Bundan 108 yıl önce Çanakkale’de, eşi benzeri görülmemiş bir mücadele ruhu, tarihe mühür vurmuş bir müdafaa azmi tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşmiştir.
Türk milleti Çanakkale’ye adeta etten duvar örmüş, mütecaviz emel, hedef ve saldırıları can pahasına püskürtmüş, böylelikle tarihin akışını değiştirmiştir.
Kınalı kuzular kanlarıyla destan yazmışlar, vatan, bayrak ve milli namusu lekeletmemişlerdir.
Çanakkale’de iman gücü, var olma sevdası, istiklal aşkı, kardeşlik hissiyatı; batılın elçilerini, küfrün hesap ve heveslerini silindir gibi ezip geçmiştir.
Vatan savunması için bedenlerini siper eden asil millet evlatları birlik, beraberlik ve dayanışma şuuruyla Çanakkale’yi geçilmez yapmışlardır.
Yüce dinimiz İslam din, vatan ve mukaddesat uğrunda can vermeyi şehadet müjdesi içinde değerlendirmiş ve büyük bir şeref kabul etmiştir. Çünkü şehit, Allah rızası için canından geçmiş ve en yüksek mertebeye ulaşmayı arzu etmiştir. Şehitlik mertebesi, cennet ehlinin dahî gıpta ile karşılayacağı ne yüce bir mevkidir. Rabbimiz, şehitlerin ulaşacağı bu mevkii ayet-i kerimede şöyle haber vermektedir: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler. Rableri katında Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar.” (Âl-i İmrân, 3/169-170)
Peygamberimiz, sahabe-i güzin efendilerimiz ve onları örnek alan kahraman ecdadımız hep bu ulvî dereceye ulaşabilmenin arzusu ve gayreti içinde olmuşlardır. Şanlı ordularımızı cepheden cepheye koşturan; nice toprakları bize vatan yapan, tarih kapatıp tarih açtıran işte bu inançtır, bu inancın verdiği ruhtur.
Uğrunda can verilecek değerleri olan milletler, bağımsızlıklarından ödün vermezler. Can ve vatan özgür, namus güvende olduğu; ezan gök kubbede yankılandığı müddetçe bir anlam ifade eder. Bu değerler, tehlike ve tehdit altında ise canın, alınan nefesin, çarpan kalbin ne kıymeti olabilir? İşte bundan dolayıdır ki din, vatan, namus, bağımsızlık söz konusu olduğunda biz bunları canımızla tartarız. Malazgirt’te, Çanakkale’de, Sakarya’da durum hep böyle olmuştur. Buralarda terazinin bir kefesinde ecdadımızın canı, diğer kefesinde ise vatan toprağı vardı.
Sahip oldukları maddi güce, gelişmiş silahlara güvenerek Çanakkale Boğazı’na dayanan düşman birlikleri iman dolu göğüsler tarafından hezimete uğratıldı. Şüphesiz bu başarının en önemli sırlarından biri şehadet arzusuydu. Şehadet arzusu Çanakkale’de zafer, Akif’in dilinde destan, Seyit Onbaşı’da muazzam bir güç oldu. Şehadet arzusu renk, ırk, dil farkını yok edip ülkenin dört bir yanından gelen yiğitleri bir mevzide buluşturdu. Ve nihayet şehadet arzusu şu veciz dizelere ilhâm kaynağı oldu: Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi, Beder’in Arslanları ancak bu kadar şanlı idi, Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni Tarih’e desem, sığmazsın. Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, Sana aguşunu açmış duruyor peygamber.
Aziz ecdadımızın kanlarıyla sulanmış cennet vatanımızın her karış toprağı nice kahramanlık destanlarını haykırmaktadır. Tarihimizin her bir sayfası, onların şan ve şerefini anlatmaktadır. Böyle bir ecdadın varisleri olmanın haklı gururuyla başımız dik, alnımız açık bir şekilde onları her an hayırla ve minnetle yâd etmekteyiz. Ve bilmekteyiz ki, geçmişten ibret alarak Çanakkale ruhunu canlı tuttuğumuz müddetçe ulaşamayacağımız hedef, başaramayacağımız iş, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir problem olmayacaktır.
Bu düşüncelerle Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıldönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; milli ve manevi değerleri uğruna hayatlarından olmuş bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle, hürmetle yâd ediyorum.
