Nihai ürünleri üretmek için ithal edilmek zorunda kalınan ara ürünler var.
Hammadde, hazır parça vb. ürünleri üretmeyen ülkeler, nihai ürünü üretebilmek için ara ürünleri ithal etmek zorundalar.
Ülkemizin cari açığını oluşturan en büyük kalem bu ara ürünlerin ithalatıdır.
100 TL ihracat yapabilmek için 70 TL ithalat yapmak zorunda kalan bir ülkeyiz!
Bu durum bu şekilde devam ettiği sürece, istenen ve özlenen seviyeye gelinmesi, cari açığın kapatılması mümkün değildir.
Bu konuya belli dönemlerde eğilen devlet, yurt dışından ithal edilen ürünleri Türkiye’de yerli ve milli imkânlarla üretecek olan KOBİ’lere 5 milyon liraya kadar desteği KOSGEB aracılığıyla vermesine rağmen, sanayicinin bu konuya yönelmemesinin izah edilecek bir tarafı yoktur. "İthal etmek varken, montaj yapmak varken niye zahmete gireyim!" anlayışı terk edilmelidir.
Tedarikçi, taşeron, fasoncu ve ithalatçı olan Türk sanayisi;
Ara girdi ürünleri üreterek ithalatı engelleyen...
Nitelikli ve katma değeri yüksek ürünlere yönelerek, ihracatı arttıran...
Markalaşarak, fasonculuğu terk eden...
Ana sanayi vizyonuna erişerek, taşeronculuğu bırakan...
Konuma gelmeli, taşeronculukla, fasonculukla, tedarikçilikle bu ülkenin kalkınamayacağının farkına artık varmalıdır.
İzmir İktisat Kongresinde alınan kararlar yeniden incelenmeli ve bundan 100 yıl önce belirlenen ilkeler benimsenmelidir.
Bakın...
İzmir İktisat Kongresinde alınan kararların 1. Maddesinde ne diyor?
"Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir."
100 yıl önce, bugüne çözüm getirilmiş!
"Hammaddenin üretilmesi" vizyon olarak benimsenmiş.
Dahasına girmeden, dehasına güvendiğimiz Türk sanayicisi, çözümün kendisinde olduğunu artık fark etmeli, kolaycılığı terk ederek gerçek üretime yönelmelidir.
İnanın... "Her fabrikanın bir kale olduğunu" söyleyen Mustafa Kemal Atatürk, tedarikçileri, fasoncuları, taşeronları kastetmemiştir...
Yukarıda yazdıklarımızı, Milli Ses Ver Konferanslarımızda anlatıyoruz.
Milli Ses Ver Projesinin devlet politikası haline gelmesini istiyoruz.
Başka bir çözümde görmüyoruz...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Merhaba
15.12.2021 00:01
Gazeteci İbrahim Öge, "Bizde yaz!" dedi, dosta ne denir ki...
O gün, dosta "tamam" dedik.
Şimdi de “SözBursa” yani www.sozbursa.com okuyucuları olan sizlere, "Merhaba" diyoruz.
***
Ve...
Her türlü cemaatten uzak...
Her türlü siyasetten ırak...
Her türlü ticari ilişkiden kopuk...
Her türl
Peşinen söyleyelim...
Bu yazının amacı, görseli hazırlayan ve yayınlayanı eleştirmek değildir!
Bir konuya dikkat çekmek için bu görselden faydalanarak, bir sonuca varacağız.
Sonuç kısmında da eleştirimizi yapacağız.
Görseli inceleyin.
Bursa'da üretilen "yerli" ürünleri görüyorsunu
Şöyle mesaj göndermiş;
"Mustafa Bey, boş işlerle uğraşıyorsun.
Çabana yazık!"
***
Bu mesajı niye yazdığını biliyorum.
Uğramış olduğunu düşündüğü haksızlık karşısında, tepkisini en kolay ulaşabilecek olduğu adrese ulaştırmış ve öyle zannediyorum ki, rahatlamıştı!
Ona ve bir kesime göre, uğr
Tarihi misyonu gereği...
Yaptığımız kalite çalışmalarının bir emeği...
İhracat parametrelerindeki mevcut artışın bir değeri...
Bundan dolayı;
Dünyanın ilk “Kalite Standardı” olan "Kanun Name-i İhtisab-ı Bursa"yı, 1502 yılında yayınlayan ve uygulayan şehrin adına “Kalite Şehri&r
Yazacak, söyleyecek çok şey var.
Ama yerimiz dar!
Horon çekse de canımız, yanar diye canımız, horona kalkamıyoruz.
Aydın havasına aldansak, efelensek, el ense çekilecek!
Bar oynasak, bara gitti denilecek!
"Ankara'nın bağları" diyemiyoruz, karlı dağları!
Misket çekse de canımız, mikserler r
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa KARAMAN
Çözüm; Milli Ses Ver Projesi
Nihai ürünleri üretmek için ithal edilmek zorunda kalınan ara ürünler var.

