Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), 2026 yılında elektrik faturalarına yüzde 97 oranında zam geleceği gerekçesiyle ortak basın açıklaması yaptı
Toplantı sloganı olan “Elektrik değil, faturası çarpacak!” cümlesi ilk duyulduğunda gülümsetebilir belki ama ardında yatan tablo, ne yazık ki iç karartıcıydı.
Ortak açıklamada;
Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Burak Özgün konuşmaya başladığında aklımdan geçen soru “bir evin aydınlatması neden bu kadar pahalıya mal olur?” oldu. Bence herkesin aklında bu soru vardır.
Başkan Özgün’ün bilgilendirdiği konu milyonlarca hanenin yaşamını etkileyecek.
Şöyle ki;
EPDK, 2026’dan itibaren geçerli olacak şekilde mesken abonelerinin yıllık elektrik tüketim limitini 4 bin kWh olarak belirledi. Başkan Özgün bu yeni düzenleme ile elektrik faturalarının yüzde 97 oranında artacağını öngördüklerini belirtti. Ve “Bugün 984 TL olan bir elektrik faturası yeni düzenleme ile 1935 TL olacak” dedi.
Zaten, çalışanların ve emeklilerin aylık maaşları, artan gıda, ulaşım ve kira fiyatları karşısında erimiş durumda. Bir de üzerine elektrikte olduğu gibi genel giderlere yapılan zamlar eklendiğinde vatandaşın nefes alacak yeri kalmıyor. Her ay başında maaş hesaba yatıyor, ortasında bitiyor, sonunda ise borçla devam ediyor. Aylık ücretlere yapılan artışlar maalesef her geçen gün artan fiyatlara yetişemiyor…
Dört kişilik bir ailenin asgari yaşam standartlarını sürdürebilmesi için aylık 230 kWh elektriğe ihtiyacı var. Bu miktar sadece aydınlatma, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve televizyon gibi temel cihazların çalışmasını sağlıyor. Elektrikli ısıtıcı, klima ya da araç şarjı gibi cihazlar bu hesaba dahil bile değil. Yani 2026 itibarıyla, aracını şarj eden ya da yazın klimayı açan her aile “yüksek tüketici” sayılacak.
Açıklamada dikkat çekilen bir diğer nokta ise, ödenemeyen faturaların artık sosyal bir yara haline gelmesi. Başkan Özgün “Fatura korkusundan karanlıkta oturan ailelerin sayısı her geçen gün artıyor” dedi. Artık birçok evde “Işıkları kapat, fatura kabaracak” sözü bir refleks haline gelecek.
Halbuki elektrik bir lüks tüketim değil, yaşamın olağan akışındaki temel ihtiyaçlardan biri.
EMO Bursa Şubesi Başkanı Burak Özgün’ün açıklamalarında vurguladığı bir diğer konu ise şuydu:
Vatandaşlara tahakkuk ettirilen yüklü faturalar, özel şirketlerin kasasını dolduruyor. Temel ihtiyaç olan enerji, kamusal bir hizmet olmaktan çıkarılıp kar aracına dönüştürülüyor.
Oysa olması gereken çok basit:
Enerji politikaları, sosyal tarife ilkeleriyle yeniden düzenlenmeli. Kamu, enerji üretiminden dağıtıma kadar yeniden sorumluluk üstlenmeli. Çünkü bu ülkenin insanı, elektriği kısarak değil aydınlık bir geleceğe inanarak yaşamak istiyor.
İşte böyle…
Bu gidişle faturalar kabaracak, akşamları ışığı yanan evlerin sayısı azalacak!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sibel BARUTCU
“Elektrik değil, faturası çarpacak”
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), 2026 yılında elektrik faturalarına yüzde 97 oranında zam geleceği gerekçesiyle ortak basın açıklaması yaptı
Toplantı sloganı olan “Elektrik değil, faturası çarpacak!” cümlesi ilk duyulduğunda gülümsetebilir belki ama ardında yatan tablo, ne yazık ki iç karartıcıydı.
Ortak açıklamada;
Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Burak Özgün konuşmaya başladığında aklımdan geçen soru “bir evin aydınlatması neden bu kadar pahalıya mal olur?” oldu. Bence herkesin aklında bu soru vardır.
Başkan Özgün’ün bilgilendirdiği konu milyonlarca hanenin yaşamını etkileyecek.
Şöyle ki;
EPDK, 2026’dan itibaren geçerli olacak şekilde mesken abonelerinin yıllık elektrik tüketim limitini 4 bin kWh olarak belirledi. Başkan Özgün bu yeni düzenleme ile elektrik faturalarının yüzde 97 oranında artacağını öngördüklerini belirtti. Ve “Bugün 984 TL olan bir elektrik faturası yeni düzenleme ile 1935 TL olacak” dedi.
Zaten, çalışanların ve emeklilerin aylık maaşları, artan gıda, ulaşım ve kira fiyatları karşısında erimiş durumda. Bir de üzerine elektrikte olduğu gibi genel giderlere yapılan zamlar eklendiğinde vatandaşın nefes alacak yeri kalmıyor. Her ay başında maaş hesaba yatıyor, ortasında bitiyor, sonunda ise borçla devam ediyor. Aylık ücretlere yapılan artışlar maalesef her geçen gün artan fiyatlara yetişemiyor…
Dört kişilik bir ailenin asgari yaşam standartlarını sürdürebilmesi için aylık 230 kWh elektriğe ihtiyacı var. Bu miktar sadece aydınlatma, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve televizyon gibi temel cihazların çalışmasını sağlıyor. Elektrikli ısıtıcı, klima ya da araç şarjı gibi cihazlar bu hesaba dahil bile değil. Yani 2026 itibarıyla, aracını şarj eden ya da yazın klimayı açan her aile “yüksek tüketici” sayılacak.
Açıklamada dikkat çekilen bir diğer nokta ise, ödenemeyen faturaların artık sosyal bir yara haline gelmesi. Başkan Özgün “Fatura korkusundan karanlıkta oturan ailelerin sayısı her geçen gün artıyor” dedi. Artık birçok evde “Işıkları kapat, fatura kabaracak” sözü bir refleks haline gelecek.
Halbuki elektrik bir lüks tüketim değil, yaşamın olağan akışındaki temel ihtiyaçlardan biri.
EMO Bursa Şubesi Başkanı Burak Özgün’ün açıklamalarında vurguladığı bir diğer konu ise şuydu:
Vatandaşlara tahakkuk ettirilen yüklü faturalar, özel şirketlerin kasasını dolduruyor. Temel ihtiyaç olan enerji, kamusal bir hizmet olmaktan çıkarılıp kar aracına dönüştürülüyor.
Oysa olması gereken çok basit:
Enerji politikaları, sosyal tarife ilkeleriyle yeniden düzenlenmeli. Kamu, enerji üretiminden dağıtıma kadar yeniden sorumluluk üstlenmeli. Çünkü bu ülkenin insanı, elektriği kısarak değil aydınlık bir geleceğe inanarak yaşamak istiyor.
İşte böyle…
Bu gidişle faturalar kabaracak, akşamları ışığı yanan evlerin sayısı azalacak!