Çanakkale’yi düşmana dar eden kahraman nesilden Cenab-ı Allah sonsuz kere razı olsun, yattığı yerleri nurla doldursun.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Rahmet dalgalarının yayıldığı aylara girdik!
03.02.2022 13:00
Bizleri yoktan var eden Yüce Rabbimizin sonsuz rahmet ve mağfiretinin doruğa ulaştığı, yapılan yalvarış ve yakarışların geri çevrilmediği, tövbelerin ve pişmanlıkların en güzel şekilde kabul edildiği özel zaman dilimlerinden olan mübarek üç aylara kavuşturan Allah’ımıza hamdolsun.
Halk arasında “üç
Affetmek, kini, intikamı ve nefreti silmektir.
Affetmek, düşmanlık ve intikamdan vazgeçmektir. Affetmek, kalbimizi öfke ve husumetten temizlemektir.
Affetmek, yüreğimizi kaplayan ve kuşatan ağır yükleri hafifletmektir.
Suç ve hataları bağışlamak belki onları ortadan kaldırmaz; ancak öfke ve husum
İslâm âlemi olarak 27 Şubat 2022 Pazar gününü, Pazartesi’ye bağlayan gece mübarek Miraç Kandil’ini idrak edeceğiz.
İsrâ ve Miraç, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya, oradan da Yüce Mevla’nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya yaptığı, için
Sadece dönemlerini değil, sonraki yılların gelişme ve istikametini etkiyecek kadar önem ve değer taşıyan olaylar ve dönüm noktaları vardır.
Bu olaylar, gerçek mana ve muhtevası zamanında kavranamamış mücadele örnekleri olmakla birlikte, çağımızın ruhunu yüreklendiren niteliklere de sahiptir.
Aynı
Bu gece gece Mübarek Berat Kandili’ni idrak edeceğiz. Rahmeti gazabını geçen Yüce Rabbimizin hayır ve bereketinin, af ve mağfiretinin yağmur gibi üzerimize yağdığı mübarek gecelerden biri de berat gecesidir. Berat; suçtan, cezadan, hastalıktan kurtulmak, affedilmek manalarına gelir. Berat gecesi, Şa
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hilmi ŞANLI
Direncin ve dirilişin zirvesi Çanakkale
Bundan 108 yıl önce Çanakkale’de, eşi benzeri görülmemiş bir mücadele ruhu, tarihe mühür vurmuş bir müdafaa azmi tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşmiştir.
Türk milleti Çanakkale’ye adeta etten duvar örmüş, mütecaviz emel, hedef ve saldırıları can pahasına püskürtmüş, böylelikle tarihin akışını değiştirmiştir.
Kınalı kuzular kanlarıyla destan yazmışlar, vatan, bayrak ve milli namusu lekeletmemişlerdir.
Çanakkale’de iman gücü, var olma sevdası, istiklal aşkı, kardeşlik hissiyatı; batılın elçilerini, küfrün hesap ve heveslerini silindir gibi ezip geçmiştir.
Vatan savunması için bedenlerini siper eden asil millet evlatları birlik, beraberlik ve dayanışma şuuruyla Çanakkale’yi geçilmez yapmışlardır.
Yüce dinimiz İslam din, vatan ve mukaddesat uğrunda can vermeyi şehadet müjdesi içinde değerlendirmiş ve büyük bir şeref kabul etmiştir. Çünkü şehit, Allah rızası için canından geçmiş ve en yüksek mertebeye ulaşmayı arzu etmiştir. Şehitlik mertebesi, cennet ehlinin dahî gıpta ile karşılayacağı ne yüce bir mevkidir. Rabbimiz, şehitlerin ulaşacağı bu mevkii ayet-i kerimede şöyle haber vermektedir: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler. Rableri katında Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar.” (Âl-i İmrân, 3/169-170)
Peygamberimiz, sahabe-i güzin efendilerimiz ve onları örnek alan kahraman ecdadımız hep bu ulvî dereceye ulaşabilmenin arzusu ve gayreti içinde olmuşlardır. Şanlı ordularımızı cepheden cepheye koşturan; nice toprakları bize vatan yapan, tarih kapatıp tarih açtıran işte bu inançtır, bu inancın verdiği ruhtur.
