Babamla birlikte Kültürpark’a gidiyoruz. Keyfim yerinde. Hayvanat bahçesini çok seviyorum. Lunapark’ta eğlenmek istiyorum. Babamın maaşı kısıtlı ancak benim için harcamaktan çekinmiyor. Göl o kadar büyük ki! Korkuyorum. Yaşım küçük olduğu için Açık Hava Tiyatrosu’na hiç gitmemişim.
Tam tarihi hatırlamıyorum. 1990’lı yıllar…
Çok kitap aldığımı, yazarlara imzalatmak için sıraya girdiğimi hatırlıyorum. Eve dönünce babam kitapları tek tek okuyor. Bazılarını kenara ayırıyor, meğerse benim yaşıma uygun değilmiş. Babamın evde kütüphanesi var. O bana yetiyor. İlkokul, ortaokul yıllarımda Setbaşı İlköğretim Okulu’nun kütüphanesini keşfetmişim, oradaki kitapları özgürce okuyorum.
Ezgi ve Haşet Kitabevlerinin efsane olduğu yıllar.
***
2003 yılı olmalı.
BUTTİM’de kitap fuarı başlamış. Liseyi bitirmişim.
Babam üç yıl önce ölmüş. Kütüphanemi oluşturmaya başlamışım.
Hafızamdaki görüntüler kesik kesik.
Cebimdeki bütün parayı kitap fuarında harcıyorum. Aylık abonmanım olmasa, eve yürüyerek döneceğim. BUTTİM’in en önemli problemi yiyecek, içecek yerlerinin az ve temiz olmaması. 2024 yılına kadar aynı problem devam etti, nedense çözemediler.
***
2003 ve sonrasındaki dört yıl üniversitede öğrenciydim. Ankara’da kitap fuarı daha büyüktü. Adil Han, Olgunlar, Tunalı İşhanı’nda kullanılmış kitap satan kitapçıları keşfetmiştim.
***
Kütüphanemdeki eksikleri gördükçe kullanılmış kitap satan kitapçılardan çıkmıyordum. Üşenmeden her gün Beytepe’den otobüse binip Sıhhıye’ye gidiyordum. Tiyatroya gitmeden önce tek tek kitapçıları geziyordum. Yurttaki dolabım kitapla dolup taşıyordu. Bursa’ya her defasında iki valiz kitapla dönüyordum.
***
2007. Üniversite bitmiş. Bursa’ya dönmek zorunda kalmışım. Araştırma faslı başlamış. Param azalmış. Seçerek, inceleyerek, listeye göre satın alıyorum.
BKM yavaş yavaş ön plana çıkmaya başlamış. İslami kitaplar satan Şura Kitabevi, test ve ders kitapları satan bir kitabevi olmuş. BKM dönemin atmosferine uygun olarak her kitabın bulunduğu liberal bir yapıya dönüşmüş. İkisinin de sahibi aynı kişi.
Altıparmak gözden düşmeye başlamış. Öğrenciler üniversiteye yakın Görükle köyüne taşınmış. Yurtlar, evler inşa ediliyor. Köy, şehir ile bütünleşiyor.
Haşet Kitabevi, 2008 yılında satılınca BKM’nin Altıparmak şubesi olmuş. Birkaç yıl sonra o da kapanmış. Ezgi Kitabevi ve diğer kitapçılar Burç’tan taşınmak zorunda kalmış. Kafeler, sinemalar kapanmış.
Kitap fuarı en güzel yıllarında. Mart ayında, 9 gün boyunca onlarca söyleşi ve imza günleri düzenleniyor. Herkes orada. Her düşünce kendisine yer bulabiliyor.
***
2014. Edebiyat öğretmeni, araştırmacı Güney Özkılınç, Nilüfer Belediyesi kültür müdürü olmuş. Öncesinde Eğitim-Sen Bursa şubesinin başkanıydı Şiir Festivalini başlatmış, Nâzım Hikmet Kültürevi’nde İstanbul’dan sahaflar getirmişti.
