Atatürk'ün 13. nesilden atası Hasan Can'ın mezarının Bursa'da bulunduğunu biliyor muydunuz?
Haber Giriş Tarihi: 04.04.2023 18:51
Haber Güncellenme Tarihi: 05.04.2023 17:16
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.sozbursa.com
GÂZİ MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK’ÜN AİLESİ
(OSMANLI ARŞİVİ BELGELERİNE GÖRE ATATÜRK AİLESİ’NİN SOY AĞACI)
Tarihçi Araştırmacı İlahiyatçı Yazar Mehmet Ali Öz
Atatürk ve ailesi ile ilgili yazılan kitaplarda ve bütün anlatılarda yer alan “Atatürk ailesinin” Balkanlar’a Anadolu’dan zorunlu olarak göç ettirilen Türkmen aşiret ve obalarından olduğu; bunların “Konyar” adıyla bilinen Anadolu’dan değişik tarihlerde göç ederek Balkanlar’ın çeşitli yörelerine iskân olunduklarından bahsedilir.
Kuşkusuz bu anlatıların en büyük dayanağı -birinci derece kaynak durumunda bulunan aile fertleri haricinde- Balkanlar’a yapılan zorunlu göçlerle ilgili Osmanlı dönemine ait ilk kayıtlarda yer alan Aşıkpaşazade, Oruç Bey ve Neşri tarihlerindeki “Paşa Yiğit Beğ’in idaresindeki Saruhan İlinden, duz yasağını kabul etmeyen Türkmen –Yörük ailelerinin Filibe yöresine gönderilmeleri” bilgileridir. Osmanlı dönemine ait bu kayıtlarda 1385’te Saruhan taraflarından Serez’e, XIV. asrın ilk yarısında Aydın civarından Selanik’e çeşitli Türkmen aşiretleri yerleştirildiği bilgilerine yer verilmiştir.
Dolayısıyla Atatürk hakkında yazılan kitaplarda anne ve baba tarafı ailesinin soyu hakkında verilen bilgilerin dayanağı Osmanlı dönemine ait ilk kayıtlarda yer alan Aşıkpaşazade, Oruç Bey ve Neşri tarihlerindeki anlatıdır.
Osmanlı dönemine ait kayıtlara göre; Murat, I. Bayezıd (Yıldırım), I. Mehmet Çelebi, II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet olmak üzere beş hükümdar toplam olarak 122 yıllık hüküm sürmüşlerdir. 122 yıllık sürede hüküm süren beş Osmanlı hükümdarı zamanında, Anadolu’nun değişik yörelerinden Balkanlara özellikle tuz yasağı ve diğer sebeplerden dolayı zorunlu göç gerçekleşmiştir. Bu dönemde farklı tarihlerde sürgün ya da fetih yoluyla Balkanlara gönderilen aileler çeşitli bölgelerdeki şehir, kasaba ve boş arazilere yerleştirilmiştir.
BELGE VE BİLGİ EKSİKLİĞİ
Ancak burada bir sorun vardır. Balkanlar’a zorunlu veya gönüllü olarak göç ettirilen Türkmen- Yörük aileleri ile reislerinin kimler olduğu, adları hakkında net ve kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu durum Atatürk’ün ataları için de geçerlidir. Çeşitli kaynaklarda Atatürk’ün annesi ve babası tarafı ailesinin Balkanlar’a Anadolu’dan göç ettirilerek Sarıgöl ve Kocacık bölgesine iskân ettirilen ailelerden olduğuna yer verilmiştir. Bu konuda belge ve bilginin eksikliği bir sorun olarak araştırmacıların karşısına çıkmış, bu sebeple de araştırmacılar kesin belgeye ve tarihi bir kayda dayanan belge ve bilgiyi sunamamışlardır.
Bu zorunlu veya gönüllü göçler esnasında Balkanlar’a gönderilen aileler acaba hangi tarihte ve hangi yöreden gelmişlerdir? Hangi isimler veya aile reisleri, Balkanlar’ın hangi bölgesine yerleştirilmişlerdir? Bu konuda belgelere dayanan herhangi bir çalışma var mıdır? Bu konuda Osmanlı arşivlerinde bulunan kayıtlar ve defterler detaylı olarak araştırılmış mıdır? Ya da başka bir ifadeyle Türkiye, Yunanistan ve diğer Balkan ülkelerindekiler de dâhil olmak üzere Osmanlı arşivlerinde bu göçlerle ilgili olarak neler söylemektedir? Sözü edilen kayıtlar bu konuda yeterli midir, bu kayıtlar ve kaynaklar gerektiği kadar araştırılmış veya böyle bir araştırma yapılabilmesi imkânı bulunuyor mu?
Çeşitli kaynaklarda Balkanlar’ yapılan zorunlu göçlerin Selçuklular döneminde olduğu gibi, Osmanlı döneminde de devam ettiğini ve mecburi iskâna tabi tutulan birçok Danişmentli Türkmenlerinin, Balkanlar’a kadar iskân edildiği; Atatürk’ün anne ve babası tarafı soyunun da bu iskân dönemlerinde Balkanlar’a yerleştirilen Türkmen aşiret ve cemaatleri arasında bulunduğundan bahsedilir.
FARKLI KAYNAKLARDA ATATÜRK’ÜN AİLESİ
Osmanlı arşivinde tespit ettiğimiz Atatürk’ün ailesi ile ilgili belgelerde ise; en az yedi-sekiz nesil Selanikli oldukları ve şehrin eşrafından ve saygın ailelerinden oldukları anlaşılmaktadır.
Atatürk ile ilgili tüm kitaplarda Ali Rıza Bey‘in ailesinin, Aydın‘ın Söke ilçesinden, Zübeyde Hanım’ın ailesinin Konya ve Karaman havalisinden gelmiş oldukları anlatılır. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım tarafı ailesinin Selanik Sarıgöl- Eğribucak bölgesine, Ali Rıza Bey‘in ailesinin ise, Kocacık ve çevresine yerleştikleri, daha sonra her iki ailenin de daha sonra Selanik’e göç ederek yerleşmiş olduklarına yer verilir.
Başta da belirttiğimiz gibi Atatürk ilgili kitaplarda anne ve baba tarafı ailesinin soyu hakkındaki bilgilerin dayanağı Osmanlı dönemine ait ilk kayıtlarda yer alan ve Aşıkpaşazade, Oruç Bey ve Neşri tarihlerinde yer alan “1385’te Saruhan taraflarından Serez’e, XIV. asrın ilk yarısında Aydın civarından Selanik’e çeşitli Türkmen aşiretleri yerleştirildiğidir.”
Mesela, Atatürk’ün babası Ali Rıza tarafı ailesi Enver Behnan Şapolyo’ya göre, “Aydın / Söke’den Mora’ya, Mora’dan Kocacık’a, oradan Selanik’e yerleşmişlerdir. “
Cemal Kutay’a göre;“Atatürk’ün ataları Konya/Karaman veya Aydın/Söke’den göç ettirilerek önce Vidin’e, oradan Serez’e gelmiştir. 1827’deki Rus mağlubiyetinden sonra bölgede Bulgar, Yunan, Sırp eşkıya çetelerini türemesi üzerine de Selanik’e yerleşmiştir. Yerleştikleri Kocacık nahiyesi de adını bu Yörük Türkmen guruplarından (Kocacık) almaktadır. Anadolu ve Balkanların Türkleşmesinde önemli roller oynayan ‘Kızıl-Oğuz’ yahut Kocacık Yörükleri, Türkmenlerinden gelmektedir. Yörük tâifesinden olan bu Yörükler, Manastır’da Kızılkocalılar, Selanikte’ki kayıtlarda ise ‘Karakocalılar’ şeklinde geçmektedir.
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ve Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin mensup bulundukları aileleri Selanik vilayetine bağlı Manastır ve Debre sancağının ahalisi tamamen Türk olan Vodina Sancağı’nın Sarıgöl bölgesine iskân olunmuşlardır. Selanik yakınlarındaki Langaza’ya göç eden aile daha sonra Selanik’e yerleşmişlerdir.”
SELANİK 1394’TE FETHEDİLDİ
Bazı anlatılara göre; Mustafa Kemâl Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın Baraklı köyünde doğmuş olduğu söylenir.
Selanik ve çevresindeki şehirler, Osmanlı devleti tarafından ilk olarak 1394 yılında Yıldırım Bayezıd (1389 - 1402) tarafından fethedildi. Selanik’in fethinin ardından Batı Trakya’da irili ufaklı şehir ve kasabaları ele geçirildi ve Yenişehir (Larissa)’i aldılar. Teselya’ya doğru yaptıkları akınlarla, buradaki irili ufaklı fethedildi ve bu yerlere Türkler iskân olundular.
Bu bilgilere göre,” Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün annesi ve babası tarafı soyu I. Murat Hüdevandigar zamanında Balkanlar’a iskân edilen Türklerden, Selanik ve çevresine yerleştirilmiş Türkmen-Yörüklerdendir.”
Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün hem baba, hem de anne tarafından soyu “Evlad-ı Fatihan”, yani Rumeli’nin fethinden sonra buraların Türkleştirilmesi için Anadolu’dan göçülerek, iskân edilen Yörük ve Türkmenlerdendir.
Manastır Vilayeti’nin Debrey-i Bâlâ Sancağına bağlı Vodina kazasının batısında yer alan Sarıgöl nahiyesi ve köyleri ahalisi, Makedonya ve Tesalya’nın fethinden sonra Konya civarı ahalisinden Osmanlı Hükümetinin sevk ve iskân ettiği Türklerdendir.
Atatürk’ün ataları Anadolu’dan gelerek Selanik’in batısında Arnavutluk sınırına yakın Manastır Vilayeti’nin Debrey-i Bâlâ Sancağına bağlı (Selanik ile Manastır’ın arasında bulunan “suyu bol olan yer” anlamına gelen Vodina Sancağı’nın “Sarıgöl” bölgesinde “Kayalar” (diğer adı “Kocacık”) nahiyesine yerleştiler. Osmanlı arşivi kayıtlarında “Kapucular (Kapucuzadeler) karyesi” olarak da geçmektedir.
Kocacık’ta yaşayanlar kendilerini, Konyarlar olarak tanımlamaktadırlar. Kocacık’ın nüfusu tamamen Türk’tür. Hepsi de Yörük Türkmenleridir. Atatürk’ün ataları Kocacık Yörüklerindendir. Bulgaristan’ın Deliorman yöresindeki Şumnu İli’ne bağlı Kocacık diye bir köy vardır. Bunların da aynı soydan geldikleri anlaşılıyor. Kocacık Yörükleri ile ilgili özel olarak tutulmuş kayıt defterleri Osmanlı arşivinde bulunuyor. Selanik vilayeti Lankaza Kayalar (Kocacık) kazası, Kocacık Yörüklerinin adını taşıyor. Bölgede Kocacık Yörükleri; Tanrıdağ Yörükleri, Karagöz Yörükleri, Kosava’ya doğru “Aktav” ve “Naldöken” Yörükleri iskân edilmişlerdir. Bu Yörüklerin isimleri yapmış oldukları faaliyetleri “950 tarihli ve 82 numaralı defter” ve “1051 tarihli 469 numaralı defter”de kayıtlıdır.
Anadolu’dan Selanik ve çevresine ilk Türk nüfus nakli, Osmanlılar döneminden önce de yapılmıştır. Bizanslılar tarafından Anadolu’dan Konya civarından getirilen ve kendilerine “Konyarlar” adı verilen Selçuklu Türklerinden bir kısmı, Selanik, Teselya ve civar bölgelere iskân edilmişlerdi.”
Atatürk’ün annesi ve babası tarafının mensubu bulunduğu Konyarlar dâhil Balkanlar’da iskân olunan Yörüklerin tamamı, Anadolu’dan geldikleri yerlerin, çeşitli tarihi, kültürel ve coğrafi nedenlere bağlı olan isimler almışlardır. Örneğin Konyarlar; Konya vilayeti Karaman ve havalisinden geldikleri için “Konyarlar” adıyla biliniyor.
BALKANLARDAKİ TÜRKMEN VE YÖRÜKLER
Andrew Mango, “Atatürk” adlı kitabında şöyle der: “Zübeyde Hanım’ın ailesi Selanik’in batısında Türklerin Makedonya’yı ve Teselya’yı almalarından sonra Anadolu’dan gelen Türkmenlerin yerleştikleri Arnavutluğa doğru sert ve çıplak dağların geniş donuk sulara gömüldüğü göller bölgesinden geliyordu. Bu yüzden Zübeyde Hanım, damarlarında Türk - Yörük kabilelerinin kanını taşıdığını düşünmekten hoşlanırdı.”
Bu konuda Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ve Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan Boysan Hanım’ın Şevket Süreyya Aydemir’e anlatmış oldukları önem arz etmektedir.Şevket Süreyya Aydemir, “Zübeyde Hanım’ın atalarının Rumeli’nin fethinden sonra Karaman’dan Makedonya’nın batısındaki Vodina ilçesine bağlı Sarıgöl bucağına yerleştirilen Türkmen boylarından olduğunu” yazmıştır. Aydemir, Makbule Atadan Boysan’ın soyuyla ilgili verdiği şu bilgileri aktarıyor:
“... Annemden sık sık şunları dinlemişimdir: Bizim esas soyumuz Yö¬rük’tür. Buralara Konya-Karaman çevrelerinden gelmişiz. Babam Feyzullah Efendi’nin büyük amcası Konya’ya gitmiş, Mevlevî Dergâhı’na girmiş, orada kalmış…” Zübeyde Hanım burada ‘soyumuz Yörük‘tür” demekledir.
Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan’ın 1 Kasım 1952 -22 Mart 1953 tarihleri arasında Yeniistanbul Gazetesi’nde yayınlanan hatıratında şu ifadeler yer almıştır:
“Annemden sık sık şunları dinlemişimdir. Bizim esas soyumuz Yörük’tür. Buralara Konya - Karaman çevresinden gelmişiz… Dedem Feyzullah Efendi’nin büyük amcası Konya’ya gitmiş, Mevlevi dergâhına girmiş, orada kalmış. Yörüklüğü tutmuş olacak… Annem her zaman Yörük olmakla iftihar ederdi. “Bir gün ağabeyim Atatürk’e ‘Yörük ne demek’ diye sormuştum. Bana ‘Yürüyen Türk demektir ’ cevabını vermişti.” Bu hatıratta Makbule Atadan, Şevket Süreyya Aydemir’in ifade ettiği “Türkmen boylarına” yani Balkanlar’a iskân edilen Yörüklerden olduğunu doğrulayan bilgiler vermiştir.
SOFU / SOFUZADELER
Selanik Mevlevihanesi’nin ilk postnişinin Kerimüddin Dede olması; Konya Karamanoğulları beyliğinin kurucusu Nurettin Bey (Nûre Sufî)’den sonra Karaman aşîret beyi olan oğlu Kerimüddin’in adını ve Karamanoğulları Beyliğinin kurucusunun “Nure Sofu” ünvanını taşıması ;“Sofu – Sofuzâdeler” adıyla bir ilgisinin bulunduğunu gösterebilir.
Selanik Vilayeti Eğri- Bucak Kazası; Sarıgöl ve Langaza ve Gelemeriye yörelerine iskân edilmiş olan Kocacık Türkmenleri /Yörükleri arasında, Sofular Cemaati de yer alıyor. Balkanlar’da “Sofular” adıyla bulunan yerleşim birimlerinin aynı adı taşıyan Türkmen gurupları tarafından kurulmuş olduğunu söylemek mümkündür.
Mesela; Dedeağaç livası Sofulu kazası, Manastır vilayeti Kozana livası Sofular köyü, Selanik vilayeti Tırhala livası Yenişehir kazası Sofular Mahallesi, Selanik vilayeti Langaza kazası Sofular köyü, Edirne livası Sofulu kazası, Selanik vilayeti Kesendire kazası Sofular Çiftliği, Edirne livası Dimetoka kazası Sofular köyü, Selanik vilayeti Kesendire kazası Sofular Çiftliği bulunuyor. Bu yerleşim birimlerinin Balkanlar’a yerleşen Sofular adını taşıyan Türkmen cemaatleri tarafından kurulmuş olduğundan kuşku yoktur.
Selanik ve çevresindeki Türklerin Konya’dan gelmiş olduklarını göz önünde bulundurduğumuzda bu bağlantının kuvvetle muhtemel olduğu, “ailenin “Sofu – Sofuzâdeler” adının nereden almış veya gelmiş olduğunu anlamamıza yardımcı olmaktadır.
Atatürk’ün annesi ve babası tarafı “Sofizadeler” olarak biliniyor. Atatürk annesi Zübeyde Hanım’ın babası “Sofuzâde Feyzullah’tır. “Sofuzâdeler” adını, ailenin sadece “dindar ve sofu” olmalarından dolayı almadıkları anlaşılıyor. “Sofuzâdeler” adının bir anlamı olmalıdır . “Sofu - zâde - Sofuzâdeler”, Sofu’nun ailesinden soyundan gelenleri, mensubiyeti ifade ediyor.
Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün hem annesi hem babası tarafı ailesi, kendisi Isfehanlı Türkmeni olan Akkoyunlu beyi Sofu Halil Bey’in hafızı olan Cemalettin ısfehani oğlu Hafız Mehmet Isfehani’nin oğlu Hasan Can’ın oğlu Hoca saadettin Efendi ‘nin oğlu “Emir Sofu” olarak bilinen Hocazade Hacı Esat Mehmet Efendi’nin soyundan gelmiş olmaları sebebiyle, “Sofuzadeler” denildiği anlaşılıyor.
Balkanlar’da iskân edilen Türkmenler arasında Akkoyunlu Beyi Sofu Halil Bey’in mensubu bulunduğu Türkmenler de bulunuyor. Daha önce Akkoyunlu-Karakoyunlu Türkmenleri ve Bozulus arasında daha sonra Dulkadirli içinde yer alan Sofular adıyla bilinen Türkmen aşiret ve cemaatlerinin “Sofular-Sofuzadeler” adıyla bilinen ailelerle ilgisi vardır.
Arşiv kayıtlarına göre Selanik Vilayeti Gelemeri Nahiyesi Sofular karyesi / çiftliği adını, Sofular cemaatinden almış olması kuvvetle muhtemeldir. Sofular çiftliğinin mutasarrıfı Selanik Müftüsü Abdullah Efendi oğlu Mustafa Necib Bey ve ortağı Mehmet oğlu Nakıbzâde Abdurrahman idi. Bu zat Nakıbzadeler ailesinden Selanik Nakıbül eşraf kaymakamı Mehmet Efendi’nin oğludur. Nakıbzadeler ailesi, Hoca saadettin Efendi’nin oğullarından Hocazade Hacı Abdülaziz Efendi neslinden gelmektedirler.
Mustafa Kemâl Atatürk ile ilgili olarak çeşitli tarihlerde yayınlanan değişik şecerelerde Sofuzâde Feyzullah Ağa’nın babası İbrahim Ağa, hem Molla Hasan’ın hem de Hacı Abdullah’ın oğlu olarak gösteriliyor. Mevcut şecerelerde Molla Hasan’ın çocukları; İbrahim, Hacı Sofu, Mustafa (Gülsüm Dudu ile evli ve Nefise Molla’nın babası) olarak veriliyor. Bunların da çocukları bulunuyor
Hacı Abdullah’ın çocukları Gülsüm, Hanife, Aluş, Yakup ve İbrahim olarak yer alıyor. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, Selanik Vilayeti Lankaza’lı Hacı Sofu Ailesinden Feyzullah Ağa’nın kızıdır. Zübeyde Hanım’ın sülalesine Selanik’te “Sofuzâdeler” deniliyordu.
Selanik ve Langaza’nın eşrafı olan muhafazakâr bir aile olarak biliniyordu. Osmanlı Arşivi belgelerinde ve diğer bazı belgelerde, ailesinin Mevlevi tarikatına mensup olduğu anlaşılıyor. Zübeyde Hanım’ın ailesi dindardır ve kendisi de dini vecibelerini yerine getiren mü’mine, merhametli ve hayırsever bir kadındır.
MOLLA HASAN / HACI SOFU / ŞEYH HASAN EFENDİ
Sofuzâdeler” ailesi Osmanlı Arşivi kayıtlarında “Hacı Sofu” olarak verilmektedir. Mevcut şecerede Atatürk Ailesi’nin en dip dedesi olarak gösterilen “Molla Hasan” namı diğer Hacı Sofu, Osmanlı arşivi kayıtlarında “Şeyh Hasan” olarak geçmektedir. “Molla Hasan”, Atatürk tarafından hazırlanan mevcut şecerede ailenin en dip dedesi olarak gösterilen kişidir.
Selanik Mevlevihanesi postnişini Şeyh Hasan Efendi, Atatürk ailesi fertleri tarafından “Molla Hasan” olarak tarif edilmektedir. Mustafa Kemâl Atatürk’ün, kuzeni Süleyman Sırrı ile hazırladığı söylenen şecerede “ Molla Hasan” adıyla Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan Efendi’ye atıf yapılmış olduğu anlaşılıyor.
Dolayısıyla, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın babası Sofuzâde Feyzullah Ağa’nın mensubu bulunduğu “Sofuzâdeler” sülalesinin en dip dedesi olarak bilinen Hacı Sofu; arşiv kayıtlarında tespit ettiğimiz belgelere göre Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan Efendi’dir(1648?- 1740):
Osmanlı Arşivinde, Sofuzâdeler ailesine ait kayıtlar bulunmaktadır. Bu kayıtlara göre, Sofuzâdeler ailesinin Selanik vilayetinin değişik mahallerinde ikamet ettikleri anlaşılıyor. Tahrir, nüfus ve temettuat defterleri gibi kayıtlarda Selanik ve bağlı ilçe ve köylerinde bu aileye mensup insanların değişik yerlerde arazi ve mülklerinin, çiftlikleri olduğu görülüyor.
Örneğin, “Hacı Sofu oğlu Ali” ailesi, Selanik’te Ali Paşa Mahallesi nüfusuna kayıtlıdır. Diğer bir Sofuzâde ailesi “Sofizade Seyyit Mehmet Efendi” ise Selanik’te Hayreddincik Mahallesi nüfus ve temettuat defterlerinde kayıtlıdır.
HOCA SAADETTİN’DEN HASAN CAN’A
Atatürk ve Ailesi hakkında yaptığımız araştırmalar neticesinde Osmanlı Arşivinde tespit ettiğimiz belgeler ışığında, Atatürk ailesinin Sofuzadeler adını almasının nedenini de anlaşılmaktadır.
Kayıtlarda “Kapucuzadeler” adıyla da bilinen Atatürk’ün anne ve baba tarafı ailesi Osmanlı döneminin en önemli ve etkili ve saygın ailesi “Hoca Saadettinler Ailesine” mensuptur ve ataları da Akkoyunlu Türkmenlerine dayanmaktadır. Hoca Saadettin Efendi’nin dedeleri Isfehanlı Türkmenlerdendir. Hoca Saadettin ailesi ve ahfadının bir kısmı Selanik doğumlu fakat, Anadolu’dan Balkanlar’a iskân edilen Türkmen ailelerindendir. Mustafa Kemâl Atatürk ve ailesi de ataları gibi Selanik doğumlu Anadolu Türkmenleridir. Selanikli Kapucuzadeler ile Osmanlı döneminin önemli şeyhülislam ailesi “Hocalar-Hocazadeler-Hoca Saadeddinzadeler” ailesinden “Emir Sofu” olarak bilinen Hocazade Şeyhülislam Hacı Mehmet Esat Efendi’nin torunu, Şeyhülislam Mehmet Ebu Sait Efendi’nin oğlu Şeyhülislam Feyzullah Efendi’nin soyundan gelmektedir.
Hocazadeler ailesi fertlerinin hemen hepsi müderris ve şeyhülislamdır. Aynı zamanda bu aile fertleri arasında çok sayıda şair ve divan sahibi, müellif, tarihçi, nakıb ya da nakıbüleşraflık kaymakamlığı yapmış olan kişiler de bulunuyor.
“Sufi Emir” Şeyhülislam Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi’nin oğlu Şeyhülislam Mehmet Ebu Sait Efendi’nin iki oğlu vardı, biri Müderris Ahmet Efendi Selanik Kadısı ve Nakıbi idi. Daha sonra Kapucubaşılık görevi tevdi edildi. Diğer oğlu ise kazasker, müellif, 3 dilde şair Şeyhülislam Feyzullah Efendi’dir (17.12.1630-21.10.1698) .
Bunlardan bazıları tarihi kayıtlara göre Selanik’e XVI. Yüzyıldan itibaren yerleşmiş ailelerden oluşuyor. “Emir Sufi ailesinden bazı fertleri de aynı zamanda “Kapucu” veya “Kapucubaşı” görevlerinden bulunmuşlardır. Dolayısıyla Selanik’te Kapucular köyünde arazi ve mülkleri olan ve Selanik merkez mahallelerine ait nüfus defterlerinde kayıtları bulunan “Kapucuzadeler” ailesinin bu adı almasının sebebi budur.
Kapucuzadeler ailesi bu adı; kapucubaşı olarak görev yapmış olan aileler ile kızlarını ve oğullarını evlendirerek hısım ve akrabalık kurmalarından ve bizzat aile fertlerinde kapucubaşılık görevinde bulunanların olmasından dolayı aldıkları anlaşılıyor.
Mesela, Şeyhülislam Hoca Mehmet Saadeddin Efendi’nin oğlu Hocazade Mehmet Efendi’nin kızı Afife Hanım, Kapucubaşı, Sipahi ağası ve Yeniçeri ağası Moralı Mustafa Paşa(?-1623) ile evliydi.
Hoca saadettin efendi’nin torunu Afife Hanım’ın Moralı Kapucubaşı Mustafa Paşa ile evliliğinden dolayı aile fertlerinin “Kapucuzadeler” lakabıyla anılmış olduğu tarih kayıtlardan anlaşılmaktadır.
Moralı Mustafa Paşa, Kapucubaşı, Sipahi ağası, Yeniçeri ağası ve Diyarbakır beylerbeyi görevlerinde bulunmuştur . Dolayısıyla Kapucuzadeler ailesi fertleri arasında adının önünde “Nakıbzade” ibaresinin bulunanların olmasının nedeni de bu ailede nakıb veya nakıbüleşraflık ve nakıbüleşraf kaymakamlığı yapanların bulunmasıdır.
