Son yıllarımız, ülkenin her alanın da normal aklın kabul etmeyeceği gelişmelerle geçti.
Her olay ve gelişme akıl, ahlak, adap, aşk(sevgi), adalet yani insanlaşma ve uygarlaşmanın temeli olan 5 A’dan çok şeyler götürdü.
Ama 5A’ya yılların verdiği hasarın, yaşadığımız felakette adeta çarpan etkisiyle toplamını görmek, akıl ve duyarlılık sahiplerini, uzun yıllara uzanacak şekilde derinden sarstı. Aynen bir ozanın dediği gibi:
‘’ Bedenimde değil, ruhumda sızı’’.
***
Akıl desen,
Geçmişi 1000 yıla dayanan ama son yıllarda her kanaldan sistematik şekilde boca edilen atıklarla boğulurcasına suikasta uğratılmış.
Kurumlar, üniversiteler, düşünce üretme merkezleri, kültür/eğitim mecraları, dizi çöplüğüne ve mahremiyet avcılığına dönüşen medya akıl ve aydınlanma karşıtlarının hegemonyasında.
Akıldışılık Kur’an’a rağmen kutsanmış.
Aklı savunanlar kabuğuna çekilmiş, atomize hale getirilmiş, çekilmeyenlerin de eserleri yasaklanarak, düşünenler üzerinde korku oluşturuluyor.
Yapılması gereken Müslüman olabilmek için nasıl ki öncelikle düşman olan iblis ve iblisin uşaklarını iyi tanımak gerekiyorsa, akletmek için de akılsızlaştırma mekanizmalarını ve ideolojik şiddeti fark ederek, tanıyarak, görerek ahmaklaşmaktan kurtulmak gerekir.
Çünkü aklı savunmak kendini ve toplumu savunmaktır.
***
Ahlak desen,
Sadece egemenlerin ve siyasal dincilerin neoliberal insanı; insana ve kendine yabancılaştıran, bencil pazar ahlakı var. Bu ahlak insana da acılara da aldırmaz. Varsa yoksa kendisini kutsar ve her şeyin merkezine kendisini oturtan narsist bir yeterlilik (kibir) duygusunu oluşturur.
Lafta Müslümanız ya!
Hani nerede Kur’an’da “Kalem” suresinde geçen ahlak esasları?
Bu surede yasaklanan münafıklığı ve fitneyi oluşturan, doğruyu yanlışa, gerçekleri gizliye çeviren algı operasyonlarını para karşılığı yapan trol müfrezelerini nereye koyacağız?
Hangi örnek verilse, ‘o da bir şey mi?’ deyip, daha kötü bir örnek verebileceğimiz bir hale getirildik. Doyum noktasına ulaşıldığında, kişi ve kitle duyarlılığı yalama olur. Nitekim bu belli kesimlerde oldu. Bu ülkede artık yetkili ve yetkiliden geçinenlerin yüzü kızarmıyor.
Yüzün kızarmasını geçtik, felakette görev ihmali olan tüm yetkililer, Furkan suresi 68, 69 ayette geçen ve Allah’ın haram ettiği cana/canlara (yaratılmış tüm canlılara) o ya da bu nedenle, bilerek ya da bilmeyerek kıymış olmuyorlar mı?
***
Diyeceğim o ki üzerinde mutabık kalınan bir ahlak anlayışı yerine, bu topluma dayatılan göreceli bir ahlak anlayışı.
Temelini ise çürütücü ‘gemisini kurtaran kaptan’ anlayışı oluşturuyor.
Veya namus desem sadece bel altını anlarız. Kafa namusundan bahsettiğimi anlatamam. Oportünizme (fırsatçılık) öyle koşar adım gitmeye teşvik ediliyoruz ki, insanları başkalarına yaptıkları ile değil, bize karşı olan muameleleri ile değerlendirmek geçerli ölçü yapılmaya çalışılıyor. Hâlbuki bize karşı iyi ama başkasına kazık atan, kötülük yapan, hakka giren kişi ile selamı sabahı kesmek lazım.
Görünen o ki, siyasal dinciler ve müttefikleri kendilerini de toplumun köklerini de çürütüyorlar.
Özetle son yaşananları ibretle izliyoruz.
Sosyal medya denen yeni iletişim düzeninin bir milleti nasıl kaosa sürüklediğini, birbirine düşürdüğünü anlatmaya gerek yok…
Gerçek şu ki bütün bu manzara karşısında Hakk’ın ve Türk milletinin not ettiği her şey her ideolojiden daha kıymetlidir.
***
Adap, aşk (sevgi) ve adalet dersen…
Konunun bu kısmını da Türkmen ahi şeyhi Edebali’yle anlatalım…
Ne demiş Şeyh Edebali, bey tahtına yeni kurulan Osman Gazi’ye:
‘’…Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.
Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkâr ve iradene sahip olasın! Güceniklik bize; gönül almak sana. Suçlamak bize; katlanmak sana. Hal bil, ahval bil, gönül bil.’’
