Önceki akşam Mudanya Montania otelde 4.Uluslararası Gastronomi Festivali’nin tanıtım toplantısına katıldım. Lansman toplantısına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve eşi Seden Bozbey, Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerinde bulunan Murat Karayalçın, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç ile birlikte İstanbul’dan gelen gastronomi yazarları ve ünlü şefler de katıldı.
Tarihi ve kültür mirası, eşsiz doğal güzellikleri ile turizmin her dalında önemli bir potansiyele sahip Bursa’nın yıldızı artık zengin mutfağı ile gastronomide de parlamaya başladı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Uluslararası Gastronomi Festivali benim için sadece bir “etkinlik takvimi” değil; kentin ruhunu sofraya taşıyan bir davet.
Başkan Bozbey, “Festivalimiz de bu yolda atılmış en etkili adımlardan biridir. Bursamızın gastronomi alanındaki marka değerini yükselten, yerel üreticilerimizin ve işletmelerimizin görünürlüğünü artıran, ziyaretçilere ise kaliteli bir gastronomi deneyimi sunan birbirinden farklı etkinliklere ev sahipliği yapacağız. Festivalden 2 gün önce 3 uluslararası şef, 3 Türk şef ve 5 sosyal medya fenomeninden oluşan özel ekip, ilçelerimizde üreticilerle buluşacak” dedi.
Bu yıl 4’üncüsü yapılacak festivalin teması: “Rota yeniden oluşturuluyor.” Bence bu tema sadece yemeklere değil, hayatımıza da dokunan bir söz. Çünkü mutfak dediğimiz şey, aslında bir kentin hafızasıdır. Tencerenin kaynadığı ocakta geçmişin kokusu vardır, tabağa konan her lokmada geleceğe bırakılan bir iz…
26-27-28 Eylül’de Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde başlayacak bu lezzet yolculuğu, sadece Bursa merkezle sınırlı değil. Mudanya’nın deniz kokan sofralarından Karacabey’in bereketli tarlalarına, İznik’in zeytinlerinden Orhaneli’nin dağ lezzetlerine kadar tüm ilçeler bu rotaya dâhil olacak.
Festivalin beni en çok heyecanlandıran yanı ise sadece yemek tadımıyla kalmaması. Şef buluşmaları, atölyeler, çocuklar için minik şef etkinlikleri, gastronomi temalı film gösterimleri, kültürel söyleşiler… Yani “yemek”in kültür, sanat ve turizmle harmanlandığı bir buluşma. Hele ki “Bursa Lezzet Durağı” projesiyle kentin özgün tatlarını sunan işletmelere sertifika verilecek olması, gastronomiyi bir vitrin değil, sürdürülebilir bir değer haline getirecek.
Bir başka güzel gelişme, Bursa Gastronomi Kitabı’nın hazırlanacak olması. Düşünsenize; coğrafi işaretli ürünlerden göç mutfağına, mahalle fırınlarından köy sofralarına kadar her şey kayıt altına alınacak. Bu sadece bir kitap değil, geleceğe bırakılan lezzetli bir miras.
Hadi gelin, dürüst olalım… Bursa denince akla önce ne geliyor? İskender mi? Cantık mı? Pideli köfte mi?
Tamam, bunlar da güzel ama Bursa’nın mutfağı dediğimiz şey, sandığımızdan çok daha derin bir hikâye anlatıyor.
Tanıtım toplantısında Şef Atakan Özen’in hazırladığı menü ise tam anlamıyla “Bursa’nın yenilikçi yüzü”nü gösterdi. Gemlik zeytini, Hasanağa enginarı, Mihaliç peyniri, Tirilye balığı, Kozluören karadutu… Her tabakta toprağın sesi, üreticinin emeği vardı. O an bir kez daha anladım: Gastronomi, sadece doymak değil; yaşamak, hissetmek ve hatırlamaktır.
Bu yıl festivalde bir tabak yemek tadarken, belki de farkında olmadan bir hikâyeye, bir emeğe, bir geleneğe dokunacağız. Ve umarım, bu rota sadece 3 günlük bir festivalle sınırlı kalmaz.
Şimdiden afiyet olsun. Ve unutmayın: Rota yeniden oluşturuluyor… ama mideye giden yol hâlâ doğrudan kalpten geçiyor!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sibel BARUTCU
Rota yeniden oluşturuluyor…
Önceki akşam Mudanya Montania otelde 4.Uluslararası Gastronomi Festivali’nin tanıtım toplantısına katıldım. Lansman toplantısına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve eşi Seden Bozbey, Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerinde bulunan Murat Karayalçın, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç ile birlikte İstanbul’dan gelen gastronomi yazarları ve ünlü şefler de katıldı.
Tarihi ve kültür mirası, eşsiz doğal güzellikleri ile turizmin her dalında önemli bir potansiyele sahip Bursa’nın yıldızı artık zengin mutfağı ile gastronomide de parlamaya başladı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Uluslararası Gastronomi Festivali benim için sadece bir “etkinlik takvimi” değil; kentin ruhunu sofraya taşıyan bir davet.
Başkan Bozbey, “Festivalimiz de bu yolda atılmış en etkili adımlardan biridir. Bursamızın gastronomi alanındaki marka değerini yükselten, yerel üreticilerimizin ve işletmelerimizin görünürlüğünü artıran, ziyaretçilere ise kaliteli bir gastronomi deneyimi sunan birbirinden farklı etkinliklere ev sahipliği yapacağız. Festivalden 2 gün önce 3 uluslararası şef, 3 Türk şef ve 5 sosyal medya fenomeninden oluşan özel ekip, ilçelerimizde üreticilerle buluşacak” dedi.
Bu yıl 4’üncüsü yapılacak festivalin teması: “Rota yeniden oluşturuluyor.” Bence bu tema sadece yemeklere değil, hayatımıza da dokunan bir söz. Çünkü mutfak dediğimiz şey, aslında bir kentin hafızasıdır. Tencerenin kaynadığı ocakta geçmişin kokusu vardır, tabağa konan her lokmada geleceğe bırakılan bir iz…
26-27-28 Eylül’de Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde başlayacak bu lezzet yolculuğu, sadece Bursa merkezle sınırlı değil. Mudanya’nın deniz kokan sofralarından Karacabey’in bereketli tarlalarına, İznik’in zeytinlerinden Orhaneli’nin dağ lezzetlerine kadar tüm ilçeler bu rotaya dâhil olacak.
Festivalin beni en çok heyecanlandıran yanı ise sadece yemek tadımıyla kalmaması. Şef buluşmaları, atölyeler, çocuklar için minik şef etkinlikleri, gastronomi temalı film gösterimleri, kültürel söyleşiler… Yani “yemek”in kültür, sanat ve turizmle harmanlandığı bir buluşma. Hele ki “Bursa Lezzet Durağı” projesiyle kentin özgün tatlarını sunan işletmelere sertifika verilecek olması, gastronomiyi bir vitrin değil, sürdürülebilir bir değer haline getirecek.
Bir başka güzel gelişme, Bursa Gastronomi Kitabı’nın hazırlanacak olması. Düşünsenize; coğrafi işaretli ürünlerden göç mutfağına, mahalle fırınlarından köy sofralarına kadar her şey kayıt altına alınacak. Bu sadece bir kitap değil, geleceğe bırakılan lezzetli bir miras.
Hadi gelin, dürüst olalım… Bursa denince akla önce ne geliyor? İskender mi? Cantık mı? Pideli köfte mi?
Tamam, bunlar da güzel ama Bursa’nın mutfağı dediğimiz şey, sandığımızdan çok daha derin bir hikâye anlatıyor.
Tanıtım toplantısında Şef Atakan Özen’in hazırladığı menü ise tam anlamıyla “Bursa’nın yenilikçi yüzü”nü gösterdi. Gemlik zeytini, Hasanağa enginarı, Mihaliç peyniri, Tirilye balığı, Kozluören karadutu… Her tabakta toprağın sesi, üreticinin emeği vardı. O an bir kez daha anladım: Gastronomi, sadece doymak değil; yaşamak, hissetmek ve hatırlamaktır.
Bu yıl festivalde bir tabak yemek tadarken, belki de farkında olmadan bir hikâyeye, bir emeğe, bir geleneğe dokunacağız. Ve umarım, bu rota sadece 3 günlük bir festivalle sınırlı kalmaz.
Şimdiden afiyet olsun. Ve unutmayın: Rota yeniden oluşturuluyor… ama mideye giden yol hâlâ doğrudan kalpten geçiyor!