SON DAKİKA
Hava Durumu

Ah “Akalar” ah!

Yazının Giriş Tarihi: 21.10.2022 20:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.10.2022 11:42

“Deniz yolları, hammadde ve pazar hakimiyeti…”

Batı emperyalizmi asırlardır, söz konusu “üç temel başlıkta mutlak hakimiyet” felsefesiyle yol aldı.

Haliyle bu felsefe; bugün de yaşadığımız gibi “acımasız bir sömürü düzenini” yarattı. Bu şeytani düzende sömüren, “zorla veya rızayla” kurduğu hakimiyetinin sürekliliği için askeri, kültürel ve ekonomik açıdan “her yolu” kullandı.   

Hele zorba düzen tarihinin bir de “Batılı devletlerin hegemonya mücadelesi” var ki!

Gün geldi bütün bir insanlık felakete sürüklendi, masmavi dünya kana bulandı…

Tıpkı;

Dünya hakimiyeti İngiltere’nin elindeyken, 19. yy.’da Almanya’nın, hammadde ve pazara ihtiyaç duyduğunda yaşananlar gibi. Avrupa’nın göbeğinde sıkışan Almanya, çareyi Bağdat Demiryolu Projesi’nde buldu. Alman ürünleri Berlin’den Bağdat’a Osmanlı coğrafyasına taşınacak, üstelik İngilizlere ve kontrolleri altında tuttukları deniz yollarına hiç bulaşmadan hammadde ve pazar sorunu aşılmış olacaktı. Demiryolunun Berlin-Konya arası faaldi, yapılması gereken hatta; bin 600 kilometre daha ilave edip Bağdat’a, Basra Körfezi’ne uzatmaktı. 1903’te başlanan projeden rahatsız olan İngiltere ise, demiryolunun Hindistan'daki sömürge varlığına, daha önemlisi Mısır-Hindistan arasındaki deniz ticaretine zarar vereceğini iddia ediyordu.

Projeyi engellemekte kararlı olan İngiltere, o dönemin “Çar”ı kraliyet ailesiyle akraba olan Rusya’nın da desteğiyle Balkanlardan başlayarak hattın geçtiği bütün bir coğrafyayı, istikrarsızlaştırmak adına elinden geleni yaptı.

Nitekim Saraybosna'da Avusturya-Macaristan Veliahtı Franz Ferdinand ve eşine düzenlenen suikast, Ağustos 1914'te başlayan ve dört yıl boyunca birçok cephede devam eden Birinci Dünya Savaşı’nın fitilini ateşledi. İngilizler de savaş başlar başlamaz Irak cephesinde Basra'yı ele geçirerek, projenin nihai hedefini kontrolü altına aldı.

***

Gelelim bugüne…

Benzer bir hegemonya mücadelesi ise şu an ABD-Çin arasında. Malum II. Dünya Savaşı sonrası küresel hakimiyet İngiltere’den ABD’ye geçti. O da son yıllarda müthiş bir gelişim gösteren Çin’i hedefine almış durumda…

Çin Devlet Başkanı Xi Cinping’in ilk kez 2013’te açıkladığı dünyanın en büyük ticaret projesi olarak sunulan Kuşak-Yol’dan ötürü…

Asya’dan Afrika ve Avrupa’ya 60’ı aşkın ülkenin katılımcısı “Kuşak Yol” için gerekli ulaşım yatırımlarını finanse eden, lojistik bölgeleri kiralayan/satın alan Çin Devleti, 2049’da tamamlanacak projeyle “bütün dünyanın kazanacağı” iddiasında.

Yaklaşık 3 milyar nüfusun yaşadığı coğrafyada yeni tren yolları, yeni limanlar, yeni otoyolları gibi telekomünikasyon alt yapısının iyileştirilmesi, enerji-maden çalışmalarının yapılmasını öngören Kuşak Yol yani “İpek Yolu Ekonomi Kuşağı” için şu an “5 güzergâh” belirlenmiş durumda.

Projenin iki önemli güzergahından biri; Çin-Kazakistan-Rusya-Belarus üzerinden Avrupa’ya ulaşan Kuzey Koridoru. Diğeri ise aynı zamanda Tarihi İpek Yolu’nun hattı da olan ve “orta koridor” olarak isimlendirilen Çin-Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan-Türkmenistan-İran-Türkiye-Balkanlar ve Avrupa güzergahı…

***

CIA’ya çalışan düşünce kuruluşlarının da açıkladığı üzere ABD için; bu haliyle Kuşak Yol Projesi ciddi bir tehdit…

O yüzden olsa gerek 2013’ten bugüne “tıpkı İngilizlerin Bağdat Demiryolu Projesi’nin güzergahında yaptığı gibi” Kuşak Yol’un geçtiği coğrafyaları istikrarsızlaştırmak/karıştırmak adına her şeyi yapıyor/deniyor…

Kontrolündeki “finans merkezleri gibi ulus üstü kuruluşları seferber eden, vekalet savaşlar için kullandığı terör örgütlerini devreye alan” ABD, projenin Kuzey, Orta ve Güney koridorlarında yer alan ülkeleri hem tehdit ediyor, hem de onları hizaya çekmek için enva-i çeşit operasyona imza atıyor.

Bu operasyonları hissedebilmek için Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Afganistan ve Tacikistan’da son yıllarda yaşananları hatırlamak yeterli.

