Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) her yıl düzenli olarak paylaştığı yıllık raporunu yayınladı…
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi en fazla şikâyet başvurusu Türkiye’den…
Öyle ki Türkiye kaynaklı başvurular, “AİHM iş yükünün üçte birini” oluşturuyor.
Bununla birlikte bekleyen davaların yüzde 35,8‘si bizim ülkemizden…
***
Gelin detaylara geçelim…
MerkeziStrasburg’dakiAİHM, bilindiği üzere “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, toplulukların, tüzel kişilerin ve diğer devletlerin, belirli usul ve kurallar dahilinde başvurabileceği bir yargı” mercii.
Bu yargı mercii her yıl düzenli olarak yayınladığı raporlarla da bir nevi faaliyetlerini Avrupa kamuoyu ile paylaşmış olur. Tıpkı Strasburg’daki merkezinde düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan 2024 bilançosu gibi.
Rapora göre;
Türkiye, 47 Avrupa ülkesi arasında 2022 ve 2023 yılları olduğu gibi 2024’ü de AİHM gündeminde en fazla davaya sahip ülke olarak kapattı.
Sözleşmeyi imzalayan 47 Avrupa ülkesinden yapılan derdest başvuru sayısı toplam 60 bin 350.
Bu sayı bir önceki yıla göre yüzde 12 daha az.
Toplam dava yükünün 21 bin 613'ünü Türkiye menşeli davalar oluşturdu.
Ülkemiz bu istatistiklere göre diğer ülkelerin açık ara önünde yer aldı.
Türkiye'yi ise şu an savaş halinde olan iki ülke izliyor.
8 bin 150 başvuruyla Avrupa Konseyi'nden ayrılan Rusya ve 7 bin 700 dava başvurusuyla Ukrayna.
Geri kalan 44 ülkenin başvurularının toplamı ise 22 bin 900.
İnsan hakları ihlali konusunda 44 Avrupa ülkesine bedeliz…
Türkiye 2023'te de ilk sırada yer almıştı.
Hemen enseyi karartmayın (!) 2023'teki sayı 2024'e oranla daha yüksekti.
***
Türkiye 2024’te en çok 'Güvenlik ve özgürlük hakkının ihlali' (yüzde 28) ‘İfade Özgürlüğünün ihlali’’ (yüzde 22) 'adil yargılanma hakkının ihlali' (yüzde 19) konularında mahkûm edildi.
Strasburg’da AİHM Başkanı Marko Bosnjak tarafından açıklanan verilere göre AİHM 2024'te bin 102 karar açıkladı.
Bunlardan 73'ü Türkiye'yle ilgili.
Türkiye bu sayıyla 2024'te hakkında en fazla karar açıklanan üçüncü ülke oldu.
Bu alanda ilk sırada 302 kararla Rusya, ikinci sırada ise 158 kararla Ukrayna yer aldı.
En çok başvuru ülkemizden olsa da açıklanan karar sayısında gerideyiz.
Bunu ülkemizle alakalı başvuruların “çetrefilli” olmasının bir sonucu olarak yorumlayabiliriz.
Fakat sizinle daha şok edici bir istatistik paylaşayım;
Türkiye hakkında açıklanan 73 karardan 67'sinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) en az bir maddesinin ihlal edildiği tespit edildi.
Bu demek oluyor ki;
2024 yılında Türkiye hakkında verilen kararlarda en az 1 hakkın ihlalinin tespit edildiği karar oranı yüzde 91,7
AİHM, Türkiye'ye karşı açılan sadece 5 davada ihlal bulmazken, bir davada dostane çözüme gidildi.
***
Açıklanan kararlara bakıldığında ülkemizde en fazla ihlal, özgürlük ve güvenlik hakkının garanti altına alındığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. Maddesi.
AİHM, 19 davada bu maddenin ihlal edildiğine hükmetti.
Özgürlük ve güvenlikle ilgili ihlalleri sözleşmenin ifade özgürlüğüne ilişkin AİHS M. 10 izledi.
Üçüncü sırada ise 14 ihlalle insan hakları sözleşmesinin adil yargılanma hakkını düzenleyen AİHS M.6’ya ilişkin ihlaller yer aldı.
Türkiye'nin insan hakları sözleşmesinin ihlaline ilişkin sıralaması 2023'te 2024 yılından farklı.