Akıllarda tek soru. İlçelerde kitap günleri düzenlenebilir mi?
Yerel yazarlar devreye giriyor. Biz neden yokuz? Belediyeler onlara da stant veriyor. Kitap satmaları lazım. Kendi imkânlarıyla bastırdıkları kitapların parası nasıl çıkacak? Yazarlar, belediyeler, kendilerini yerele hapsediyor, ama kimin umurunda. Yeni kitap için matbaa parası lazım.
Büyükşehir belediyesi 2020-2022 yılları arasında Merinos’ta üç kere kitap fuarı düzenlemişti. Söyleşilere davet edilen yazarlarda büyükşehir belediyesini yöneten partinin etkisi açıkça görülüyordu.
***
Geldik 2025’e.
TÜYAP ile BUTTİM yönetiminin yolları ayrıldı. Bursa Kitap Fuarı, Merinos’ta yapılmaya başlandı. Ulaşımı kolay. BURFAŞ’ın kafesi orada olduğu için çay, kahve, yemek imkânı daha fazla. Bu sene işler tersine dönmüş. Yayınevi sayısı, dernek sayısı azalmış. Eskiden kullanılmış kitap satan 7-8 kitapçı gelirken, bu sene bir kitapçı vardı. O da çok az kitap getirmişti. Yeni kitap satanlar ise yüzde 20, 25 indirim yapıyordu. İnternet varken neden fuardan kitap satın alayım?
Mekânda boş yer olunca, iki gün kala, fuar yönetimi Osmangazi Belediyesi’ni davet etti. Belediyenin böyle bir hazırlığı olmayınca zar zor iki günde etkinlikler düzenledi. Büyükşehir Belediyesi ve Osmangazi Belediyesi’nin deposunda duran kitaplar, eski belediye başkanları döneminde basıldığı için (resimleri ve sunuş yazıları var) ne satılabildi ne de ücretsiz dağıtılabildi. Ne diyeyim, kâğıtçıya satmaları yakındır. Böylece önce kitapçıya sonra okuyucuya ulaşacak. Büyükşehir belediyesi bir yılda sadece bir kitap basabildi. Onu tanıttılar. O kadar yer birkaç broşüre ayrılmıştı.
Nilüfer Belediyesi, Bursa Araştırmaları Ödülü kazanan kitapları ücretsiz dağıttı. İki yazar ile söyleşi yapıldı. İlki, Bursa Oda Tiyatrosu, ikincisi Bursa’daki Kitapçıların Son Yüz Yılı kitabımla iki kere ödül kazandım. Kitapçılarla ilgili kitabım, 2021 yılında basıldı. Telifi seneye bitiyor. Nilüfer Belediyesi’nin veya başka bir kurumun aklına, “kitap fuarında” kitapçılarla ilgili söyleşi yapılması gelmedi.
TÜYAP yönetimi kitap fuarını yeniden planlamalı. Şimdiki sistem şehrin gerisinde kaldı. Söyleşilerde sorumluluk almalı. Etkinlikler kurumlara ve yayınevlerine bırakıldığı için kısıtlı oluyor. Daha kötüsü, Bursa’da edebiyat hayatı, yılın yazarları üzerinden belirlenmeye çalışılıyor. Bu durum, ulusal edebiyatta başarılı olan, ama kıymeti bilinmeyen birçok ismin yok sayılmasına neden oluyor. Örnek vereyim. Celal Sılay, Zekai Özger, Metin Güven, Yücel Balku, Burhan Arpad, Turgay Nar’ın hayatı, edebiyata bakış açıları ele alınarak kitap fuarında “onlara özel” etkinlik planlanmadı. Bu eleştirimi “Yılın Yazarı Nasıl Belirleniyor?” başlığı altında yazmıştım:https://www.sozbursa.com/yazarlar/ugur-ozan-ozen-72/yilin-yazari-nasil-belirleniyor-2941
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uğur Ozan Özen
Bursa’da bir kitap fuarı vardı
Gözlerimin önünde bazı görüntüler var.
