Sancak’ın bir bölge adı olduğunu ilk kez 1992 yılında duydum.
Balkan göçmeni olmadığım için de anadan doğma değil sonradan olma Balkanlı olarak biraz okudum. Hayat da beni Sancakla bir araya getirdi. 1995 yılında kurulan Refah-Yol Hükümetine kadar Balkanlı öğrencilerden sorumlu devletin memuru olunca diğer Balkanların tamamından fazla Sancaklı öğrenci olduğunu gördüm.
O yıllarda Sancaklı öğrencilerin otobüslerle Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önüne getiren onların “Bosna Hersek’e saldırılarda asker olarak kullanılmaların önüne geçen” Süleyman Demirel’in müşaviri Mustafa Kahramanyol’dur. Kendisini saygıyla anıyorum.
Bir başka kahraman Ankara Üniversitesi TÖMER Başkanı Mehmet Hengirmen’dir. Boş yurtların bulunduğu Kırşehir ve Akhisar’a kısa sürede TÖMER açmıştır. Yükseliş Koleji önünde bekleyişten sonra bu şehirlere gönderilen, kardeşlerine karşı Bosna Hersek’e gönderilecek olan bu savaş kaçkınlarının ablası ise Doç. Dr. Huriye Çançar Curceviç’tir.
***
Sancak’ın iç siyasetinde dün ve bugün aktif olan insanlarla temasımız da böyle başladı. Türkiye’deki Sancaklılarla da tanıştık. O zaman öğrencilerin ülkelerine tatile gidişlerinde otobüslerde ellerindeki Sancak ve Bosna ile ilgili isim listelerini tanıyıp tanımadıklarını soran o günkü baskıcı rejimin hedefinin yıllar öncesi Sırp Kilisesi tarafından 1800’lü yıllarda verilen “Türkleri göç ettireceksin, gitmeyeni asimile edeceksin, asimile olmayanı öldüreceksin” talimatıdır.
Önce Kosova ve Bosna Hersek’e bir kısım şehirlerini kaybeden Sancak (Osmanlı Devleti’nde son kaybedilen Sancak: Yeni Pazar Sancağı) 2006’da da “Tek Sancak” savunucusu olarak tek başına kaldığım referandumda Sancaklıların oyları ile altı kasabası Sırbistan’da beş kasabası Karadağ’da kalmak üzere tekrar bölündü.
Bosna Hersek bağımsız oldu. Kosova bağımsız oldu. Karadağ bağımsız oldu. Sırbistan bağımsız oldu. Ama Sancak parçalandı.
***
Beni son zamanlarda en çok üzen ise Sancak’taki bütün Boşnak siyasi partilerinin temsil edildiği Sancak Boşnak Milli Meclisi’ni bilmeyenlerin, onun ilan ettiği memorandum ve sonra kabul edilen sosyal haklar, bayrak gibi değerler dışında semboller üretmeye kalkılması bunu da saf Anadolu insanı ile paylaşmasıdır.
Sancak’ın bayrağı Avrupa kalkanı üzerine geleceğe atılan iki okun solunu Boşnak olduğunu ifade eden üç zambak ile sağına tarihi köklerini ifade eden (yukarıdaki) yeşil zemin üzerine beyaz üç hilaldir. Reddi miras bizi değersiz değerleri kabule götürmesin. Sancakla bağı olan ve hangi siyasi eğilimde olursa olsun bütün Sancaklılar bunu bilir. Karadağ Sancak’ı yoktur. Sırbistan Sancak’ı yoktur. Bu konuda ısrar edenlerin mutlaka farklı bir hedefi olsa gerekir.
***
Osmanlı Devleti’nin bayrağına bir “Haç” koyarak Batılıları mutlu etmek isteyenlerle, Karadağ ya da Sırbistan Bayrağından bir Haç çıkartarak Sancaklıları mutlu edeceklerini düşünenler “aynı gaflet, dalalet ve hıyanet” içerisinde olanlardır.
Sancak şehirlerinin merkezi olan Yeni Pazar başta olmak üzere birçoğu Fatih Sultan Mehmet döneminde kuruldu. Saray Bosna’da öyle. Yoksa Bosna’nın Sarayı olur muydu? Bu ağzınızı yüzünü eğerek içinde yaşadığınız toplumla aranıza “ben farklıyım” iması veren karşınızdakinin sizi kendinden kabul etmemesine neden olan gayret niye.
“Adın ne canım … Akova. Nerelisin… Biyelo Polye”.
Sevsinler seni deden kendini unutma diye Akova demiş. Unutma isimler hafıza, mekânlar hatıradır.
***
Farklı dil ve lehçelerde yayınlarla ilgili sevgili ağabeyim Bosna Hersek Dostları Vakfı Başkanı Saffet ERDEM’in “biz Türk’üz, evimizde Boşnakça öğreniriz. Konuşuruz. Bizim böyle bir talebimiz yoktur” mesajı önemlidir.
Bugünkü Sırbistan, Bosna Hersek, Karadağ fatihlerine en azından Sancak’ın son ikiyüz yılını bilin derim.
Sancak tiyatrosunu, Sancak Bayrağını, Sancak oyunlarını bilin. Dağa taşa değil insana yatırımı bilin derim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdullah ULUYURT
Cahilliğime verin: Sancak Günü
Sancak’ın bir bölge adı olduğunu ilk kez 1992 yılında duydum.
