İstanbul Tıp Fakültesi'nin yeni sağlık üssü Hasdal'da yükseliyor
İstanbul Tıp Fakültesi'nin yeni sağlık üssü Hasdal'da yükseliyor
İstanbul Tıp Fakültesi'nin Hasdal'da yükselen yeni yerleşkesinin Türkiye'nin önemli sağlık üslerinden biri olması planlanıyor. 2024'te ilk etabının tamamlanması öngörülen alanla ilgili konuşan Prof. Dr. Tükek, “Bin 600 yataklı devasa bir proje. Önümüzdeki sene içerisinde ilk etabı bitirmiş olacağız ve Çapa’nın bir kısmını burada hizmet vermeye başlar hale getireceğiz. 800’e yakın sismik izolatör konuldu, İstanbul’umuza beklenen depremde çok büyük hizmetleri olacağını düşündüğümüz bir yapıyı hayata geçirmiş olacağız" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 31.05.2023 07:08
Haber Güncellenme Tarihi: 31.05.2023 07:08
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.sozbursa.com
Sağlık ordusuna bugüne kadar sayısız doktor kazandıran ve her yıl binlerce hastaya şifa olan İstanbul Üniversitesi- İstanbul Tıp Fakültesi’nin Hasdal Yerleşkesi’nde çalışmalar sürüyor. Depreme karşı bünyesinde çok sayıda sismik izolatör bulunduran yapı hizmete alınmasıyla hem eğitim hem şifa yuvası olacak. Türkiye'nin önemli sağlık üslerinden biri olacak olan yapı, yanı başındaki metro istasyonuyla da hem öğrencilerine hem vatandaşlara ulaşım kolaylığı sağlıyor. İstanbul Tıp Fakültesi yerleşkelerinde çalışmalar devam ederken Fakülte Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, Hasdal’da incelemelerde bulundu. Prof. Dr. Tükek, Çapa yerleşkesinde yapımı tamamlanan yapıların haziran ayında açılacağını, Hasdal’daki yerleşkenin ise ilk etabının 2024 yılı içinde tamamlanacağını belirtti.
“ÖNÜMÜZDEKİ SENE İÇERİSİNDE İLK ETABI BİTİRMİŞ OLACAĞIZ"
Hem eğitim hem şifa noktası olan tıp fakültesinin sağlam binalarıyla hizmet vermesi amacıyla çalışmaların sürdüğünü ifade eden İstanbul Üniversitesi- İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “2019’da depremle İstanbul’da bir sarsıntı olduktan sonra bu noktada İstanbul Üniversitesi çok hızlı bir hareket planı uyguladı ve özellikle Cumhurbaşkanımızın da desteğiyle Hasdal’da mevcut, askeriyeden boşaltılmış olan alanlar içinde bir yer İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi kampüs inşaatı için ayrıldı. Türkiye’nin belki de ülkemizin en büyük sağlık, eğitim kampüslerinden birinde bulunuyoruz. Bin 600 yataklı; bin 200 hasta yatağı 300 civarında da yoğun bakım yatağı olan devasa bir proje. Tabi devletimizin de büyük bir desteği, bizlerin de gayretiyle inşallah önümüzdeki sene içerisinde ilk etabı bitirmiş olacağız ve Çapa’nın bir kısmını bu bölümde hizmet vermeye başlar hale getireceğiz. Bu aslında 3 etaplı bir proje hatta 4 bile olabilir çünkü daha sonraki dönemlerde de İstanbul Üniversitesi’nin başka fakülteleri için burada yer ayrılmış durumda.
