmiş!

Hadi gel de eleştirme!

BUÜ Ziraat Fakültesi’nin eğitim müfredatı gereği öğrencilerinize “Tarım Ekonomisi” derslerinde tarım sigortası TARSİM’i anlatın, Rektörlük olarak siz bu konuda sınıfta kalın!

Olacak iş değil…

***

Şimdi tam da burada şu kamera takip merkeziyle birlikte üniversite kampüsündeki güvenlik sorununa da değinmemiz gerekiyor…

Görükle Yerleşkesinde adli kolluk gücü olarak Bursa Emniyet Müdürlüğü görev yapıyor.

Bir de Türkiye’nin diğer üniversitelerinde olduğu gibi Bursa Uludağ Üniversitesi’nin kendi özel güvenlik personeli var.

Lakin akademik kadrolar gibi öğrencilerin önemli şikayet konularından biri de kampüs gibi fakülte binalarına giriş-çıkışlarında kimlik kontrolünün yapılmaması…

Çünkü üniversitenin güvenlik personeli yetersiz!

Hal böyle olunca; iddia odur ki,

“Derslere bıçakla, hatta silahla giren, uyuşturucu çeken, boşanmak üzere olan karısını veya kan davalısını öldürmeye gelenlerin neden olduğu birçok tatsız hadise hoca ve öğrencilerin girişimleriyle engellendi…”

Hatta şu yanan orman alanın olduğu bölgedeki ziraat fakültesinin seralarındaki bütün klimalar, çelik borular, bilgisayarlı sistemler,

mühendislik fakültesi, mimarlık fakültesi ve kütüphanenin çay-kahve makinaları soyuldu, dershanelerde projeksiyonların bir kısmı çalındı.

Bu olaylardan haberinizin olmaması mümkün değil…

Basına yansımayan, hatta emniyete bilgi verilmediği öne sürülen bu olaylar, Ahmet Saim Kılavuz’un rektörlüğü döneminde yaşandı.

Oysa bu hırsızlık olaylarının yaşandığı tesislere kameralar da takılıydı.

Peki kamera görüntüleri 7/24 nereden takip ediliyordu?

Tabi ki Kredi Yurtlar Kurumu’nun girişindeki binada faaliyet gösteren merkezden…

Kamu malını çalan hırsızları göremeyen takip merkezindeki görevliler, acaba yangını da zamanında fark edebilmiş midir sizce?

Sizin Rektör yardımcılığınız döneminde yaşanan bu hırsızlık olaylarıyla ilgili bir tutanak tutuldu mu, herhangi bir idari soruşturma yapıldı mı, ya da emniyete yapılan bir başvuru var mı?

Varsa belgelerini gösterebilir misiniz? Yoksa neden bu olayların üstü örtüldü. Örtüldüyse kamu zararını nasıl karşıladınız?

***

Nedense konunun bu bölümünü kaleme alırken aklıma birden kampus içinde yüzlerce fıstık çamı kesilerek gerçekleştirilen yol açma çalışmaları sırasında ortaya çıkan antik mezarlığın tahrip edilmesi hadisesi geldi!

Dönemin Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay’ın da adının geçtiği olayı bilmeyenler için kısaca özetleyecek olursam;

2016 yılında Uludağ Üniversitesi Görükle Yerleşkesi’nin Bursa girişinin hemen sağ tarafında Özlüce’ye doğru gerçekleştirilen yol açma çalışması sırasında Geç Roma-Bizans dönemine ait antik mezarlar bulundu.

Lakin üniversite yönetimi ve ilgililer durumu, Bursa Müze Müdürlüğü’ne haber vermedi. Olay, BİMER’e yapılan bir şikâyetle ortaya çıkarılırken, bölge yeniden yapılan kazı sonrasında alanda tespit edilen lahit mezarların tahrip edildiği anlaşıldı.

