SON DAKİKA
Hava Durumu

Rüzgarsız dönen fırfırlar!

Yazının Giriş Tarihi: 11.08.2022 19:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.08.2022 13:12

1940 yılının ortaları;

İngilizler II. Dünya Savaşı’nda bir ada ülkesi olmalarına rağmen Almanlara karşı daha fazla direnemeyeceklerini anlayınca;

Birleşik Krallık Başbakanı Winston Churchill ümidini Atlantik’in öte yakasından gelecek desteğe bağlamıştı. Yani ABD bu savaşa mutlaka dahil olmalıydı. Lakin ABD kamuoyu savaşa karşıydı.

Bunun üzerine Winston Churchill, MI6’nın New York İstasyon Şefi olan “özel casusu” William Stephenson’u harekete geçirdi.

Uzmanlık sahası telsiz ve radyolar olan, plastik ve çelik sanayisiyle ilgilenen Kanada kökenli İngiliz iş insanı olarak tanınan William Stephenson, hemen Alman politikacıları baştan çıkaracak bir fahişeler ordusu, ardından zorla adam kaçırmaya yönelik özel bir çete, diplomatik postaları iz bırakmadan açıp okuyacak uzman bir grup, konsolosluk ve elçiliklerden şifre defterlerini çalabilecek profesyonel kasa hırsızlarından oluşan özel bir ekip oluşturdu.

ABD kamuoyunda savaş karşıtı bir tutum takınan ve halkı yönlendiren “Önce Amerika Örgütü”nü pasivize etmek için de reklamcı, gazeteci ve yazar-çizerlerden ayrı bir yapı daha kurdu.

***

Böylelikle tamamı amatörlerden oluşan 200 kişilik ajan ordusuna sahip olan William Stephenson, adım adım görevini ifa etmeye başladı. Fahişeler, hırsızlar, gangster ve diplomatik postalarla ilgilenen grup işlerini gayet güzel yürütüyor, “Amerikalıları dünyayı ele geçirmeye çalışan Nazi canavarıyla” tanıştırmakla görevli ekip de “daha nitelikli” bir mesainin telaşını yaşıyordu.

Örneğin ekipteki cinayet romanlarının ünlü yazarı Rex Stout, savaş yanlısı afişler hazırlıyor ünlü reklamcı Davit Oglivy ise propaganda metinlerini yazıp, gazetelerde çıkan ilanların tasarımlarıyla meşgul oluyordu.     

ABD kamuoyunu “Nazi tehlikesine” karşı harekete geçirmek için “Almanların Bolivya’daki askeri darbeyi desteklediği, uçak yapımı için gerekli Wolfram madenine el koyduğu, İspanyollardan oluşan faşist bir ordunun Meksika’da kamplarda eğitim gördüğü ve Amerika’yı işgal planları yaptığı, Hitler’in Hıristiyanlığı yasaklayıp kiliselere gamalı haç dikeceği”ne varana kadar hazırladıkları yalan haberlerin düzenli olarak basında çıkmasını sağlıyorlardı.

Sonunda kamuoyunu dönüştürmeyi başaran ekip, finaldeki asıl etkiyi “Almanya’daki gizli kaynaklardan ele geçirdiklerini” iddia edip, gerçekte “Stephenson’un kendi elleriyle çizdiği” uyduruk “Amerika’yı işgal haritasıyla” yaratıyorlardı.

Bu öylesine bir etkiydi ki ABD Kongresi’nde “Tarafsızlık Yasası”nın kaldırılması için yapılan oturumda Başkan Roosevelt, uyduruk haritayı “belge” diye gösteriyordu.

Nitekim tam da bu sırada “Japonlar Aralık 1941’de Pearl Harbour’a saldırınca”, kamuoyu hazır hale gelen ABD tereddütsüz İngiltere’nin yanında savaşa giriyordu.

***

Peki savaş bitince bizzat Winston Churchill tarafından şövalyelik unvanıyla ödüllendirilen William Stephenson’un hikayesini niye anlattım?

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde yer almakla suçlanan ve hakkında yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey’in son açıklamalarının William Stephenson’u hatırlatmasından ötürü…

Dün İngiliz hegemonyası için mücadele verenlerle, bugün Amerikan’ın dünya hakimiyeti için mücadele edenlerin taktikleri birbirine nasıl benziyor ve örtüşüyor değil mi?

