Uzun süren hıçkırıklar hastalık habercisi olabilir!
Uzun süren hıçkırıklar hastalık habercisi olabilir!
Gastroenterolog Mustafa Yalçın, kendiliğinden hemen geçmeyen, arka arkaya ataklarla da insanı çileden çıkartması yüzünden türkülere bile konu olan hıçkırık tutmasının 48 saatten uzun sürmesi halinde mutlaka araştırılması gerektiğini söyledi. Dr. Yalçın, “Çünkü uzun süren hıçkırıklar; kişinin hayat kalitesini düşürür, halsizlik, kilo kaybı, beslenme bozukluğu ve strese yol açar” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 19.09.2023 07:54
Haber Güncellenme Tarihi: 19.09.2023 07:54
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.sozbursa.com
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Yalçın, hıçkırığın diyafram ve kaburgalar arası kasların, aralıklı olarak ortaya çıkan, spazmlı istemsiz kasılmalar olduğunu ifade etti. Dr. Yalçın bu kasılmaların ardından ses tellerinin de aniden kasılarak “hık” sesini çıkarttığını, bu durumun arka arkaya tekrarlanmasının da rahatsız edici olduğunu belirtti.
Hıçkırık tutmasını hemen herkesin zaman zaman yaşadığına dikkat çeken Yalçın, şöyle konuştu:
“Hıçkırık genel olarak normal bir durum olarak görülür, geçmesi için bazı yöntemler denenir ve sonuç da alınır. Ancak uzun süre geçmezse o zaman altında yatan nedenler araştırılmalıdır. Hıçkırığın çok sayıda nedeni vardır. Aşırı yeme, karbonatlı ve gazlı içecekler, hava yutma, aşırı alkol alımı gibi genellikle midenin ani genişlemesine yol açan durumların yanı sıra ani heyecan ve stresle ortaya çıkar. Dirençli ve uzun süren hıçkırıklar bazen altta yatan hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Bu hastalıkların başında; kötü huylu tümörler, multipl skleroz, beyin damarlarını tutan hastalıklar, menenjit, guatr, farenjit, larenjit, reflü hastalığı, astım, bronşit, pnömoni, myokart enfarktüsü, diyabetes mellitus gelir. Bazı ilaçlar da dirençli hıçkırık nedeni olabilirler. Psikojenik nedenler ise, tam bir medikal değerlendirme yapılıp, diğer önemli nedenler dışlandıktan sonra dikkate alınmalıdır. 48 saatten kısa süren hıçkırıklara sık rastlanır ve genellikle araştırma gerektirmezler. Daha uzun süren hıçkırıkların nedenleri mutlaka araştırılmalıdır. Çünkü uzun süren hıçkırıklar; kişinin hayat kalitesini düşürür, halsizlik, kilo kaybı, beslenme bozukluğu ve strese yol açar. Bunun için bir dahiliye ya da gastroenteroloji uzmanına müracaat edilmesi önerilir. Çoğu kişide, ayrıntılı bir hikaye ve fizik muayene, sebebin bilinmesi için yeterlidir. Ancak bazı hastalarda endoskopu, tomografi ve MR gibi ileri tetkiklere ihtiyaç duyulabilir.”
FİZİKSEL MANEVRALAR ETKİLİ OLABİLİR
Hıçkırığın altta yatan nedeni bulunduğu takdirde bu nedenin ortadan kaldırılmasının kesin çözüm olacağını vurgulayan Gastroentroloji Uzmanı Dr. Mustafa Yalçın sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şayet hıçkırığın nedeni bulunamazsa öncelikle fiziksel manevralara başvurulur; nefesin tutulması veya bir poşetin içine solunması gibi. Yutak veya yumuşak dili uyarmak için soğuk su yudumlanması, bir çay kaşığı toz şeker yutulması, göz hücrelerinin üzerine nazikçe basılması, dizlerin göğse doğru baskı yapacak şekilde çekilmesi, dilin dışarı doğru çekilmesi vs. hıçkırığa karşı yapılan uygulamalardır. Şayet fiziksel manevralarla da hıçkırık geçmiyorsa, ilaç tedavisi gerekir.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uzun süren hıçkırıklar hastalık habercisi olabilir!
