SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ekonomi

Söz Bursa - Ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Oyak Renault, Bursa'da yeni modellerin üretimine hazırlanıyor Haber

Oyak Renault, Bursa'da yeni modellerin üretimine hazırlanıyor

Fransa'daki Renault Group merkezini ziyaret eden OYAK Genel Müdürü Murat Yalçıntaş, Renault Group CEO'su François Provost ile bir araya geldi. Görüşmede, Türkiye'deki operasyonların durumu ve gelecek stratejileri kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. OYAK Genel Müdürü Murat Yalçıntaş; Renault Group Türkiye CEO'su Lionel Jaillet, MAİS A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bahaettin Tatoğlu ve MAİS A.Ş. Ticari Genel Müdür Yardımcısı Levent Timur ile birlikte Renault Group'un Fransa'daki genel merkezini ziyaret etti. François Provost ile tanışma toplantısında bir araya gelen Yalçıntaş; ardından Renault Dizayn Merkezi'nde, 2026 yılında Oyak Renault'nun Bursa'daki fabrikasında üretilecek yeni modelleri inceledi. TÜRKİYE OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEKİ GÜÇLÜ İŞ BİRLİĞİ MODELİ OYAK ve Renault Group'un yarım asrı aşkın süredir devam eden stratejik ortaklığının Türkiye otomotiv sektöründeki en güçlü iş birliği modeli olduğuna dikkat çeken OYAK Genel Müdürü Murat Yalçıntaş, "Bu güçlü ortaklık, aynı zamanda birlikte atacağımız yeni adımlar için sağlam bir temel oluşturuyor" dedi. Renault Group CEO'su Francois Provost, bu ortaklığın Renault Group için önemini şu sözlerle vurguladı: "55 yıldan uzun bir süre önce Renault ve OYAK, olağanüstü sonuçlar vermeye devam eden bir sanayi iş birliği yolculuğuna çıktı. OYAK CEO'su Murat Yalçıntaş'ın ziyareti, ortak başarılarımızı ve önümüzdeki umut verici ufku güçlü bir şekilde hatırlattı. Birlikte, 5 milyondan fazlası ikonik Clio modeli olmak üzere 8 milyondan fazla araç ürettik. Şimdi Clio 6 ile yeni bir döneme giriyoruz. Oyak Horse tesisinde 7,5 milyondan fazla motor ve 6 milyon vites kutusu ürettik. Türkiye, Renault Group'un küresel ölçekteki en büyük üçüncü pazarı olarak kendini sağlam bir şekilde konumlandırdı. Bu kalıcı ittifak, güvene, ortak hedeflere ve bunu gerçeğe dönüştüren insanlara olan ortak bağlılığımızın bir kanıtıdır." Bursa'daki fabrikalarında 2026 yılında yeni modellerin üretimine başlayacaklarını ifade eden Yalçıntaş, 2024'te üretimine başlanan Yeni Renault Duster'ın yanına Renault Boreal ile Renault Clio'nun 6'ncı neslinin de ekleneceğini dile getirdi. Uzun yıllardır dünya genelinde oldukça popüler olan ve severek kullanılan bir model olan Renault Duster'ın yeni neslinin Bursa'da üretilmesinin Türkiye otomotiv endüstrisi ve Türkiye'deki kullanıcı kitlesi açısından büyük önem taşıdığını söyleyen Yalçıntaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "2026 itibarıyla üretimine başlanacak Renault Boreal ise 50'den fazla ülkeye ihraç edilecek. Renault Boreal'in ülkemizde üretilecek olması, yüksek katma değerli C ve D segmentlerindeki varlığını güçlendirmeyi hedefleyen Renault Group'un Türkiye'yi bu stratejinin merkezine konumlandırdığını gösteriyor. Satışa sunulduğu 1990 yılından bugüne kadar dünya çapında 16 milyon, Türkiye'de ise 600 binden fazla kullanıcıya ulaşan Renault Clio'nun 6'ncı neslinin de Oyak Renault Otomobil Fabrikaları'nda, Clio ve diğer modellerimizde kullanacağımız yeni nesil hibrit motorumuzun Oyak Horse fabrikamızda üretiliyor olması ülkemiz açısından büyük bir stratejik değer taşıyor." Ziyaret kapsamında, Renault Satış ve Operasyonlardan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı (SVP) Ivan Segal ile de bir araya gelen Yalçıntaş, Türkiye'deki operasyonların sürdürülebilirliği ile pazar liderliğinin güçlendirilmesine yönelik stratejik adımları görüştü. OYAK ve Renault Group'un üretim ve satış alanında başarıyla sürdürdüğü stratejik ortaklığa dikkat çekilen ziyarette, söz konusu başarının karşılıklı güven ve stratejik uyum temelleri üzerine inşa edildiği vurgulandı.