Dolayısıyla, Selanikli Kapucuzadeler (ki biz aileyi aynı zamanda Nakıbzadeler olarak tanımladık) ailesinin “Emir Sufi” ailesinden Sofuzade Şeyhülislam Feyzullah Efendi ile akrabalık bağının bulunduğu düşüncemizi, yeni tespit ettiğimiz belgeler ve tarihi kayıtlar doğrulamıştır.
Hoca Saadetinler/ Hocazadeler ailesinin bir diğer özelliği ise, bu ailenin fertlerinden çok sayıda kişinin Selanik ve ilçelerinde müderris, kadı, molla, müftü, nakıb, nakıbüleşraf, Rumeli kazaskeri olarak görev yapmış olmalarıdır. Bunlar arasında Selanikli olarak bilinen ve tanınan aileler bulunmaktadır.
ATATÜRK’ÜN ZÜBEYDE HANIM TARAFI AİLESİ
Hacı Hafız Cemaleddin Isfehani’nin oğlu Hâfız Mehmet Isfehani’nin (Tebriz/1490-İst/1542)oğlu Hâfız Hasan Can (Yavuz Sultan Selim’in Nökeri) (Tebriz/1490-Bursa/1567).
Hasan Can’ın oğlu Şeyhülislam, tarihçi, 2 ciltlik Tacüt- Tevârih’in yazarı, Hükümdar hocası ve 3 dilde şair Hoca Mehmet Saadeddin Efendi’nin (İst/1536-İst/2.10.1599) kızı Fülane Hanım Ebussudzade Rumeli kazaskeri Mehmet Efendi (1589-1639) ile evliydi; 5 oğlu vardı: Mekke ve İstanbul kadısı, Anadolu ve Rumeli kazaskeri Hocazade Mehmet Efendi (Bursa/27.2.1568-İst/2.7.1615), Şeyhülislam ve şair “Sufi Emir” olarak bilinen Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi (İst/1570-İst/22.5.1625)), Müderris Mesut Efendi (1572-1597), Müderris ve kazasker Selanik Kadısı Mehmet Salih Efendi (8.6.1582-3.3.1629/Eyüb’de medfun), Müderris, Kadı, kazasker ve şair Hocazade Abdülaziz Efendi (26.7.1575-5.12.1618).
Hocazade Abdülaziz Efendi’nin oğlu Şeyhülislam Mehmet Bahai Efendi (1596-2.1.1654) 1631’de Selanik Kadısı idi. Müellif, divan sahibi büyük şair ve bestekar ve Mevlevi olan Mehmet Bahai Efendi’nin oğlu Müderris Saadettin Yahya Efendi’dir (?-1698). Bunun oğlu müderris ve şair Mehmet Necip Efendi (?- 1696 / Eyüb’de medfun) 1769’da Selanik Kadısı idi; oğlu Şair ve Müderris Abdurrahim Rahmi Efendi de (?-1771) 1769’da Selanik Kadısı’ydı.
Abdurrahim Rahmi Efendi’nin oğlu Mehmet Efendi (Nüfus defterinde -Sicilli Osmani’de Ahmet / ?-1798) Selanik’te Nakıbül eşraf kaymakamı idi. Mehmet Efendi’nin oğulları Müderrisi Kiramdan Nakıbzade Abdurrahman Efendi (1786-19 Nisan 1843) ve Nakibzade Nakşi şair muhasıl Seyyid Abdullah Hami Efendi (1777-1843) ve İbrahim Yorgani Efendi (1782-?) idi. İbrahim Yorgani’nin eşi Emetullah Hanım ile olan evliliğinden Mustafa Efendi (1829-?) ve Feyzullah Efendi (1813-?) adıyla iki oğlu bulunuyor.
Sofuzade Feyzullah ağa adıyla bilinen İbrahim oğlu Feyzullah Efendi, üçüncü evliliğini Halil Ağa ve Emine Hanım’ın kızı Ayşe Hanım ile yapmıştır. Bu evlilikten Feyzullah Efendi’nin Hasan (1837-?) ve Hüseyin (1840?-?) adında iki oğlu, Zübeyde Hanım adlı bir kızı doğmuştur. Feyzullah Efendi kızı Zübeyde Hanım (Selanik/1857-İzmir/15 Ocak 1923), Atatürk’ün annesidir. Zübeyde Hanım Efendi’nin Selanikli Rüsûmattan emekli Ali Rıza Efendi (1841-23 Mayıs 1886) ile olan evliliğinden Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk (Selanik/1877/ 78-İstanbul/10 Kasım 1938) dünyaya gelmiştir.
ATATÜRK’ÜN ALİ RIZA EFENDİ TARAFI AİLESİ
Selanikli “Sofuzadeler” ve “Nakıbzadeler” ve “Kapucuzadeler” ailesinin soyu, Yavuz Sultan selim’in nedimi Hafız Hasan Can’a dayanmakta, Hasan Can’ın ahfadından Emir Sofu olarak bilinen Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi’nin neslinden gelmektedir. Sofuzadeler ailesinin “Sofuzadeler” adını bu zattan aldığı anlaşılıyor. Nakıbzadeler ailesinin “Nakıbzade” adını almalarına sebebi ise , Hoca Saadetinler ailesinden birden çok müderris, kadı, müftü ve şeyhülislam’ın olması, Selanik’te Kadı, Molla, müftü, nakıb ve nakıbüleşraflık kaymakamlığı yapmış olmalarıdır. Ailenin bir kısmı Selanik’e yerleşmiştir.
Atatürk’ün hazırladığı mevcut şecerede ailesinin en dip dedesi olarak gösterilen Molla Hasan, Osmanlı arşivi belgelerinde daha önce de belirttiğimiz gibi “Hacı Sofu”, “Şeyh Hasan”, “Şeyh Hacı Hasan” adıyla geçmektedir aynı zamanda da Selanik Mevlevihanesi Postnişinidir.
Selanik Mevlevihanesi postnişini Şeyh Hasan Efendi, Selanik Mevlevihanesi postnişinlerinin mensubu bulunduğu köklü ve nüfuzlu ailenin belgelerde adı geçen ilk ismidir. Osmanlı arşivinde Selanik Kalesi haricinde Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından inşa edilen Mevlevihane postnişinliğinin Şeyh Hasan’a tevcihiyle ilgili (İE. EV.7- 787-H.1079 B 08/ M.12 Aralık 1668 tarihli) kayıtlar yer alıyor. (Selanik Mevlevihanesi, Ekmekçioğlu Ahmet Paşa tarafından Osmanlı döneminde 1617 yılında kurulmuştur .)
Nüfus ve temettuat defterlerindeki kayıtlar bu görüşümüzü desteklemekte, mevcut şeceredeki “Molla Hasan” adını işaret etmekte ve Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan Efendi olduğunu doğrulamaktadır.
Dolayısıyla daha önce de belirttiğimiz gibi, Atatürk’ün Süleyman Sırrı ile hazırladığı belirtilen şecerede adı geçen Molla Hasan ile bizim Osmanlı Arşivinde tespit ettiğimiz Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan Efendi’ye atıf yapılmış olduğu anlaşılıyor.
Ancak, tarihi kayıtlarda yer alan bilgilerden mevcut şecere yer alan Hacı Sofu’nun da ailede kendisinden önceki yıllarda yaşamış bir başka “Hacı Sofu”nun muhtemelen ailenin en dip dedeleri olan Hasan Can Çelebi’nin adını taşımış olduğu anlaşılıyor.
Selanik Mevlevihanesi postnişini Şeyh Hasan’ın, başta nüfus defterleri ve diğer tarihi belgelerdeki kayıtlara göre “Abdullah ve Ahmet” adındaki iki oğlunun mensup bulunduğu aile/sülale; “aileyi yakından tanıyanların söyledikleri gibi” arşiv belgelerinde de “Sofuzadeler” olarak kayıtlıdır.
Hacı Sofu’nun(Molla Hasan) oğlu Ahmet’ten olma torunu Ali Ağa’nın neslinden gelenler, Mustafa Kemâl Atatürk’ün kuzeni olan Süleyman Sırrı ailesinin devam ettiği koldur. “Sofuzâdeler Ailesi” olarak biliniyor.
Şeyh Hasan Efendi’nin oğlu meşayıhtan Şeyh Hacı Ahmet Efendi’nin neslinden gelenlere “Sofuzadeler” deniliyor. Ancak kayıtlarda ve halk arasında bu aileye, “Mevlevişeyhizadeler” ya da “Şeyhzadeler” de denilmektedir.
Şeyh Hasan Efendi’nin oğullarından Meşayıhtan Şeyh Ahmet Efendi’nin (1690?-1799/1800) 6 oğlu var; Hacı Sofu oğlu Ali Efendi (1799-?), Seyyit Mehmet Sadık Efendi, Şeyh Yakup Efendi, Şeyh Mehmet Ali Efendi, Şeyh İbrahim Ethem Efendi, Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi.
Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin ailesi de Şeyh Hasan Efendi’nin torunu Koca Kasım Paşa Camii İmamı Halveti Şeyhi Hacı Ali Rıza Efendi’den gelmektedir
KAPUCUZADELER VE NAKIPZADELER
Şeyh Hasan Efendi’nin diğer oğlu Hacı Abdullah Efendi’dir (?-?); oğlu Hacı Hasan Ağa’nın neslinden gelenlere “Hacı Hasan Ağazadeler” deniliyor ve Zübeyde Hanım tarafının mensubu bulunduğu ailedir. Zübeyde Hanım’ın mensubu bulunduğu diğer bir aile arşiv kayıtlarında “Kapucuzadeler” olarak geçmektedir. Kapucuzadeler aile fertleri arasında adının önünde “Nakıbzade” ibaresinin bulunmasından dolayı, bu aileyi “Nakıpzadeler” olarak tanımladık. Kocacık Kapucular köyünde Selanik’te merkez ve çeşitli ilçe ve köylerinde arazi ve mülklerin mutasarrıfı olan bu ailenin Osmanlı arşivinde nüfus ve temettuat defterlerinde kayıtları bulunuyor.
Selanik Kazası Lankaza Nahiyesi Kayalar (Kocacık) köyüne ait temettuat defteri ve nüfus defteri kayıtlarında “Kapucucuzâdeler” ailesi fertlerinden aynı zamanda “Nakıbzâdeler” şeklinde söz ediliyor. Bu kayıtlara göre Selanikli Kapucuzadeler aynı zamanda Nakibzâdeler” olarak da biliniyor. Kapucuzâdeler ailesinin kayıtları Osmanlı arşivinde yer alıyor. Selanik Vilayeti Langaza ve Kayalar nahiyesinin mutasarrıfı “Kapucuzadeler” ailesi, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın akrabalarıdır.
Zübeyde Hanım ile Ali Rıza Efendi’nin ailesi aynı zamanda Kocacık Kazasının çeşitli köy ve çiftliklerin mutasarrıfı olan ailelerdir. “Kapucular” köyüne adını veren “Kapucular” ailesi fertlerinden bazılarının adlarının önünde “Nakıbzade” ibaresinin bulunması, bu ailenin aynı zamanda nakıb, nakıbüleşraf, kadı ve müftü hatta şeyhülislam yetiştirmiş olduğu tarihi kaynaklarda yer alan bilgilerden anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarında ailenin fertlerinden “Nakıbzade” olarak bahsedilmesi bunu doğrulamaktadır.
Osmanlı devleti zamanında “kapucubaşılık” önemli bir meslek ve aynı zamanda mühim bir konumdu. Selanikli Kapucuzadeler ailesinin bu adı almasında, aile fertleri arasında “Kapucubaşılık” görevinde bulunmuş olmalarıyla ilgilidir.
Atatürk’ün yaptığı şecerede ilk isim olarak adı geçen Molla Hasan, Nakıbzadeler ailesinden Müderrisin-i Kiramdan Nakıbzade Abdurrahman Efendi, Selanikli Nakşi şairlerden Abdullah Hami ve İbrahim Yorgani’nin babası Nakıbzade ve Nakıbüleşraf Mehmet Efendi aynı aileye mensup bulunmaktadır.
Her iki ailenin tarihi; Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi (İst/1570-İst/12.5.1625) ile Hocazade Hacı Abdulaziz Efendi’nin (26.7.1575-2.12.1618) babaları Tacüt-Tevarih’in müellifi Şeyhülislam Hoca Saadettin Efendi’de (İst/1536-İst/1599) birleşmektedir. Sofuzadeler ailesi adlarını “Emir Sofu” olarak bilinen Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi’den almıştır.
Kapucuzadeler/Nakıbzadeler ailesinden Nakıbzade Abdurrahman Efendi; Nakşi şair ve Selanik Muhasılı Hacı Abdullah Hami ve İbrahim Yorgani’nin babası Nakıbzade Mehmet Efendi; Hoca Saadettin Efendi’nin oğlu Hocazade Hacı Abdulaziz Efendi’nin (26.7.1575-2.12.1618) neslinden gelmektedir. Selanikli Nakıbzadeler ailesinin mensubu bulunduğu koldur.
Selanikli Sofuzadeler ve Nakıbzadeler ailesinin soyu, Yavuz Sultan selim’in nedimi Hafız Hasan Can’a dayanmakta, Hasan Can’ın ahfadından Emir Sofu olarak bilinen Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi’nin neslinden gelmektedir..
Nakıbzadeler ailesinin “Nakıbzade” adını almalarına sebep ise, Hoca Saadetinler ailesinden birden çok müderris, kadı, müftü ve şeyhülislam’ın Selanik’te Kadı, Mola ve müftü ve nakıb ve nakıbüleşraflık kaymakamlığı yapmış olmaları ve aileden bir kısmının Selanikli olması, burada yerleşmiş olmasıdır.
