Doğanın kendisi bir sanattır ve Bursa tüm özellikleri ile bu sanatı gözler önüne seren en güzel şehirlerden biridir. Her köşesi bakmaya doyamadığımız güzellikleri saklar, bakana da ilham verir.
Yine her adım başı sizi selamlayan; adını tarihe yazdırmış sultanlar, vezirler, şehzadeler, kahramanlar ve daha nicesinin bizlere bıraktığı tarihi ve kültürel miras Bursa’ya ayrıcalıklı bir kimlik kazandırır.
İznik’ten Yenişehir’e İnegöl’e, Yıldırım’dan Osmangazi’ye Nilüfer’e, Keles’ten Orhaneli’ne, Büyükorhan’dan Mustafakemalpaşa, Karacabey’e her köşesindeki zengin tarihi miras zümrüt bir gerdanlık gibi Bursa’yı kuşatır…
“Bursa’nın geçmiş sakinleri bu tarihi mirasa ne kadar sahip çıktı veya bugünkü nesiller kıymetini ne kadar biliyor?” bu ayrı bir tartışma konusu ama şu bir gerçek ki; kadim şehrin kadim tarihi mirası çeşitli nedenlerle zamanla ciddi hasar almıştır.
Tarihini betona tercih eden Bursa’da pek çok tarihi yapı, türbeler gibi apartman inşaatlarının temellerine gömülmüştür. Öyle ki çeşitli kaynaklarda adı geçen veya yeri bilinen birçok tarihi yapı ve eserden günümüze ulaşan tek bir tuğla bile kalmamıştır. Özellikle 1855 depreminde ağır hasar gören Vakıflara ait cami, han, hamam ve türbe gibi…
***
Lakin 2000’li yılların başından itibaren dönemin Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe’yle başlayan kamulaştırma ve restorasyon çalışmaları pek çok tarihi yapıyı Bursa’ya kazandırmıştır. Ucube Doğanbey Toki konutlarıyla da anılan Altepe’nin tarihi mirası ayağa kaldırma çalışmaları Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde de sürmüş ve diğer yerel yönetimler de benzer çalışmalara imza atmıştır.
Elbette ki onlarca Vakıf eserini ayağa kaldıran bu çalışmalar Bursa halkının desteği ve parasıyla yapılmıştır. Kaldı ki bu yönde adım atan belediye başkanları da görevlerini yerine getirmiştir.
Eğer Vakıflara ait bu mirasın kaderi, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün eline bırakılsaydı sonuç ne olurdu kim bilir?
Osmanlı Devleti’nin ilk hastanesi Yıldırım Darüşşifası’nın, Vakıflarca yürütülen restorasyonunun kaç yılda ve nasıl tamamlandığını hatırlayanlar eminim ki bu soruya net cevap verir.
Bıraktım Yıldırım Darüşşifası’nı, Vakıflar mevcudu koruyamıyor.
Tıpkı şehrin göbeğindeki Vakıflar’a ait Yahşi Bey Türbesi gibi…
Şehit Padişahımız Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ın oğlu, Sultan Yıldırım Bayezid’in kardeşi, Gülçiçek Hatun’un oğlu, Bursa’nın imarına katkılar veren Yahşi Bey’e ait türbenin içler acısı halini anlatan fotoğraflara bakın:
Fotoğraflardan da görüleceği üzere işte size Vakıfların tarihe sahip çıkma anlayışı:
Girişi belli olmayan, ziyaretçilerinin mezarın üzerinde gezindiği, apartman temellerinin dibine sıkıştırılmış betonarme duvarlar çevrili, pimapen pencereli bir türbe…
***
İsmi ile anılan mahalleye yaptırdığı külliyesini ortaya çıkarmak için adım atması gereken Vakıflar Bölge Müdürlüğü, onca başvuruya rağmen Yahşi Bey Türbesi’ne el atar mı dersiniz?
Hiç sanmıyorum.
Çünkü Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün Bursa’da yürüttüğü politika gayet açık. Bursa halkının parası ve desteğiyle, belediyeler eliyle ayağa kaldırılan tarihi yapıları özellikle Büyükşehir’in kullanımındakilerin tahsisini tek tek iptal etmeyi bir görev sayıyor.