Ve aşkla yani sevgiyle ilgili olarak söylediği öğütle yazıyı bitireyim;
‘’…Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
'Türk'çe Yazılar: Kaşkaylar
17.11.2021 03:33
Geçtiğimiz günlerde “Son dakika…İran’da 6.1 şiddetinde deprem oldu. Ülkenin güneyinde olan depremde ölen ve yaralılar var” haberi geçti.
İnsan ister istemez deprem kuşağında olunca içi ürperiyor.
Ürpermesinin ikinci nedeni Türk boylarından ve Güney İran’da yaşayan K
İlber Ortaylı Hoca, gerçekleri evirmeden kıvırmadan biraz da doğrudan söylemeyi sever. Benim de dinleme imkânı bulduğum bir toplantıda “Türkiye Balkanlardır” tespiti çok önemlidir.
Esasında bu tespiti ‘Balkanlar da Türkiye’dir diye devam etmek isterim.
Hani benim de
Mübadele, mübadil sözleri geçtiği zaman akla gelen Anadolu’dan Yunanistan’a gönderilen Ortodokslar gelir. Bunların da hepsinin Karamanlı Ortodokslar olduğu düşünülür. Oysa Karamanlılar Anadolu’nun ortasındadır.
Batısından gidenlerle karıştırılmamalıdır. Hele Rumeli’den heme
Türkçe Yazılar: Diyarbakır’a Vatandan Vatana Gelenler!
08.12.2021 11:06
Yıllar önce Elazığ’ın Kovancılar ilçesine gitmiştim.
Orada Boşnaklara, Arnavutlara, Romanya’dan gelenlerle buluşmuştum. Güzel muhabbet ve yemeklerle iki gün geçirmiştim. Şimdi siyasete soyunma gayreti gösteren çakma Polatların araştırma gayretlerini de saygıyla karşılıyorum.
Israrla R
Kosova ve Arnavutluk arasında yer alan, Jakova ve Prizren’den başlayıp Kökes (Kukes)’e uzanan ve 745 Km2 alan Osmanlı toprak düzeni olan ve mülkiyeti hükümdara ait topraklar anlamı taşıyan “has”tan ismini alan ve bugün yaklaşık 61 bin 500 nüfusa sahip “Has Bölgesi&rdquo
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ümit CAN
Hangi Akıl, Hangi Ahlak?
Son yıllarımız, ülkenin her alanın da normal aklın kabul etmeyeceği gelişmelerle geçti.
Her olay ve gelişme akıl, ahlak, adap, aşk(sevgi), adalet yani insanlaşma ve uygarlaşmanın temeli olan 5 A’dan çok şeyler götürdü.
Ama 5A’ya yılların verdiği hasarın, yaşadığımız felakette adeta çarpan etkisiyle toplamını görmek, akıl ve duyarlılık sahiplerini, uzun yıllara uzanacak şekilde derinden sarstı. Aynen bir ozanın dediği gibi:
‘’ Bedenimde değil, ruhumda sızı’’.
***
Akıl desen,
Geçmişi 1000 yıla dayanan ama son yıllarda her kanaldan sistematik şekilde boca edilen atıklarla boğulurcasına suikasta uğratılmış.
Kurumlar, üniversiteler, düşünce üretme merkezleri, kültür/eğitim mecraları, dizi çöplüğüne ve mahremiyet avcılığına dönüşen medya akıl ve aydınlanma karşıtlarının hegemonyasında.
Akıldışılık Kur’an’a rağmen kutsanmış.
Aklı savunanlar kabuğuna çekilmiş, atomize hale getirilmiş, çekilmeyenlerin de eserleri yasaklanarak, düşünenler üzerinde korku oluşturuluyor.
Yapılması gereken Müslüman olabilmek için nasıl ki öncelikle düşman olan iblis ve iblisin uşaklarını iyi tanımak gerekiyorsa, akletmek için de akılsızlaştırma mekanizmalarını ve ideolojik şiddeti fark ederek, tanıyarak, görerek ahmaklaşmaktan kurtulmak gerekir.
Çünkü aklı savunmak kendini ve toplumu savunmaktır.
***
Ahlak desen,
Sadece egemenlerin ve siyasal dincilerin neoliberal insanı; insana ve kendine yabancılaştıran, bencil pazar ahlakı var. Bu ahlak insana da acılara da aldırmaz. Varsa yoksa kendisini kutsar ve her şeyin merkezine kendisini oturtan narsist bir yeterlilik (kibir) duygusunu oluşturur.
Lafta Müslümanız ya!
Hani nerede Kur’an’da “Kalem” suresinde geçen ahlak esasları?
Bu surede yasaklanan münafıklığı ve fitneyi oluşturan, doğruyu yanlışa, gerçekleri gizliye çeviren algı operasyonlarını para karşılığı yapan trol müfrezelerini nereye koyacağız?