SELANİKLİ SOFUZADELER AİLESİNİN GÜNÜMÜZ İTİBARİYLE TESPİT ETTİĞİMİZ ŞECERESİ ŞÖYLE:
Hacı Hafız Cemaleddin Isfehani (Tebriz/?-?)’nin oğlu Hafız Mehmet Isfehani (Tebriz/1490-1542) Tebriz’de 1490’da Akkoyunlu Sofu Halil Bey’in, 1501’de Türk Safevi Devleti Hükümdarı Şah İsmail’in Hafızıydı. Onun oğlu Yavuz Sultan Selim’in Nökeri Hâfız Hasan Can’dı. (Tebriz/1490-Bursa/1567) . Hafız Hasan Can’ın oğlu Şeyhülislam, tarihçi, 2 ciltlik Tacüt-Tevârih’in müellifi, Padişah hocası ve 3 dilde Şair Hoca Mehmet Saadeddin Efendi’dir (İst/1536-İst/2.10.1599).
Hoca Saadeddin’in oğlu Hocazade “Sufi Emir” Hacı Mehmet Esat Efendi (İst/1570-İst/22.5.1625); onun oğlu Kazasker, Şeyhülislam Mehmet Ebu Sait Efendi’dir (1595-1662) . Bunun küçük oğlu Müderris Ahmed Efendi (1632?-1724?) (Sofuzade Şeyhülislam Feyzullah Fevzi Efendi’nin küçük kardeşi) Selanik Kadısı ve Nakıbü’leşraf’tı, daha sonra kapucubaşılığı görevine getirilmişti. Onun oğullarından Müderris Hasan Efendi (Şeyh Hasan 1648?-1748?), Osmanlı arşivi kayıtlarına göre 12 Aralık 1668 de Selanik Mevlevihanesi Postnişini olarak görev yapmıştır. .
Şeyh Hasan Efendi’nin Hacı Abdullah (?-?) ve Meşayıhtan Şeyh Ahmet Efendi (?-1799) adında iki oğlu bulunmaktadır.
Hacı Abdullah’ Ağa’nın (?-?) oğlu Seyyit Hacı Hasan’ın çocuklarından; Muid Alaaddin Mahallesi nüfusuna kayıtlı olan Sofuzâdeler Sülalesinin diğer kollarından birisi olan “Hacı Hasan Ağazâdeler” ailesi oluşmuştur.
Şeyh Hasan Efendi’nin diğer oğlu Meşayıhtan Şeyh Ahmet Efendi’nin (1690?-1799/1800) 6 oğlu var; Hacı Sofu oğlu Ali Efendi (1799-?), Seyyit Mehmet Sadık Efendi, Şeyh Yakup Efendi, Şeyh Mehmet Ali Efendi, Şeyh İbrahim Ethem Efendi, Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi. Hacı Sofu Ali Efendi; Selanik Ali Paşa Mahallesine ait nüfus defterinde kayıtlıdır .
Osmanlı arşivinde yer alan nüfus defterleri, temettuat defterleri, arazi kayıt defterleri ve diğer pek çok belgelere göre Şeyh Hasan Efendi’nin torunları olan Şeyh İbrahim Ethem, Şeyh Mehmet Ali ve Şeyh Yakup’un Mevlevihane postnişini oldukları görülmektedir.
Yine aynı kayıtlara göre Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi’nin ise Halveti tarikatına mensup olduğu ve Koca Kasım Paşa Mahallesinde imamlık yaptığı anlaşılmaktadır. Şeyh Ahmet’in oğlu Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi, Selanik Kocakasım Paşa mahallesi nüfusuna kayıtlı olup, nüfus kayıtlarına göre çocukları Süleyman ve Mehmet Nurettin’dir.
Hacı Sofu yani Molla Hasan namı diğer Şeyh Hasan’ın oğlu Meşayıhtan Şeyh Hacı Ahmet Efendi aynı zamanda kayıtlarda “Sofuzâde Şeyh Hacı Ahmet Efendi” adıyla geçmektedir; Atatürk’ün Dedesi Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi’nin babasıdır. Şeyh Hasan Efendi’nin oğlu Şeyh Ahmet Efendi, babasından sonra Selanik Mevlevihanesi'nde postnişin olarak görev yapmıştır.
Osmanlı Arşivinde yer alan 1830,1834, 1840, 1843 tarihli Selanik nüfus defterleri kayıtlarında ve 1260/61 (1844/45) tarihli temettuat defteri kayıtlarında, Selanik Mevlevihanesi Mukatasıyla ilgili H. 9 Cemaziyelevvel 1785/ 20 Mart 1785 tarihli belgeden ; Şeyh Ahmet Efendi’nin, babası Şeyh Hasan Efendi’den sonra Selanik Mevlevihanesi postnişinliği görevine getirilmiş olduğunu öğreniyoruz.
“Mevlevizadeler” adıyla bilinen Selanik’in nüfuzlu ailelerinden ve eşrafından olan bu sülale aynı zamanda “Sofuzâdeler” ve “Şeyhzadeler” olarak da biliniyor. “Hacı Sofuzâdeler” ve “Şeyhzadeler/Mevlevi Şeyhizadeler” ailesi; Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan oğlu Meşayıhtan Sofuzâde Şeyh Hacı Ahmet Efendi (1699?-1799?) ve çocuklarından devam etmiştir.
H.1261/ Miladi 1845 tarihli defterde yer alan kayıtlarda ve 1861 tarihli bir belgede Şeyh Ahmet Efendi’nin oğullarından Şeyh Mehmet Ali Efendi, Şeyh İbrahim Efendi (1788 - 1843), Şeyh Yakup Efendi, babaları sonra sırasıyla Selanik Mevlevihanesi şeyhliğini yapmışlardır.
Şeyh Ahmet’in diğer oğlu Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi (1797 doğumlu- ?), Halveti dergâhının şeyhi olup aynı zamanda Selanik’te Koca Kasım Paşa Mahallesi Camii İmamıdır. Halveti Şeyhi Hacı Ali Rıza Efendi, Atatürk’ün dedesinin dedesidir. Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi, bu zâtın adını taşımaktadır. Halveti Şeyhi Ali Rıza Efendi’nin oğlu Mehmet Nuri Efendi’dir.
Mehmet Nuri Efendi’nin 1874, 1875, 1876 tarihli defter kayıtlarına göre, bu tarihlerde, hayatta olmadığı anlaşılıyor. Mehmet Nuri Efendi’nin oğlu Hacı Hafız Ahmet Efendi’dir. Hacı Hafız Ahmet Efendi’nin oğlu da Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’dir.
Atatürk’ün dedesi Hacı Hafız Ahmet Efendi (firari Ahmed Efendi olarak biliniyor), yukarıda adından bahsettiğimiz büyük dedeleri olan Şeyh Hasan Efendi’nin oğlu Meşayıhtan Hacı Ahmet Efendi’nin adını taşımaktadır. Mustafa Kemâl Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi de Selanik Koca Kasım Paşa Camii imamı Halveti Şeyhi Ali Rıza Efendi’nin adını taşımaktadır
***
İLAHİYATÇI YAZAR MEHMET ALİ ÖZ'ÜN KİTABI HAKKINDA BİLGİ İÇİN TIKLAYINIZ
1. Cemal Kutay, Atatürk Olmasaydı, İst., 1993, s. 4.
2. Türklerin Balkanlar’da İskânı Bölümüne bakınız.
3. E.Behnan Şapolyo, Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, s.21.İst.,1958
4. Zâd: Farsça, زاد doğmuş, doğum; Zâde: Farsça, زاده doğmuş, evlat; Zâdegân, Farsça, زادگان soylular, aristokratlar; Zâde: “doğma, doğmuş” manasına gelir. Birleşik kelimeler yapar. Mader-zâd: anadan doğup büyüme. Nev-zâd: yeni doğmuş; Zâde-Zâdegân: evlat, oğul. insaniyetli, doğru adam; Zadegân (zâde’nin çoğulu): Soylular sınıfı, meşhur ve muayyen aileler topluluğu demektir.
5. Mustafa Necip Bey, Selanik’te Ali Paşa Mahallesinde ikamet ediyordu.
6. Moralı Mustafa Paşa: Yavuz Sultan Selim’in Nökeri Hasan Can’ın (Tebriz/1490-Bursa/1567, Hâfız, bestekâr) oğlu Hoca Mehmet Saadeddin Efendi, (İst/1536-İst/2.10.1599) Şeyhülislam,Tarihçi, 2 ciltlik Tacüt-Tevârih’in müellifi, Hükümdar hocası, 3 dilde şair.Eşi, Mustafa Paşa’nın kızı Fatma Hanım. Oğlu Hocazade Mehmet Efendi’nin (Bursa / 27.2.1568-İst. /2.7.1615, Mekke ve İst.kadısı, Anadolu-Rumeli kazaskeri) kızı Afife Hanım’ın ilk eşi Moralı Mustafa Paşa(?-1623) idi. Moralı Mustafa Paşa, Kapucubaşı, Sipahi ağası, Yeniçeri ağası, Diyarbakır beylerbeyi görevlerinde bulunmuştur. Eyüb’de Kayınpederinin yanında medfundur. Diğer bir Moralı Mustafa Paşa vardır ki, bununla diğer Moralı Mustafa Paşa’yı karıştırmamalıdır. Özellikle Moralı olarak bilinen ve devşirme olan bazı isimleri bunlar ile karıştırmamalıdır. Mustafa Paşa (Seyyid /Nakibzade) Moralıdır. Anadolu valisi Seyyid Ali Paşa’nın kethüdası olup kapıcıbaşı olmuştu. Cemaziyelevvel 1213 ‘de (Ekim-Kasım 1798) vezir ve Karahisar-ı Sahib ile Niğbolu muhafızı oldu. O sene Mısır canibi seraskeri olarak İskenderiye’de bulundu. 1215’de (1800/01) Mora, 1216’da (1801/02) İnebahtı ve 1217’de (1802/03) Hanya valisi olup 1218’de (1803/04) vefat etmiştir. Tedbirli ve güçlüydü. Sicilli Osmani, c. s.4.s.1207
7. 1490’da Akkoyunlu Sofu Halil Bey’in, 1501’de Türk Safevi Devleti Hükümdarı Şah İsmail’in Hafızıydı.
8. Hoca Mehmet Saadeddin Efendi (İst/1536-İst/2.10.1599), Mustafa Paşa’nın kızı Fatma Hanım ile evliydi. Nuruosmaniye Camii’nin eski yerinde bir mescid vardı. Bu mescidi Fatma Hanım yaptırdı. Nuruosmaniye Camii yapılırken, bu mescid istimlak edilerek yerine Nuruosmaniye Camii inşâ edildi.
9. Hacı Abdülaziz Efendi, Ebussuud Efendi’nin oğlu Mustafa Efendi’nin (1558-.1599) kızı Fülane Hanım ile evliydi.
10. Müderrisi Kiramdan Nakıbzade Abdurrahman Efendi’nin (1786-19 Nisan 1843) oğlu Seyyid Mehmet Efendi (1801-?) ve Lütfullah Efendi (1804-?) ve Mehmet Reşit Efendi (1814-?). Abdurrahman Efendi’nin oğlu Seyyid Mehmet Efendi’nin oğulları; Süleyman Efendi (1828-?) ve Mustafa İzzet Efendi’dir (1833-?).
11. Nakibzade Seyyid Abdullah Hami Efendi’nin (1777-1843) oğulları Seyyid Mehmet Said Efendi (1799-?), Seyyid Feyzullah Receb (1813-?) ve Seyyid Ali Rıza Efendi (1819 - 1836). Nakibzade Seyyid Abdullah Hami Efendi’nin (1777-1843) oğlu Seyyid Mehmet Said Efendi’nin (1799-?) oğulları; Mustafa İsmet (1827-?), Numan (1829-?), Ali (1831-?), Süleyman (1832-?).
12. Semavi Eyice, “Yunanistan’da Türk Mimarî Eserleri, II”, TM, XII (1955), s. 214-215.; Eyice, Semavi (1981), Atatürk’ün Doğduğu Şehir Selanik, 1881”, İlgi, Cilt: 15, Sayı: 31, İstanbul, s.2–3.
13. Şeyhülislam Mehmet Ebu Sait Efendi 1. eşi amcası Hacı Abdulaziz Efendinin (26.7.1575-5.12.1618) kızı Fülane Hanım.2.eşi, Ankaravi Mehmet Efendi’nin kızı Fülane Hanım.
14. BOA.İE.EV.7- 787-H.1079 B 08.
15. NFSd 4970- 1256/ 1840- s. 52. Hane 13.14
16. BOA.C.Ev.3 -30593-H. 9 Cemaziyelevvel 1785/ 20 Mart 1785 tarihli belge
17. Atatürk’ün Ailesi Osmanlı Arşivi Belgelerine Göre Atatürk’ün Soy Kütüğü, Yazarı Mehmet Ali Öz, Asi Kitap, Sayfa Sayısı: 540, İlk Baskı Yılı: 2017, 1. Basım,
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sofuzadelerin Mustafa Kemal'i
Atatürk'ün 13. nesilden atası Hasan Can'ın mezarının Bursa'da bulunduğunu biliyor muydunuz?
