Bir önceki yazımda Bulgaristan’a dair gezi notlarımı paylaşmıştım.
Şimdi sıra Yunanistan’a geldi…
Gezi arkadaşım eşimle birlikte, Bulgaristan’daki son durağımız Mestanlı’dan ülkeyi Yunanistan'a bağlayan Makaza Sınır Kapısı’na geçtik. Makaza, önemli bir ticaret yolu üzerinde olmasına rağmen kamyon trafiğine kapatılmıştı. Dolayısıyla otomobille hiç sıra beklemeden Yunanistan’a geçmek kolaydı.
Yunanistan'daki ilk durak Gümülcine oldu.
Daha sonra İskeçe ve Kavala.
Her üç şehir de Türk nüfusunun yoğun olduğu coğrafya. Kavala şehri, sanki Fethiye veya Marmaris gibi bir turizm merkezi…
Kavalalı Mehmet Paşa buradan çıkmış.
Selanik’i anlatmadan önce bir soru yöneltmek istiyorum:
Ata’mızın doğduğu ev Selanik’te olmasaydı, bu şehri gezmeye gelir miydiniz ya da bizler Yunanistan'a hangi maksatlarla giderdik?
Muhtemelen bu soruya çoğunlukla şu cevaplar verilecektir:
Deniz için, ucuz tatil için, eğlenmek için….
Peki kaçımız Selanik ve bir bütün olarak Batı Trakya’yı kadim toprağımız diye ziyaret ederdi?
Atatürk'ün doğduğu o pembe boyalı ev Selanik’te olduğu için benim gibi yüzbinler, hatta milyonlarca Türk burayı ziyaret ediyor.
“Atatürk bu evin bahçesinde oynamış, bu sokaklarda dolaşmış, acaba denize kadar gidiyor muydu, komşuları, arkadaşları neredeydi?”
Zihniniz bu sorularla meşgul olurken, birden üzerinde gezindiğiniz coğrafyanın yüzyıllarca Türk toprağı olduğunun farkına varıyorsunuz.
“Bir parçam burada” diyorsunuz. Bu bölgeleri unutmuyor, kenara atamıyoruz.
Tüm bunların ışığında Atatürk'ün Selanik’te olması bence bir nimet, hatta bir keramet. Yoksa biz oraları da unutur giderdik!
Açıkçası Selanik’te kalmak, bayram namazını bu kadim Türk şehrinde kılmak istedim. İnternetten camilere baktım. Evet en az 3 camii görünüyor fakat hiç birisi ibadete açık değildi.
Çok ama çok üzüldüm…
Devletimiz, mutlaka ama mutlaka diplomatik yollardan Atina'daki camiden ziyade, Selanik’teki camilerin ibadete açılmasını sağlamalı…
Kaldı ki;
İstanbul’daki Fener Rum Patriği’nin “ekümenik statü” kazanmak uğruna verdiği illegal mücadeleyi ve kat ettiği yolu, hatta Ukrayna’da hem de bizim Dışişleri Bakanı’nın da hazır bulunduğu toplantıda yaşanan temsil rezaleti karşısında, Selanik’teki camilerin ibadete açılmasını istemek yadırganacak bir durum olmamalı.
Hazır yeri gelmişken söyleyeyim:
Amiri Fatih Kaymakamı olan Fener Rum Patriği’ne tez zamanda haddini bildirmek gerekiyor. Görev tanımı Türkiye’deki Ortodoks azınlığa hizmet olan patriğin, ekümenik statü kazanmak uğruna yürüttüğü gizli veya açık tüm faaliyetler derhal durdurulmalı…
***
Gezi notlarını aktarmaya devam edecek olursam;
Yunanca kelimelerin Türkçe ile benzerliği de dikkatlerden kaçmıyor. Girdiğimiz restoranda balık siparişi vermek için Yunanca mönüyü incelerken, levreğin “levreki”, çupranın “tşupura” şeklinde geçtiğini görünce gülmemek için kendimi zor tuttum.
Türk-Yunan düşmanlığı mı yoksa dostluğu mu?
Yunan sınırına yaklaşırken eşime “Yunanlılar Türkleri sever” dediğimde oldukça şaşkın bir ifade ile suratıma bakmıştı.
Ne demek istediğimi sonra kendisi de bizzat şahit oldu. Çünkü nerede olursa olsun bir Türk ile bir Yunanlı bir araya gelse, bilinen düşmanlık algısının aksine gayet sıcak diyaloglar gelişir. Bunu daha önce gittiğim kurslarda ve görevlerde de yaşadım.
Kaldı ki iki ülke halkı arasında Azerbaycan-Ermenistan örneğinde olduğu gibi bir nefret veya düşmanlık yok. O yüzde Türk ve Yunan halkları arasındaki ilişki, iki devletin yürüttüğü politika gibi değil.
Özellikle Yunan devlet yöneticilerinin tarihten hiç ders çıkaramadıklarını düşünüyorum.
