SON DAKİKA
Hava Durumu

Ver eline üç beş kuruş!

Yazının Giriş Tarihi: 08.12.2021 12:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.12.2021 12:14

Aslında Kestel’le ilgili iddialara ilişkin kurum ve şahıs ismi vermeden kaleme aldığı ilk yazıyla varsa bir mağduriyetin veya hukuksuzluğun giderilmesini amaçlamıştım.

Sonra konu ilginç bir seyir aldı.

CHP’li meclis üyesi Sinan Keleş’in sorusuna “Bir bakalım, iddiaları araştıralım, size bu konuyla ilgili bilgi verelim ya da evet arkadaş bu yüzden belediye başkan yardımcısının istifasını aldım” demesi gereken Kestel Belediye Başkanı Sayın Önder Tanır, “’Gazeteci” diye geçinen ifade edilen…” sözleriyle hem şahsıma hem de yayın organlarına “paçavra” deme nezaketsizliğinde bulundu ve iddiaları yalanladı.

Bunun üzerine ikinci bir yazıyı kaleme almak mecburiyetinde kaldım ve özetle dedim ki: “Sayın Başkan Önder Tanır, hukuken bir sorumluluğunuz gözükmese de olayla ilgili bir açıklama yaparak iddiaları cevaplayın…”

***

Kendisi de öyle yaptı.

Bursa’da basın toplantısı düzenleyerek yaşanan olayı, fotoğraf ve okuduğu Kestel şiiri eşliğinde çok detaya girmeden anlattı, anlatmaya çalıştı.

Davetli olmadığım için bir TV kanalından canlı yayınlanan toplantıyı izlemeye çalıştım.

Başkan Tanır, diyeceğini dedikten sonra sorulara geçildi.

İlk sorunun şöyle olmasını beklerdim:

“Sayın Başkan öncelikle bizimle gazeteci ve gazete tarifinizi paylaşır mısınız? Kimler gazeteci, hangi yayın organları paçavra…”

Sayın Tanır’ın hoşuna gidecek yazıları bugün için kaleme alan gazeteciler ve yayınlayanlar, yarın bir eleştiri/uyarı karşılığında aynı duruma düşebilir mi bilmiyorum ama gazetecilik unvanından geçinenlerin “yüzüne tükürsen yarabbi şükür misali” zaten bu durumu sorgulama gibi bir dertlerinin olmasını bekleyemezsiniz.

Salondaki kıymetli meslektaşlarımdan Namık Göz’ün konuşma metninde Başkan Tanır’ın heyecanından olsa gerek okurken atladığı “iddialarla ilgili” bölümü sorması üzerine de şöyle bir cevap geldi:

İddialarla ilgisi olan Belediye Başkan Yardımcısının istifasını aldık… Bize iftira atan, karalayanlarla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağız…

***

Sorular kaçak yapı, yıkım süreçleri ile devam etti ve toplantı bitti.

Lakin sorulması gereken ikinci önemli soru şu idi:

Sayın Başkan Tanır, sizi bunca sıkıntıya sokan, yerel yönetimin imajını yaralayan, partinize ve kuruma zarar veren başkan yardımcınız hakkında da suç duyurusunda buldunuz mu. Her halde bulunmuş olmalısınız çünkü aradan 2 ay geçti. Ayrıca bu bilgiyi meclis toplantısında neden paylaşmadınız da iddialara 'külliyen yalan' dediniz?

Ne yazık ki böyle bir soru yöneltilmedi Sayın Başkan Tanır’a…

Toplantı son bulduğunda ise aslında bir belediye başkanından ziyade “iğne çuvaldız” misali önce “basın camiasının bugünkü halini sorgulamamız gerekir” diye düşündüm…

Neyse…

***

Gelelim bir başka önemli konuya…

Son yıllarda türeyen/türetilen şantaj gazeteciliği, basın bürolarının cici gazeteci tasnifleri ve nihayetinde besleme basın algısından olsa gerek Sayın Önder Tanır’ın açıklama yapacağı tarihi beklememi farklı yorumlayanlar oldu.

Bu bekleyişin “muhatabın cevap hakkına duyulan saygıdan başka bir şey olmadığını” öğrenemeyen, hal ve tavırlarıyla mesleğin bütün ilkelerini ayaklar altına alan, gazetecilik ahlakından bi haber, “Ver eline üç beş kuruş, zekâları ölçüsünde yazdır, ne yazdırabilirsen” türünden bu densizlere şu gerçeği hatırlatayım:

Beni satın alabilecek parayı henüz Merkez Bankası basmadı.

Bunu siz de gayet iyi biliyorsunuz lakin; “kamu menfaati” gerçeğini yine es geçip kör kalma adetinizden ötürü “fırsat bu fırsat, biraz daha şirinlik yapıp üç beş kuruş daha yontabilme” uğraşını verip, rüzgâra göre yelken şişirme yarışına giriyorsunuz…

Ve biliyorum ki sizin canınız çıkar, huyunuz çıkmaz!

***

Hadi bir kez daha hatırlatayım o zaman:

Başkan Önder Tanır’ı tanımam. İddiaların sahibi Yakup Yamaç da babamın oğlu değil. Gerçi olsa ne yazar. Taraflar karşılıklı olarak cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmuşlar. Yani konu adli makamlara intikal etmiş durumda.

Bu süreçte ilgili mevzuat gereği yapılacak tüm yayınlar yargıyı etkilemeye teşebbüs suçuna girecektir. Dolayısıyla kim olursa olsun yargı sürecinin sonucunu beklemek zorunda.

Yani Almanya’da çekilen aşağıdaki fotoğraf karesindeki mutlu mutlu poz veren üç ademoğluyla ilgili söz söyleyecek, hüküm verecek tek makam artık Türk adaleti…

 

O yüzden bir taraftar edasıyla kaleme sarılan, sosyal medyadan esip gürleyenler yargı sürecinin sonucunu bekleyin.

***

Şimdi Sayın Başkan Önder Tanır Bey’e iki önerim olacak:

Birincisi; Sayın Başkan Tanır, aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü üzere dün güzel ilçemiz Kestel’in minyatürünü takdim ettiğiniz, ikametini ilçenize aldırdığınız kişiyle bugün yargıda savaşa tutuştunuz.

Dün Almanya’da sizi ağırlayan altınıza lüks otomobil ve kendi kardeşini şoför olarak tahsis eden, Köln ve Amsterdam turu attıran Yakup Yamaç ile şimdi karşı karşıya geldiniz.

O yüzden lütfen bundan sonraki yurtdışı programlarınızda sadece ama sadece devletin size tahsis ettiği ödenek/harcırah veya şahsi bütçeniz doğrultusunda hareket edin…  

İkincisi Sayın Önder Tanır, toplantıda “hızlı yıkım uygulamasından” bahsettiniz.

Ama hem İmar Kanunu hem de Türk İdare Hukuku’na göre böyle bir şeyin olması mümkün değil. Bunu bir mimar olarak siz de gayet iyi biliyorsunuz.

Madem Kestel’i çok seviyorsunuz/seviyoruz, gelin devletin bütün imkanlarını seferber edelim, Bursa’nın su kaynağı, ciğeri, cennet köşesi Kestel ilçemizdeki 500-600 kaçak binayı, artık kaç adet var ise bir hafta içerisinde yerle bir edelim.

Yanlış hatırlamıyorsam;

Bursa Valisi Sayın Canpolat, bu konuda yerel yönetimlere her türlü araç ve kadro desteği sağlayacağını açıklamıştı. O yüzden Bursa Valisi/devletin iradesi gibi emin olun ben dahil bütün gazeteci diye ifade ettikleriniz de yanınızda duracaktır.

***

Sayın Önder Tanır, üstelik bu çağrıyı sadece size de yapmıyorum.

İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum, Valimiz Sayın Yakup Canpolat, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Alinur Aktaş ve AK Parti İl Başkanı Sayın Davut Gürkan siz de destek verin sadece Kestel’de değil, bütün Bursa’da su kaynaklarımızı, ovalarımızı ve ormanlarımızı kaçak yapıdan arındıralım…

Böylelikle kaçak yapı konusundaki bütün şaibeli işleri/işlemleri, dedikoduları, kamunun gereksiz zaman kaybı gibi çirkin iddiaları topyekun Bursa Ovası’na gömmüş oluruz.

Var mısınız?

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.