SON DAKİKA
Hava Durumu

Tezekten terazinin dirhemi!

Yazının Giriş Tarihi: 11.12.2021 12:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.12.2021 12:24

“Hile-i Şeriyye”, dini açıdan sakıncalı bir konuyu “kılıfına uydurmak veya dinen harama düşmemek adına kurtuluş çaresini bulmak” anlamına geliyor.

İslam Ansiklopedisi’nde bu kavram “şekil bakımından hukuka uygun bir işlemi vasıta kılarak yasaklanmış bir sonucu elde etmek amacıyla yapılan muamele anlamındaki fıkıh terimi” olarak tanımlanıyor…

Zaten İslam fıkhında açık ve net bir şekilde “farzdan kurtulmak/haram işlemek için hile yapmanın” haram olduğu delilleriyle ortaya konuluyor. Bu duruma “hile-i bâtıla” deniliyor.

Dolayısıyla dinin kapsama/etki alanındaki bir toplumda/ülkede, haramı helal, helali haram ya da haksız bir kazanım uğruna hile yapmak caiz olabilir mi?

Elbette ki olamaz, olmamalı…

***

Lakin farkında mısınız?

Yüzde 90’ı Müslüman olan bu ülkede/şehirde “bir çare, bir maharet veya bir kurnazlık olarak” sıklıkla başvurulan hile-i şeriyye sadece dini konularda değil ticaretten siyasete, spordan eğitime her başlıkta genel geçer kural haline geldi.

O kadar ki bu durumdan yabancı istihbarat örgütleri bile “paralel yapı” örneğinde olduğu gibi istifade etti.

Sonrasını biliyorsunuz…

Canımız öyle bir yandı ki millet olarak, devlet olarak hile-i şeriyyeden olan çok ağır “kumpas, tuzak veya komplo” faturaları ödedik.

***

Peki yaşadıklarımızdan ders çıkardık mı?

Ne mümkün efendim…

Dünün paralel yapısını deviriyorsunuz ama boşluğu dolduranlar da aynı yöntemlerle yoluna devam ediyor.

Bakın siyasetin ve ülkemin haline!

Kirli oyunlar, hakikati karartmak uğruna yapılan ahlaksızlıklar, toplumu manipüle edip yanıltanlar, algı operasyonlarıyla bu devleti yıkmaya çalışanlar…

***

Üstelik şu memlekette/şehirde en büyük sorun;

Kamufle olan, başka bedenlere bürünen veya siyasi kimlik/makamları siper edinen, dünün paralel yapı adanmışlarının yürüttüğü koordineli/sinsi ve gizli faaliyetlerdir” desem yanılmış olmam.

Örneğin sebep-sonuç ilişkisinden hareketle;

Memleket onca sorunla boğuşurken, “kim ki yolsuzluk yapıyor, yolsuzluğa göz yumuyor, kendi hırsızını savunuyorsa ve de bu adi çarkın sürmesi için çabalıyorsa o şahıs paralel yapının en adanmış insanıdır” diyorum…

Düşünün bakalım, bu kripto tayfanın bilinçli olarak neden olduğu rezaletler, çirkinlikler, ahlaksızlıklar, yolsuzluklar kimin ekmeğine yağ sürüyor?

***

Ne yazık ki çaktırmadan sığındıkları kanatlar altında paralel ideolojinin hizmet erliğine devam edenlerden her yerde var.

Dünün maklube sofralarından kalkmayan bu zavallılar, kumpas, tuzak ve komplo gibi hile-i şeriyyenin her çeşidini abilerinden öğrendikleri şekliyle, kamu imkanlarını da kullanarak hakikati karartıp, kamuoyunu yanıltmaya/yönlendirmeye devam ediyorlar…

Bu amatörlerin tezekten terazilerinin dirhemi de boktan…

Bunların her türlü işin ve avlanmanın haram kılındığı Cumartesi Yasağını (sebt) delmeye çalışan Yahudilerden de bir farkı yok!

Hani şu denizde sadece cumartesi günü gördükleri balıkları avlamak için cumadan kanal açıp, pazar günü de cumartesinden balık dolan su yolunun ağzını kapatan ve sonra da sözüm ona avın kralına imza atan Yahudiler var ya onlar gibiler.

Ama bu arkadaşlara hileli avcılığın cezasını da hatırlatayım:

Yasağı hileyi şeriyye ile delenler ve de bu duruma itiraz etmeyenleri Allah maymuna ve domuza çevirmişti… (Maide 60- Araf 163-166)

***

Taşralı/kentli fark etmez, bunlar gibilerin her türlü domuzluğuna ve de maymunluğuna hep şahit oldum lakin boyun eğmedim.

Bundan sonra da eğersem namerdim…

O yüzden diyorum ki:

Kitap açık, hüküm açık…

Hileyle haramı helal, helali haram yaparak haksız kazanç elde etmeyi din haline getiren, böylelikle şeytana hizmet edenlerle sulh yok…

Teslimiyet hiç yok!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.