Geçtiğimiz günlerde tüm Türkiye’de coşkuyla çocuk bayramını kutladık…
Bugün de 1 Mayıs işçi bayramı, çalışanın emekçinin dayanışma günü.
Dünyanın dört bir yanında emek ve işçi bayramı olarak kutlanıyor.
İşçilerin günlük çalışma süresinin düşürülmesi için verdiği mücadeleden doğan 1 Mayıs, bizde resmi olarak 1923 yılında kutlanmaya başlandı.
1977 yılında Taksim Meydanı’nda düzenlenen programda; DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşması sırasında, meydandakilere ateş açılması sonucu 37 kişi yaşamını yitirdi.
12 Eylül askeri darbesinin ardından 1 Mayıs bayram olmaktan çıkarıldı ve kutlanması yasaklandı.
Yıllar sonra 2009’ da ‘’Emek ve Dayanışma Günü’’ olarak, resmi tatil ilan edilerek, kutlanmaya başlandı.
***
Peki, günümüz koşullarında emekçiler emeğinin karşılığını alabiliyorlar mı?
Bu sorunun cevabını şöyle vereyim;
Çalışanların çoğunluğu ne hak ettiği ücreti alabiliyor ne de haklarını savunabiliyor!
Hatta maden gibi bazı sektörlerin iş ve çalışma koşulları öylesine ağır ki…
Oralarda çalışan emekçiler yaptığı işin karşılığını ne derece alabilirler!
Yaşanılan iş kazaları ise olayın facia boyutu!
Ne için katlanılıyor peki?
Geçim sıkıntısının üstesinden gelmek için!
Ve böylesi bir günde işçinin, emekçinin dışında herkes bayram (tatil) yapıyor.
***
Tabi yine günümüz koşullarında durumun farklı bir boyutu da var.
İşi olup çalışabilenler her şeye rağmen şanslı.
İşsiz olanların durumu çok daha üzücü…
TÜİK verilerine göre;
İşsizlik sayısı 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 85 bin kişi artarak 3 milyon 214 bin kişi oldu.
İşsizliğin her geçen gün arttığı ülkemizde hangi işçinin bayramını kutlayacağız?
Türkiye’de işçilerin büyük bir çoğunluğu asgari ücretle çalışıyor.
Bunun yanı sıra; kayıt dışı çalıştırılanlar ya da resmiyette asgari ücretle gözüküp aldığı maaşın bir kısmını zorunlu olarak işverene iade edenler var…
***
TÜRK-İŞ Nisan ayında açlık sınırının 17 bin 725 liraya yükseldiğini açıkladı. Böylece yoksulluk sınırı 57 bin liranın üzerine çıktı. Gıda fiyatları ise geçen aya göre yüzde 5.55 artış kaydetti.
Emekli ve işçinin durumu ortadayken biz kimin bayramını kutlayacağız?
Yazımı Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle bitireyim:
"Bizim gözümüzde çiftçi, çoban, işçi, tüccar, sanatkâr, doktor; kısaca herhangi bir toplumsal kurumda çalışan bir vatandaşın hak, menfaat ve hürriyeti eşittir."
Her şeye rağmen;
Haksızlıkların, eşitsizliklerin, adaletsizliklerin ve ezilmenin olmadığı, emeğin sömürülmediği, aydınlık, eşit ve güzel bir dünyayı göreceğimiz günlerin geleceği umuduyla, ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sibel BARUTCU
Kimin bayramı?
Geçtiğimiz günlerde tüm Türkiye’de coşkuyla çocuk bayramını kutladık…
Bugün de 1 Mayıs işçi bayramı, çalışanın emekçinin dayanışma günü.
Dünyanın dört bir yanında emek ve işçi bayramı olarak kutlanıyor.
İşçilerin günlük çalışma süresinin düşürülmesi için verdiği mücadeleden doğan 1 Mayıs, bizde resmi olarak 1923 yılında kutlanmaya başlandı.
1977 yılında Taksim Meydanı’nda düzenlenen programda; DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşması sırasında, meydandakilere ateş açılması sonucu 37 kişi yaşamını yitirdi.
12 Eylül askeri darbesinin ardından 1 Mayıs bayram olmaktan çıkarıldı ve kutlanması yasaklandı.
Yıllar sonra 2009’ da ‘’Emek ve Dayanışma Günü’’ olarak, resmi tatil ilan edilerek, kutlanmaya başlandı.
***
Peki, günümüz koşullarında emekçiler emeğinin karşılığını alabiliyorlar mı?
Bu sorunun cevabını şöyle vereyim;
Çalışanların çoğunluğu ne hak ettiği ücreti alabiliyor ne de haklarını savunabiliyor!
Hatta maden gibi bazı sektörlerin iş ve çalışma koşulları öylesine ağır ki…
Oralarda çalışan emekçiler yaptığı işin karşılığını ne derece alabilirler!
Yaşanılan iş kazaları ise olayın facia boyutu!
Ne için katlanılıyor peki?
Geçim sıkıntısının üstesinden gelmek için!
Ve böylesi bir günde işçinin, emekçinin dışında herkes bayram (tatil) yapıyor.
***
Tabi yine günümüz koşullarında durumun farklı bir boyutu da var.
İşi olup çalışabilenler her şeye rağmen şanslı.
İşsiz olanların durumu çok daha üzücü…
TÜİK verilerine göre;
İşsizlik sayısı 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 85 bin kişi artarak 3 milyon 214 bin kişi oldu.
İşsizliğin her geçen gün arttığı ülkemizde hangi işçinin bayramını kutlayacağız?
Türkiye’de işçilerin büyük bir çoğunluğu asgari ücretle çalışıyor.
Bunun yanı sıra; kayıt dışı çalıştırılanlar ya da resmiyette asgari ücretle gözüküp aldığı maaşın bir kısmını zorunlu olarak işverene iade edenler var…
***
TÜRK-İŞ Nisan ayında açlık sınırının 17 bin 725 liraya yükseldiğini açıkladı. Böylece yoksulluk sınırı 57 bin liranın üzerine çıktı. Gıda fiyatları ise geçen aya göre yüzde 5.55 artış kaydetti.
Emekli ve işçinin durumu ortadayken biz kimin bayramını kutlayacağız?
Yazımı Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle bitireyim:
"Bizim gözümüzde çiftçi, çoban, işçi, tüccar, sanatkâr, doktor; kısaca herhangi bir toplumsal kurumda çalışan bir vatandaşın hak, menfaat ve hürriyeti eşittir."
Her şeye rağmen;
Haksızlıkların, eşitsizliklerin, adaletsizliklerin ve ezilmenin olmadığı, emeğin sömürülmediği, aydınlık, eşit ve güzel bir dünyayı göreceğimiz günlerin geleceği umuduyla, ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum.