1960’lı yıllardan itibaren sanayi kuruluşlarının Türkiye’nin batısında kümelenmesi, özellikle Marmara Bölgesi’ndeki şehirlerin yoğun göç almasına neden oldu.
Bu dönemde;
Devletin ve yerel yönetimlerin konut üretiminde yetersiz kalması, imar planlarının popülist kaygılardan ötürü delik deşik edilmesi, gecekondu ve kaçak yapılarla Bursa gibi büyükşehirlerin, sadece doğal güzelliklerini değil tarihi kimliklerini silip attı.
Sonuçta;
Bugün birinci derece deprem kuşağında, ovası-dağı beton işgaline uğramış, mevcut yapı stoğunun yüzde 65’i sağlıksız bir Bursa gerçeği, yürek burkan haliyle karşımızda duruyor.
Son 10-15 yıldır da;
Mülki idare amirleri, siyasetçiler ve akademik oda yönetimlerinin, kadim şehir Bursa’nın planlı veya kaçak olmak üzere düşürüldüğü bu halden/hastalıktan kurtulması için yazdıkları reçete ise iki ilaçtan oluşuyor:
Sadece Yıldırım’da önemsenmesi gereken projeler hariç, bu iki başlıkta söylemler henüz ciddi anlamda eyleme dönüştürülebilmiş değil…
Oysa kentsel dönüşüm Bursa’nın topyekûn ihtiyacı iken…
Bursa’nın daha yaşanabilir, güvenli, sürdürülebilir ve tabi daha yeşil hale getirilmesi gerekirken…
Muhteşem bir tarihi ve kültürel mirasa sahip olan Bursa’da deprem riski, tüm çıplaklığıyla ortadayken…
***
İşin ciddiyetinin farkında olan ve daha fazla zaman kaybedilmemesi gerektiğini sıklıkla dile getirenler de var…
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Yönetimi gibi…
İMO Bursa Yönetim Kurulu’yla birlikte basının karşısına geçen Başkan Serdar Atilla Erdem’in gündeminde yine kaçak yapılaşma ve kentsel dönüşüm vardı.
Öncelikle Bursa’da kaçak yapılaşma ve sanayileşmeyle ilgili mücadelenin yetersiz kaldığını vurguladı Erdem…
Konunun vahametini anlatmak adına da;
“İmarsız alanlarımıza yapılan kaçak yapılaşma bir tarafa, imarlı olan alanlardaki ruhsatlı sanayi ve konutlarımızın da kaçak olmaya evrilmiş ve bunların da kabul edilir olmuş bir Bursa’da hangi kaçak yapı ile mücadeleden bahsediyoruz?” şeklindeki çarpıcı bir soruyu dillendirdi.
Ve kaçak yapılaşmanın sadece hukuki bir sorun olmadığını, kentlerin güvenliği, estetiği ve sürdürülebilirliği açısından ciddi tehditler oluşturduğunu da hatırlattı. İMO Bursa şubesi olarak da kent sorunlarına bilimsel ve teknik olarak çözüm arayışlarını sürdürdüklerini dile getirdi.
“Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar ve içinde yaşayan her bir vatandaşımız için de adeta birer tabut demektir” diyen Başkan Erdem Bursa açısından konuyu değerlendirdi:
“Hepinizin malumu üzerine çok uzun yıllardır siyasi kaygılarla kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş, dönem dönem de çıkartılan imar aflarıyla vatandaş adeta kaçak yapı yapmaya teşvik edilmiştir. Zira bugüne kadar yapılan kaçak yapılar, yapanın yanına kâr kalmıştır. Günümüzde ve Bursa özelinde konutların yanında ayrıca kaçak sanayileşme sorunu da vardır.Ne yazık ki şehrimiz 81 ilin en hırpalanmış şehridir. Kentimizde maalesef kaçak yapı kültürü oluşmuştur. Bursa’yı kaçak yapı cenneti haline getiren anlayışla neden kentimiz mücadele edemiyor? Yalova, Bilecik ve sanayi şehri olan Kocaeli deprem sonrası kaçak yapılaşmayı neredeyse sıfırlamışken biz neden hala 2025 yılında kaçak yapıyı konuşuyoruz. Sonuç olarak kaçak yapılaşma ile mücadeledeki çalışmamızda belirttiğimiz çözüm önerilerimizin işler hale gelebilmesi için ilk önce; Ülkemizde ve kentimizde kaçak yapılaşma sorunu, merkezi ve yerel yönetimlerce siyaset üstü bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Yani kaçak inşaat yapan kişi, kurum ve kuruluşlar bu suçun cezasını mutlaka ödeyeceğini bilmelidir. Bu cezalar da mutlak suretle caydırıcı olmalı ve uygulanmalıdır.”
***
Ardından Nilüfer’deki yeni yapılaşmada yaşanan sorunlara değindi Başkan. Ve şunları söyledi:
“Nilüfer’de planlı arsalar üzerine yapılan ruhsatlı ancak olması gereken emsalin kat be kat fazlası yapılarak yükselen inşaatların varlığı hepimizin malumu. Bu imara aykırı inşaatlar kentimizde ulaşımdan altyapıya yaşanabilir şehir kültüründen uzaklaşmamızın en önemli etkenlerindendir. Hukuki olarak yapılması gereken imar planlarına aykırı yapılmış olan tüm binaların mevcut imar şartlarına uygun hale getirilmesidir.”
(O bunları söylerken aklımızdan geçen; Nilüfer’in rantının tüm paydaşlara çok cazip geldiği -ki Başkanın oda üyelerinin imzasını attığı projeler onları da Nilüfer’in bu halinde sorumlu kılıyor-, bu haliyle de Başkan’ın söylediğinin hiçbir zaman olamayacağı idi…)
***
Kentsel dönüşümde de Bursa nahoş bir durumda maalesef… Birkaç alanda başarılı dönüşüm projeleri olsa da Bursa’nın ‘kent anayasası’ denilen 1/100 binlik Çevre Düzen Planı’nın bir an önce uygulamaya konulması gerektiği hepimizce malum. Böylelikle tüm paydaşlar bu plan çerçevesinde hareket edecekler.
Bursa’da kentsel dönüşüm konusunun uzun yıllardır konuşulduğunu, Bursa’da ilk düğmeyi yanlış ilikleyerek, planlama yapmadan, dönüşüme ihtiyaç olan bölgelerden değil, rantı bol olan bölgelerden başlandığını vurgulayan Başkan Erdem’in konu ile ilgili açıklaması da şöyle:
“Bursa’mız için riskli yapı stoğu yaklaşık yüzde 65 seviyelerinde. Bu çerçevede ısrarla talebimiz Büyükşehir Belediyesi ve İMO Bursa Şubesi arasında yapılacak bir protokolle tüm şehrimizin yapı stoğu envanterini net bir şekilde ortaya koymaktır. Bu veriler doğrultusunda kentsel dönüşüm yol haritamızı ortaya çıkarmış olup ‘kent anayasası’ için önemli bir bilimsel veriyi belirlemiş olacağız. Öncelikle kentsel dönüşüm strateji belgesi ivedilikle hazırlanmalı, kentsel dönüşüm uygulanacak bölgelerde bütüncül planlama ilkeleri her bölge için aynı değil bölgenin özelliklerine göre esnetilerek uygulanması sağlanmalıdır.”
Konular önemli olunca; Başkan Erdem çok şey anlattı.
Kaçak yapılaşmanın da kentsel dönüşümün de Bursa’nın samimiyetle, ivedilikle çözmesi gerektiği sorunları olduğunun altını tekrar tekrar çizdi.
***
Bursa’nın temel sorunlarına dikkat çeken bu toplantı;
Bursa'da kaçak yapılaşmanın önlenmesi ve kentsel dönüşüm süreçlerinin daha etkin bir şekilde yönetilmesi adına ve sürdürülebilir bir Bursa için, konuların ‘sıcak tutulması’ açısından önemliydi.
Gazeteci İbrahim Öge, "Bizde yaz!" dedi, dosta ne denir ki...
O gün, dosta "tamam" dedik.
Şimdi de “SözBursa” yani www.sozbursa.com okuyucuları olan sizlere, "Merhaba" diyoruz.
***
Ve...
Her türlü cemaatten uzak...
Her türlü siyasetten ırak...
Her türlü ticari ilişkiden kopuk...
Her türl
Peşinen söyleyelim...
Bu yazının amacı, görseli hazırlayan ve yayınlayanı eleştirmek değildir!
Bir konuya dikkat çekmek için bu görselden faydalanarak, bir sonuca varacağız.
Sonuç kısmında da eleştirimizi yapacağız.
Görseli inceleyin.
Bursa'da üretilen "yerli" ürünleri görüyorsunu
Şöyle mesaj göndermiş;
"Mustafa Bey, boş işlerle uğraşıyorsun.
Çabana yazık!"
***
Bu mesajı niye yazdığını biliyorum.
Uğramış olduğunu düşündüğü haksızlık karşısında, tepkisini en kolay ulaşabilecek olduğu adrese ulaştırmış ve öyle zannediyorum ki, rahatlamıştı!
Ona ve bir kesime göre, uğr
Tarihi misyonu gereği...
Yaptığımız kalite çalışmalarının bir emeği...
İhracat parametrelerindeki mevcut artışın bir değeri...
Bundan dolayı;
Dünyanın ilk “Kalite Standardı” olan "Kanun Name-i İhtisab-ı Bursa"yı, 1502 yılında yayınlayan ve uygulayan şehrin adına “Kalite Şehri&r
Yazacak, söyleyecek çok şey var.
Ama yerimiz dar!
Horon çekse de canımız, yanar diye canımız, horona kalkamıyoruz.
Aydın havasına aldansak, efelensek, el ense çekilecek!
Bar oynasak, bara gitti denilecek!
"Ankara'nın bağları" diyemiyoruz, karlı dağları!
Misket çekse de canımız, mikserler r
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Asuman Kurt ÖGE
Hangi mücadele, hangi dönüşüm!
Malum;
1960’lı yıllardan itibaren sanayi kuruluşlarının Türkiye’nin batısında kümelenmesi, özellikle Marmara Bölgesi’ndeki şehirlerin yoğun göç almasına neden oldu.
Bu dönemde;
Devletin ve yerel yönetimlerin konut üretiminde yetersiz kalması, imar planlarının popülist kaygılardan ötürü delik deşik edilmesi, gecekondu ve kaçak yapılarla Bursa gibi büyükşehirlerin, sadece doğal güzelliklerini değil tarihi kimliklerini silip attı.
Sonuçta;
Bugün birinci derece deprem kuşağında, ovası-dağı beton işgaline uğramış, mevcut yapı stoğunun yüzde 65’i sağlıksız bir Bursa gerçeği, yürek burkan haliyle karşımızda duruyor.
Son 10-15 yıldır da;
Mülki idare amirleri, siyasetçiler ve akademik oda yönetimlerinin, kadim şehir Bursa’nın planlı veya kaçak olmak üzere düşürüldüğü bu halden/hastalıktan kurtulması için yazdıkları reçete ise iki ilaçtan oluşuyor:
Kaçak yapılaşmayla tavizsiz mücadele, bütüncül kentsel dönüşüm.
Gördüğümüz kadarıyla Bursa’da;
Sadece Yıldırım’da önemsenmesi gereken projeler hariç, bu iki başlıkta söylemler henüz ciddi anlamda eyleme dönüştürülebilmiş değil…
Oysa kentsel dönüşüm Bursa’nın topyekûn ihtiyacı iken…
Bursa’nın daha yaşanabilir, güvenli, sürdürülebilir ve tabi daha yeşil hale getirilmesi gerekirken…
Muhteşem bir tarihi ve kültürel mirasa sahip olan Bursa’da deprem riski, tüm çıplaklığıyla ortadayken…
***
İşin ciddiyetinin farkında olan ve daha fazla zaman kaybedilmemesi gerektiğini sıklıkla dile getirenler de var…
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Yönetimi gibi…
İMO Bursa Yönetim Kurulu’yla birlikte basının karşısına geçen Başkan Serdar Atilla Erdem’in gündeminde yine kaçak yapılaşma ve kentsel dönüşüm vardı.