Dün İngilizlerin kandırıp, Anadolu’yu işgale gönderdikleri Yunan devlet yöneticilerini, bugün de başta ABD olmak üzere çeşitli ülkeler kandırmaya devam ediyor.
Umarım Dedeağaç’taki yığınaklanmayı, adalardaki silahlanmayı “Megali İdea” aşkıyla gaza gelip Türkiye'ye yönelik kullanmazlar.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Cumhuriyet’in 100. yılında Türk Hukuk Devrimi
26.10.2023 15:48
Cumhuriyet’imizin 100. yılını kutladığımız bugünlerde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinin kurucu bölümünü oluşturan ve adeta Cumhuriyet’in sigortası olan Türk Hukuk devriminden bahsetmek gerekiyor…
Büyük Önder, Cumhuriyet’in kuruluş aşamasında hukuku ulusun vicdanı ve iradesine başarılı bi
Yüzlerce hatta binlerce yıldır insanlığın acı gerçeklerinden biri savaş…
Yapılan bir araştırmaya göre, 5 bin 560 yıllık insanlık tarihi boyunca 14 bin 531 savaş meydana gelmiş.
Bunun anlamı;
Söz konusu tarih diliminde yaşamış olan 175 kuşak, savaşla tanışmış ve her yıl ortalama 2 savaş gerçekleşm
Kulağa bilim kurgu filmi gibi geliyor değil mi? Asla olmaz demeyin, gelin bu efsanenin gerçek olma ihtimalini biraz tartışalım…
İnsanlar ile robotların savaşı yıllarca filmlere konu oldu. Yapay zekâ insanları ele geçirecek güce henüz(!) sahip olmasa dahi, hayatımızın her noktasına sirayet etmiş dur
Tenceresinin dibi kara olan, paranın kara kaşına kara gözüne kanan insanların tercihi,
Karanlık işler sonrası kara haber tez duyulunca; kara kara düşünüp, hayatlarını karartmalarının sebebi…
Ülke gündemine tekrar kara kedi gibi giren o tabir:
Kara Para
Peki nedir bu kara para ve bu kara para akl
Tarih yine 10 Kasım…
Boğazımızda düğüm düğüm hasret.
Arıyoruz, anıyoruz aynı zamanda anlıyoruz…
Çünkü Atatürk’ü anmak için önce onu anlamak gerekir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak ve Gazi’yi ona layık olarak anmak için size bizzat Atatürk’ün aziz şehitlerimizi nasıl hatırladığını bizlere g
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orkun ÖZELLER
Bir asker gözüyle Yunanistan!
Bir önceki yazımda Bulgaristan’a dair gezi notlarımı paylaşmıştım.
Şimdi sıra Yunanistan’a geldi…
Gezi arkadaşım eşimle birlikte, Bulgaristan’daki son durağımız Mestanlı’dan ülkeyi Yunanistan'a bağlayan Makaza Sınır Kapısı’na geçtik. Makaza, önemli bir ticaret yolu üzerinde olmasına rağmen kamyon trafiğine kapatılmıştı. Dolayısıyla otomobille hiç sıra beklemeden Yunanistan’a geçmek kolaydı.
Yunanistan'daki ilk durak Gümülcine oldu.
Daha sonra İskeçe ve Kavala.
Her üç şehir de Türk nüfusunun yoğun olduğu coğrafya. Kavala şehri, sanki Fethiye veya Marmaris gibi bir turizm merkezi…
Kavalalı Mehmet Paşa buradan çıkmış.
Selanik’i anlatmadan önce bir soru yöneltmek istiyorum:
Ata’mızın doğduğu ev Selanik’te olmasaydı, bu şehri gezmeye gelir miydiniz ya da bizler Yunanistan'a hangi maksatlarla giderdik?
Muhtemelen bu soruya çoğunlukla şu cevaplar verilecektir:
Deniz için, ucuz tatil için, eğlenmek için….
Peki kaçımız Selanik ve bir bütün olarak Batı Trakya’yı kadim toprağımız diye ziyaret ederdi?
“Atatürk bu evin bahçesinde oynamış, bu sokaklarda dolaşmış, acaba denize kadar gidiyor muydu, komşuları, arkadaşları neredeydi?”
Zihniniz bu sorularla meşgul olurken, birden üzerinde gezindiğiniz coğrafyanın yüzyıllarca Türk toprağı olduğunun farkına varıyorsunuz.
“Bir parçam burada” diyorsunuz. Bu bölgeleri unutmuyor, kenara atamıyoruz.
Tüm bunların ışığında Atatürk'ün Selanik’te olması bence bir nimet, hatta bir keramet. Yoksa biz oraları da unutur giderdik!
Açıkçası Selanik’te kalmak, bayram namazını bu kadim Türk şehrinde kılmak istedim. İnternetten camilere baktım. Evet en az 3 camii görünüyor fakat hiç birisi ibadete açık değildi.