GÂZİ MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK’ÜN AİLESİ
(OSMANLI ARŞİVİ BELGELERİNE GÖRE ATATÜRK AİLESİ’NİN SOY AĞACI)
Tarihçi Araştırmacı İlahiyatçı Yazar Mehmet Ali Öz
Atatürk ve ailesi ile ilgili yazılan kitaplarda ve bütün anlatılarda yer alan “Atatürk ailesinin” Balkanlar’a Anadolu’dan zorunlu olarak göç ettirilen Türkmen aşiret ve obalarından olduğu; bunların “Konyar” adıyla bilinen Anadolu’dan değişik tarihlerde göç ederek Balkanlar’ın çeşitli yörelerine iskân olunduklarından bahsedilir.
Kuşkusuz bu anlatıların en büyük dayanağı -birinci derece kaynak durumunda bulunan aile fertleri haricinde- Balkanlar’a yapılan zorunlu göçlerle ilgili Osmanlı dönemine ait ilk kayıtlarda yer alan Aşıkpaşazade, Oruç Bey ve Neşri tarihlerindeki “Paşa Yiğit Beğ’in idaresindeki Saruhan İlinden, duz yasağını kabul etmeyen Türkmen –Yörük ailelerinin Filibe yöresine gönderilmeleri” bilgileridir. Osmanlı dönemine ait bu kayıtlarda 1385’te Saruhan taraflarından Serez’e, XIV. asrın ilk yarısında Aydın civarından Selanik’e çeşitli Türkmen aşiretleri yerleştirildiği bilgilerine yer verilmiştir.
Dolayısıyla Atatürk hakkında yazılan kitaplarda anne ve baba tarafı ailesinin soyu hakkında verilen bilgilerin dayanağı Osmanlı dönemine ait ilk kayıtlarda yer alan Aşıkpaşazade, Oruç Bey ve Neşri tarihlerindeki anlatıdır.
Osmanlı dönemine ait kayıtlara göre; Murat, I. Bayezıd (Yıldırım), I. Mehmet Çelebi, II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet olmak üzere beş hükümdar toplam olarak 122 yıllık hüküm sürmüşlerdir. 122 yıllık sürede hüküm süren beş Osmanlı hükümdarı zamanında, Anadolu’nun değişik yörelerinden Balkanlara özellikle tuz yasağı ve diğer sebeplerden dolayı zorunlu göç gerçekleşmiştir. Bu dönemde farklı tarihlerde sürgün ya da fetih yoluyla Balkanlara gönderilen aileler çeşitli bölgelerdeki şehir, kasaba ve boş arazilere yerleştirilmiştir.
BELGE VE BİLGİ EKSİKLİĞİ
Ancak burada bir sorun vardır. Balkanlar’a zorunlu veya gönüllü olarak göç ettirilen Türkmen- Yörük aileleri ile reislerinin kimler olduğu, adları hakkında net ve kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu durum Atatürk’ün ataları için de geçerlidir. Çeşitli kaynaklarda Atatürk’ün annesi ve babası tarafı ailesinin Balkanlar’a Anadolu’dan göç ettirilerek Sarıgöl ve Kocacık bölgesine iskân ettirilen ailelerden olduğuna yer verilmiştir. Bu konuda belge ve bilginin eksikliği bir sorun olarak araştırmacıların karşısına çıkmış, bu sebeple de araştırmacılar kesin belgeye ve tarihi bir kayda dayanan belge ve bilgiyi sunamamışlardır.
Bu zorunlu veya gönüllü göçler esnasında Balkanlar’a gönderilen aileler acaba hangi tarihte ve hangi yöreden gelmişlerdir? Hangi isimler veya aile reisleri, Balkanlar’ın hangi bölgesine yerleştirilmişlerdir? Bu konuda belgelere dayanan herhangi bir çalışma var mıdır? Bu konuda Osmanlı arşivlerinde bulunan kayıtlar ve defterler detaylı olarak araştırılmış mıdır? Ya da başka bir ifadeyle Türkiye, Yunanistan ve diğer Balkan ülkelerindekiler de dâhil olmak üzere Osmanlı arşivlerinde bu göçlerle ilgili olarak neler söylemektedir? Sözü edilen kayıtlar bu konuda yeterli midir, bu kayıtlar ve kaynaklar gerektiği kadar araştırılmış veya böyle bir araştırma yapılabilmesi imkânı bulunuyor mu?
Çeşitli kaynaklarda Balkanlar’ yapılan zorunlu göçlerin Selçuklular döneminde olduğu gibi, Osmanlı döneminde de devam ettiğini ve mecburi iskâna tabi tutulan birçok Danişmentli Türkmenlerinin, Balkanlar’a kadar iskân edildiği; Atatürk’ün anne ve babası tarafı soyunun da bu iskân dönemlerinde Balkanlar’a yerleştirilen Türkmen aşiret ve cemaatleri arasında bulunduğundan bahsedilir.
FARKLI KAYNAKLARDA ATATÜRK’ÜN AİLESİ
Osmanlı arşivinde tespit ettiğimiz Atatürk’ün ailesi ile ilgili belgelerde ise; en az yedi-sekiz nesil Selanikli oldukları ve şehrin eşrafından ve saygın ailelerinden oldukları anlaşılmaktadır.
Atatürk ile ilgili tüm kitaplarda Ali Rıza Bey‘in ailesinin, Aydın‘ın Söke ilçesinden, Zübeyde Hanım’ın ailesinin Konya ve Karaman havalisinden gelmiş oldukları anlatılır. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım tarafı ailesinin Selanik Sarıgöl- Eğribucak bölgesine, Ali Rıza Bey‘in ailesinin ise, Kocacık ve çevresine yerleştikleri, daha sonra her iki ailenin de daha sonra Selanik’e göç ederek yerleşmiş olduklarına yer verilir.
Başta da belirttiğimiz gibi Atatürk ilgili kitaplarda anne ve baba tarafı ailesinin soyu hakkındaki bilgilerin dayanağı Osmanlı dönemine ait ilk kayıtlarda yer alan ve Aşıkpaşazade, Oruç Bey ve Neşri tarihlerinde yer alan “1385’te Saruhan taraflarından Serez’e, XIV. asrın ilk yarısında Aydın civarından Selanik’e çeşitli Türkmen aşiretleri yerleştirildiğidir.”
Mesela, Atatürk’ün babası Ali Rıza tarafı ailesi Enver Behnan Şapolyo’ya göre, “Aydın / Söke’den Mora’ya, Mora’dan Kocacık’a, oradan Selanik’e yerleşmişlerdir. “
Cemal Kutay’a göre;“Atatürk’ün ataları Konya/Karaman veya Aydın/Söke’den göç ettirilerek önce Vidin’e, oradan Serez’e gelmiştir. 1827’deki Rus mağlubiyetinden sonra bölgede Bulgar, Yunan, Sırp eşkıya çetelerini türemesi üzerine de Selanik’e yerleşmiştir. Yerleştikleri Kocacık nahiyesi de adını bu Yörük Türkmen guruplarından (Kocacık) almaktadır. Anadolu ve Balkanların Türkleşmesinde önemli roller oynayan ‘Kızıl-Oğuz’ yahut Kocacık Yörükleri, Türkmenlerinden gelmektedir. Yörük tâifesinden olan bu Yörükler, Manastır’da Kızılkocalılar, Selanikte’ki kayıtlarda ise ‘Karakocalılar’ şeklinde geçmektedir.
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ve Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin mensup bulundukları aileleri Selanik vilayetine bağlı Manastır ve Debre sancağının ahalisi tamamen Türk olan Vodina Sancağı’nın Sarıgöl bölgesine iskân olunmuşlardır. Selanik yakınlarındaki Langaza’ya göç eden aile daha sonra Selanik’e yerleşmişlerdir.”
SELANİK 1394’TE FETHEDİLDİ
Bazı anlatılara göre; Mustafa Kemâl Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın Baraklı köyünde doğmuş olduğu söylenir.
Selanik ve çevresindeki şehirler, Osmanlı devleti tarafından ilk olarak 1394 yılında Yıldırım Bayezıd (1389 - 1402) tarafından fethedildi. Selanik’in fethinin ardından Batı Trakya’da irili ufaklı şehir ve kasabaları ele geçirildi ve Yenişehir (Larissa)’i aldılar. Teselya’ya doğru yaptıkları akınlarla, buradaki irili ufaklı fethedildi ve bu yerlere Türkler iskân olundular.
Bu bilgilere göre,” Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün annesi ve babası tarafı soyu I. Murat Hüdevandigar zamanında Balkanlar’a iskân edilen Türklerden, Selanik ve çevresine yerleştirilmiş Türkmen-Yörüklerdendir.”
Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün hem baba, hem de anne tarafından soyu “Evlad-ı Fatihan”, yani Rumeli’nin fethinden sonra buraların Türkleştirilmesi için Anadolu’dan göçülerek, iskân edilen Yörük ve Türkmenlerdendir.
Manastır Vilayeti’nin Debrey-i Bâlâ Sancağına bağlı Vodina kazasının batısında yer alan Sarıgöl nahiyesi ve köyleri ahalisi, Makedonya ve Tesalya’nın fethinden sonra Konya civarı ahalisinden Osmanlı Hükümetinin sevk ve iskân ettiği Türklerdendir.
Atatürk’ün ataları Anadolu’dan gelerek Selanik’in batısında Arnavutluk sınırına yakın Manastır Vilayeti’nin Debrey-i Bâlâ Sancağına bağlı (Selanik ile Manastır’ın arasında bulunan “suyu bol olan yer” anlamına gelen Vodina Sancağı’nın “Sarıgöl” bölgesinde “Kayalar” (diğer adı “Kocacık”) nahiyesine yerleştiler. Osmanlı arşivi kayıtlarında “Kapucular (Kapucuzadeler) karyesi” olarak da geçmektedir.
Kocacık’ta yaşayanlar kendilerini, Konyarlar olarak tanımlamaktadırlar. Kocacık’ın nüfusu tamamen Türk’tür. Hepsi de Yörük Türkmenleridir. Atatürk’ün ataları Kocacık Yörüklerindendir. Bulgaristan’ın Deliorman yöresindeki Şumnu İli’ne bağlı Kocacık diye bir köy vardır. Bunların da aynı soydan geldikleri anlaşılıyor. Kocacık Yörükleri ile ilgili özel olarak tutulmuş kayıt defterleri Osmanlı arşivinde bulunuyor. Selanik vilayeti Lankaza Kayalar (Kocacık) kazası, Kocacık Yörüklerinin adını taşıyor. Bölgede Kocacık Yörükleri; Tanrıdağ Yörükleri, Karagöz Yörükleri, Kosava’ya doğru “Aktav” ve “Naldöken” Yörükleri iskân edilmişlerdir. Bu Yörüklerin isimleri yapmış oldukları faaliyetleri “950 tarihli ve 82 numaralı defter” ve “1051 tarihli 469 numaralı defter”de kayıtlıdır.
Anadolu’dan Selanik ve çevresine ilk Türk nüfus nakli, Osmanlılar döneminden önce de yapılmıştır. Bizanslılar tarafından Anadolu’dan Konya civarından getirilen ve kendilerine “Konyarlar” adı verilen Selçuklu Türklerinden bir kısmı, Selanik, Teselya ve civar bölgelere iskân edilmişlerdi.”
Atatürk’ün annesi ve babası tarafının mensubu bulunduğu Konyarlar dâhil Balkanlar’da iskân olunan Yörüklerin tamamı, Anadolu’dan geldikleri yerlerin, çeşitli tarihi, kültürel ve coğrafi nedenlere bağlı olan isimler almışlardır. Örneğin Konyarlar; Konya vilayeti Karaman ve havalisinden geldikleri için “Konyarlar” adıyla biliniyor.
BALKANLARDAKİ TÜRKMEN VE YÖRÜKLER
Andrew Mango, “Atatürk” adlı kitabında şöyle der: “Zübeyde Hanım’ın ailesi Selanik’in batısında Türklerin Makedonya’yı ve Teselya’yı almalarından sonra Anadolu’dan gelen Türkmenlerin yerleştikleri Arnavutluğa doğru sert ve çıplak dağların geniş donuk sulara gömüldüğü göller bölgesinden geliyordu. Bu yüzden Zübeyde Hanım, damarlarında Türk - Yörük kabilelerinin kanını taşıdığını düşünmekten hoşlanırdı.”
Bu konuda Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ve Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan Boysan Hanım’ın Şevket Süreyya Aydemir’e anlatmış oldukları önem arz etmektedir.Şevket Süreyya Aydemir, “Zübeyde Hanım’ın atalarının Rumeli’nin fethinden sonra Karaman’dan Makedonya’nın batısındaki Vodina ilçesine bağlı Sarıgöl bucağına yerleştirilen Türkmen boylarından olduğunu” yazmıştır. Aydemir, Makbule Atadan Boysan’ın soyuyla ilgili verdiği şu bilgileri aktarıyor:
“... Annemden sık sık şunları dinlemişimdir: Bizim esas soyumuz Yö¬rük’tür. Buralara Konya-Karaman çevrelerinden gelmişiz. Babam Feyzullah Efendi’nin büyük amcası Konya’ya gitmiş, Mevlevî Dergâhı’na girmiş, orada kalmış…” Zübeyde Hanım burada ‘soyumuz Yörük‘tür” demekledir.
Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan’ın 1 Kasım 1952 -22 Mart 1953 tarihleri arasında Yeniistanbul Gazetesi’nde yayınlanan hatıratında şu ifadeler yer almıştır:
“Annemden sık sık şunları dinlemişimdir. Bizim esas soyumuz Yörük’tür. Buralara Konya - Karaman çevresinden gelmişiz… Dedem Feyzullah Efendi’nin büyük amcası Konya’ya gitmiş, Mevlevi dergâhına girmiş, orada kalmış. Yörüklüğü tutmuş olacak… Annem her zaman Yörük olmakla iftihar ederdi. “Bir gün ağabeyim Atatürk’e ‘Yörük ne demek’ diye sormuştum. Bana ‘Yürüyen Türk demektir ’ cevabını vermişti.” Bu hatıratta Makbule Atadan, Şevket Süreyya Aydemir’in ifade ettiği “Türkmen boylarına” yani Balkanlar’a iskân edilen Yörüklerden olduğunu doğrulayan bilgiler vermiştir.
SOFU / SOFUZADELER
Selanik Mevlevihanesi’nin ilk postnişinin Kerimüddin Dede olması; Konya Karamanoğulları beyliğinin kurucusu Nurettin Bey (Nûre Sufî)’den sonra Karaman aşîret beyi olan oğlu Kerimüddin’in adını ve Karamanoğulları Beyliğinin kurucusunun “Nure Sofu” ünvanını taşıması ;“Sofu – Sofuzâdeler” adıyla bir ilgisinin bulunduğunu gösterebilir.
Selanik Vilayeti Eğri- Bucak Kazası; Sarıgöl ve Langaza ve Gelemeriye yörelerine iskân edilmiş olan Kocacık Türkmenleri /Yörükleri arasında, Sofular Cemaati de yer alıyor. Balkanlar’da “Sofular” adıyla bulunan yerleşim birimlerinin aynı adı taşıyan Türkmen gurupları tarafından kurulmuş olduğunu söylemek mümkündür.
Mesela; Dedeağaç livası Sofulu kazası, Manastır vilayeti Kozana livası Sofular köyü, Selanik vilayeti Tırhala livası Yenişehir kazası Sofular Mahallesi, Selanik vilayeti Langaza kazası Sofular köyü, Edirne livası Sofulu kazası, Selanik vilayeti Kesendire kazası Sofular Çiftliği, Edirne livası Dimetoka kazası Sofular köyü, Selanik vilayeti Kesendire kazası Sofular Çiftliği bulunuyor. Bu yerleşim birimlerinin Balkanlar’a yerleşen Sofular adını taşıyan Türkmen cemaatleri tarafından kurulmuş olduğundan kuşku yoktur.
Selanik ve çevresindeki Türklerin Konya’dan gelmiş olduklarını göz önünde bulundurduğumuzda bu bağlantının kuvvetle muhtemel olduğu, “ailenin “Sofu – Sofuzâdeler” adının nereden almış veya gelmiş olduğunu anlamamıza yardımcı olmaktadır.
Atatürk’ün annesi ve babası tarafı “Sofizadeler” olarak biliniyor. Atatürk annesi Zübeyde Hanım’ın babası “Sofuzâde Feyzullah’tır. “Sofuzâdeler” adını, ailenin sadece “dindar ve sofu” olmalarından dolayı almadıkları anlaşılıyor. “Sofuzâdeler” adının bir anlamı olmalıdır . “Sofu - zâde - Sofuzâdeler”, Sofu’nun ailesinden soyundan gelenleri, mensubiyeti ifade ediyor.
Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün hem annesi hem babası tarafı ailesi, kendisi Isfehanlı Türkmeni olan Akkoyunlu beyi Sofu Halil Bey’in hafızı olan Cemalettin ısfehani oğlu Hafız Mehmet Isfehani’nin oğlu Hasan Can’ın oğlu Hoca saadettin Efendi ‘nin oğlu “Emir Sofu” olarak bilinen Hocazade Hacı Esat Mehmet Efendi’nin soyundan gelmiş olmaları sebebiyle, “Sofuzadeler” denildiği anlaşılıyor.
Balkanlar’da iskân edilen Türkmenler arasında Akkoyunlu Beyi Sofu Halil Bey’in mensubu bulunduğu Türkmenler de bulunuyor. Daha önce Akkoyunlu-Karakoyunlu Türkmenleri ve Bozulus arasında daha sonra Dulkadirli içinde yer alan Sofular adıyla bilinen Türkmen aşiret ve cemaatlerinin “Sofular-Sofuzadeler” adıyla bilinen ailelerle ilgisi vardır.
Arşiv kayıtlarına göre Selanik Vilayeti Gelemeri Nahiyesi Sofular karyesi / çiftliği adını, Sofular cemaatinden almış olması kuvvetle muhtemeldir. Sofular çiftliğinin mutasarrıfı Selanik Müftüsü Abdullah Efendi oğlu Mustafa Necib Bey ve ortağı Mehmet oğlu Nakıbzâde Abdurrahman idi. Bu zat Nakıbzadeler ailesinden Selanik Nakıbül eşraf kaymakamı Mehmet Efendi’nin oğludur. Nakıbzadeler ailesi, Hoca saadettin Efendi’nin oğullarından Hocazade Hacı Abdülaziz Efendi neslinden gelmektedirler.
HASAN CAN ÇELEBİ KİMDİR:
HTTPS://WWW.SOZBURSA.COM/KULTUR/HASAN-CAN-CELEBİ-141629
Mustafa Kemâl Atatürk ile ilgili olarak çeşitli tarihlerde yayınlanan değişik şecerelerde Sofuzâde Feyzullah Ağa’nın babası İbrahim Ağa, hem Molla Hasan’ın hem de Hacı Abdullah’ın oğlu olarak gösteriliyor. Mevcut şecerelerde Molla Hasan’ın çocukları; İbrahim, Hacı Sofu, Mustafa (Gülsüm Dudu ile evli ve Nefise Molla’nın babası) olarak veriliyor. Bunların da çocukları bulunuyor
Hacı Abdullah’ın çocukları Gülsüm, Hanife, Aluş, Yakup ve İbrahim olarak yer alıyor. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, Selanik Vilayeti Lankaza’lı Hacı Sofu Ailesinden Feyzullah Ağa’nın kızıdır. Zübeyde Hanım’ın sülalesine Selanik’te “Sofuzâdeler” deniliyordu.
Selanik ve Langaza’nın eşrafı olan muhafazakâr bir aile olarak biliniyordu. Osmanlı Arşivi belgelerinde ve diğer bazı belgelerde, ailesinin Mevlevi tarikatına mensup olduğu anlaşılıyor. Zübeyde Hanım’ın ailesi dindardır ve kendisi de dini vecibelerini yerine getiren mü’mine, merhametli ve hayırsever bir kadındır.
MOLLA HASAN / HACI SOFU / ŞEYH HASAN EFENDİ
Sofuzâdeler” ailesi Osmanlı Arşivi kayıtlarında “Hacı Sofu” olarak verilmektedir. Mevcut şecerede Atatürk Ailesi’nin en dip dedesi olarak gösterilen “Molla Hasan” namı diğer Hacı Sofu, Osmanlı arşivi kayıtlarında “Şeyh Hasan” olarak geçmektedir. “Molla Hasan”, Atatürk tarafından hazırlanan mevcut şecerede ailenin en dip dedesi olarak gösterilen kişidir.
Selanik Mevlevihanesi postnişini Şeyh Hasan Efendi, Atatürk ailesi fertleri tarafından “Molla Hasan” olarak tarif edilmektedir. Mustafa Kemâl Atatürk’ün, kuzeni Süleyman Sırrı ile hazırladığı söylenen şecerede “ Molla Hasan” adıyla Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan Efendi’ye atıf yapılmış olduğu anlaşılıyor.
Dolayısıyla, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın babası Sofuzâde Feyzullah Ağa’nın mensubu bulunduğu “Sofuzâdeler” sülalesinin en dip dedesi olarak bilinen Hacı Sofu; arşiv kayıtlarında tespit ettiğimiz belgelere göre Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan Efendi’dir(1648?- 1740):
Osmanlı Arşivinde, Sofuzâdeler ailesine ait kayıtlar bulunmaktadır. Bu kayıtlara göre, Sofuzâdeler ailesinin Selanik vilayetinin değişik mahallerinde ikamet ettikleri anlaşılıyor. Tahrir, nüfus ve temettuat defterleri gibi kayıtlarda Selanik ve bağlı ilçe ve köylerinde bu aileye mensup insanların değişik yerlerde arazi ve mülklerinin, çiftlikleri olduğu görülüyor.
Örneğin, “Hacı Sofu oğlu Ali” ailesi, Selanik’te Ali Paşa Mahallesi nüfusuna kayıtlıdır. Diğer bir Sofuzâde ailesi “Sofizade Seyyit Mehmet Efendi” ise Selanik’te Hayreddincik Mahallesi nüfus ve temettuat defterlerinde kayıtlıdır.
HOCA SAADETTİN’DEN HASAN CAN’A
Atatürk ve Ailesi hakkında yaptığımız araştırmalar neticesinde Osmanlı Arşivinde tespit ettiğimiz belgeler ışığında, Atatürk ailesinin Sofuzadeler adını almasının nedenini de anlaşılmaktadır.
Kayıtlarda “Kapucuzadeler” adıyla da bilinen Atatürk’ün anne ve baba tarafı ailesi Osmanlı döneminin en önemli ve etkili ve saygın ailesi “Hoca Saadettinler Ailesine” mensuptur ve ataları da Akkoyunlu Türkmenlerine dayanmaktadır. Hoca Saadettin Efendi’nin dedeleri Isfehanlı Türkmenlerdendir. Hoca Saadettin ailesi ve ahfadının bir kısmı Selanik doğumlu fakat, Anadolu’dan Balkanlar’a iskân edilen Türkmen ailelerindendir. Mustafa Kemâl Atatürk ve ailesi de ataları gibi Selanik doğumlu Anadolu Türkmenleridir. Selanikli Kapucuzadeler ile Osmanlı döneminin önemli şeyhülislam ailesi “Hocalar-Hocazadeler-Hoca Saadeddinzadeler” ailesinden “Emir Sofu” olarak bilinen Hocazade Şeyhülislam Hacı Mehmet Esat Efendi’nin torunu, Şeyhülislam Mehmet Ebu Sait Efendi’nin oğlu Şeyhülislam Feyzullah Efendi’nin soyundan gelmektedir.
Hocazadeler ailesi fertlerinin hemen hepsi müderris ve şeyhülislamdır. Aynı zamanda bu aile fertleri arasında çok sayıda şair ve divan sahibi, müellif, tarihçi, nakıb ya da nakıbüleşraflık kaymakamlığı yapmış olan kişiler de bulunuyor.
“Sufi Emir” Şeyhülislam Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi’nin oğlu Şeyhülislam Mehmet Ebu Sait Efendi’nin iki oğlu vardı, biri Müderris Ahmet Efendi Selanik Kadısı ve Nakıbi idi. Daha sonra Kapucubaşılık görevi tevdi edildi. Diğer oğlu ise kazasker, müellif, 3 dilde şair Şeyhülislam Feyzullah Efendi’dir (17.12.1630-21.10.1698) .
Bunlardan bazıları tarihi kayıtlara göre Selanik’e XVI. Yüzyıldan itibaren yerleşmiş ailelerden oluşuyor. “Emir Sufi ailesinden bazı fertleri de aynı zamanda “Kapucu” veya “Kapucubaşı” görevlerinden bulunmuşlardır. Dolayısıyla Selanik’te Kapucular köyünde arazi ve mülkleri olan ve Selanik merkez mahallelerine ait nüfus defterlerinde kayıtları bulunan “Kapucuzadeler” ailesinin bu adı almasının sebebi budur.
Kapucuzadeler ailesi bu adı; kapucubaşı olarak görev yapmış olan aileler ile kızlarını ve oğullarını evlendirerek hısım ve akrabalık kurmalarından ve bizzat aile fertlerinde kapucubaşılık görevinde bulunanların olmasından dolayı aldıkları anlaşılıyor.
Mesela, Şeyhülislam Hoca Mehmet Saadeddin Efendi’nin oğlu Hocazade Mehmet Efendi’nin kızı Afife Hanım, Kapucubaşı, Sipahi ağası ve Yeniçeri ağası Moralı Mustafa Paşa(?-1623) ile evliydi.
Hoca saadettin efendi’nin torunu Afife Hanım’ın Moralı Kapucubaşı Mustafa Paşa ile evliliğinden dolayı aile fertlerinin “Kapucuzadeler” lakabıyla anılmış olduğu tarih kayıtlardan anlaşılmaktadır.
Moralı Mustafa Paşa, Kapucubaşı, Sipahi ağası, Yeniçeri ağası ve Diyarbakır beylerbeyi görevlerinde bulunmuştur . Dolayısıyla Kapucuzadeler ailesi fertleri arasında adının önünde “Nakıbzade” ibaresinin bulunanların olmasının nedeni de bu ailede nakıb veya nakıbüleşraflık ve nakıbüleşraf kaymakamlığı yapanların bulunmasıdır.
Dolayısıyla, Selanikli Kapucuzadeler (ki biz aileyi aynı zamanda Nakıbzadeler olarak tanımladık) ailesinin “Emir Sufi” ailesinden Sofuzade Şeyhülislam Feyzullah Efendi ile akrabalık bağının bulunduğu düşüncemizi, yeni tespit ettiğimiz belgeler ve tarihi kayıtlar doğrulamıştır.