Kepçe ile kırılıp içlerinin boşaltıldığı öne sürülen mermer ve kiremit mezar parçaları yapılan hafriyat çalışması sırasında toprakla karışık şekilde kampusun uygun yerlerine döküldü. Hatta mermer lahit parçalarından biri çöplükte bulundu ve Bursa Müze Müdürlüğü envanterine alındı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın BİMER şikâyeti sonrasında alanda yaptığı incelemede ihbarın doğruluğu anlaşılınca, harekete geçen Bursa Valiliği, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 10’a yakın şüpheli hakkında dava açıldı.

***

5 yıl süren yargılama sırasında tanık olarak verdiği ifadesinde özetle “benim olayla ilgim ve bilgim yok” diyen dönemin Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay’ın koruma polisi Abdülkadir Ş.’nin de aralarında bulunduğu sanıklar, 2863 Sayılı Yasaya aykırı eylemlerinden ötürü önce ayrı ayrı 10’ar ay hapis cezasına çarptırıldı.

Ardından mahkeme heyeti sanıklar hakkında ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kararlaştırdı.

Konuya ilişkin çok daha farklı iddialar var ama bu bilgiyi sizinle;

Bursa’nın marka değeri Uludağ Üniversitesi’nin ne hale geldiğini, kimlerin nelerle uğraştığını anlatmak adına paylaştım…

Tarihi mezarlarla ilgili dava şu anda temyiz aşamasında; yargı kararları kesinleştiğinde belki müstakil bir yazıyla yaşanan rezaleti size detaylı bir şekilde aktarabilirim…

Örneğin üzerinde “Captain Custo” yazdığı öne sürülen bir lahidin alandan çıkarılıp, bir depoda bekletildikten sonra bir sabah ortadan yok edildiğine dair bir iddia var ki…

Anlatılanlardan Türkiye-İtalya arasında yaşanan iyi bir film senaryosu çıkabilir!

Bu arada hemen belirteyim;

BİMER’e ihbarda bulunan vatandaş, Bursa Uludağ Üniversitesi Afet ve Acil Yönetim Merkezi Koordinatörü, aynı zamanda güvenlik amiri, emniyet kökenli Hüseyin Aydoğan idi.

Sonrasında Hüseyin Aydoğan’ın başına gelmedik kalmadı. Görevinden alındı, lojmanından çıkarıldı. Hakkında düzmece şikayetler yaptırıldı. En sonunda Aydoğan, 2020’de emekliye ayrılmak zorunda kaldı.

BUÜ nitelikli bir personeli kaybetti.

Hadi sorayım;

2020 sonrası BUÜ Afet ve Acil Yönetim Merkezi Koordinatörlüğü'ne getirilen sorumluların eğitimi ve sahip oldukları sertifikalar; Rektör Kamil Dilek döneminde (Mayıs 2012) yürürlüğe giren Uludağ Üniversitesi Afet ve Acil Durum Yönetimi Yönergesine uygun mu?

Konu konuyu açıyor!

Tüm veriler bize gösteriyor ki 2019-2023 yılları arasında Görükle Yerleşkesinde özellikle orman ıslahı konusu ihmal edilmiş ve orman yangını riski dikkate alınmamış.

Yani Rektör Ahmet Saim Kılavuz döneminde konu Allah’a emanet bırakılmış ve son yangında alevlerin hızla yayılmasına neden olan “insan boyuna ulaşan kuru otların temizliği” personel yetersizliği gerekçe gösterilerek yapılmamış.

Yani ortada bir ihmal var.

Hadi bu kez sorumuzu o dönem Rektör Yardımcısı olarak görev yapan Ferudun Yılmaz’a değil, "personelden sorumlu" Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün’e soralım:

Orman ıslahı çalışmaları 2019-2023 döneminde personel yetersizliği yüzünden mi yapılamadı?

Prof. Dr. Adem Doğangün’e bir sorumuz daha olsun:

Rektör Yusuf Ulcay döneminde hangi görevdeydiniz ve şu yol çalışması sırasında tahrip edilen, sonra da üstü örtülen lahit mezarlar konusunda siz ne düşünüyorsunuz?

(Devam edecek)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.