2023 istatistiklerinde adil yargılanma (17) ilk sırada yer alırken, özgürlük ve güvenlik (16) ile toplantı ve dernek kurma özgürlüğü (16) ikinci sırada yer aldı. Özel ve aile hayatına saygı (15) ise üçüncü sırada yer almıştı.
AİHM'nin 2024'te hiç karar açıklamadığı ülkeler Andorra, Estonya, İrlanda ve Liechtenstein oldu.
Mahkemenin hakkında karar açıklayıp da insan hakları sözleşmesinin ihlal edilmediğine hükmettiği ülkeler ise Finlandiya, İsveç ve San Marino oldu.
***
Verilere baktığımızda, başlığımızda; “AİHM Türk Mahkemelerine döndü” desek abartmış olmayız.
Böyle giderse uzun yıllar birinciliği elden bırakamayacağız.
Derdest başvuruların yanı sıra, ülkemizle alakalı üç kritik davada karar aşamasına gelindi.
Bunlardan biri Terörist başı Öcalan’ın Başvurusu…
İmralı'daki tecrit koşullarına ilişkin Türkiye aleyhine yaptığı başvuruya dair bu yıl kararın açıklanması bekleniyor.
Uzun süredir AİHM'nin gündeminde olan ve mahkeme ile Türkiye arasında sorun yaratan iki davada da yıl içinde karar açıklanması öngörülüyor.
Bunlardan ilki “Gezi Davası” bağlamında 2017'de tutuklanan, AİHM'nin beraat ve tahliye kararlarına rağmen tutukluluk hali süren ve hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası bulunan Osman Kavala'yla ilgili.
İkincisi ise yine AİHM kararına rağmen tutukluluk hali devam eden eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'la ilgili olanı.
AİHS'nin 46. maddesi gereği, sözleşmeye taraf olan devletler açısından AİHM kararları bağlayıcı nitelikte.
Bireysel başvuru hakkını 1987'de tanıyan Türkiye, AİHM'nin zorunlu yargı yetkisini 1989'dan bu yana tanıyor.
Yani verilen kararlara uymak zorunlu!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Av. Arda BARUTCU
AİHM Türk Mahkemesine Döndü!
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) her yıl düzenli olarak paylaştığı yıllık raporunu yayınladı…
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi en fazla şikâyet başvurusu Türkiye’den…
Öyle ki Türkiye kaynaklı başvurular, “AİHM iş yükünün üçte birini” oluşturuyor.
Bununla birlikte bekleyen davaların yüzde 35,8‘si bizim ülkemizden…
***
Gelin detaylara geçelim…
Merkezi Strasburg’daki AİHM, bilindiği üzere “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, toplulukların, tüzel kişilerin ve diğer devletlerin, belirli usul ve kurallar dahilinde başvurabileceği bir yargı” mercii.
Bu yargı mercii her yıl düzenli olarak yayınladığı raporlarla da bir nevi faaliyetlerini Avrupa kamuoyu ile paylaşmış olur. Tıpkı Strasburg’daki merkezinde düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan 2024 bilançosu gibi.
Rapora göre;
Türkiye, 47 Avrupa ülkesi arasında 2022 ve 2023 yılları olduğu gibi 2024’ü de AİHM gündeminde en fazla davaya sahip ülke olarak kapattı.
Sözleşmeyi imzalayan 47 Avrupa ülkesinden yapılan derdest başvuru sayısı toplam 60 bin 350.
Bu sayı bir önceki yıla göre yüzde 12 daha az.
Toplam dava yükünün 21 bin 613'ünü Türkiye menşeli davalar oluşturdu.
Ülkemiz bu istatistiklere göre diğer ülkelerin açık ara önünde yer aldı.
Türkiye'yi ise şu an savaş halinde olan iki ülke izliyor.
8 bin 150 başvuruyla Avrupa Konseyi'nden ayrılan Rusya ve 7 bin 700 dava başvurusuyla Ukrayna.
Geri kalan 44 ülkenin başvurularının toplamı ise 22 bin 900.
İnsan hakları ihlali konusunda 44 Avrupa ülkesine bedeliz…
Türkiye 2023'te de ilk sırada yer almıştı.
Hemen enseyi karartmayın (!) 2023'teki sayı 2024'e oranla daha yüksekti.
