SON DAKİKA
Hava Durumu

Ziya Gökalp’in Anı Evi

Yazının Giriş Tarihi: 24.04.2024 12:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.04.2024 12:22

Nevruz çocuğu Ziya Gökalp 23 Mart 1876’da Diyarbakır’da doğdu. Hayatının önemli bir kısmını da Diyarbakır’da geçirdi. Kendisinin de bir vakit yaşadığı aile evi “Sur” içinde.

1924 yılında İstanbul’da vefat ettiğinde 48 yaşındaydı. O dönemin insanları, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Harbini yaşayan nesil olarak, dolu dolu ama çektikleri çile ile kısa ömür sürdüler.

Gökalp, şimdi II. Mahmut Türbesinde ebedi istirahatinde…

Türk Ocağı İstanbul Şubesi ve İstanbul’da olduğum zaman dostlarla buluştuğum Türkocağı dinlenme alanı da orada.

Atatürk, Ziya Gökalp için “fikirlerimin babası” der. Ziya Gökalp de Atatürk için “benim Türklerin kültür birliği konusundaki fikirlerimin hayata geçirilmesi Atatürk olmasaydı mümkün değildi” der.

Böyle bir bağ vardır.

***

Ziya Gökalp Çermikli’dir. Şifalı suları ile meşhur Çermik’e gitme fırsatı buldum. Ziya Gökalp’in adına bir cadde ismi var. Harita’dan Çermik’te ararsanız Gökalp “Market” var. Başka da iz yok. Silinmiş, sildirilmiş. Etnik kökeni ile ilgili herkes bir şey söylüyor. Ama O’nun doğduğu Çermik’in o günkü nüfus yapısına bakarsanız bugün çok az kalan Türkmenler ağırlıkta idi ve ailesi de kendilerinin Türk olduklarını söylüyorlar.

Çoğu kişinin gözünden kaçırılan Diyarbakır’ın eski bir başşehir olduğu, bunun da Artuklu ve Akkoyunlu başkenti olduğu gerçeğidir. Ziya Gökalp, Diyarbakır’da konuşulan Türkçe’nin kendine has Akkoyunlu ve Karakoyunlu lisanı olan Azerbaycan Oğuz lehçesi olduğunu ve Osmanlı’nın baskısı ile kabul edilen bir Türkçe olmadığını tespit etmiş. Ben de Diyarbakır’da bulunduğum sırada bunu fark ettim.

Yine bölgede Türklerin genellikle kabul ettiği Hanefi uygulamasının umumî Şafilerden daha fazla olduğunu gördüm.

Esasında kendilerine dayatmalara rağmen vatanımızın bu bölgesinde yaşayan insanımızı umumi Türk kültüründen koparma gayretlerini de gördüm.

Asıl olan; Diyarbakır ve çevresindeki ilçelerde hayat Türkçe devam ediyor. Nefes Türkçedir. Biraz tad olsun diye Kırmançu ve Zazaca da var.

Hayatın bir parçası. Ama hangi dili konuşursa konuşsun Ziya Gökalp’in hemşehrilerinden duyduğum söz amasız, fakatsız ve samimi “başım gözüm üstüne”.

***

Tekrar Ziya Gökalp’e dönmek istiyorum.

Ziya Gökalp’in Diyarbakır’da okullara ismi verilse de mahalle ismi, cadde ismi olsa da bir garip el O’nu silmek için gayret ediyor. Kendisi’nin de varisi olduğunu kabul ettiği Akkoyunlu’nun izlerini, aynı elin silmek gayretini hissedebiliyorum.

Ziya Gökalp’i öldüğü yerde veya salonlarda değil doğduğu yerde anmak gerekir. Doğduğu yerde anmak hayatta kalmaktır.

Bugün Kültür Bakanlığı tarafından Ziya Gökalp Anı Evi haline getirilse de O’nu orada bulmak çok zor. Yönlendirme levhaları hiç yok. Birkaç kez çevresinde halka sorduğumda “Anı Evini” gösteremediler.

Bunu Konya’da Sahip Ata Medresesini sorduğumda da yaşadım mühim değil. Görülebilir ve gösterilebilir hale getirilebilir.

Hadi kolaylık olsun ben bir yol tarifi yapayım:

Sur’a Urfa Kapıdan girin Melik Ahmet Caddesi üzerinde Saru Saltuk Türbesini geçin Akkoyunlu dönemi eseri Melik Ahmet Camisinden sonra yüz metre ileride Ziya Gökalp Sokağı soldadır. O sokağa girin ve yirmi metre ilerde Ziya Gökalp Anı Evi sağdadır.

Yönlendirme tabelalarına gerek var ama bize tarihten damıtılarak gelen mihenk taşları da yetiyor.

Hadi hoş geldiniz. Başım gözüm üstüne.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.