SON DAKİKA
Hava Durumu

Sekelistan Seyahat Notları

Yazının Giriş Tarihi: 26.06.2024 19:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.06.2024 19:11

Levente Gergelyfi BORBELY’den önce özür dilerim sonra teşekkürlerimi sunarım.”

***

Sekelistan sözcüğünü 2002 ya da 2003 yılı olarak hatırlıyorum:

Gagauz yerinden Sergey Manastırlı’dan duydum.

“Abi seni Leventi isminde bir Sekel soruyor” diyordu.

Tandoğan Kültür Sokak’ta bulunan ve bütün Balkanlı gençlerin o yıllarda uğrak yeri olan Balkanevi’ne gelmişti. O yıllarda bir Tatar Türkü, bir Gagauz Türkü, bir Deliorman Türkü bir de Vardar Türkü kardeşimiz aynı mekânda kalıyordu.

İlk tepkim “Ne Türkü ne Türküüüü!” şeklinde oldu.

“Sekelmiş” ağabey diyordu.

Akşam 18:00 gelsin” dedim.

O da saat 18:00’e kadar salonda beklemiş!

Derneğe vardığım zaman bir sırt çantası, ayağında sünger terlik olan uzun boylu zayıf bir arkadaş bekliyordu.

Bir Ortodoks Gagauz Türkü olan Sergey’le samimiyeti bayağı geliştirmişler. Sergey bana Sekelistan’ı anlatmaya başladı.

Dinledim.

Sergey Levente’yi dinlemiş, anlamış şimdi de Sekelistan fahri konsolosu gibi bana anlatıyor. Sergey’e Levente’nin talebinin ne olduğunu sordum. Talebi “iki üç gün kalacak yer ve Sekelistan’ı anlatacağı muhatap birkaç görüşme” idi.

İlk gördüğümde pek inanıp güvenemedim!

Ama daha sonra can kulağı ile dinlediğim Levente’nin Sekelistan’ını haritadan buldum.

Romanya’nın ortasında “Erdel” bölgesinde bir yerdi.

Önemli bir turistik merkezi olan Braşov’un hemen kuzeyinden başlayan bir bölgeyi işaretliyordu. Kendileri Katolik’tiler. Macarcanın bir lehçesini konuşuyorlardı. Macaristan ile sınır bağı yoktu.

“Macaristan, Katolik olup Macarca konuştuğumuz için Macar olarak kabul ediyor. Romanya; Romanya’nın bir parçası olarak görmek istiyor. Oysa biz Hun Türküyüz. Karpat Dağlarına Attila’nın ölümünden sonra sığınan iki bin atlının torunlarıyız.”

Levente o kadar samimiydi ki uzun süre konuştuk.

Türk dünyası ile ilgilenen birkaç kurum ile görüştürdüm. Dernek binasında da sanırım üç beş gün konakladı.

2019 yılına kadar bir daha irtibat kuramadık. Ama Sekelistan hep aklımızın ucunda kaldı. 2019 Mayıs’ının sonunda Romanya’da yapacağım tatili de bahane ederek eşimle iki günlük “Sekelistan” programı yaptım.

Bunu 1-2 Haziran 2019 tarihlerine denk getirdim.

Bizimkisi biraz “tadımlık”tı. Tadı ağzımızda kaldı.

Kemal Karpat’ın neden Karpat soyadını aldığını Karpatların güzelliğini görünce anladım.

Sekellerin, Hun Türklerinden geldiklerini yerinde bir bakışta gördüm! Yine Sekellerin asaletini, temizliğini de.

Yıllar önce Dobruca’nın kime ait olduğunu tartışan Romanya Türkü ile Bulgaristan Türküne cevabı yine bir Romanya Türkü cevap olarak vermişti. Onu hatırladım.

“Bilmem biz yaşıyoruz, bizim atalarımızın mezarları var” diye.

Yıllar sonra Sekelistan’da mezarlıkta onu gördüm.

Yazı karakterlerini Orhun’dan almışlar.

Mezar taşlarında “Kam” geleneğinin izleri var.

Sekelistan;

“Romanya’nın mı yoksa Macaristan’ın mı?” bilmem ama biz yaşıyoruz, benim atalarımın mezar taşları var orada!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.