Çok ama çok üzüldüm…
Devletimiz, mutlaka ama mutlaka diplomatik yollardan Atina'daki camiden ziyade, Selanik’teki camilerin ibadete açılmasını sağlamalı…
Kaldı ki;
İstanbul’daki Fener Rum Patriği’nin “ekümenik statü” kazanmak uğruna verdiği illegal mücadeleyi ve kat ettiği yolu, hatta Ukrayna’da hem de bizim Dışişleri Bakanı’nın da hazır bulunduğu toplantıda yaşanan temsil rezaleti karşısında, Selanik’teki camilerin ibadete açılmasını istemek yadırganacak bir durum olmamalı.
Hazır yeri gelmişken söyleyeyim:
Amiri Fatih Kaymakamı olan Fener Rum Patriği’ne tez zamanda haddini bildirmek gerekiyor. Görev tanımı Türkiye’deki Ortodoks azınlığa hizmet olan patriğin, ekümenik statü kazanmak uğruna yürüttüğü gizli veya açık tüm faaliyetler derhal durdurulmalı…
***
Gezi notlarını aktarmaya devam edecek olursam;
Yunanca kelimelerin Türkçe ile benzerliği de dikkatlerden kaçmıyor. Girdiğimiz restoranda balık siparişi vermek için Yunanca mönüyü incelerken, levreğin “levreki”, çupranın “tşupura” şeklinde geçtiğini görünce gülmemek için kendimi zor tuttum.
Türk-Yunan düşmanlığı mı yoksa dostluğu mu?
Yunan sınırına yaklaşırken eşime “Yunanlılar Türkleri sever” dediğimde oldukça şaşkın bir ifade ile suratıma bakmıştı.
Ne demek istediğimi sonra kendisi de bizzat şahit oldu. Çünkü nerede olursa olsun bir Türk ile bir Yunanlı bir araya gelse, bilinen düşmanlık algısının aksine gayet sıcak diyaloglar gelişir. Bunu daha önce gittiğim kurslarda ve görevlerde de yaşadım.
Kaldı ki iki ülke halkı arasında Azerbaycan-Ermenistan örneğinde olduğu gibi bir nefret veya düşmanlık yok. O yüzde Türk ve Yunan halkları arasındaki ilişki, iki devletin yürüttüğü politika gibi değil.
Özellikle Yunan devlet yöneticilerinin tarihten hiç ders çıkaramadıklarını düşünüyorum.
Dün İngilizlerin kandırıp, Anadolu’yu işgale gönderdikleri Yunan devlet yöneticilerini, bugün de başta ABD olmak üzere çeşitli ülkeler kandırmaya devam ediyor.
Umarım Dedeağaç’taki yığınaklanmayı, adalardaki silahlanmayı “Megali İdea” aşkıyla gaza gelip Türkiye'ye yönelik kullanmazlar.
Cumhuriyet’in 100. yılında Türk Hukuk Devrimi
26.10.2023 15:48Cumhuriyet’imizin 100. yılını kutladığımız bugünlerde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinin kurucu bölümünü oluşturan ve adeta Cumhuriyet’in sigortası olan Türk Hukuk devriminden bahsetmek gerekiyor… Büyük Önder, Cumhuriyet’in kuruluş aşamasında hukuku ulusun vicdanı ve iradesine başarılı bi
Uluslararası Hukuka Göre Savaş Suçları
30.10.2023 11:48Yüzlerce hatta binlerce yıldır insanlığın acı gerçeklerinden biri savaş… Yapılan bir araştırmaya göre, 5 bin 560 yıllık insanlık tarihi boyunca 14 bin 531 savaş meydana gelmiş. Bunun anlamı; Söz konusu tarih diliminde yaşamış olan 175 kuşak, savaşla tanışmış ve her yıl ortalama 2 savaş gerçekleşm
Yapay Zekâ, avukatların yerini alabilir mi?
02.11.2023 12:01Kulağa bilim kurgu filmi gibi geliyor değil mi? Asla olmaz demeyin, gelin bu efsanenin gerçek olma ihtimalini biraz tartışalım… İnsanlar ile robotların savaşı yıllarca filmlere konu oldu. Yapay zekâ insanları ele geçirecek güce henüz(!) sahip olmasa dahi, hayatımızın her noktasına sirayet etmiş dur
Kara Para Nedir?
06.11.2023 18:33Tenceresinin dibi kara olan, paranın kara kaşına kara gözüne kanan insanların tercihi, Karanlık işler sonrası kara haber tez duyulunca; kara kara düşünüp, hayatlarını karartmalarının sebebi… Ülke gündemine tekrar kara kedi gibi giren o tabir: Kara Para Peki nedir bu kara para ve bu kara para akl
Atatürk’ü Atatürk Gibi Anmak
10.11.2023 18:09Tarih yine 10 Kasım… Boğazımızda düğüm düğüm hasret. Arıyoruz, anıyoruz aynı zamanda anlıyoruz… Çünkü Atatürk’ü anmak için önce onu anlamak gerekir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak ve Gazi’yi ona layık olarak anmak için size bizzat Atatürk’ün aziz şehitlerimizi nasıl hatırladığını bizlere g