Plan üzerinde bakacak olursak ilk etabı bir A bok ve 2 tane de uzun kule blok dediğimiz blokların yapılması planlanıyor. Bunların tamamlanmasından sonra 2 blok daha ilave edilecek, 2’nci etap dediğimiz dönem oluşacak. Ondan sonraki dönemde de nükleer tıp, temel tıp bilimleri binaları ve proton tedavisi için gerekli olan alanın burada inşa edilmesine ve proton tedavisi gibi ülkemizde şu an için olmayan ama hastalarımızın bu nedenle yurt dışına gittiği ve inanılmaz da döviz bıraktığı bir tedavi yöntemini ileriki yıllarda burada uygulamış hale geleceğiz. Bu etaplar tamamlandıktan sonra da İstanbul Tıp Fakültesi’nin büyük bir kampüs alanı burada inşa edilmiş olacak. Öğrenci alanları, derslikler, dershaneler ondan sonraki dönemde inşa edilecek. 5-6 yıllık bir süreyi kapsıyor, ilk 3 yıl bizim temel tıp eğitimlerinin yoğun olarak gerçekleştirildiği dönemler biz ilk 3 yıl içerisinde temel tıp bilimlerini Çapa içerisindeki kampüsümüzde vermeye devam edeceğiz. Temel Tıp Bilimleri burada inşa edildikten sonra da onu da burada gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
"750 BİN METREKARE KAPALI ALANI OLAN BİNA İÇERİSİNE 800’E YAKIN İZOLATÖR KONULDU"
Önemli bir sağlık kompleksi olarak vatandaşlara hizmet vereceğini ifade ettiği Hasdal'daki yerleşkenin yanı sıra Çapa'da da yapıların yenilenme çalışmalarının hız kesmeden devam ettiğini belirten Prof. Dr. Tükek, sağlık hizmetinin dayanıklı yapılarda verilmesinin elzem olduğuna vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dermatoloji, yanık, acil üniteleri, iç hastalıkları ya da kardiyolojinin, kalp damar ve plastik cerrahinin, psikiyatri gibi bazı özellikli alanlarda da Çapa’da hizmet vermeye devam edeceğiz. Burada genel bütün hastane bölümleri, onkoloji dahil olmak üzere bütün birimler, 3'üncü etaptan sonra da nükleer tıp ve hatta radyoterapi, radyoloji, radyasyon onkolojisinin proton tedavi üniteleri de burada planlanıyor. Burası 750 bin metrekare kapalı alanı olan bir bina, 3 ve 4’üncü etaplar da tamamlandıktan sonra 1-1,5 milyon metrekarelik bir alana ulaşacağız. Bu bina içerisine 800’e yakın izolatör konuldu ve depremde inşallah kolay kolay yıkılacak bir şeyde değil. Çok büyük depreme bile dayanıklı olarak planlanan yapılan bir ünite. Zaten deprem yönetmeliği ve inanılmaz güçlü bir yapı tarafından desteklenen bir inşaat tekniğiyle yapılıyor. İstanbul’umuza beklenen depremde çok büyük hizmetleri olacağını düşündüğümüz bir yapıyı hayata geçirmiş olacağız. Binalarımız çok eski olduğu için burada binamız yapılırken orada da boş durmak istemedik.
Şu anda Çapa'da yapabileceğimiz temel binalarımızın inşaatına başladık. Bunların 2 ya da 3 tanesini haziran gibi bitirmeyi planlıyoruz. Kalan 1-2 tanesi de gerçekten burası kadar sağlam ve güzel yapılan binalar 9 ay-1 yıl içerisinde tamamlamayı düşünüyoruz. Sonuç olarak Çapa’daki yapılanmamızı o noktada bitirmiş olacağız. Daha sonra Hasdal’da bittiği zaman hem Çapa hem Hasdal’da birbirini tamamlayıcı bir şekilde büyük bir eğitim alanı ve kampüsü oluşturmaya çalışacağız. Hastane işletmeciliği açısından ülkemiz son yıllarda müthiş bir atağa kalktı bu anlamda özellikle şehir hastaneleri ve diğer eğitim araştırma hastanelerinin, ilçe devlet hastaneleri dahil olmak üzere geldiği noktaya baktığımız zaman üniversite hastanelerinin de tabi içerisinde bilim de üretildiği için buna ayak uydurması ve bu seviyeyi yakalaması gerekiyordu. Biz de İstanbul Üniversitesinin dünya markası olduğunu biliyoruz ve bunun dünya markası olarak kalması ve daha da yükselmesi için elimizden geleni yapacağız".
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İstanbul Tıp Fakültesi'nin yeni sağlık üssü Hasdal'da yükseliyor
İstanbul Tıp Fakültesi'nin Hasdal'da yükselen yeni yerleşkesinin Türkiye'nin önemli sağlık üslerinden biri olması planlanıyor. 2024'te ilk etabının tamamlanması öngörülen alanla ilgili konuşan Prof. Dr. Tükek, “Bin 600 yataklı devasa bir proje. Önümüzdeki sene içerisinde ilk etabı bitirmiş olacağız ve Çapa’nın bir kısmını burada hizmet vermeye başlar hale getireceğiz. 800’e yakın sismik izolatör konuldu, İstanbul’umuza beklenen depremde çok büyük hizmetleri olacağını düşündüğümüz bir yapıyı hayata geçirmiş olacağız" dedi.
Sağlık ordusuna bugüne kadar sayısız doktor kazandıran ve her yıl binlerce hastaya şifa olan İstanbul Üniversitesi- İstanbul Tıp Fakültesi’nin Hasdal Yerleşkesi’nde çalışmalar sürüyor. Depreme karşı bünyesinde çok sayıda sismik izolatör bulunduran yapı hizmete alınmasıyla hem eğitim hem şifa yuvası olacak. Türkiye'nin önemli sağlık üslerinden biri olacak olan yapı, yanı başındaki metro istasyonuyla da hem öğrencilerine hem vatandaşlara ulaşım kolaylığı sağlıyor. İstanbul Tıp Fakültesi yerleşkelerinde çalışmalar devam ederken Fakülte Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, Hasdal’da incelemelerde bulundu. Prof. Dr. Tükek, Çapa yerleşkesinde yapımı tamamlanan yapıların haziran ayında açılacağını, Hasdal’daki yerleşkenin ise ilk etabının 2024 yılı içinde tamamlanacağını belirtti.
“ÖNÜMÜZDEKİ SENE İÇERİSİNDE İLK ETABI BİTİRMİŞ OLACAĞIZ"
Hem eğitim hem şifa noktası olan tıp fakültesinin sağlam binalarıyla hizmet vermesi amacıyla çalışmaların sürdüğünü ifade eden İstanbul Üniversitesi- İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “2019’da depremle İstanbul’da bir sarsıntı olduktan sonra bu noktada İstanbul Üniversitesi çok hızlı bir hareket planı uyguladı ve özellikle Cumhurbaşkanımızın da desteğiyle Hasdal’da mevcut, askeriyeden boşaltılmış olan alanlar içinde bir yer İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi kampüs inşaatı için ayrıldı. Türkiye’nin belki de ülkemizin en büyük sağlık, eğitim kampüslerinden birinde bulunuyoruz. Bin 600 yataklı; bin 200 hasta yatağı 300 civarında da yoğun bakım yatağı olan devasa bir proje. Tabi devletimizin de büyük bir desteği, bizlerin de gayretiyle inşallah önümüzdeki sene içerisinde ilk etabı bitirmiş olacağız ve Çapa’nın bir kısmını bu bölümde hizmet vermeye başlar hale getireceğiz. Bu aslında 3 etaplı bir proje hatta 4 bile olabilir çünkü daha sonraki dönemlerde de İstanbul Üniversitesi’nin başka fakülteleri için burada yer ayrılmış durumda.