Uğrunda can verilecek değerleri olan milletler, bağımsızlıklarından ödün vermezler. Can ve vatan özgür, namus güvende olduğu; ezan gök kubbede yankılandığı müddetçe bir anlam ifade eder. Bu değerler, tehlike ve tehdit altında ise canın, alınan nefesin, çarpan kalbin ne kıymeti olabilir? İşte bundan dolayıdır ki din, vatan, namus, bağımsızlık söz konusu olduğunda biz bunları canımızla tartarız. Malazgirt’te, Çanakkale’de, Sakarya’da durum hep böyle olmuştur. Buralarda terazinin bir kefesinde ecdadımızın canı, diğer kefesinde ise vatan toprağı vardı.
Sahip oldukları maddi güce, gelişmiş silahlara güvenerek Çanakkale Boğazı’na dayanan düşman birlikleri iman dolu göğüsler tarafından hezimete uğratıldı. Şüphesiz bu başarının en önemli sırlarından biri şehadet arzusuydu. Şehadet arzusu Çanakkale’de zafer, Akif’in dilinde destan, Seyit Onbaşı’da muazzam bir güç oldu. Şehadet arzusu renk, ırk, dil farkını yok edip ülkenin dört bir yanından gelen yiğitleri bir mevzide buluşturdu. Ve nihayet şehadet arzusu şu veciz dizelere ilhâm kaynağı oldu: Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi, Beder’in Arslanları ancak bu kadar şanlı idi, Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni Tarih’e desem, sığmazsın. Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, Sana aguşunu açmış duruyor peygamber.
Aziz ecdadımızın kanlarıyla sulanmış cennet vatanımızın her karış toprağı nice kahramanlık destanlarını haykırmaktadır. Tarihimizin her bir sayfası, onların şan ve şerefini anlatmaktadır. Böyle bir ecdadın varisleri olmanın haklı gururuyla başımız dik, alnımız açık bir şekilde onları her an hayırla ve minnetle yâd etmekteyiz. Ve bilmekteyiz ki, geçmişten ibret alarak Çanakkale ruhunu canlı tuttuğumuz müddetçe ulaşamayacağımız hedef, başaramayacağımız iş, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir problem olmayacaktır.
Bu düşüncelerle Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıldönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; milli ve manevi değerleri uğruna hayatlarından olmuş bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle, hürmetle yâd ediyorum.
Çanakkale’yi düşmana dar eden kahraman nesilden Cenab-ı Allah sonsuz kere razı olsun, yattığı yerleri nurla doldursun.
Rahmet dalgalarının yayıldığı aylara girdik!
03.02.2022 13:00Bizleri yoktan var eden Yüce Rabbimizin sonsuz rahmet ve mağfiretinin doruğa ulaştığı, yapılan yalvarış ve yakarışların geri çevrilmediği, tövbelerin ve pişmanlıkların en güzel şekilde kabul edildiği özel zaman dilimlerinden olan mübarek üç aylara kavuşturan Allah’ımıza hamdolsun. Halk arasında “üç
Sen af yolunu tut!
10.02.2022 12:33Affetmek, kini, intikamı ve nefreti silmektir. Affetmek, düşmanlık ve intikamdan vazgeçmektir. Affetmek, kalbimizi öfke ve husumetten temizlemektir. Affetmek, yüreğimizi kaplayan ve kuşatan ağır yükleri hafifletmektir. Suç ve hataları bağışlamak belki onları ortadan kaldırmaz; ancak öfke ve husum
Miraç Kandili
24.02.2022 16:35İslâm âlemi olarak 27 Şubat 2022 Pazar gününü, Pazartesi’ye bağlayan gece mübarek Miraç Kandil’ini idrak edeceğiz. İsrâ ve Miraç, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya, oradan da Yüce Mevla’nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya yaptığı, için
Hayatın kahramanı: Kadın
07.03.2022 10:59Sadece dönemlerini değil, sonraki yılların gelişme ve istikametini etkiyecek kadar önem ve değer taşıyan olaylar ve dönüm noktaları vardır. Bu olaylar, gerçek mana ve muhtevası zamanında kavranamamış mücadele örnekleri olmakla birlikte, çağımızın ruhunu yüreklendiren niteliklere de sahiptir. Aynı
Berat Kandili
16.03.2022 18:20Bu gece gece Mübarek Berat Kandili’ni idrak edeceğiz. Rahmeti gazabını geçen Yüce Rabbimizin hayır ve bereketinin, af ve mağfiretinin yağmur gibi üzerimize yağdığı mübarek gecelerden biri de berat gecesidir. Berat; suçtan, cezadan, hastalıktan kurtulmak, affedilmek manalarına gelir. Berat gecesi, Şa