Hoca Saadetinler/ Hocazadeler ailesinin bir diğer özelliği ise, bu ailenin fertlerinden çok sayıda kişinin Selanik ve ilçelerinde müderris, kadı, molla, müftü, nakıb, nakıbüleşraf, Rumeli kazaskeri olarak görev yapmış olmalarıdır. Bunlar arasında Selanikli olarak bilinen ve tanınan aileler bulunmaktadır.
ATATÜRK’ÜN ZÜBEYDE HANIM TARAFI AİLESİ
Hacı Hafız Cemaleddin Isfehani’nin oğlu Hâfız Mehmet Isfehani’nin (Tebriz/1490-İst/1542)oğlu Hâfız Hasan Can (Yavuz Sultan Selim’in Nökeri) (Tebriz/1490-Bursa/1567).
Hasan Can’ın oğlu Şeyhülislam, tarihçi, 2 ciltlik Tacüt- Tevârih’in yazarı, Hükümdar hocası ve 3 dilde şair Hoca Mehmet Saadeddin Efendi’nin (İst/1536-İst/2.10.1599) kızı Fülane Hanım Ebussudzade Rumeli kazaskeri Mehmet Efendi (1589-1639) ile evliydi; 5 oğlu vardı: Mekke ve İstanbul kadısı, Anadolu ve Rumeli kazaskeri Hocazade Mehmet Efendi (Bursa/27.2.1568-İst/2.7.1615), Şeyhülislam ve şair “Sufi Emir” olarak bilinen Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi (İst/1570-İst/22.5.1625)), Müderris Mesut Efendi (1572-1597), Müderris ve kazasker Selanik Kadısı Mehmet Salih Efendi (8.6.1582-3.3.1629/Eyüb’de medfun), Müderris, Kadı, kazasker ve şair Hocazade Abdülaziz Efendi (26.7.1575-5.12.1618).
Hocazade Abdülaziz Efendi’nin oğlu Şeyhülislam Mehmet Bahai Efendi (1596-2.1.1654) 1631’de Selanik Kadısı idi. Müellif, divan sahibi büyük şair ve bestekar ve Mevlevi olan Mehmet Bahai Efendi’nin oğlu Müderris Saadettin Yahya Efendi’dir (?-1698). Bunun oğlu müderris ve şair Mehmet Necip Efendi (?- 1696 / Eyüb’de medfun) 1769’da Selanik Kadısı idi; oğlu Şair ve Müderris Abdurrahim Rahmi Efendi de (?-1771) 1769’da Selanik Kadısı’ydı.
Abdurrahim Rahmi Efendi’nin oğlu Mehmet Efendi (Nüfus defterinde -Sicilli Osmani’de Ahmet / ?-1798) Selanik’te Nakıbül eşraf kaymakamı idi. Mehmet Efendi’nin oğulları Müderrisi Kiramdan Nakıbzade Abdurrahman Efendi (1786-19 Nisan 1843) ve Nakibzade Nakşi şair muhasıl Seyyid Abdullah Hami Efendi (1777-1843) ve İbrahim Yorgani Efendi (1782-?) idi. İbrahim Yorgani’nin eşi Emetullah Hanım ile olan evliliğinden Mustafa Efendi (1829-?) ve Feyzullah Efendi (1813-?) adıyla iki oğlu bulunuyor.
Sofuzade Feyzullah ağa adıyla bilinen İbrahim oğlu Feyzullah Efendi, üçüncü evliliğini Halil Ağa ve Emine Hanım’ın kızı Ayşe Hanım ile yapmıştır. Bu evlilikten Feyzullah Efendi’nin Hasan (1837-?) ve Hüseyin (1840?-?) adında iki oğlu, Zübeyde Hanım adlı bir kızı doğmuştur. Feyzullah Efendi kızı Zübeyde Hanım (Selanik/1857-İzmir/15 Ocak 1923), Atatürk’ün annesidir. Zübeyde Hanım Efendi’nin Selanikli Rüsûmattan emekli Ali Rıza Efendi (1841-23 Mayıs 1886) ile olan evliliğinden Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk (Selanik/1877/ 78-İstanbul/10 Kasım 1938) dünyaya gelmiştir.
ATATÜRK’ÜN ALİ RIZA EFENDİ TARAFI AİLESİ
Selanikli “Sofuzadeler” ve “Nakıbzadeler” ve “Kapucuzadeler” ailesinin soyu, Yavuz Sultan selim’in nedimi Hafız Hasan Can’a dayanmakta, Hasan Can’ın ahfadından Emir Sofu olarak bilinen Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi’nin neslinden gelmektedir. Sofuzadeler ailesinin “Sofuzadeler” adını bu zattan aldığı anlaşılıyor. Nakıbzadeler ailesinin “Nakıbzade” adını almalarına sebebi ise , Hoca Saadetinler ailesinden birden çok müderris, kadı, müftü ve şeyhülislam’ın olması, Selanik’te Kadı, Molla, müftü, nakıb ve nakıbüleşraflık kaymakamlığı yapmış olmalarıdır. Ailenin bir kısmı Selanik’e yerleşmiştir.
Atatürk’ün hazırladığı mevcut şecerede ailesinin en dip dedesi olarak gösterilen Molla Hasan, Osmanlı arşivi belgelerinde daha önce de belirttiğimiz gibi “Hacı Sofu”, “Şeyh Hasan”, “Şeyh Hacı Hasan” adıyla geçmektedir aynı zamanda da Selanik Mevlevihanesi Postnişinidir.
Selanik Mevlevihanesi postnişini Şeyh Hasan Efendi, Selanik Mevlevihanesi postnişinlerinin mensubu bulunduğu köklü ve nüfuzlu ailenin belgelerde adı geçen ilk ismidir. Osmanlı arşivinde Selanik Kalesi haricinde Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından inşa edilen Mevlevihane postnişinliğinin Şeyh Hasan’a tevcihiyle ilgili (İE. EV.7- 787-H.1079 B 08/ M.12 Aralık 1668 tarihli) kayıtlar yer alıyor. (Selanik Mevlevihanesi, Ekmekçioğlu Ahmet Paşa tarafından Osmanlı döneminde 1617 yılında kurulmuştur .)
Nüfus ve temettuat defterlerindeki kayıtlar bu görüşümüzü desteklemekte, mevcut şeceredeki “Molla Hasan” adını işaret etmekte ve Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan Efendi olduğunu doğrulamaktadır.
Dolayısıyla daha önce de belirttiğimiz gibi, Atatürk’ün Süleyman Sırrı ile hazırladığı belirtilen şecerede adı geçen Molla Hasan ile bizim Osmanlı Arşivinde tespit ettiğimiz Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan Efendi’ye atıf yapılmış olduğu anlaşılıyor.
Ancak, tarihi kayıtlarda yer alan bilgilerden mevcut şecere yer alan Hacı Sofu’nun da ailede kendisinden önceki yıllarda yaşamış bir başka “Hacı Sofu”nun muhtemelen ailenin en dip dedeleri olan Hasan Can Çelebi’nin adını taşımış olduğu anlaşılıyor.
Selanik Mevlevihanesi postnişini Şeyh Hasan’ın, başta nüfus defterleri ve diğer tarihi belgelerdeki kayıtlara göre “Abdullah ve Ahmet” adındaki iki oğlunun mensup bulunduğu aile/sülale; “aileyi yakından tanıyanların söyledikleri gibi” arşiv belgelerinde de “Sofuzadeler” olarak kayıtlıdır.
Hacı Sofu’nun(Molla Hasan) oğlu Ahmet’ten olma torunu Ali Ağa’nın neslinden gelenler, Mustafa Kemâl Atatürk’ün kuzeni olan Süleyman Sırrı ailesinin devam ettiği koldur. “Sofuzâdeler Ailesi” olarak biliniyor.
Şeyh Hasan Efendi’nin oğlu meşayıhtan Şeyh Hacı Ahmet Efendi’nin neslinden gelenlere “Sofuzadeler” deniliyor. Ancak kayıtlarda ve halk arasında bu aileye, “Mevlevişeyhizadeler” ya da “Şeyhzadeler” de denilmektedir.
Şeyh Hasan Efendi’nin oğullarından Meşayıhtan Şeyh Ahmet Efendi’nin (1690?-1799/1800) 6 oğlu var; Hacı Sofu oğlu Ali Efendi (1799-?), Seyyit Mehmet Sadık Efendi, Şeyh Yakup Efendi, Şeyh Mehmet Ali Efendi, Şeyh İbrahim Ethem Efendi, Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi.
Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin ailesi de Şeyh Hasan Efendi’nin torunu Koca Kasım Paşa Camii İmamı Halveti Şeyhi Hacı Ali Rıza Efendi’den gelmektedir
KAPUCUZADELER VE NAKIPZADELER
Şeyh Hasan Efendi’nin diğer oğlu Hacı Abdullah Efendi’dir (?-?); oğlu Hacı Hasan Ağa’nın neslinden gelenlere “Hacı Hasan Ağazadeler” deniliyor ve Zübeyde Hanım tarafının mensubu bulunduğu ailedir. Zübeyde Hanım’ın mensubu bulunduğu diğer bir aile arşiv kayıtlarında “Kapucuzadeler” olarak geçmektedir. Kapucuzadeler aile fertleri arasında adının önünde “Nakıbzade” ibaresinin bulunmasından dolayı, bu aileyi “Nakıpzadeler” olarak tanımladık. Kocacık Kapucular köyünde Selanik’te merkez ve çeşitli ilçe ve köylerinde arazi ve mülklerin mutasarrıfı olan bu ailenin Osmanlı arşivinde nüfus ve temettuat defterlerinde kayıtları bulunuyor.
Selanik Kazası Lankaza Nahiyesi Kayalar (Kocacık) köyüne ait temettuat defteri ve nüfus defteri kayıtlarında “Kapucucuzâdeler” ailesi fertlerinden aynı zamanda “Nakıbzâdeler” şeklinde söz ediliyor. Bu kayıtlara göre Selanikli Kapucuzadeler aynı zamanda Nakibzâdeler” olarak da biliniyor. Kapucuzâdeler ailesinin kayıtları Osmanlı arşivinde yer alıyor. Selanik Vilayeti Langaza ve Kayalar nahiyesinin mutasarrıfı “Kapucuzadeler” ailesi, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın akrabalarıdır.
Zübeyde Hanım ile Ali Rıza Efendi’nin ailesi aynı zamanda Kocacık Kazasının çeşitli köy ve çiftliklerin mutasarrıfı olan ailelerdir. “Kapucular” köyüne adını veren “Kapucular” ailesi fertlerinden bazılarının adlarının önünde “Nakıbzade” ibaresinin bulunması, bu ailenin aynı zamanda nakıb, nakıbüleşraf, kadı ve müftü hatta şeyhülislam yetiştirmiş olduğu tarihi kaynaklarda yer alan bilgilerden anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarında ailenin fertlerinden “Nakıbzade” olarak bahsedilmesi bunu doğrulamaktadır.
Osmanlı devleti zamanında “kapucubaşılık” önemli bir meslek ve aynı zamanda mühim bir konumdu. Selanikli Kapucuzadeler ailesinin bu adı almasında, aile fertleri arasında “Kapucubaşılık” görevinde bulunmuş olmalarıyla ilgilidir.
Atatürk’ün yaptığı şecerede ilk isim olarak adı geçen Molla Hasan, Nakıbzadeler ailesinden Müderrisin-i Kiramdan Nakıbzade Abdurrahman Efendi, Selanikli Nakşi şairlerden Abdullah Hami ve İbrahim Yorgani’nin babası Nakıbzade ve Nakıbüleşraf Mehmet Efendi aynı aileye mensup bulunmaktadır.
Her iki ailenin tarihi; Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi (İst/1570-İst/12.5.1625) ile Hocazade Hacı Abdulaziz Efendi’nin (26.7.1575-2.12.1618) babaları Tacüt-Tevarih’in müellifi Şeyhülislam Hoca Saadettin Efendi’de (İst/1536-İst/1599) birleşmektedir. Sofuzadeler ailesi adlarını “Emir Sofu” olarak bilinen Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi’den almıştır.
Kapucuzadeler/Nakıbzadeler ailesinden Nakıbzade Abdurrahman Efendi; Nakşi şair ve Selanik Muhasılı Hacı Abdullah Hami ve İbrahim Yorgani’nin babası Nakıbzade Mehmet Efendi; Hoca Saadettin Efendi’nin oğlu Hocazade Hacı Abdulaziz Efendi’nin (26.7.1575-2.12.1618) neslinden gelmektedir. Selanikli Nakıbzadeler ailesinin mensubu bulunduğu koldur.
Selanikli Sofuzadeler ve Nakıbzadeler ailesinin soyu, Yavuz Sultan selim’in nedimi Hafız Hasan Can’a dayanmakta, Hasan Can’ın ahfadından Emir Sofu olarak bilinen Hocazade Hacı Mehmet Esat Efendi’nin neslinden gelmektedir..
Nakıbzadeler ailesinin “Nakıbzade” adını almalarına sebep ise, Hoca Saadetinler ailesinden birden çok müderris, kadı, müftü ve şeyhülislam’ın Selanik’te Kadı, Mola ve müftü ve nakıb ve nakıbüleşraflık kaymakamlığı yapmış olmaları ve aileden bir kısmının Selanikli olması, burada yerleşmiş olmasıdır.