Ey makamını tarihi Bursa Belediye binasına taşımayı düşünen Vakıflar Bölge Müdürü Sayın Doktor Haluk Yıldız…
Büyükşehir Belediyesi, düşman tarafından işgal edildi de mi böyle bir politika izliyorsunuz?
Milletin parasıyla ayağa kaldırılan o tarihi mirasın gerçek sahibi Türk milleti ve Bursa halkı. Ötekileştirmeyi reddeden, herkesi kucaklayan, kurdu kuşu bile düşünen kadim Vakıf Kültürümüz ne zaman değişti de bizim haberimiz yok?
Siyaset yapacaksanız istifa edin, istediğiniz partinin saflarına katılın. Yapmayacaksanız devletin bir bütün olduğunu, devlet adamlığının ise devletin devamlılığını esas almak ve halkın siyasi tercihlerine saygılı olmaktan geçtiğini sakın aklınızdan çıkarmayın.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan bile böyle muhalefet etmiyor da size ne oluyor?
Amacınız ne?
Büyükşehir Belediyesi’yle ya da Bozbey’le nedir derdiniz?
En son;
Rahmetli Hikmet Şahin döneminde ayağa kaldırılan ve 30 yıllığına yerel yönetime emanet edilen Balibey Han’ı 90 gün içinde terk edin şeklinde Büyükşehir’e ihtar çekmişsiniz. Balibey Hanı için Büyükşehir Belediyesi’nin turizm yatırım ve işletme belgesi almadığı gerçeği 22 yıl sonra mı geldi aklınıza?
Umarım bir devlet adamı olan Valimiz Sayın Erol Ayyıldız, bu duruma el atar…
Çünkü Vakıflar Bölge Müdürü’nün bu tavrı;
Bursa halkının alacağı hizmeti engellemekten, Bursa halkını siyasi tercihlerinden ötürü cezalandırmaktan başka bir anlama gelmiyor.
Daha önce de ifade etmiştim; "İdeolojiler bitti" yalanıyla, Türkiye'de öncesinde 1980 darbesi, sonrasında Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte "Artık dünyanın tek gücü ABD" masallarına inananların dört elle küreselleşme politikalarına sarılması; Türk Ulus-Devleti'nin egemenlik anlayışını dönü
Değerli okur… 30 yılı bulan meslek hayatımda yeni bir başlangıç daha yaptım… Yerel basının önemli markalarından biri olan YeniDönem’deki görevimden ayrılıp, kurduğum Öge Yayıncılık Danışmanlık şirketi ile sektördeki faaliyete devam etme kararı aldım. Ardından Asuman Kurt Öge,
Dünyanın her yerinde adı ne olursa olsun toplumla din arasındaki ilişkiyi inkâr etmek mümkün değildir. Her din toplumun bütün alanlarında etkili olduğu gibi, toplum da her yönüyle dini etkisini altına alır. Kaldı ki din; İslam Ansiklopedisi’ndeki tanımına göre Arapça “Deyn&rdqu
Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon sonrası, muazzam bir sanat merkezine dönüştürdüğü Alacahırka’daki Zindan Kapı’nın iç kule merdivenlerinden surlara tırmanırken aklıma; 1930’larda Türklük ve Türk birliğine olan sevdası yüzünden henüz 44 yaşında Sovyet Rusya yönetimi tara
Siyasette Faruk Çelik ismi, ilk kez Refah Partisi Yıldırım İlçe Başkanlığı’nı yaptığı dönemde dikkatimi çekmişti… Yanılmıyorsam 1996 yılıydı… Dağılan Sovyet Rusya’dan aldığı diplomayla Türkiye’ye göç eden Ahıskalı bir hekimle, partisinin ilçe binasında vatandaş
Liyakat önemli bir özelliktir.
Vatandaş olarak dur demek gerekiyor. Ancak hangi dil vaya nasıl bir yöntem etkili olur?...
Yardımlaşma ve dayanışma kuruluşu olan vakıflar, siyasilerin arka parçası olamaz.