Hammadde, hazır parça vb. ürünleri üretmeyen ülkeler, nihai ürünü üretebilmek için ara ürünleri ithal etmek zorundalar.
Ülkemizin cari açığını oluşturan en büyük kalem bu ara ürünlerin ithalatıdır.
100 TL ihracat yapabilmek için 70 TL ithalat yapmak zorunda kalan bir ülkeyiz!
Bu durum bu şekilde devam ettiği sürece, istenen ve özlenen seviyeye gelinmesi, cari açığın kapatılması mümkün değildir.
Bu konuya belli dönemlerde eğilen devlet, yurt dışından ithal edilen ürünleri Türkiye’de yerli ve milli imkânlarla üretecek olan KOBİ’lere 5 milyon liraya kadar desteği KOSGEB aracılığıyla vermesine rağmen, sanayicinin bu konuya yönelmemesinin izah edilecek bir tarafı yoktur.
"İthal etmek varken, montaj yapmak varken niye zahmete gireyim!" anlayışı terk edilmelidir.
Tedarikçi, taşeron, fasoncu ve ithalatçı olan Türk sanayisi;
Ara girdi ürünleri üreterek ithalatı engelleyen...
Nitelikli ve katma değeri yüksek ürünlere yönelerek, ihracatı arttıran...
Markalaşarak, fasonculuğu terk eden...
Ana sanayi vizyonuna erişerek, taşeronculuğu bırakan...
Konuma gelmeli, taşeronculukla, fasonculukla, tedarikçilikle bu ülkenin kalkınamayacağının farkına artık varmalıdır.
İzmir İktisat Kongresinde alınan kararlar yeniden incelenmeli ve bundan 100 yıl önce belirlenen ilkeler benimsenmelidir.
Bakın...
İzmir İktisat Kongresinde alınan kararların 1. Maddesinde ne diyor?
"Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir."
100 yıl önce, bugüne çözüm getirilmiş!
"Hammaddenin üretilmesi" vizyon olarak benimsenmiş.
Bitmedi...
Birde 6. Maddeye bakalım;
"Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır."
Kaçındık mı?
Dahasına girmeden, dehasına güvendiğimiz Türk sanayicisi, çözümün kendisinde olduğunu artık fark etmeli, kolaycılığı terk ederek gerçek üretime yönelmelidir.
İnanın...
"Her fabrikanın bir kale olduğunu" söyleyen Mustafa Kemal Atatürk, tedarikçileri, fasoncuları, taşeronları kastetmemiştir...
Yukarıda yazdıklarımızı, Milli Ses Ver Konferanslarımızda anlatıyoruz.
Milli Ses Ver Projesinin devlet politikası haline gelmesini istiyoruz.
Başka bir çözümde görmüyoruz...
Merhaba
15.12.2021 00:01Gazeteci İbrahim Öge, "Bizde yaz!" dedi, dosta ne denir ki... O gün, dosta "tamam" dedik. Şimdi de “SözBursa” yani www.sozbursa.com okuyucuları olan sizlere, "Merhaba" diyoruz. *** Ve... Her türlü cemaatten uzak... Her türlü siyasetten ırak... Her türlü ticari ilişkiden kopuk... Her türl
Krizin kök sebebi
16.12.2021 08:34Peşinen söyleyelim... Bu yazının amacı, görseli hazırlayan ve yayınlayanı eleştirmek değildir! Bir konuya dikkat çekmek için bu görselden faydalanarak, bir sonuca varacağız. Sonuç kısmında da eleştirimizi yapacağız. Görseli inceleyin. Bursa'da üretilen "yerli" ürünleri görüyorsunu
Boş işler mi onurlu düşler mi?
19.12.2021 05:28Şöyle mesaj göndermiş; "Mustafa Bey, boş işlerle uğraşıyorsun. Çabana yazık!" *** Bu mesajı niye yazdığını biliyorum. Uğramış olduğunu düşündüğü haksızlık karşısında, tepkisini en kolay ulaşabilecek olduğu adrese ulaştırmış ve öyle zannediyorum ki, rahatlamıştı! Ona ve bir kesime göre, uğr
Kabahat "Kalite Şehri Bursa"da değil
21.12.2021 05:33Tarihi misyonu gereği... Yaptığımız kalite çalışmalarının bir emeği... İhracat parametrelerindeki mevcut artışın bir değeri... Bundan dolayı; Dünyanın ilk “Kalite Standardı” olan "Kanun Name-i İhtisab-ı Bursa"yı, 1502 yılında yayınlayan ve uygulayan şehrin adına “Kalite Şehri&r
Havanızı atın ama havamızı kirletmeyin!
23.12.2021 12:23Yazacak, söyleyecek çok şey var. Ama yerimiz dar! Horon çekse de canımız, yanar diye canımız, horona kalkamıyoruz. Aydın havasına aldansak, efelensek, el ense çekilecek! Bar oynasak, bara gitti denilecek! "Ankara'nın bağları" diyemiyoruz, karlı dağları! Misket çekse de canımız, mikserler r