***
Türkiye 2024’te en çok 'Güvenlik ve özgürlük hakkının ihlali' (yüzde 28) ‘İfade Özgürlüğünün ihlali’’ (yüzde 22) 'adil yargılanma hakkının ihlali' (yüzde 19) konularında mahkûm edildi.
Strasburg’da AİHM Başkanı Marko Bosnjak tarafından açıklanan verilere göre AİHM 2024'te bin 102 karar açıkladı.
Bunlardan 73'ü Türkiye'yle ilgili.
Türkiye bu sayıyla 2024'te hakkında en fazla karar açıklanan üçüncü ülke oldu.
Bu alanda ilk sırada 302 kararla Rusya, ikinci sırada ise 158 kararla Ukrayna yer aldı.
En çok başvuru ülkemizden olsa da açıklanan karar sayısında gerideyiz.
Bunu ülkemizle alakalı başvuruların “çetrefilli” olmasının bir sonucu olarak yorumlayabiliriz.
Fakat sizinle daha şok edici bir istatistik paylaşayım;
Türkiye hakkında açıklanan 73 karardan 67'sinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) en az bir maddesinin ihlal edildiği tespit edildi.
Bu demek oluyor ki;
2024 yılında Türkiye hakkında verilen kararlarda en az 1 hakkın ihlalinin tespit edildiği karar oranı yüzde 91,7
AİHM, Türkiye'ye karşı açılan sadece 5 davada ihlal bulmazken, bir davada dostane çözüme gidildi.
***
Açıklanan kararlara bakıldığında ülkemizde en fazla ihlal, özgürlük ve güvenlik hakkının garanti altına alındığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. Maddesi.
AİHM, 19 davada bu maddenin ihlal edildiğine hükmetti.
Özgürlük ve güvenlikle ilgili ihlalleri sözleşmenin ifade özgürlüğüne ilişkin AİHS M. 10 izledi.
Üçüncü sırada ise 14 ihlalle insan hakları sözleşmesinin adil yargılanma hakkını düzenleyen AİHS M.6’ya ilişkin ihlaller yer aldı.
Türkiye'nin insan hakları sözleşmesinin ihlaline ilişkin sıralaması 2023'te 2024 yılından farklı.
2023 istatistiklerinde adil yargılanma (17) ilk sırada yer alırken, özgürlük ve güvenlik (16) ile toplantı ve dernek kurma özgürlüğü (16) ikinci sırada yer aldı. Özel ve aile hayatına saygı (15) ise üçüncü sırada yer almıştı.
AİHM'nin 2024'te hiç karar açıklamadığı ülkeler Andorra, Estonya, İrlanda ve Liechtenstein oldu.
Mahkemenin hakkında karar açıklayıp da insan hakları sözleşmesinin ihlal edilmediğine hükmettiği ülkeler ise Finlandiya, İsveç ve San Marino oldu.
***
Verilere baktığımızda, başlığımızda; “AİHM Türk Mahkemelerine döndü” desek abartmış olmayız.
Böyle giderse uzun yıllar birinciliği elden bırakamayacağız.
Derdest başvuruların yanı sıra, ülkemizle alakalı üç kritik davada karar aşamasına gelindi.
Bunlardan biri Terörist başı Öcalan’ın Başvurusu…
İmralı'daki tecrit koşullarına ilişkin Türkiye aleyhine yaptığı başvuruya dair bu yıl kararın açıklanması bekleniyor.
Uzun süredir AİHM'nin gündeminde olan ve mahkeme ile Türkiye arasında sorun yaratan iki davada da yıl içinde karar açıklanması öngörülüyor.
Bunlardan ilki “Gezi Davası” bağlamında 2017'de tutuklanan, AİHM'nin beraat ve tahliye kararlarına rağmen tutukluluk hali süren ve hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası bulunan Osman Kavala'yla ilgili.
İkincisi ise yine AİHM kararına rağmen tutukluluk hali devam eden eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'la ilgili olanı.
AİHS'nin 46. maddesi gereği, sözleşmeye taraf olan devletler açısından AİHM kararları bağlayıcı nitelikte.
Türkiye, AİHS'yi 1950'de imzaladı, 1954'te onayladı.
Bireysel başvuru hakkını 1987'de tanıyan Türkiye, AİHM'nin zorunlu yargı yetkisini 1989'dan bu yana tanıyor.
Yani verilen kararlara uymak zorunlu!