Sürdürülebilirlik, farkındalık ve cesaret!

Bursa, tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de değişimin ve dönüşümün merkezindeki bir şehir.

Sanayisi ve ekonomiye olan katkısı ile önemini hiçbir dönem kaybetmedi.

Peki, süreç içerisinde Bursa neye, nereye doğru evirildi?

Rantının yüksek olması kaynaklarının fütursuzca tüketilmesine sebep oldu.

Çok fazla göç aldı…

Teşbihte hata olmaz;

Halini anlamayan, kıymetini bilmeyen ellerde hor görüldü!

Çılgın bir hırsla tüketildi!

Bu şehri dünü ve bugünü ile bilenler; 50 yıl öncesindeki Bursa ile bugünün Bursa’sının karşılaştırmasını kolaylıkla yapabilir ve şehrin yeşilden griye doğru olan yolculuğunu gayet iyi gözlemler…

Haliyle, kentin her açıdan (ekonomik, sosyal ve çevresel) sürdürülebilirliğinin eş zamanlı devam ettirilmesi için bundan sonra yapılacaklar dikkat gerektiriyor.

Farkındalık zorunluluk oldu ve nihayet pek çok alanda ve mekânda sürdürülebilirliği konuşur olduk.

***

Geçtiğimiz günlerde Uludağ’da gerçekleştirilen 2. Uludağ Çevre Forumu’nda da ‘Sürdürülebilirlik’ konuşuldu.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ev sahipliğinde Bursa Business School’da gerçekleşen forum 2 gün sürdü.

BTSO’nun öncülüğünde, AB Uyum ve Yeşil Mutabakat Konseyi’nin vizyonuyla gerçekleştirilen forum, geleceğe dair kolektif bir niyet beyanıydı.

Bu yılki teması “Sürdürülebilir Gelecek İçin Kolektif Vizyon” olan forum, çevre politikalarının artık sadece kamu idaresinin değil, özel sektörün, akademinin ve yerel yönetimlerin ortak sorumluluğu haline geldiğini güçlü bir şekilde ortaya koydu.

Gerek iklim krizinin yarattığı baskılar gerekse AB Yeşil Mutabakatı gibi uluslararası yükümlülükler, iş dünyasını yeni bir paradigmaya zorluyor. Bu bağlamda, Bursa gibi üretim üslerinin dönüşüm iradesi kritik önem taşıyor.

Elbette bu noktada şu soruyu da dillendirmek gerekiyor:

Sürdürülebilir çevre adına bu kadar çok konuşulan, tartışılan meseleler sahada ne kadar karşılık buluyor?

Karbon ayak izini azaltmaktan döngüsel ekonomiye, geri dönüşümden enerji verimliliğine kadar neredeyse herkesin söyleyecek sözü var.

Ancak söylemlerin ötesine geçen, elle tutulur, ölçülebilir sonuçlar ve uygulamalar hâlâ sınırlı.

Özellikle üretim ve tüketim alışkanlıklarımızı dönüştürecek gerçek politikalar konusunda ciddi bir ivmeye ihtiyaç var.

Forum gibi etkinlikler bu farkındalığı artırıyor; ancak artık farkındalık kadar, uygulama cesareti de şart.

***

Forumun ilk günkü konuklarından biri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’du. Kurum’un forumdaki açıklamaları, Bursa’nın geleceği açısından dikkatle okunmalı.

Özellikle şehir içinde sıkışıp kalan sanayi alanlarının dönüştürülerek planlı üretim bölgelerine taşınacak olması, yalnızca fiziki bir değişim değil, aynı zamanda çevre ve yaşam kalitesine dair gelişimin işareti olabilir.

***

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın konuşmasında vurguladığı gibi, artık çevresel hassasiyetler yalnızca vicdani bir mesele değil, doğrudan ticari rekabet gücünü etkileyen bir unsur.

Yeşil mutabakat, karbon borsası, döngüsel ekonomi gibi kavramlar artık sanayi politikalarının merkezinde. Türkiye’nin savunma sanayisinde gösterdiği oyun kurucu kimliğini, çevre politikalarında da sergileyebileceğini düşünmek, artık bir temenni değil; bir strateji meselesi.

***

Forumda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in “Dünyanın dengesi hızla değişiyor” tespiti, bugünü anlamak ve geleceği tasarlamak açısından son derece çarpıcı.

İklim krizi artık bir uzak tehdit değil, her geçen gün daha da yakıcı hale gelen bir gerçeklik. Bu nedenle Bozbey’in “Kalkınma, doğaya rağmen değil, doğayla birlikte gerçekleşirse kalıcı olur” vurgusu, klasik çevreci söylemin ötesine geçiyor.

“Temiz hava ve adil bir su yönetimi, yalnızca bugünün ihtiyacı değil, gelecek kuşaklara karşı sorumluluğumuzdur” sözü, yerel yönetim vizyonunun nesiller arası etik bir sorumluluk taşıdığını da ortaya koyuyor.

***

Uludağ Çevre Forumu, Türkiye'nin çevresel sürdürülebilirliğinin işlendiği önemli bir platform oldu.

Stratejik bir vizyonun yansıması olduğunu düşündüğüm forumun devamlılığının sağlanmasına ihtiyaç var. Çünkü, bugün konuşulan stratejiler, yarının yaşam alanlarını ve üretim biçimlerini belirleyecek.

Daha fazla uluslararası katılım, daha fazla yerel sahiplenme ve daha güçlü kurumsal iş birliklerine ihtiyaç var.

Forumun, Uludağ’ın temiz havasında gerçekleşmesi ise anlamlı…

Uludağ’da dile gelen her öneri, sadece bugünün değil, geleceğin de sorumluluğunu taşıyor.

Umudumuz o ki, bu kolektif vizyon, yalnızca kâğıt üstünde değil, sokakta, sanayide, okulda ve doğada da karşılığını bulsun.