Küresel salgında asker yığdığı Avrupa’da son dönemde sokağa taşan ekonomik tepkiler nereye evrilir bilinmez lakin ABD;

Kuşak Yol’u tam anlamıyla durdurmak için, kuzey koridorda Ukrayna-Rusya, orta koridorda Ermenistan-Azerbaycan, Azerbaycan-İran ve Türkiye-Yunanistan, güney koridorda ise Çin-Tayvan gibi öncelikli sıcak çatışma alanlarını kaşımaya/tarafları kışkırtmaya devam ediyor.

Ukrayna-Rusya savaşı sürerken Avrupa’yı tam anlamıyla kendine bağlayan ABD, orta kuşakta “Karabağ’da baltayı taşa vurunca”, şimdilerde İran’ı ameliyat masasına yatırmış durumda. Halkın sokaklara indiği İran’ın Azerbaycan sınırına asker yığması nasıl sonuçlanır bilinmez ama ABD, önümüzdeki günlerde güney koridorun kritik güzergahı Süveyş Kanalı’nda da “bir tıkama” çalışması yapacak gibi duruyor.

***

İşin en ilginç yanı ise ABD, Kuşak Yol’a Avrupa’daki nihai darbeyi;

Antik çağın tarihçileri Xenophon ve Ephorus’un “Sparta Devleti’nin lider konumu” anlatmak için kullandıkları “Hegemonya” kelimesinin doğduğu “Akalar”ın diyarında yani Yunanistan üzerinden vurma planı yapıyor.

Akalar ise, antik çağda Sparta, yüz yıl önce İngiliz, bugün ise ABD desteğiyle Truva’ya, yani Batı Anadolu’ya sahip olma rüyasında…

“Ah Akalar ah! Siz akıllanmayacaksınız” diyelim ve uyaralım:

Akalar biliyorsunuz uzun süren kuşatmaya rağmen Truva’yı düşüremeyince, rakiplerini Yunan Kral Odysseus'un önerisiyle yapılan “hediye tahta at” hilesiyle yenmişti. “Kazandınız, alın size bir savaş hatırası” denilerek geçilmez surları, tahta atın içine gizlenen askerlerle aşıp, zafer sarhoşu Truva’yı bir gecede teslim almışlardı.

O zaman tam da burada “Truva atı” gerçeğini sorgulamak gerekmez mi?

Hatta;

Malum Akalar, Truva önlerine geldiklerinde şehir devletlerinden oluşan orduyu Yunan Kralı Agamemnon komuta ediyordu.

Hatırlarsanız binlerce yıl sonra müttefikleriyle birlikte Çanakkale önlerine gelen İngiliz Kraliyet Donanması’ndaki savaş gemilerinden birinin ismi Agamemnon zırhlısı idi.

Yine I. Dünya Savaşı’nda mağlup sayılan Osmanlı, Mondros Ateşkes Antlaşması’nı 30 Ekim 1918'de Ege Denizi'ndeki Limni Adası’na demirleyen Agamemnon zırhlısında imza etmişti…

Hal böyleyken; 100 yıl önce Yunan’ı denize döktüğümüz İzmir-Konak’taki yüzer iskeleye verilen “Agamemnon” isminden “rahatsız olmayı kusur sayanların” belediye başkanlığı yaptığı memlekette, önceden yetiştirilen, bugünlere hazırlanan o kadar çok Truva atımız ve adayı var ki!

Ve biz iyisi mi daha fazla uzatmadan bu yazıyı;

Korkut Ata’dan “Kahpe içerden olunca kapı kilit tutmaz oğul!” uyarısıyla bitirelim…

***

Dipnotlar:

1-15 Temmuz 2016’da yaşanan alçak kalkışmayı, 

2-Türk siyasetine dışardan müdahale edenlerin teklif ettiği “Truva atı” görevini sırf iktidar uğruna kabul edenlerin Amerika ve bağlaşıklarıyla kurduğu ilişki trafiğini,

3-Türkiye’nin Libya, Somali, Aden Körfezi, Arnavutluk, Katar, Kafkasya, Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki askeri varlığını,

4-Türkiye’nin ABD’nin kurduğu İŞİD, yine ABD’nin müttefiki PKK/YPG gibi terör örgütleriyle verdiği mücadeleyi,

5-NATO üyesi Türkiye’nin NATO Üyesi ABD Yönetimince “hasımlar listesinde” yer almasını, F-35 Projesinden çıkartılmasını ve uygulanan silah ambargosunu,  

6-Türkiye’deki siyasi partilerin değişen pozisyonlarını ve kurdukları ittifakları, mutlak suretle Kuşak Yol Projesi’yle birlikte değerlendirmek gerek.

7-Ayrıca; Batı gibi, Rusya Yayılmacılığı, Çin ve Arap Emperyalizmi gerçeğini da akıllarda tutmak hepimiz için bir görev. Bu memlekette her adımın Türk’e göre, Türk tarafından ve Türk için atılması da hepimize farz. Aksi bir adımı helal kabul etmemiz mümkün bile değil…

8- Merak edenlere Almanların 1903'te başlattığı Bağdat Demir Yolu Projesi, 1940'ta dünya İngilizlerin hakimiyetindeyken tamamlanabildi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.