Söylem hep aynı!

Kısaca özetlemek gerekirse;

1986 yılında Mihail Gorbaçov'un başa geçmesi sonucu, Sovyetlerde başlayan Glasnost ve Perestroyka akımlarıyla birlikte, Kırgızistan Cumhuriyeti 31 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etti.

Bağımsızlık ilanından sonra Cumhurbaşkanlığı görevine gelen Askar Akayev, bağımsızlık sonrası uzunca bir süre ülkenin yeniden inşası ve yapılanması kapsamında başarılı çalışmalar yapmıştı.

Ancak, ekonomik ve sosyal yapılanmaların zaman alması, tam anlamıyla oturmaması ve ülkenin kuzeyi ile güneyi arasındaki refah farkının açılması, bir zaman sonra ülke içi muhalefetin yükselmesine ve sert protesto gösterilerine neden oldu.

Bu protestolarda; Akayev'in hatalı ekonomik politikalarının yanında oğlu Aydar Akayev, kızı Bermet Akayeva ve bazı aile fertlerini de parlamentoya sokması önemli etken oldu.

Başta Soros olmak üzere dış güçlerin teşvikiyle, isimleri hiç de yabancı olmayan, aksine kulağa hoş gelen Lale ve ardından Gül devrimleri (ayaklanmaları) yaşandı.

Yapılan birçok zam geri çekilmesine rağmen, karışıklık ve kışkırtmalar bitmemiş, kepenk kapatmalar artmış, Oş ve Celalabad'da protestocuların polisle çatışmaları tırmandırılmış, can kayıpları artmış, Güney Kırgızistan ve Kuzey Kırgızistan gerilimi had safhaya çıkmış ve Askar Akayev ailesiyle birlikte Rusya'ya sığınmak zorunda kalmıştı.

Aynı gün Başbakan Nikolay Tanayev'de istifa etmişti.

Akayev'den sonra Cumhurbaşkanlığına gelen Bakiyev döneminde de iki oğul bir ağabey ve diğer yakınlardan oluşan aile yönetimleri,

Yine baskıcı bir uygulama ortaya koydular,

Ekonomik ve sosyal reformları yapamadılar.

Ve Kırgızistan 10 yıldır toparlanmaya çalışıyor…

***

Dikkat ederseniz,

İktidarların hatalı icraatları ve emperyalist mikserlerin söylemleri hep aynı,

- Ekonomik ve sosyal iyileştirmelerin yapılamaması,

- Üreten ekonomiyi hayata geçirememek,

- Temel maddelere orantısız zam yapılması,

- Önemli görevlere liyakatli kişiler yerine, eş dost ve akrabaların getirilmesi,

- İktidara yakın kesimlerin aşırı israf ve lüks içinde yaşaması.

Buna karşılık, kendisini demokrasi havarisi sanıp ülkelere operasyon çeken, emperyal güçlerin söylemleri de hiç değişmiyor.

- Millet aç aç,

- Biz bu ülkeye barış ve demokrasi getireceğiz,

- Ülkede bahar havası estireceğiz,

- Bu adam diktatör...

Aman dikkat;

Yakın geçmişte Afganistan, Irak, Libya ve Suriye'de yaptıkları ortada,

O ülkelerin durumları da ortada...

Gerek iktidar gerekse millet olarak feraseti ve öngörüyü elden bırakmamak, fırsat vermemek lazım.

***

SÖZ:

Aslolan zaafını bilmektir, zaafını yönetebilenler ise güçlü olanlardır.