SON DAKİKA

Bin yıllık mumyalar ziyaretçilerin ilgisini çekiyor

Niğde Müzesi'nde sergilenen yaklaşık bin yıllık sarışın rahibe ve 4 çocuk mumyası, yerli ve yabancı turistlerin dikkatini çekiyor. Müze Müdürü Yakup Ünlüler yaptığı açıklamada, müzenin Orta Anadolu arkeolojisinin kronolojik bir düzenle sunulan 6 teşhir salonundan oluştuğunu söyledi. 5. salonda bir kadın ve 4 çocuk mumyasının sergilediğini belirten Ünlüler, şunları kaydetti:

Haber Giriş Tarihi: 20.03.2023 13:01
Haber Güncellenme Tarihi: 20.03.2023 13:01
Kaynak: Haber Merkezi
Bin yıllık mumyalar ziyaretçilerin ilgisini çekiyor

Müze Müdürü Yakup Ünlüler yaptığı açıklamada, müzenin Orta Anadolu arkeolojisinin kronolojik bir düzenle sunulan 6 teşhir salonundan oluştuğunu söyledi. 5. salonda bir kadın ve 4 çocuk mumyasının sergilediğini belirten Ünlüler, şunları kaydetti:

"Antik dönemde mumyalama ölümden sonraki yaşam için bedenlerin sağlam kalması amacıyla yapılmaktadır. Mumyalama yetenekli uzman kişiler tarafından gerçekleştirilmiştir. Öncelikle vücuttaki nemin emilmesi için ölen kişi sodyum karbonatla, tuzla kaplanırdı. Vücuttaki su cesetten uzaklaştırıldıktan sonra vücuda hoş kokulu yağlar ve bitki reçineleri sürülürdü. Sonrasında vücut keten bezlerle sarılarak havayla teması kesilirdi. Böylelikle vücudun havayla teması kesilerek çürümesi engellenmiştir. Antik Mısır'daki mumyalama işlemi genellikle kraliyet ailesi, soylu aileler ve zenginler gibi toplumun seçkinleri için yapılıyordu. Uygulama pahalı olduğu için sıradan insanlar nadiren mumyalanıyordu."

'SARIŞIN MUMYA' 162 SANTİM BOYUNDA
Ünlüler; sarışın rahibe mumyasının Aksaray'a bağlı Ihlara Vadisi'ndeki Yılanlı Kilisesi'nde bulunduğunu aktararak, kadının 21-22 yaşında öldüğünü ve 162 santimetre uzunluğunda olduğunu vurguladı. Rahibenin Mısır tarzında sargılama tekniğiyle mumyalandığına dikkati çeken Ünlüler, şunları söyledi:

"Başında örtü bulunması ve kilise içerisine gömüldüğü için rahibe olduğu düşünülmektedir. Saçlarının da sarı olması nedeniyle 'sarışın mumya' olarak adlandırılmıştır. Mumya üzerinde el dikişli bir elbise ve başında örtü bulunmaktadır. Sarı saçları, kaşları ve kirpikleri hala ilk günkü canlılığını korumaktadır. Sırt üstü pozisyonda olup, sağ kolu göğsünün üzerine, sol kol göğüs altına doğru uzatılmış olup, sağ elinde ipek bir mendil bulunmaktadır. Mumya üzerinde röntgen çekiminde, sağ ve sol kalça kemiklerinin birleşim yeri olan mafsal kısmının kapalı olması nedeniyle doğum yapmadığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere rahibeler münzevi yaşamı tercih ederlerdi, bebek yapmazlardı. Ölüm nedeninin solunum yolu rahatsızlığı olabileceği düşünülmektedir. Saç örneğine göre ise denizel ürünler tükettiği anlaşılmıştır. Bu nedenle sahil şeridinde yaşamış olduğu düşünülmektedir."

Aksaray sınırları içerisindeki Çanlı Kilise'de bulunan 4 çocuk mumyasının ise sırt üstü pozisyonda olup, elleri göğüsleri üzerinde bağlandığını işaret eden Ünlüler, mumyaların üçünün üzerinde 2-3 katlı giysiler bulunduğunu, 4 çocuk mumyasının Bizans Dönemi'ne ait olup, kiliseyle beraber milattan sonra 10-11. yüzyıla tarihlendirildiğini ifade etti.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (5)
Yorumcu
haberci - 2 ay önce

Son zamanlarda okuduğum en çarpıcı kitaplardan biri oldu: “Bozkürt” . Türkiye’nin zorlu yıllarını yaşayan ama hiç konuşulmayan bir kesim olan Ülkücü Kürtlerin (Bozkürtler) hikâyesi, sayfa sayfa gün yüzüne çıkarılıyor. Hem kişisel hayatlar hem siyasi mücadele, aynı anda çok yönlü anlatılıyor. Kitabın en güçlü yanı, sadece olayları aktarmakla kalmayıp, günümüz siyasetiyle bağlantı kurması.

Yorumcu
bozkurt - 2 ay önce

İşte altını çizdiğim bazı sorular ve başlıklar: • Bazı Kürtler ve Zazalar neden Ülkücü Hareket'e katıldı? Niçin Türkeş'in en sadık askerleri oldular? • Abdülhamid'in Hatıraları adlı kitabı, gerçekte Süleyman Nazif mi yazdı? • Mesut Barzani'nin amcası Şeyh Abdüsselam'ı hangi Bozkürt niçin astırdı? • Türkeş, 1975'te Diyarbakır mitinginde neden bir tankın üzerine çıkarak konuştu?

Yorumcu
emirler - bir ay önce

'Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye' adlı kitabın tam da 'Terörsüz Türkiye' sürecinin konuşulduğu bir dönemde yayımlanması oldukça manidar. Ülkücü Hareket içinde yer almış Kürt ve Zaza kökenli bireylerin hikayelerini gün yüzüne çıkarması, toplumumuzdaki yaygın kalıpları ve önyargıları kırma potansiyeli taşıyor. Eserin 50'nin üzerinde ülkücüyle yapılan birebir görüşmelere ve titiz arşiv çalışmalarına dayanması, anlatılanların ciddiyetini ve derinliğini artırıyor.

Yorumcu
eşik bekçisi - bir ay önce

Bazı kitaplar sadece bilgi vermez; sizi sarsar, düşündürür ve suskun kalmış hayatları duyurur. Bozkürt tam olarak böyle bir kitap. Kürt ve ülkücü kimliklerin nasıl bir arada var olabildiğini anlatan bu eseri okurken birçok kez durup düşündüm. Çünkü yıllardır birbirine zıt olarak sunulan bu iki kimliğin aslında nasıl iç içe geçebildiğini görmek, şaşırtıcı olduğu kadar öğreticiydi. Ahmet Dinç nitelikli ve derinlikli bir çalışma ortaya koymuş.

Yorumcu
dizin - bir ay önce

Dizinine çok kısaca göz gezdirmek bile Bozkürt'ün derinlik-niteliğini ortaya koyuyor: 12 Eylül, 12 Mart, 27 Mayıs, Abbas Bozyel, Abdi İpekçi, Abdulhaluk Mehmet Çay, Abdullah Alay, Abdullah Azrakçı, Abdullah Cevdet, Abdullah Köse, Abdullah Öcalan, Abdurrahman Öncel, Abdülbari Akdoğan, Abdülhak Hamit, Abdülhaluk Aksu, Abdülhamit Kılıç, Abdülhamit Tan, Abdüsselam Aşan.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.