Balkan göçmeni olmadığım için de anadan doğma değil sonradan olma Balkanlı olarak biraz okudum. Hayat da beni Sancakla bir araya getirdi. 1995 yılında kurulan Refah-Yol Hükümetine kadar Balkanlı öğrencilerden sorumlu devletin memuru olunca diğer Balkanların tamamından fazla Sancaklı öğrenci olduğunu gördüm.
O yıllarda Sancaklı öğrencilerin otobüslerle Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önüne getiren onların “Bosna Hersek’e saldırılarda asker olarak kullanılmaların önüne geçen” Süleyman Demirel’in müşaviri Mustafa Kahramanyol’dur. Kendisini saygıyla anıyorum.
Bir başka kahraman Ankara Üniversitesi TÖMER Başkanı Mehmet Hengirmen’dir. Boş yurtların bulunduğu Kırşehir ve Akhisar’a kısa sürede TÖMER açmıştır. Yükseliş Koleji önünde bekleyişten sonra bu şehirlere gönderilen, kardeşlerine karşı Bosna Hersek’e gönderilecek olan bu savaş kaçkınlarının ablası ise Doç. Dr. Huriye Çançar Curceviç’tir.
***
Sancak’ın iç siyasetinde dün ve bugün aktif olan insanlarla temasımız da böyle başladı. Türkiye’deki Sancaklılarla da tanıştık. O zaman öğrencilerin ülkelerine tatile gidişlerinde otobüslerde ellerindeki Sancak ve Bosna ile ilgili isim listelerini tanıyıp tanımadıklarını soran o günkü baskıcı rejimin hedefinin yıllar öncesi Sırp Kilisesi tarafından 1800’lü yıllarda verilen “Türkleri göç ettireceksin, gitmeyeni asimile edeceksin, asimile olmayanı öldüreceksin” talimatıdır.
Önce Kosova ve Bosna Hersek’e bir kısım şehirlerini kaybeden Sancak (Osmanlı Devleti’nde son kaybedilen Sancak: Yeni Pazar Sancağı) 2006’da da “Tek Sancak” savunucusu olarak tek başına kaldığım referandumda Sancaklıların oyları ile altı kasabası Sırbistan’da beş kasabası Karadağ’da kalmak üzere tekrar bölündü.
Bosna Hersek bağımsız oldu. Kosova bağımsız oldu. Karadağ bağımsız oldu. Sırbistan bağımsız oldu. Ama Sancak parçalandı.
***
Beni son zamanlarda en çok üzen ise Sancak’taki bütün Boşnak siyasi partilerinin temsil edildiği Sancak Boşnak Milli Meclisi’ni bilmeyenlerin, onun ilan ettiği memorandum ve sonra kabul edilen sosyal haklar, bayrak gibi değerler dışında semboller üretmeye kalkılması bunu da saf Anadolu insanı ile paylaşmasıdır.
Sancak’ın bayrağı Avrupa kalkanı üzerine geleceğe atılan iki okun solunu Boşnak olduğunu ifade eden üç zambak ile sağına tarihi köklerini ifade eden (yukarıdaki) yeşil zemin üzerine beyaz üç hilaldir. Reddi miras bizi değersiz değerleri kabule götürmesin. Sancakla bağı olan ve hangi siyasi eğilimde olursa olsun bütün Sancaklılar bunu bilir. Karadağ Sancak’ı yoktur. Sırbistan Sancak’ı yoktur. Bu konuda ısrar edenlerin mutlaka farklı bir hedefi olsa gerekir.
***
Osmanlı Devleti’nin bayrağına bir “Haç” koyarak Batılıları mutlu etmek isteyenlerle, Karadağ ya da Sırbistan Bayrağından bir Haç çıkartarak Sancaklıları mutlu edeceklerini düşünenler “aynı gaflet, dalalet ve hıyanet” içerisinde olanlardır.
Sancak şehirlerinin merkezi olan Yeni Pazar başta olmak üzere birçoğu Fatih Sultan Mehmet döneminde kuruldu. Saray Bosna’da öyle. Yoksa Bosna’nın Sarayı olur muydu? Bu ağzınızı yüzünü eğerek içinde yaşadığınız toplumla aranıza “ben farklıyım” iması veren karşınızdakinin sizi kendinden kabul etmemesine neden olan gayret niye.
“Adın ne canım … Akova. Nerelisin… Biyelo Polye”.
Sevsinler seni deden kendini unutma diye Akova demiş. Unutma isimler hafıza, mekânlar hatıradır.
***
Farklı dil ve lehçelerde yayınlarla ilgili sevgili ağabeyim Bosna Hersek Dostları Vakfı Başkanı Saffet ERDEM’in “biz Türk’üz, evimizde Boşnakça öğreniriz. Konuşuruz. Bizim böyle bir talebimiz yoktur” mesajı önemlidir.
Bugünkü Sırbistan, Bosna Hersek, Karadağ fatihlerine en azından Sancak’ın son ikiyüz yılını bilin derim.
Sancak tiyatrosunu, Sancak Bayrağını, Sancak oyunlarını bilin. Dağa taşa değil insana yatırımı bilin derim.