Türkiye’nin farklı şehirlerinde yerel üreticiler ve sektör temsilcilerinin biraraya geldiği “Lenzing Buluşmaları 2024”ün ilk toplantısı Bursa’da gerçekleştirildi.
Tekstil sektörünün kalbinin attığı Bursa’da yerli tekstil üreticileriyle yapılan buluşmalarda sektörün günümüzdeki durumu hakkında fikir alışverişinde bulunulurken Lenzing’in ürettiği selülozik elyaflar ile markanın küresel çaptaki inovasyonlarından bahsedildi.
Sektörde çevreye duyarlı üretim süreçleri konusunda farkındalığı artırmayı hedefleyen Lenzing, toplantılarda fark yaratan inovasyonlarını sektör temsilcileriyle paylaştı. Üreticiler ve tedarikçiler, buluşmalar sayesinde Lenzing’in elyafları ile üretilen ürünlerini yakından deneyimleme fırsatı da buldu.
KATILIMCILAR PREMİÈRE VİSİON SUNUMUYLA GELECEK TRENDLERİ DİNLEDİ
Yılda 11 kez düzenlenen uluslararası fuarlarda dünyanın önde gelen tekstil ve hammadde üreticilerini küresel çapta tanınan moda markalarıyla bir araya getiren, müşteri ve partnerlerle buluşma fırsatlarından bir diğeri olan Première Vision, trend sunumuyla yer aldı. Katılımcılar, küresel moda endüstrisi için yaratıcılık, gelecek trendleri gibi konularda ilham veren platformun, Première Vision S.A. Türkiye Temsilcisi Nihal Kaya tarafından yapılan SS25 sunumunu büyük bir ilgiyle takip etti.
Buluşmada Lenzing’in pazarlama ve e-branding hizmetleri de yerel üreticilerle paylaşıldı. Lenzing, e-branding hizmetiyle sektörde değer zinciri yönetiminin dijitalleşmesine öncülük ediyor. Bunun yanı sıra İstanbul’da bulunan Lenzing’in Satış ve Pazarlama Ofisi aracılığıyla ‘müşteriye yakınlık’ prensibiyle hem Türkiye hem de çevre ülkelerdeki çevreye duyarlı tekstil taleplerini karşılamak için çalışıyor.
Kaynak: İGF Haber
Son zamanlarda okuduğum en çarpıcı kitaplardan biri oldu: “Bozkürt” . Türkiye’nin zorlu yıllarını yaşayan ama hiç konuşulmayan bir kesim olan Ülkücü Kürtlerin (Bozkürtler) hikâyesi, sayfa sayfa gün yüzüne çıkarılıyor. Hem kişisel hayatlar hem siyasi mücadele, aynı anda çok yönlü anlatılıyor. Kitabın en güçlü yanı, sadece olayları aktarmakla kalmayıp, günümüz siyasetiyle bağlantı kurması.
İşte altını çizdiğim bazı sorular ve başlıklar: • Bazı Kürtler ve Zazalar neden Ülkücü Hareket'e katıldı? Niçin Türkeş'in en sadık askerleri oldular? • Abdülhamid'in Hatıraları adlı kitabı, gerçekte Süleyman Nazif mi yazdı? • Mesut Barzani'nin amcası Şeyh Abdüsselam'ı hangi Bozkürt niçin astırdı? • Türkeş, 1975'te Diyarbakır mitinginde neden bir tankın üzerine çıkarak konuştu?
'Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye' adlı kitabın tam da 'Terörsüz Türkiye' sürecinin konuşulduğu bir dönemde yayımlanması oldukça manidar. Ülkücü Hareket içinde yer almış Kürt ve Zaza kökenli bireylerin hikayelerini gün yüzüne çıkarması, toplumumuzdaki yaygın kalıpları ve önyargıları kırma potansiyeli taşıyor. Eserin 50'nin üzerinde ülkücüyle yapılan birebir görüşmelere ve titiz arşiv çalışmalarına dayanması, anlatılanların ciddiyetini ve derinliğini artırıyor.
Bazı kitaplar sadece bilgi vermez; sizi sarsar, düşündürür ve suskun kalmış hayatları duyurur. Bozkürt tam olarak böyle bir kitap. Kürt ve ülkücü kimliklerin nasıl bir arada var olabildiğini anlatan bu eseri okurken birçok kez durup düşündüm. Çünkü yıllardır birbirine zıt olarak sunulan bu iki kimliğin aslında nasıl iç içe geçebildiğini görmek, şaşırtıcı olduğu kadar öğreticiydi. Ahmet Dinç nitelikli ve derinlikli bir çalışma ortaya koymuş.
Dizinine çok kısaca göz gezdirmek bile Bozkürt'ün derinlik-niteliğini ortaya koyuyor: 12 Eylül, 12 Mart, 27 Mayıs, Abbas Bozyel, Abdi İpekçi, Abdulhaluk Mehmet Çay, Abdullah Alay, Abdullah Azrakçı, Abdullah Cevdet, Abdullah Köse, Abdullah Öcalan, Abdurrahman Öncel, Abdülbari Akdoğan, Abdülhak Hamit, Abdülhaluk Aksu, Abdülhamit Kılıç, Abdülhamit Tan, Abdüsselam Aşan.