Kovalamaca sonrası kaçacak yeri kalmayan sürücü, ekip aracına çarparak durdu. O anlar saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı. 52 promil alkollü çıkan sürücü, "Alkolüm vardı, özür dilerim be abi "dedi
Olay, merkez Osmangazi ilçesi Altıparmak Mahallesi'nde meydana geldi. Bursalı Tahir Caddesi üzerinde alkol uygulaması yapan trafik ekipleri, şüphelendikleri 16 GT plakalı otomobili durdurmak istedi. Sürücü, ehliyetini vereceği sırada gaza basarak uygulama noktasında kaçtı. Uygulamadan kaçan aracın peşine düşen ekipler, şüpheli aracı Selimiye Mahallesi 1. Kara Osman Sokak üzerinde yakaladı. Şüpheli, ekip otosuna çarparak kaçmaya çalışsa da yakayı ele verdi. Kaza anı ise bir iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.
"Alkolüm vardı, özür dilerim"
Kaza sonrası yakalanan şüpheli Tuncer Doğan B., ekiplerce etkisiz hale getirildi. Yapılan kontrollerde sürücünün 0.52 promil alkollü olduğu tespit edildi. Ters kelepçe yapılan şüpheli şahıs, "Alkolüm vardı, özür dilerim be abi" dedi. İfadesi alınmak üzere karakola götürülen Tuncer Doğan B.'nin yürümez haldeki aracı otoparka çekildi. Sürücüye toplamda 35 bin 483 lira para cezası kesilirken, ehliyetine ise 2 yıl el konuldu.
Kaynak: İHA
Son zamanlarda okuduğum en çarpıcı kitaplardan biri oldu: “Bozkürt” . Türkiye’nin zorlu yıllarını yaşayan ama hiç konuşulmayan bir kesim olan Ülkücü Kürtlerin (Bozkürtler) hikâyesi, sayfa sayfa gün yüzüne çıkarılıyor. Hem kişisel hayatlar hem siyasi mücadele, aynı anda çok yönlü anlatılıyor. Kitabın en güçlü yanı, sadece olayları aktarmakla kalmayıp, günümüz siyasetiyle bağlantı kurması.
İşte altını çizdiğim bazı sorular ve başlıklar: • Bazı Kürtler ve Zazalar neden Ülkücü Hareket'e katıldı? Niçin Türkeş'in en sadık askerleri oldular? • Abdülhamid'in Hatıraları adlı kitabı, gerçekte Süleyman Nazif mi yazdı? • Mesut Barzani'nin amcası Şeyh Abdüsselam'ı hangi Bozkürt niçin astırdı? • Türkeş, 1975'te Diyarbakır mitinginde neden bir tankın üzerine çıkarak konuştu?
'Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye' adlı kitabın tam da 'Terörsüz Türkiye' sürecinin konuşulduğu bir dönemde yayımlanması oldukça manidar. Ülkücü Hareket içinde yer almış Kürt ve Zaza kökenli bireylerin hikayelerini gün yüzüne çıkarması, toplumumuzdaki yaygın kalıpları ve önyargıları kırma potansiyeli taşıyor. Eserin 50'nin üzerinde ülkücüyle yapılan birebir görüşmelere ve titiz arşiv çalışmalarına dayanması, anlatılanların ciddiyetini ve derinliğini artırıyor.
Bazı kitaplar sadece bilgi vermez; sizi sarsar, düşündürür ve suskun kalmış hayatları duyurur. Bozkürt tam olarak böyle bir kitap. Kürt ve ülkücü kimliklerin nasıl bir arada var olabildiğini anlatan bu eseri okurken birçok kez durup düşündüm. Çünkü yıllardır birbirine zıt olarak sunulan bu iki kimliğin aslında nasıl iç içe geçebildiğini görmek, şaşırtıcı olduğu kadar öğreticiydi. Ahmet Dinç nitelikli ve derinlikli bir çalışma ortaya koymuş.
Dizinine çok kısaca göz gezdirmek bile Bozkürt'ün derinlik-niteliğini ortaya koyuyor: 12 Eylül, 12 Mart, 27 Mayıs, Abbas Bozyel, Abdi İpekçi, Abdulhaluk Mehmet Çay, Abdullah Alay, Abdullah Azrakçı, Abdullah Cevdet, Abdullah Köse, Abdullah Öcalan, Abdurrahman Öncel, Abdülbari Akdoğan, Abdülhak Hamit, Abdülhaluk Aksu, Abdülhamit Kılıç, Abdülhamit Tan, Abdüsselam Aşan.