Hangi örnek verilse, ‘o da bir şey mi?’ deyip, daha kötü bir örnek verebileceğimiz bir hale getirildik. Doyum noktasına ulaşıldığında, kişi ve kitle duyarlılığı yalama olur. Nitekim bu belli kesimlerde oldu. Bu ülkede artık yetkili ve yetkiliden geçinenlerin yüzü kızarmıyor.
Yüzün kızarmasını geçtik, felakette görev ihmali olan tüm yetkililer, Furkan suresi 68, 69 ayette geçen ve Allah’ın haram ettiği cana/canlara (yaratılmış tüm canlılara) o ya da bu nedenle, bilerek ya da bilmeyerek kıymış olmuyorlar mı?
***
Diyeceğim o ki üzerinde mutabık kalınan bir ahlak anlayışı yerine, bu topluma dayatılan göreceli bir ahlak anlayışı.
Temelini ise çürütücü ‘gemisini kurtaran kaptan’ anlayışı oluşturuyor.
Veya namus desem sadece bel altını anlarız. Kafa namusundan bahsettiğimi anlatamam. Oportünizme (fırsatçılık) öyle koşar adım gitmeye teşvik ediliyoruz ki, insanları başkalarına yaptıkları ile değil, bize karşı olan muameleleri ile değerlendirmek geçerli ölçü yapılmaya çalışılıyor. Hâlbuki bize karşı iyi ama başkasına kazık atan, kötülük yapan, hakka giren kişi ile selamı sabahı kesmek lazım.
Görünen o ki, siyasal dinciler ve müttefikleri kendilerini de toplumun köklerini de çürütüyorlar.
Özetle son yaşananları ibretle izliyoruz.
Sosyal medya denen yeni iletişim düzeninin bir milleti nasıl kaosa sürüklediğini, birbirine düşürdüğünü anlatmaya gerek yok…
Gerçek şu ki bütün bu manzara karşısında Hakk’ın ve Türk milletinin not ettiği her şey her ideolojiden daha kıymetlidir.
***
Adap, aşk (sevgi) ve adalet dersen…
Konunun bu kısmını da Türkmen ahi şeyhi Edebali’yle anlatalım…
Ne demiş Şeyh Edebali, bey tahtına yeni kurulan Osman Gazi’ye:
‘’…Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.
Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkâr ve iradene sahip olasın! Güceniklik bize; gönül almak sana. Suçlamak bize; katlanmak sana. Hal bil, ahval bil, gönül bil.’’
Ve aşkla yani sevgiyle ilgili olarak söylediği öğütle yazıyı bitireyim;
‘’…Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!
'Türk'çe Yazılar: Kaşkaylar
17.11.2021 03:33Geçtiğimiz günlerde “Son dakika…İran’da 6.1 şiddetinde deprem oldu. Ülkenin güneyinde olan depremde ölen ve yaralılar var” haberi geçti. İnsan ister istemez deprem kuşağında olunca içi ürperiyor. Ürpermesinin ikinci nedeni Türk boylarından ve Güney İran’da yaşayan K
'Türk'çe Yazılar: Avarlar
24.11.2021 09:48İlber Ortaylı Hoca, gerçekleri evirmeden kıvırmadan biraz da doğrudan söylemeyi sever. Benim de dinleme imkânı bulduğum bir toplantıda “Türkiye Balkanlardır” tespiti çok önemlidir. Esasında bu tespiti ‘Balkanlar da Türkiye’dir diye devam etmek isterim. Hani benim de
'Türk'çe Yazılar: Urumlar
01.12.2021 03:25Mübadele, mübadil sözleri geçtiği zaman akla gelen Anadolu’dan Yunanistan’a gönderilen Ortodokslar gelir. Bunların da hepsinin Karamanlı Ortodokslar olduğu düşünülür. Oysa Karamanlılar Anadolu’nun ortasındadır. Batısından gidenlerle karıştırılmamalıdır. Hele Rumeli’den heme
Türkçe Yazılar: Diyarbakır’a Vatandan Vatana Gelenler!
08.12.2021 11:06Yıllar önce Elazığ’ın Kovancılar ilçesine gitmiştim. Orada Boşnaklara, Arnavutlara, Romanya’dan gelenlerle buluşmuştum. Güzel muhabbet ve yemeklerle iki gün geçirmiştim. Şimdi siyasete soyunma gayreti gösteren çakma Polatların araştırma gayretlerini de saygıyla karşılıyorum. Israrla R
Türk’çe Yazılar: Has
16.12.2021 11:50Kosova ve Arnavutluk arasında yer alan, Jakova ve Prizren’den başlayıp Kökes (Kukes)’e uzanan ve 745 Km2 alan Osmanlı toprak düzeni olan ve mülkiyeti hükümdara ait topraklar anlamı taşıyan “has”tan ismini alan ve bugün yaklaşık 61 bin 500 nüfusa sahip “Has Bölgesi&rdquo