Özer Matlı: Gıda İhtisas OSB süreci şeffaf ve planlı şekilde ilerliyor Haber

Özer Matlı: Gıda İhtisas OSB süreci şeffaf ve planlı şekilde ilerliyor

Bursa TB Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, Gıda İhtisas OSB projesinde gelinen son duruma ilişkin açıklama yaptı. Sürecin planlanan biçimde tamamen şeffaf olarak ilerlediğini kaydeden Başkan Matlı, son dönemde ortaya atılan söylentilere itibar edilmemesini ve en güncel bilgilerin yalnızca resmi kanallardan takip edilmesi gereğini vurguladı. Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB) Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, tarım ve gıda sektöründe faaliyet gösteren firmaların büyümelerine imkân tanımak, ulusal ve uluslararası rekabet güçlerini artırmak amacıyla hayata geçirilen Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi projesinde gelinen son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu. Söz konusu projenin, kentin ihtiyaçları doğrultusunda ve Bursa Ticaret Borsası’nın 100. yıl vizyonu çerçevesinde başlatıldığını ifade eden Başkan Özer Matlı, sürecin planlandığı şekilde kararlılıkla ilerlediğini vurguladı. Kent için kalıcı bir değer oluşturma hedefiyle hareket ettiklerini dile getiren Başkan Özer Matlı, yeni nesil lojistik imkanlarla donatılacak, sürdürülebilir tarım ekosistemine duyarlı ekolojik çözümlerle planlanan projenin, şehir içinde sıkışan ve hareket kabiliyeti azalan firmalara üretim ve ihracat kapasitelerini artırma imkânı tanıyacağını ifade etti. Gıda İhtisas OSB projesiyle, Bursa’yı tarım ve gıda sanayisinde uluslararası düzeyde rekabetçi bir merkez haline getirmeyi amaçladıklarının altını çizen Başkan Matlı, “Bu proje, Bursa Ticaret Borsası’nın vizyoner yaklaşımı ile başlatılmış olup, süreç Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ilgili kamu kurumlarıyla tam bir uyum içinde ve tamamen şeffaf şekilde yürütülmektedir” dedi. “Söylentilere kulak asmayın, resmi hesaplarımızı takip edin” Projeye ilişkin son dönemde bazı kişilerin Bursa Ticaret Borsası ve yöneticilerinin ismini kullanarak kişisel menfaat amaçlı hareket edildiği yönünde duyumlar aldıklarını kaydeden Başkan Özer Matlı, vatandaşların bu tür söylemlere itibar etmemesi gerektiğini ifade etti. Özer Matlı, “Özellikle belirtmek isterim ki; Borsa yönetimi, meclis üyeleri ve üyelerimizin bu sürecin yer seçimi ve planlamasında herhangi bir dahili bulunmamaktadır. Vatandaşlarımızdan ve kamuoyundan beklentimiz, kişisel menfaat sağlamaya çalışan kişi veya kişilerin gerçeği yansıtmayan söylemlerine kesinlikle itibar etmemeleridir. Projelerimize dair en güncel ve doğru bilgiler yalnızca Bursa Ticaret Borsası’nın resmi iletişim kanalları üzerinden paylaşılmaktadır” ifadelerini kullandı. ET-BA projesiyle şehrin yaşam kalitesine katkı Bursa TB Başkanı Özer Matlı, açıklamasında ayrıca ET-BA Kombina Et Tesisi arazisinde yeni bir vizyon projesine de başladıklarını duyurdu. “Ekonomiye sunduğumuz katkının yanı sıra, şehrimizin sosyal gelişimine de öncülük etmeye devam edeceğiz” diyen Matlı, “Borsamıza ait 66 dönümlük alanda kurulu ET-BA tesisimizde; konut, yaşam sokağı ve alışveriş merkezini içeren kapsamlı bir yatırım projesi hazırlıyoruz. Bu yatırım, Bursa’nın sosyal dokusuna katkı sağlayacak ve yaşam kalitesini artıracak önemli bir değer olacaktır” şeklinde konuştu.