Öncelikle Bursa’da kaçak yapılaşma ve sanayileşmeyle ilgili mücadelenin yetersiz kaldığını vurguladı Erdem…
Konunun vahametini anlatmak adına da;
“İmarsız alanlarımıza yapılan kaçak yapılaşma bir tarafa, imarlı olan alanlardaki ruhsatlı sanayi ve konutlarımızın da kaçak olmaya evrilmiş ve bunların da kabul edilir olmuş bir Bursa’da hangi kaçak yapı ile mücadeleden bahsediyoruz?” şeklindeki çarpıcı bir soruyu dillendirdi.
Ve kaçak yapılaşmanın sadece hukuki bir sorun olmadığını, kentlerin güvenliği, estetiği ve sürdürülebilirliği açısından ciddi tehditler oluşturduğunu da hatırlattı. İMO Bursa şubesi olarak da kent sorunlarına bilimsel ve teknik olarak çözüm arayışlarını sürdürdüklerini dile getirdi.
“Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar ve içinde yaşayan her bir vatandaşımız için de adeta birer tabut demektir” diyen Başkan Erdem Bursa açısından konuyu değerlendirdi:
“Hepinizin malumu üzerine çok uzun yıllardır siyasi kaygılarla kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş, dönem dönem de çıkartılan imar aflarıyla vatandaş adeta kaçak yapı yapmaya teşvik edilmiştir. Zira bugüne kadar yapılan kaçak yapılar, yapanın yanına kâr kalmıştır. Günümüzde ve Bursa özelinde konutların yanında ayrıca kaçak sanayileşme sorunu da vardır. Ne yazık ki şehrimiz 81 ilin en hırpalanmış şehridir. Kentimizde maalesef kaçak yapı kültürü oluşmuştur. Bursa’yı kaçak yapı cenneti haline getiren anlayışla neden kentimiz mücadele edemiyor? Yalova, Bilecik ve sanayi şehri olan Kocaeli deprem sonrası kaçak yapılaşmayı neredeyse sıfırlamışken biz neden hala 2025 yılında kaçak yapıyı konuşuyoruz. Sonuç olarak kaçak yapılaşma ile mücadeledeki çalışmamızda belirttiğimiz çözüm önerilerimizin işler hale gelebilmesi için ilk önce; Ülkemizde ve kentimizde kaçak yapılaşma sorunu, merkezi ve yerel yönetimlerce siyaset üstü bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Yani kaçak inşaat yapan kişi, kurum ve kuruluşlar bu suçun cezasını mutlaka ödeyeceğini bilmelidir. Bu cezalar da mutlak suretle caydırıcı olmalı ve uygulanmalıdır.”
***
Ardından Nilüfer’deki yeni yapılaşmada yaşanan sorunlara değindi Başkan. Ve şunları söyledi:
“Nilüfer’de planlı arsalar üzerine yapılan ruhsatlı ancak olması gereken emsalin kat be kat fazlası yapılarak yükselen inşaatların varlığı hepimizin malumu. Bu imara aykırı inşaatlar kentimizde ulaşımdan altyapıya yaşanabilir şehir kültüründen uzaklaşmamızın en önemli etkenlerindendir. Hukuki olarak yapılması gereken imar planlarına aykırı yapılmış olan tüm binaların mevcut imar şartlarına uygun hale getirilmesidir.”
(O bunları söylerken aklımızdan geçen; Nilüfer’in rantının tüm paydaşlara çok cazip geldiği -ki Başkanın oda üyelerinin imzasını attığı projeler onları da Nilüfer’in bu halinde sorumlu kılıyor-, bu haliyle de Başkan’ın söylediğinin hiçbir zaman olamayacağı idi…)
***
Kentsel dönüşümde de Bursa nahoş bir durumda maalesef… Birkaç alanda başarılı dönüşüm projeleri olsa da Bursa’nın ‘kent anayasası’ denilen 1/100 binlik Çevre Düzen Planı’nın bir an önce uygulamaya konulması gerektiği hepimizce malum. Böylelikle tüm paydaşlar bu plan çerçevesinde hareket edecekler.