Gastroenterolog Mustafa Yalçın, kendiliğinden hemen geçmeyen, arka arkaya ataklarla da insanı çileden çıkartması yüzünden türkülere bile konu olan hıçkırık tutmasının 48 saatten uzun sürmesi halinde mutlaka araştırılması gerektiğini söyledi. Dr. Yalçın, “Çünkü uzun süren hıçkırıklar; kişinin hayat kalitesini düşürür, halsizlik, kilo kaybı, beslenme bozukluğu ve strese yol açar” dedi.
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Yalçın, hıçkırığın diyafram ve kaburgalar arası kasların, aralıklı olarak ortaya çıkan, spazmlı istemsiz kasılmalar olduğunu ifade etti. Dr. Yalçın bu kasılmaların ardından ses tellerinin de aniden kasılarak “hık” sesini çıkarttığını, bu durumun arka arkaya tekrarlanmasının da rahatsız edici olduğunu belirtti.
Hıçkırık tutmasını hemen herkesin zaman zaman yaşadığına dikkat çeken Yalçın, şöyle konuştu:
“Hıçkırık genel olarak normal bir durum olarak görülür, geçmesi için bazı yöntemler denenir ve sonuç da alınır. Ancak uzun süre geçmezse o zaman altında yatan nedenler araştırılmalıdır. Hıçkırığın çok sayıda nedeni vardır. Aşırı yeme, karbonatlı ve gazlı içecekler, hava yutma, aşırı alkol alımı gibi genellikle midenin ani genişlemesine yol açan durumların yanı sıra ani heyecan ve stresle ortaya çıkar. Dirençli ve uzun süren hıçkırıklar bazen altta yatan hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Bu hastalıkların başında; kötü huylu tümörler, multipl skleroz, beyin damarlarını tutan hastalıklar, menenjit, guatr, farenjit, larenjit, reflü hastalığı, astım, bronşit, pnömoni, myokart enfarktüsü, diyabetes mellitus gelir. Bazı ilaçlar da dirençli hıçkırık nedeni olabilirler. Psikojenik nedenler ise, tam bir medikal değerlendirme yapılıp, diğer önemli nedenler dışlandıktan sonra dikkate alınmalıdır. 48 saatten kısa süren hıçkırıklara sık rastlanır ve genellikle araştırma gerektirmezler. Daha uzun süren hıçkırıkların nedenleri mutlaka araştırılmalıdır. Çünkü uzun süren hıçkırıklar; kişinin hayat kalitesini düşürür, halsizlik, kilo kaybı, beslenme bozukluğu ve strese yol açar. Bunun için bir dahiliye ya da gastroenteroloji uzmanına müracaat edilmesi önerilir. Çoğu kişide, ayrıntılı bir hikaye ve fizik muayene, sebebin bilinmesi için yeterlidir. Ancak bazı hastalarda endoskopu, tomografi ve MR gibi ileri tetkiklere ihtiyaç duyulabilir.”
FİZİKSEL MANEVRALAR ETKİLİ OLABİLİR
Hıçkırığın altta yatan nedeni bulunduğu takdirde bu nedenin ortadan kaldırılmasının kesin çözüm olacağını vurgulayan Gastroentroloji Uzmanı Dr. Mustafa Yalçın sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şayet hıçkırığın nedeni bulunamazsa öncelikle fiziksel manevralara başvurulur; nefesin tutulması veya bir poşetin içine solunması gibi. Yutak veya yumuşak dili uyarmak için soğuk su yudumlanması, bir çay kaşığı toz şeker yutulması, göz hücrelerinin üzerine nazikçe basılması, dizlerin göğse doğru baskı yapacak şekilde çekilmesi, dilin dışarı doğru çekilmesi vs. hıçkırığa karşı yapılan uygulamalardır. Şayet fiziksel manevralarla da hıçkırık geçmiyorsa, ilaç tedavisi gerekir.”
En Çok Okunan Haberler
YAZARLARIMIZ Tüm Yazarlarımız