TESK Başkanı Palandöken: "İndirim aldatmacaları şekil değiştiriyor" Haber

TESK Başkanı Palandöken: "İndirim aldatmacaları şekil değiştiriyor"

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Vatandaşın aldatılmasının önlenmesi, sahte ürünlerin piyasaya sürülmemesi, sağlığı bozan ürünlerin satışının engellenmesi gerekiyor. Vatandaşın da bu tür isim değişiklikleriyle yapılan sahte indirimlere itibar etmemesi lazım" dedi. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yanıltıcı reklam kampanyalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Palandöken, vatandaşların yanıltıcı indirim kampanyalarına karşı dikkatli olmaları gerektiğini söyleyerek, "İndirim kampanyaları mevsimsel olarak şekil değiştiriyordu. Bugüne kadar nasıl oluyordu? Meslek odalarından müsaade almak suretiyle ilkbaharda ve sonbaharda indirim yapılırdı. Halbuki şimdi öyle değil. Artık yılın 12 ayında indirim var. Vitrinlerde ürünleri göremiyorsunuz ama indirimleri görüyorsunuz. Yüzde 50 ile başlıyor, yüzde 70 oluyor, kasada yüzde 10, nakitte yüzde 10 daha ekleniyor. Yani sanki ürün bedavaymış gibi bir algı oluşturuluyor. Bu sistem vatandaşı yanıltıcı, tüketime zorlayıcı bir sistemdir. Bunun hem Ticaret Bakanlığımızın hem de meslek odalarımızın denetlemesi gereken bir konu olduğu açık" dedi. "HALKA PAHALI ÜRÜN UCUZMUŞ GİBİ SATILIYOR" Vatandaşın mağduriyetinin önlenmesi için indirimlerin mutlaka denetlenmesi gerektiğini söyleyen Palandöken, "Bugüne kadar olduğu gibi vatandaşın aldatılmasının önlenmesi, sahte ürünlerin piyasaya sürülmemesi, sağlığı bozan ürünlerin satışının engellenmesi gerekiyor. Vatandaşın da bu tür isim değişiklikleriyle yapılan sahte indirimlere itibar etmemesi, ‘Böyle bir indirim olur mu’ diyebilmesi lazım. Çünkü yüzde 50 ile başlayan, yüzde 90'a kadar varan indirim sisteminde böyle bir kazanç unsuru olması mümkün değil. Bu nedenle bakanlıkların, kolluk kuvvetlerinin ve yerel yönetimlerin denetim yapması şart. Niçin denetlenmesi lazım? Bu ürünlerin gerçekten indirimli olup olmadığının, fason mu yoksa orijinal mi olduğunun, sağlığa zararlı kimyasal boyalarla üretilip üretilmediğinin tespit edilmesi için. Bildiğiniz üzere bunlar ‘garaj indirimi, çadır indirimi, pazar indirimi, cuma indirimi’ gibi birçok kılıf altında sunuluyor. Halk, daha pahalıyı ucuzmuş gibi alıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil ve esnaflıkla da bağdaşmaz. Gerçek esnaf ve üretici de diyor ki, ‘Biz böyle bir para görmedik, böyle bir kazancımız yok’. Zaten dünyanın her yerinde indirim belli dönemlerde yapılır, süresi belirlenir ve ürünler tahlil edilir. Aynı kalite mi, fason mu, insan sağlığına zararlı mı bakılır. Böylece vatandaşın aldanmasının önüne geçilir" diye konuştu. "YANILTICI KAMPANYALARLA İHTİYAÇ DIŞI ÜRÜNLER PAZARLANIYOR" Nokta bazlı yapılan denetimler ne kadar sıklaşsa da milyonlarca ürün aynı anda piyasaya sürüldüğü için fayda sağlamadığına işaret eden Palandöken, "Şikâyet üzerine denetim yapılsa da ürünler çoktan yer değiştirmiş oluyor. Bu durum geleneksel ticaret yapısını bozuyor. Vatandaşın esnafa güveni azalıyor, kalitesiz ürüne yüksek fiyat ödendiğini herkes görüyor. Ama vatandaş da diyor ki ‘Gelirimiz ancak bu ucuzlukları takip etmeye yetiyor.’ Bir ürün almak isterken, kampanyalar yüzünden ihtiyacı olmadığı halde üç ürün almak zorunda bırakılıyor. Zorunlu tüketim mallarında da aynı şey oluyor. Deterjanların üzerine içerikleri belirsiz kremler veya farklı sıvılar ekleniyor. Böyle olunca vatandaş stokçuluğa yöneliyor, haksız kazanç peşinde koşanların mallarını almak zorunda kalıyor" ifadelerini kullandı. "EN BÜYÜK SORUMLULUK VATANDAŞA DÜŞÜYOR" En büyük sorumluluğun vatandaşa düştüğünün altını çizen Palandöken, "Bu noktada bakanlıkların yanı sıra en büyük sorumluluk vatandaşa düşüyor. Belgesi olmayan, değişim ve iade hakkı vermeyen esnaf ya da ticarethaneden ürün alınmamalı. Aynı durum internet sitelerinde de mevcut. Sipariş edilen ürün geldiğinde beğenilmezse 'iade et' deniyor, fakat karşılaşılan manzaralar ortada. Vatandaşımızın çok dikkatli olması gerekiyor. Çadır indirimi, garaj indirimi, karanlık indirimi, cuma indirimi, pazar indirimi gibi söylemlere itibar edilmemeli. Esnaf, iş yerinde vatandaşın sağlıklı, ucuz, kaliteli ürünü makul kâr oranıyla almasını sağlamalı. Ama en önemlisi vatandaş da kendi otokontrolünü yapmalı" değerlendirmesinde bulundu.