Babamla birlikte Kültürpark’a gidiyoruz. Keyfim yerinde. Hayvanat bahçesini çok seviyorum. Lunapark’ta eğlenmek istiyorum. Babamın maaşı kısıtlı ancak benim için harcamaktan çekinmiyor. Göl o kadar büyük ki! Korkuyorum. Yaşım küçük olduğu için Açık Hava Tiyatrosu’na hiç gitmemişim.
Tam tarihi hatırlamıyorum. 1990’lı yıllar…
Çok kitap aldığımı, yazarlara imzalatmak için sıraya girdiğimi hatırlıyorum. Eve dönünce babam kitapları tek tek okuyor. Bazılarını kenara ayırıyor, meğerse benim yaşıma uygun değilmiş. Babamın evde kütüphanesi var. O bana yetiyor. İlkokul, ortaokul yıllarımda Setbaşı İlköğretim Okulu’nun kütüphanesini keşfetmişim, oradaki kitapları özgürce okuyorum.
Ezgi ve Haşet Kitabevlerinin efsane olduğu yıllar.
***
2003 yılı olmalı.
BUTTİM’de kitap fuarı başlamış. Liseyi bitirmişim.
Babam üç yıl önce ölmüş. Kütüphanemi oluşturmaya başlamışım.
Hafızamdaki görüntüler kesik kesik.
Cebimdeki bütün parayı kitap fuarında harcıyorum. Aylık abonmanım olmasa, eve yürüyerek döneceğim. BUTTİM’in en önemli problemi yiyecek, içecek yerlerinin az ve temiz olmaması. 2024 yılına kadar aynı problem devam etti, nedense çözemediler.
***
2003 ve sonrasındaki dört yıl üniversitede öğrenciydim. Ankara’da kitap fuarı daha büyüktü. Adil Han, Olgunlar, Tunalı İşhanı’nda kullanılmış kitap satan kitapçıları keşfetmiştim.
***
Kütüphanemdeki eksikleri gördükçe kullanılmış kitap satan kitapçılardan çıkmıyordum. Üşenmeden her gün Beytepe’den otobüse binip Sıhhıye’ye gidiyordum. Tiyatroya gitmeden önce tek tek kitapçıları geziyordum. Yurttaki dolabım kitapla dolup taşıyordu. Bursa’ya her defasında iki valiz kitapla dönüyordum.
***
2007. Üniversite bitmiş. Bursa’ya dönmek zorunda kalmışım. Araştırma faslı başlamış. Param azalmış. Seçerek, inceleyerek, listeye göre satın alıyorum.
BKM yavaş yavaş ön plana çıkmaya başlamış. İslami kitaplar satan Şura Kitabevi, test ve ders kitapları satan bir kitabevi olmuş. BKM dönemin atmosferine uygun olarak her kitabın bulunduğu liberal bir yapıya dönüşmüş. İkisinin de sahibi aynı kişi.
Altıparmak gözden düşmeye başlamış. Öğrenciler üniversiteye yakın Görükle köyüne taşınmış. Yurtlar, evler inşa ediliyor. Köy, şehir ile bütünleşiyor.
Haşet Kitabevi, 2008 yılında satılınca BKM’nin Altıparmak şubesi olmuş. Birkaç yıl sonra o da kapanmış. Ezgi Kitabevi ve diğer kitapçılar Burç’tan taşınmak zorunda kalmış. Kafeler, sinemalar kapanmış.
Kitap fuarı en güzel yıllarında. Mart ayında, 9 gün boyunca onlarca söyleşi ve imza günleri düzenleniyor. Herkes orada. Her düşünce kendisine yer bulabiliyor.
***
2014. Edebiyat öğretmeni, araştırmacı Güney Özkılınç, Nilüfer Belediyesi kültür müdürü olmuş. Öncesinde Eğitim-Sen Bursa şubesinin başkanıydı Şiir Festivalini başlatmış, Nâzım Hikmet Kültürevi’nde İstanbul’dan sahaflar getirmişti.