Plan üzerinde bakacak olursak ilk etabı bir A bok ve 2 tane de uzun kule blok dediğimiz blokların yapılması planlanıyor. Bunların tamamlanmasından sonra 2 blok daha ilave edilecek, 2’nci etap dediğimiz dönem oluşacak. Ondan sonraki dönemde de nükleer tıp, temel tıp bilimleri binaları ve proton tedavisi için gerekli olan alanın burada inşa edilmesine ve proton tedavisi gibi ülkemizde şu an için olmayan ama hastalarımızın bu nedenle yurt dışına gittiği ve inanılmaz da döviz bıraktığı bir tedavi yöntemini ileriki yıllarda burada uygulamış hale geleceğiz. Bu etaplar tamamlandıktan sonra da İstanbul Tıp Fakültesi’nin büyük bir kampüs alanı burada inşa edilmiş olacak. Öğrenci alanları, derslikler, dershaneler ondan sonraki dönemde inşa edilecek. 5-6 yıllık bir süreyi kapsıyor, ilk 3 yıl bizim temel tıp eğitimlerinin yoğun olarak gerçekleştirildiği dönemler biz ilk 3 yıl içerisinde temel tıp bilimlerini Çapa içerisindeki kampüsümüzde vermeye devam edeceğiz. Temel Tıp Bilimleri burada inşa edildikten sonra da onu da burada gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
"750 BİN METREKARE KAPALI ALANI OLAN BİNA İÇERİSİNE 800’E YAKIN İZOLATÖR KONULDU"
Önemli bir sağlık kompleksi olarak vatandaşlara hizmet vereceğini ifade ettiği Hasdal'daki yerleşkenin yanı sıra Çapa'da da yapıların yenilenme çalışmalarının hız kesmeden devam ettiğini belirten Prof. Dr. Tükek, sağlık hizmetinin dayanıklı yapılarda verilmesinin elzem olduğuna vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dermatoloji, yanık, acil üniteleri, iç hastalıkları ya da kardiyolojinin, kalp damar ve plastik cerrahinin, psikiyatri gibi bazı özellikli alanlarda da Çapa’da hizmet vermeye devam edeceğiz. Burada genel bütün hastane bölümleri, onkoloji dahil olmak üzere bütün birimler, 3'üncü etaptan sonra da nükleer tıp ve hatta radyoterapi, radyoloji, radyasyon onkolojisinin proton tedavi üniteleri de burada planlanıyor. Burası 750 bin metrekare kapalı alanı olan bir bina, 3 ve 4’üncü etaplar da tamamlandıktan sonra 1-1,5 milyon metrekarelik bir alana ulaşacağız. Bu bina içerisine 800’e yakın izolatör konuldu ve depremde inşallah kolay kolay yıkılacak bir şeyde değil. Çok büyük depreme bile dayanıklı olarak planlanan yapılan bir ünite. Zaten deprem yönetmeliği ve inanılmaz güçlü bir yapı tarafından desteklenen bir inşaat tekniğiyle yapılıyor. İstanbul’umuza beklenen depremde çok büyük hizmetleri olacağını düşündüğümüz bir yapıyı hayata geçirmiş olacağız. Binalarımız çok eski olduğu için burada binamız yapılırken orada da boş durmak istemedik.
Şu anda Çapa'da yapabileceğimiz temel binalarımızın inşaatına başladık. Bunların 2 ya da 3 tanesini haziran gibi bitirmeyi planlıyoruz. Kalan 1-2 tanesi de gerçekten burası kadar sağlam ve güzel yapılan binalar 9 ay-1 yıl içerisinde tamamlamayı düşünüyoruz. Sonuç olarak Çapa’daki yapılanmamızı o noktada bitirmiş olacağız. Daha sonra Hasdal’da bittiği zaman hem Çapa hem Hasdal’da birbirini tamamlayıcı bir şekilde büyük bir eğitim alanı ve kampüsü oluşturmaya çalışacağız. Hastane işletmeciliği açısından ülkemiz son yıllarda müthiş bir atağa kalktı bu anlamda özellikle şehir hastaneleri ve diğer eğitim araştırma hastanelerinin, ilçe devlet hastaneleri dahil olmak üzere geldiği noktaya baktığımız zaman üniversite hastanelerinin de tabi içerisinde bilim de üretildiği için buna ayak uydurması ve bu seviyeyi yakalaması gerekiyordu. Biz de İstanbul Üniversitesinin dünya markası olduğunu biliyoruz ve bunun dünya markası olarak kalması ve daha da yükselmesi için elimizden geleni yapacağız".
En Çok Okunan Haberler
YAZARLARIMIZ Tüm Yazarlarımız