SELANİKLİ SOFUZADELER AİLESİNİN GÜNÜMÜZ İTİBARİYLE TESPİT ETTİĞİMİZ ŞECERESİ ŞÖYLE:
Hacı Hafız Cemaleddin Isfehani (Tebriz/?-?)’nin oğlu Hafız Mehmet Isfehani (Tebriz/1490-1542) Tebriz’de 1490’da Akkoyunlu Sofu Halil Bey’in, 1501’de Türk Safevi Devleti Hükümdarı Şah İsmail’in Hafızıydı. Onun oğlu Yavuz Sultan Selim’in Nökeri Hâfız Hasan Can’dı. (Tebriz/1490-Bursa/1567) . Hafız Hasan Can’ın oğlu Şeyhülislam, tarihçi, 2 ciltlik Tacüt-Tevârih’in müellifi, Padişah hocası ve 3 dilde Şair Hoca Mehmet Saadeddin Efendi’dir (İst/1536-İst/2.10.1599).
Hoca Saadeddin’in oğlu Hocazade “Sufi Emir” Hacı Mehmet Esat Efendi (İst/1570-İst/22.5.1625); onun oğlu Kazasker, Şeyhülislam Mehmet Ebu Sait Efendi’dir (1595-1662) . Bunun küçük oğlu Müderris Ahmed Efendi (1632?-1724?) (Sofuzade Şeyhülislam Feyzullah Fevzi Efendi’nin küçük kardeşi) Selanik Kadısı ve Nakıbü’leşraf’tı, daha sonra kapucubaşılığı görevine getirilmişti. Onun oğullarından Müderris Hasan Efendi (Şeyh Hasan 1648?-1748?), Osmanlı arşivi kayıtlarına göre 12 Aralık 1668 de Selanik Mevlevihanesi Postnişini olarak görev yapmıştır. .
Şeyh Hasan Efendi’nin Hacı Abdullah (?-?) ve Meşayıhtan Şeyh Ahmet Efendi (?-1799) adında iki oğlu bulunmaktadır.
Hacı Abdullah’ Ağa’nın (?-?) oğlu Seyyit Hacı Hasan’ın çocuklarından; Muid Alaaddin Mahallesi nüfusuna kayıtlı olan Sofuzâdeler Sülalesinin diğer kollarından birisi olan “Hacı Hasan Ağazâdeler” ailesi oluşmuştur.
Şeyh Hasan Efendi’nin diğer oğlu Meşayıhtan Şeyh Ahmet Efendi’nin (1690?-1799/1800) 6 oğlu var; Hacı Sofu oğlu Ali Efendi (1799-?), Seyyit Mehmet Sadık Efendi, Şeyh Yakup Efendi, Şeyh Mehmet Ali Efendi, Şeyh İbrahim Ethem Efendi, Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi. Hacı Sofu Ali Efendi; Selanik Ali Paşa Mahallesine ait nüfus defterinde kayıtlıdır .
Osmanlı arşivinde yer alan nüfus defterleri, temettuat defterleri, arazi kayıt defterleri ve diğer pek çok belgelere göre Şeyh Hasan Efendi’nin torunları olan Şeyh İbrahim Ethem, Şeyh Mehmet Ali ve Şeyh Yakup’un Mevlevihane postnişini oldukları görülmektedir.
Yine aynı kayıtlara göre Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi’nin ise Halveti tarikatına mensup olduğu ve Koca Kasım Paşa Mahallesinde imamlık yaptığı anlaşılmaktadır. Şeyh Ahmet’in oğlu Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi, Selanik Kocakasım Paşa mahallesi nüfusuna kayıtlı olup, nüfus kayıtlarına göre çocukları Süleyman ve Mehmet Nurettin’dir.
Hacı Sofu yani Molla Hasan namı diğer Şeyh Hasan’ın oğlu Meşayıhtan Şeyh Hacı Ahmet Efendi aynı zamanda kayıtlarda “Sofuzâde Şeyh Hacı Ahmet Efendi” adıyla geçmektedir; Atatürk’ün Dedesi Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi’nin babasıdır. Şeyh Hasan Efendi’nin oğlu Şeyh Ahmet Efendi, babasından sonra Selanik Mevlevihanesi'nde postnişin olarak görev yapmıştır.
Osmanlı Arşivinde yer alan 1830,1834, 1840, 1843 tarihli Selanik nüfus defterleri kayıtlarında ve 1260/61 (1844/45) tarihli temettuat defteri kayıtlarında, Selanik Mevlevihanesi Mukatasıyla ilgili H. 9 Cemaziyelevvel 1785/ 20 Mart 1785 tarihli belgeden ; Şeyh Ahmet Efendi’nin, babası Şeyh Hasan Efendi’den sonra Selanik Mevlevihanesi postnişinliği görevine getirilmiş olduğunu öğreniyoruz.
“Mevlevizadeler” adıyla bilinen Selanik’in nüfuzlu ailelerinden ve eşrafından olan bu sülale aynı zamanda “Sofuzâdeler” ve “Şeyhzadeler” olarak da biliniyor. “Hacı Sofuzâdeler” ve “Şeyhzadeler/Mevlevi Şeyhizadeler” ailesi; Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan oğlu Meşayıhtan Sofuzâde Şeyh Hacı Ahmet Efendi (1699?-1799?) ve çocuklarından devam etmiştir.
H.1261/ Miladi 1845 tarihli defterde yer alan kayıtlarda ve 1861 tarihli bir belgede Şeyh Ahmet Efendi’nin oğullarından Şeyh Mehmet Ali Efendi, Şeyh İbrahim Efendi (1788 - 1843), Şeyh Yakup Efendi, babaları sonra sırasıyla Selanik Mevlevihanesi şeyhliğini yapmışlardır.
Şeyh Ahmet’in diğer oğlu Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi (1797 doğumlu- ?), Halveti dergâhının şeyhi olup aynı zamanda Selanik’te Koca Kasım Paşa Mahallesi Camii İmamıdır. Halveti Şeyhi Hacı Ali Rıza Efendi, Atatürk’ün dedesinin dedesidir. Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi, bu zâtın adını taşımaktadır. Halveti Şeyhi Ali Rıza Efendi’nin oğlu Mehmet Nuri Efendi’dir.
Mehmet Nuri Efendi’nin 1874, 1875, 1876 tarihli defter kayıtlarına göre, bu tarihlerde, hayatta olmadığı anlaşılıyor. Mehmet Nuri Efendi’nin oğlu Hacı Hafız Ahmet Efendi’dir. Hacı Hafız Ahmet Efendi’nin oğlu da Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’dir.
Atatürk’ün dedesi Hacı Hafız Ahmet Efendi (firari Ahmed Efendi olarak biliniyor), yukarıda adından bahsettiğimiz büyük dedeleri olan Şeyh Hasan Efendi’nin oğlu Meşayıhtan Hacı Ahmet Efendi’nin adını taşımaktadır. Mustafa Kemâl Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi de Selanik Koca Kasım Paşa Camii imamı Halveti Şeyhi Ali Rıza Efendi’nin adını taşımaktadır
***
İLAHİYATÇI YAZAR MEHMET ALİ ÖZ'ÜN KİTABI HAKKINDA BİLGİ İÇİN TIKLAYINIZ
HTTPS://WWW.SOZBURSA.COM/KULTUR/ATATURK-UN-AİLESİ-KİTAP-ACİKLAMASİ-141628
Kaynakça ve dipnotlar
1. Cemal Kutay, Atatürk Olmasaydı, İst., 1993, s. 4.
2. Türklerin Balkanlar’da İskânı Bölümüne bakınız.
3. E.Behnan Şapolyo, Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, s.21.İst.,1958
4. Zâd: Farsça, زاد doğmuş, doğum; Zâde: Farsça, زاده doğmuş, evlat; Zâdegân, Farsça, زادگان soylular, aristokratlar; Zâde: “doğma, doğmuş” manasına gelir. Birleşik kelimeler yapar. Mader-zâd: anadan doğup büyüme. Nev-zâd: yeni doğmuş; Zâde-Zâdegân: evlat, oğul. insaniyetli, doğru adam; Zadegân (zâde’nin çoğulu): Soylular sınıfı, meşhur ve muayyen aileler topluluğu demektir.
5. Mustafa Necip Bey, Selanik’te Ali Paşa Mahallesinde ikamet ediyordu.
6. Moralı Mustafa Paşa: Yavuz Sultan Selim’in Nökeri Hasan Can’ın (Tebriz/1490-Bursa/1567, Hâfız, bestekâr) oğlu Hoca Mehmet Saadeddin Efendi, (İst/1536-İst/2.10.1599) Şeyhülislam,Tarihçi, 2 ciltlik Tacüt-Tevârih’in müellifi, Hükümdar hocası, 3 dilde şair.Eşi, Mustafa Paşa’nın kızı Fatma Hanım. Oğlu Hocazade Mehmet Efendi’nin (Bursa / 27.2.1568-İst. /2.7.1615, Mekke ve İst.kadısı, Anadolu-Rumeli kazaskeri) kızı Afife Hanım’ın ilk eşi Moralı Mustafa Paşa(?-1623) idi. Moralı Mustafa Paşa, Kapucubaşı, Sipahi ağası, Yeniçeri ağası, Diyarbakır beylerbeyi görevlerinde bulunmuştur. Eyüb’de Kayınpederinin yanında medfundur. Diğer bir Moralı Mustafa Paşa vardır ki, bununla diğer Moralı Mustafa Paşa’yı karıştırmamalıdır. Özellikle Moralı olarak bilinen ve devşirme olan bazı isimleri bunlar ile karıştırmamalıdır. Mustafa Paşa (Seyyid /Nakibzade) Moralıdır. Anadolu valisi Seyyid Ali Paşa’nın kethüdası olup kapıcıbaşı olmuştu. Cemaziyelevvel 1213 ‘de (Ekim-Kasım 1798) vezir ve Karahisar-ı Sahib ile Niğbolu muhafızı oldu. O sene Mısır canibi seraskeri olarak İskenderiye’de bulundu. 1215’de (1800/01) Mora, 1216’da (1801/02) İnebahtı ve 1217’de (1802/03) Hanya valisi olup 1218’de (1803/04) vefat etmiştir. Tedbirli ve güçlüydü. Sicilli Osmani, c. s.4.s.1207
7. 1490’da Akkoyunlu Sofu Halil Bey’in, 1501’de Türk Safevi Devleti Hükümdarı Şah İsmail’in Hafızıydı.
8. Hoca Mehmet Saadeddin Efendi (İst/1536-İst/2.10.1599), Mustafa Paşa’nın kızı Fatma Hanım ile evliydi. Nuruosmaniye Camii’nin eski yerinde bir mescid vardı. Bu mescidi Fatma Hanım yaptırdı. Nuruosmaniye Camii yapılırken, bu mescid istimlak edilerek yerine Nuruosmaniye Camii inşâ edildi.
9. Hacı Abdülaziz Efendi, Ebussuud Efendi’nin oğlu Mustafa Efendi’nin (1558-.1599) kızı Fülane Hanım ile evliydi.
10. Müderrisi Kiramdan Nakıbzade Abdurrahman Efendi’nin (1786-19 Nisan 1843) oğlu Seyyid Mehmet Efendi (1801-?) ve Lütfullah Efendi (1804-?) ve Mehmet Reşit Efendi (1814-?). Abdurrahman Efendi’nin oğlu Seyyid Mehmet Efendi’nin oğulları; Süleyman Efendi (1828-?) ve Mustafa İzzet Efendi’dir (1833-?).
11. Nakibzade Seyyid Abdullah Hami Efendi’nin (1777-1843) oğulları Seyyid Mehmet Said Efendi (1799-?), Seyyid Feyzullah Receb (1813-?) ve Seyyid Ali Rıza Efendi (1819 - 1836). Nakibzade Seyyid Abdullah Hami Efendi’nin (1777-1843) oğlu Seyyid Mehmet Said Efendi’nin (1799-?) oğulları; Mustafa İsmet (1827-?), Numan (1829-?), Ali (1831-?), Süleyman (1832-?).
12. Semavi Eyice, “Yunanistan’da Türk Mimarî Eserleri, II”, TM, XII (1955), s. 214-215.; Eyice, Semavi (1981), Atatürk’ün Doğduğu Şehir Selanik, 1881”, İlgi, Cilt: 15, Sayı: 31, İstanbul, s.2–3.
13. Şeyhülislam Mehmet Ebu Sait Efendi 1. eşi amcası Hacı Abdulaziz Efendinin (26.7.1575-5.12.1618) kızı Fülane Hanım.2.eşi, Ankaravi Mehmet Efendi’nin kızı Fülane Hanım.
14. BOA.İE.EV.7- 787-H.1079 B 08.
15. NFSd 4970- 1256/ 1840- s. 52. Hane 13.14
16. BOA.C.Ev.3 -30593-H. 9 Cemaziyelevvel 1785/ 20 Mart 1785 tarihli belge
17. Atatürk’ün Ailesi Osmanlı Arşivi Belgelerine Göre Atatürk’ün Soy Kütüğü, Yazarı Mehmet Ali Öz, Asi Kitap, Sayfa Sayısı: 540, İlk Baskı Yılı: 2017, 1. Basım,
En Çok Okunan Haberler
YAZARLARIMIZ Tüm Yazarlarımız