SON DAKİKA
Hava Durumu

Aç Hâkim Fenomeni!

Yazının Giriş Tarihi: 09.04.2024 21:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.04.2024 21:29

İnsan ne kadar rasyonel kalabilir?

Yargı kararları yalnızca kanunlara ve gerçeklere mi dayanıyor? 

Hepimizin günlük hayatında önemli görevleri ve sorumlulukları olsa da neticede hepimizin insan olup ilkel ihtiyaçları ve dürtüleri olduğunu unutmamak gerekir.

Bu husus bazı durumlarda bilerek veya bilmeden bilinç altımızın etkisiyle, fiziksel veya ruhsal olarak karşımıza çıkabiliyor.

Yasal formalizm, yargıçların hukuki gerekçeleri bir davanın olgularına rasyonel, mekanik ve bilinçli bir şekilde uyguladığını savunur.

Buna karşılık hukuki realistler, hukuki sebeplerin rasyonel olarak uygulanmasının hakimlerin kararlarını yeterince açıklamadığını ve psikolojik, politik ve sosyal faktörlerin yargı kararlarını etkilediğini ileri sürmektedir.

***

Tam olarak da bu tartışma konusuyla alakalı çok çarpıcı bir hipotez ortaya atıldı:

“Hungry Judge Effect” yani Türkçe deyimiyle “Aç Hâkim Fenomeni”.

Bu çarpıcı fenomen, yargıçların yemekten sonra daha hoşgörülü, moladan önce ise daha sert olma eğiliminde olduğu fikrini kanıtlayan bir bulgu sonucu oluşmuştur.

Bilim insanları Danziger, Levav ve Avnaim-Pesso bu fikir doğrultusunda belirli bir ülkenin şartlı tahliye kurullarının kararlarına ilişkin klasik bir çalışma yaptı.

Bu çalışma çok prestijli bir dergi olan Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri'nde yayınlandı ve ’’Adli Kararlarda Yabancı Faktörler’’ başlıklı makaleye birçok kez (2021 yılına kadar bin 380) atıf yapıldı.

Bu yazımızda size çevirisi olmayan bu makaleyi Türkçe olarak özetleyeceğim…

İlk olarak,

Şartlı tahliye kurulu, bir suçlunun, cezayı veren yargıç tarafından belirlenen cezanın en azından asgari bir kısmını çektikten sonra şartlı tahliyeyle hapishaneden salıverilip salıverilmeyeceğine karar veren kişilerden oluşan bir kuruldur.

Bahsettiğimiz şartlı tahliye kurulunu Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption) filminden de hatırlayanlarınız olacaktır…

Filmde Morgan Freeman’ın canlandırdığı karakterin 10 yılda bir karşısına çıkıp şartlı tahliye kararını reddeden kurul işte bu kuruldur.

***

Hatırlatmamızın ardından yapılan çalışmaya dönelim…

Bilim insanları bu çalışmaya “Adaletin ‘hâkimin kahvaltıda yediği şey’ olduğu şeklindeki gerçekçi karikatürü, deneyimli hakimler tarafından verilen ardışık şartlı tahliye kararlarında test ediyoruz’’ cümlesi ile başladılar…

Ve çalışmalarında jüri üyelerinin yemek molalarını kaydetmeye başladıktan sonra çarpıcı bir sonuç elde ettiler.

Sizi istatistiklere boğmayacağım, çünkü bu araştırmada çok fazla veri var.

Detaylı olarak incelemek isterseniz sizde benim gibi bu konu hakkındaki orijinal yabancı makaleyi okuyabilirsiniz…

Çeşitli suçlar işleyen mahkumlar için şartlı tahliye kurullarının hukuki kararlarını detaylı ve kapsamlı istatistiklerle analiz eden ekip ilk olarak şu sonuca ulaştı;

Her oturumda olumlu karar alma olasılığının ilk karardan son karara kadar yaklaşık yüzde 65'ten neredeyse yüzde 0'a düştüğünü tespit ettiler.

Çarpıcı şekilde oturumların başında hakimler davaların yaklaşık yüzde 65'inde olumlu karar verme eğilimindeydi; yani mahkûmun şartlı tahliye talebini kabul ettiler.

Ancak oturum ilerledikçe ve araştırmacılar, jüri üyelerinin son yemeklerine yaklaştıkça kararların giderek daha olumsuz hale geldiğini gözlemlediler.

Üstelik bu adli kararların, hukuki kararlarla hiçbir ilgisi olmayan dış değişkenler tarafından etkilenmekte olduğunu gözlemlediler.

Bu çalışmaya göre hakimlerin karnı tok iken tahliye şansınız yüzde 60 iken üç ya da dört saat sonra bu şansınız neredeyse yüzde 0’a düşmekteydi…

Araştırmacılar, bu bulguların adli kararları etkileyen dış faktörlere destek sağladığını ileri sürüyor ve bu etkinin zihinsel tükenmeden kaynaklanabileceğini ihtiyatlı bir şekilde tahmin ediyor.

***

Orijinal makalede araştırmacılar bu çalışmasıyla, yorgunluğun bir sonucu olarak ortaya çıkan zihinsel tükenmenin, kararların giderek statükoyu tercih etmesine neden olduğunu öne sürdü.

Makalenin başlığından da göreceğimiz üzere açlık gibi yabancı faktörlerin hakimlerin statükocu yaklaşımla hareket etmesini yani kalıplaşmış, sorgulanmayan, bağnaz fikirleri uygulamasını kolaylaştırdığını öne sürdü.

Dinlenme ve yenilenmenin ise daha sonra cesur kararlar alma isteğini geri getirdiğini gösterdi.

Üstelik bununla beraber bu çalışmada gözlemlenen çarpıcı bir diğer faktör avukat tarafından temsil edilmeyen mahkumların avukatlı mahkumlara göre şartlı tahliye alma olasılıkları daha düşük olduğu tespit edildi.

Temsil edilmeyen mahkûmların tüm vakaların yaklaşık üçte birini oluşturduğunu, ancak bunların yalnızca yüzde 15 oranında tahliye olduğunu, avukatlı mahkûmların ise yüzde 35 oranında tahliye olduğunu göstermektedir.

Bu husus da aynı şekilde kararları etkileyen yabancı faktörlere önemli bir örnek olmuştur.

***

Bu çalışma meslekte çoğumuzun da farkında olduğu dış faktörlerin kararlar üzerindeki etkisini istatistiksel olarak gözler önüne sermiştir.

Ülkemizde maalesef açlık veya zihinsel tükenmenin dışında da çeşitli dış faktörler alınacak hukuki kararları etkiliyor olabilir.

Tahliye kararınız hâkimin aç olup olmamasına bağlı olsaydı ne hissederdiniz?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.