Akıllarda tek soru. İlçelerde kitap günleri düzenlenebilir mi?
Neden olmasın?
Nilüfer, Mustafakemalpaşa, İnegöl, Kestel, Mudanya, Gemlik…
Yerel yazarlar devreye giriyor. Biz neden yokuz? Belediyeler onlara da stant veriyor. Kitap satmaları lazım. Kendi imkânlarıyla bastırdıkları kitapların parası nasıl çıkacak? Yazarlar, belediyeler, kendilerini yerele hapsediyor, ama kimin umurunda. Yeni kitap için matbaa parası lazım.
Büyükşehir belediyesi 2020-2022 yılları arasında Merinos’ta üç kere kitap fuarı düzenlemişti. Söyleşilere davet edilen yazarlarda büyükşehir belediyesini yöneten partinin etkisi açıkça görülüyordu.
***
Geldik 2025’e.
TÜYAP ile BUTTİM yönetiminin yolları ayrıldı. Bursa Kitap Fuarı, Merinos’ta yapılmaya başlandı. Ulaşımı kolay. BURFAŞ’ın kafesi orada olduğu için çay, kahve, yemek imkânı daha fazla. Bu sene işler tersine dönmüş. Yayınevi sayısı, dernek sayısı azalmış. Eskiden kullanılmış kitap satan 7-8 kitapçı gelirken, bu sene bir kitapçı vardı. O da çok az kitap getirmişti. Yeni kitap satanlar ise yüzde 20, 25 indirim yapıyordu. İnternet varken neden fuardan kitap satın alayım?
Mekânda boş yer olunca, iki gün kala, fuar yönetimi Osmangazi Belediyesi’ni davet etti. Belediyenin böyle bir hazırlığı olmayınca zar zor iki günde etkinlikler düzenledi. Büyükşehir Belediyesi ve Osmangazi Belediyesi’nin deposunda duran kitaplar, eski belediye başkanları döneminde basıldığı için (resimleri ve sunuş yazıları var) ne satılabildi ne de ücretsiz dağıtılabildi. Ne diyeyim, kâğıtçıya satmaları yakındır. Böylece önce kitapçıya sonra okuyucuya ulaşacak. Büyükşehir belediyesi bir yılda sadece bir kitap basabildi. Onu tanıttılar. O kadar yer birkaç broşüre ayrılmıştı.
Nilüfer Belediyesi, Bursa Araştırmaları Ödülü kazanan kitapları ücretsiz dağıttı. İki yazar ile söyleşi yapıldı. İlki, Bursa Oda Tiyatrosu, ikincisi Bursa’daki Kitapçıların Son Yüz Yılı kitabımla iki kere ödül kazandım. Kitapçılarla ilgili kitabım, 2021 yılında basıldı. Telifi seneye bitiyor. Nilüfer Belediyesi’nin veya başka bir kurumun aklına, “kitap fuarında” kitapçılarla ilgili söyleşi yapılması gelmedi.
TÜYAP yönetimi kitap fuarını yeniden planlamalı. Şimdiki sistem şehrin gerisinde kaldı. Söyleşilerde sorumluluk almalı. Etkinlikler kurumlara ve yayınevlerine bırakıldığı için kısıtlı oluyor. Daha kötüsü, Bursa’da edebiyat hayatı, yılın yazarları üzerinden belirlenmeye çalışılıyor. Bu durum, ulusal edebiyatta başarılı olan, ama kıymeti bilinmeyen birçok ismin yok sayılmasına neden oluyor. Örnek vereyim. Celal Sılay, Zekai Özger, Metin Güven, Yücel Balku, Burhan Arpad, Turgay Nar’ın hayatı, edebiyata bakış açıları ele alınarak kitap fuarında “onlara özel” etkinlik planlanmadı. Bu eleştirimi “Yılın Yazarı Nasıl Belirleniyor?” başlığı altında yazmıştım: https://www.sozbursa.com/yazarlar/ugur-ozan-ozen-72/yilin-yazari-nasil-belirleniyor-2941