Hatırlayın; kaset skandallarını, kumpas operasyonlarını, Gezi ve hendek olaylarını, MİT tırları hadisesini, Rus uçağının düşürülmesini, 15 Temmuz kalkışmasını ve Rus elçi suikastını…

Anımsayın;

Kalkışmadan sonra bütün hatlarıyla ortaya çıkan işin medya ve sanat dünyasındaki ayağını…

Ne çıkıyor karşımıza?

William Stephenson’un kurduğu 200 kişilik amatör ajan ordusundan daha yetenekli, kılcal damarlarımıza kadar giren ve daha sistematik çalışan neredeyse devleti ele geçirecek bir güce erişen profesyonel bir ordu…

Peki amaçları ne idi?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de dile getirdiği üzere öz malımız olan vatan coğrafyamızdan bir Kürdistan, bir Ermenistan çıkarmak,

Becerebilirlerse İran ile beceremezlerse Türkiye’yi İsrailli gelecek bilimci Prof. David Passig'in 2050 isimli kitabında senaryosunu yazdığı gibi Suriye üzerinden Rusya ile savaştırıp zayıflatmak,

Ve en nihayetinde ABD’nin önündeki bütün engelleri kaldırarak tek dünya devleti hedefine ulaşmasını sağlamak.

***

Dönelim iyi derecede Türkçe konuşan İstanbul doğumlu Barkey’in son açıklamalarına…

Ne diyor ABD’den, firari CFR uzmanı Barkey:

“18 Temmuz 2016 akşamı Karaköy Lokantası'nda arkadaşım, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş ile baş başa yemek yemek için gittim. Aynı akşam sivil toplum lideri Osman Kavala ile Karaköy Lokantası'nda tesadüfen karşılaştık…”

Aslında derdi, bu cümleler üzerine hemen harekete geçen Soros beslemesi Kavala’yı aklamak değil…

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ekibinden İstanbul Kent Konseyi üyeliğine getirilen gazeteci Aslı Aydıntaşbaş’ın ismini verip, Türkiye’de kurdukları ve bir kısmı deşifre olan özel ordunun içindeki besleme-mandacı basın mensuplarına işaret fişeği atmak…

Diyor ki eski CIA Danışmanı Henri Barkey:

“Bana bakın sizi yıllarca besleyip köşe ve makam sahibi yaptık. Tayyip Erdoğan ve hükümetini demokratik yollardan devirmek için gayrimeşruyu meslek edinmişlerle, fahişeler aracılığıyla, içerdeki kripto destekçilerimizle o kadar çok malzeme ürettik ki siz olan biteni sadece seyretmekle yetiniyor, iktidara yüklenmiyorsunuz. Tepemi attırmayın hepinizi ifşa ederim…”

***

İfşa yönteminin ipuçlarını da;

Robert College ve ABD Maine Bates College mezunu New York Üniversitesi'nde gazetecilik eğitiminin ardından Ortadoğu üzerine yüksek lisans yapan Aslı Hanım, görüşmeyi inkâr edince Halk TV’ye yaptığı açıklama ile verdi.

Aynen şunları söyledi:

“Aslı Hanım onun hakkında kötü niyetli bir operasyonla karşı karşıya olduğunu iddia ediyor… Ben o gece Aslı Hanım'la yemek yedim, doğru olan da bu. O iddianame çıktığında da Aslı Hanım'ın adını görmeyince onun başına bela gelmesin diye onun ismini Atlantic mecmuası için yazdığım makalede kullanmadım. Şimdi benim onu ifşa ettiğimi ima ediyor. Halbuki onun ismi internette başkaları tarafından ortaya atıldı.”

Yani:

“Ey besleme-mandacılar, görevinizi yapmadığınız takdirde hepiniz Aslı gibi operasyon yer, feleğinizi şaşırırsınız. Birçok olayda isimlerinizi biz örttük. Ama artık örtmeyeceğiz. Adınız, bizim hesabımıza çalışan ve de sizin bilmediğiniz görevlilerimizce yazı ve makalelere konu edilecek, haberiniz olsun…”

***

Sonuç mu?

Bir Eskimo atasözü derki:

Rüzgarsız havada dönen fırfırın mutlaka bir üfleyeni vardır.

Üfleyen ortaya çıktı?

Şimdi sıra fırfırlarda!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.