Ekonomik şartların her geçen gün biraz daha ağırlaştığı, mutfaktaki yangının sadece tencereyi değil, ruhumuzu da yorduğu zorlu bir dönemden geçiyoruz. Hele ki kış kapıya dayandığında; yoksul için hayat, sadece bir geçim mücadelesi değil, aynı zamanda bir "ısınma" savaşına dönüşüyor. Doğalgaz faturalarının el yaktığı, odun ve kömür fiyatlarının el sürülmez hale geldiği şu günlerde, evinde bacası tüten ama içi titreyen binlerce aile var.
Böyle zamanlarda sadece ekmeği değil, sıcaklığı da paylaşmak; insanlığın en saf, en samimi sınavıdır.
Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bu sınavın en güzel örneklerinden birine şahitlik ettim. Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne (BESOB) bağlı Tenekeciler, Sobacılar, Sıhhi Tesisat, Isıtma ve İklimlendirme Sanatkarları Odası, tam 21 yıldır hiç aksatmadan sürdürdüğü o güzel geleneği bu yıl da yineledi.
Pazar paylarının daraldığı, esnafın kendi yağında zor kavrulduğu bir dönemde bile; 21 oda üyesi firma elini taşın altına koydu ve 305 ailenin yuvasını ısıtmak için harekete geçti.
Sadece bir soba değil, bir umut...
Anadolu Mahallesi’ndeki o törende, kamyonlara yüklenen o metal yığınları aslında sadece birer "soba" değildi. Onlar; Ahilik geleneğinin modern dünyadaki yansıması, "komşusu açken (veya üşürken) tok yatan bizden değildir" düsturunun ete kemiğe bürünmüş haliydi. BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit’in de vurguladığı gibi, bu bir sorumluluk projesidir. Ama daha önemlisi, bu bir vicdan projesidir.
Törende konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız, aslında hepimizin hislerine tercüman olan şu cümleleri kurdu: "Bir kent böyle yükselecek, böyle dayanışma ve birlik beraberlik içinde büyüyecek. Yaralarımızı böyle saracağız." Gerçekten de öyle; bir şehri "şehir" yapan sadece binaları değil, zor günde birbirine kenetlenen insanlarıdır.
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'ın dikkat çektiği nokta çok kıymetli: Esnafın iş hacmi daralırken, kazancı düşerken bile bu yardımdan vazgeçmemesi takdire şayan. Demek ki "paylaşmak" için sadece zengin olmak yetmiyor, en çok da zengin bir gönle sahip olmak gerekiyor.
Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin de bu dayanışmanın bir parçası olarak ihtiyaç sahibi tüm vatandaşların yanında olduklarının altını çizdi.
Bursa Büyükşehir, Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, Orhaneli, Büyükorhan ve Harmancık... Kentin dört bir yanına dağılacak olan bu 305 soba, 305 farklı evde çocukların üşümemesi demek. Bir annenin, tenceresini o sobanın üzerinde ısıtırken ettiği dua demek.
Siyasetin soğuk yüzünden, ekonominin gri tablosundan sıkıldığımız şu günlerde; Başkan Bedri Gülşen ve ekibinin başlattığı bu kıvılcım içimizi ısıttı. Ahilik sadece kitaplarda kalan bir tarih değil; Bursa’nın sokaklarında, bir kamyonun kasasında, bir ihtiyaç sahibinin odasında hala yaşıyor.
Emeği geçen, o sobaları bizzat üreten, bağışlayan ve ulaştıran herkese Bursa adına teşekkür etmek borcumuzdur.
Mehmet Aydın Saldız'ın da dediği gibi: "Allah hayrınızı kabul ve daim eylesin."
Unutmayın; iyilik paylaştıkça çoğalır, paylaşılan sıcaklık ise asla soğumaz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sibel BARUTCU
Kışın soğuğuna esnaf sıcaklığı
Ekonomik şartların her geçen gün biraz daha ağırlaştığı, mutfaktaki yangının sadece tencereyi değil, ruhumuzu da yorduğu zorlu bir dönemden geçiyoruz. Hele ki kış kapıya dayandığında; yoksul için hayat, sadece bir geçim mücadelesi değil, aynı zamanda bir "ısınma" savaşına dönüşüyor. Doğalgaz faturalarının el yaktığı, odun ve kömür fiyatlarının el sürülmez hale geldiği şu günlerde, evinde bacası tüten ama içi titreyen binlerce aile var.
Böyle zamanlarda sadece ekmeği değil, sıcaklığı da paylaşmak; insanlığın en saf, en samimi sınavıdır.
Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bu sınavın en güzel örneklerinden birine şahitlik ettim. Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne (BESOB) bağlı Tenekeciler, Sobacılar, Sıhhi Tesisat, Isıtma ve İklimlendirme Sanatkarları Odası, tam 21 yıldır hiç aksatmadan sürdürdüğü o güzel geleneği bu yıl da yineledi.
Pazar paylarının daraldığı, esnafın kendi yağında zor kavrulduğu bir dönemde bile; 21 oda üyesi firma elini taşın altına koydu ve 305 ailenin yuvasını ısıtmak için harekete geçti.
Sadece bir soba değil, bir umut...
Anadolu Mahallesi’ndeki o törende, kamyonlara yüklenen o metal yığınları aslında sadece birer "soba" değildi. Onlar; Ahilik geleneğinin modern dünyadaki yansıması, "komşusu açken (veya üşürken) tok yatan bizden değildir" düsturunun ete kemiğe bürünmüş haliydi. BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit’in de vurguladığı gibi, bu bir sorumluluk projesidir. Ama daha önemlisi, bu bir vicdan projesidir.
Törende konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız, aslında hepimizin hislerine tercüman olan şu cümleleri kurdu: "Bir kent böyle yükselecek, böyle dayanışma ve birlik beraberlik içinde büyüyecek. Yaralarımızı böyle saracağız." Gerçekten de öyle; bir şehri "şehir" yapan sadece binaları değil, zor günde birbirine kenetlenen insanlarıdır.
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'ın dikkat çektiği nokta çok kıymetli: Esnafın iş hacmi daralırken, kazancı düşerken bile bu yardımdan vazgeçmemesi takdire şayan. Demek ki "paylaşmak" için sadece zengin olmak yetmiyor, en çok da zengin bir gönle sahip olmak gerekiyor.
Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin de bu dayanışmanın bir parçası olarak ihtiyaç sahibi tüm vatandaşların yanında olduklarının altını çizdi.
Bursa Büyükşehir, Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, Orhaneli, Büyükorhan ve Harmancık... Kentin dört bir yanına dağılacak olan bu 305 soba, 305 farklı evde çocukların üşümemesi demek. Bir annenin, tenceresini o sobanın üzerinde ısıtırken ettiği dua demek.
Siyasetin soğuk yüzünden, ekonominin gri tablosundan sıkıldığımız şu günlerde; Başkan Bedri Gülşen ve ekibinin başlattığı bu kıvılcım içimizi ısıttı. Ahilik sadece kitaplarda kalan bir tarih değil; Bursa’nın sokaklarında, bir kamyonun kasasında, bir ihtiyaç sahibinin odasında hala yaşıyor.
Emeği geçen, o sobaları bizzat üreten, bağışlayan ve ulaştıran herkese Bursa adına teşekkür etmek borcumuzdur.
Mehmet Aydın Saldız'ın da dediği gibi: "Allah hayrınızı kabul ve daim eylesin."
Unutmayın; iyilik paylaştıkça çoğalır, paylaşılan sıcaklık ise asla soğumaz.