ÜÇGE DRS, Yeni Nesil Depo Sistemleri ve İç Lojistik Fuarı’nda  geleceğin depo çözümlerini tanıttı Haber

ÜÇGE DRS, Yeni Nesil Depo Sistemleri ve İç Lojistik Fuarı’nda geleceğin depo çözümlerini tanıttı

Depo raf sistemleri ve lojistik çözümlerinde öncü şirketlerden ÜÇGE DRS, 18–20 Eylül tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen HOW – Hub of Warehouse 2025 Fuarında ziyaretçileriyle buluştu. Fuarda yoğun ilgi gören ÜÇGE DRS standında, geleceğin depo teknolojileri katılımcıların deneyimine sunuldu. Ziyaretçiler, şirketin geliştirdiği sistemlerin alan tasarrufu, operasyonel verimlilik ve maliyet avantajlarını doğrudan gözlemleme fırsatı buldu. Yenilikçi Sistemler İlgi Odağı Oldu ÜÇGE DRS’nin öne çıkan çözümleri arasında yer alan Mini-Load Otomatik Kutulu Depo Raf Sistemi, yüksek hız ve verimliliği bir araya getirerek tam otomatik depolamanın operasyonlara sağladığı katkıyı gözler önüne serdi. Bir diğer dikkat çeken sistem ise Autopal Mekik Sistem oldu. Katılımcılar, bu çözümün kutulu ve kolili ürünlerde sunduğu esnekliği, hız avantajını ve kompakt yapısıyla depo alanlarının nasıl daha etkin kullanılabileceğini yerinde deneyimledi. Geleceğin Depolarına Yönelik Akıllı Çözümler ÜÇGE DRS, fuar boyunca sergilediği teknolojilerle depo ve lojistik sektöründe verimliliği artıran, maliyetleri düşüren ve işletmeleri geleceğin depolarına taşıyan sistemler geliştirmeye devam ettiğini vurguladı. ÜÇGE DRS Satış Grup Direktörü Fatih Özbalaban, fuara ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “ÜÇGE DRS olarak, sektöre değer katan yüksek teknoloji ürünü akıllı çözümlerimizle yalnızca bugünün ihtiyaçlarını değil, yarının depo ve lojistik standartlarını da şekillendiriyoruz. HOW – Hub of Warehouse 2025’te sergilediğimiz sistemler, işletmelere verimlilik, hız ve maliyet avantajı sağlarken aynı zamanda sürdürülebilirlik hedeflerine de katkı sunuyor.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.