Bursa’da kentsel dönüşüm konusunun uzun yıllardır konuşulduğunu, Bursa’da ilk düğmeyi yanlış ilikleyerek, planlama yapmadan, dönüşüme ihtiyaç olan bölgelerden değil, rantı bol olan bölgelerden başlandığını vurgulayan Başkan Erdem’in konu ile ilgili açıklaması da şöyle:
“Bursa’mız için riskli yapı stoğu yaklaşık yüzde 65 seviyelerinde. Bu çerçevede ısrarla talebimiz Büyükşehir Belediyesi ve İMO Bursa Şubesi arasında yapılacak bir protokolle tüm şehrimizin yapı stoğu envanterini net bir şekilde ortaya koymaktır. Bu veriler doğrultusunda kentsel dönüşüm yol haritamızı ortaya çıkarmış olup ‘kent anayasası’ için önemli bir bilimsel veriyi belirlemiş olacağız. Öncelikle kentsel dönüşüm strateji belgesi ivedilikle hazırlanmalı, kentsel dönüşüm uygulanacak bölgelerde bütüncül planlama ilkeleri her bölge için aynı değil bölgenin özelliklerine göre esnetilerek uygulanması sağlanmalıdır.”
Konular önemli olunca; Başkan Erdem çok şey anlattı.
Kaçak yapılaşmanın da kentsel dönüşümün de Bursa’nın samimiyetle, ivedilikle çözmesi gerektiği sorunları olduğunun altını tekrar tekrar çizdi.
***
Bursa’nın temel sorunlarına dikkat çeken bu toplantı;
Bursa'da kaçak yapılaşmanın önlenmesi ve kentsel dönüşüm süreçlerinin daha etkin bir şekilde yönetilmesi adına ve sürdürülebilir bir Bursa için, konuların ‘sıcak tutulması’ açısından önemliydi.
‘Unutmadım, aklımda!’ dedirtti…
Merhaba
15.12.2021 00:01Gazeteci İbrahim Öge, "Bizde yaz!" dedi, dosta ne denir ki... O gün, dosta "tamam" dedik. Şimdi de “SözBursa” yani www.sozbursa.com okuyucuları olan sizlere, "Merhaba" diyoruz. *** Ve... Her türlü cemaatten uzak... Her türlü siyasetten ırak... Her türlü ticari ilişkiden kopuk... Her türl
Krizin kök sebebi
16.12.2021 08:34Peşinen söyleyelim... Bu yazının amacı, görseli hazırlayan ve yayınlayanı eleştirmek değildir! Bir konuya dikkat çekmek için bu görselden faydalanarak, bir sonuca varacağız. Sonuç kısmında da eleştirimizi yapacağız. Görseli inceleyin. Bursa'da üretilen "yerli" ürünleri görüyorsunu
Boş işler mi onurlu düşler mi?
19.12.2021 05:28Şöyle mesaj göndermiş; "Mustafa Bey, boş işlerle uğraşıyorsun. Çabana yazık!" *** Bu mesajı niye yazdığını biliyorum. Uğramış olduğunu düşündüğü haksızlık karşısında, tepkisini en kolay ulaşabilecek olduğu adrese ulaştırmış ve öyle zannediyorum ki, rahatlamıştı! Ona ve bir kesime göre, uğr
Kabahat "Kalite Şehri Bursa"da değil
21.12.2021 05:33Tarihi misyonu gereği... Yaptığımız kalite çalışmalarının bir emeği... İhracat parametrelerindeki mevcut artışın bir değeri... Bundan dolayı; Dünyanın ilk “Kalite Standardı” olan "Kanun Name-i İhtisab-ı Bursa"yı, 1502 yılında yayınlayan ve uygulayan şehrin adına “Kalite Şehri&r
Havanızı atın ama havamızı kirletmeyin!
23.12.2021 12:23Yazacak, söyleyecek çok şey var. Ama yerimiz dar! Horon çekse de canımız, yanar diye canımız, horona kalkamıyoruz. Aydın havasına aldansak, efelensek, el ense çekilecek! Bar oynasak, bara gitti denilecek! "Ankara'nın bağları" diyemiyoruz, karlı dağları! Misket çekse de canımız, mikserler r