1856’da Osmanlı Hükümeti ve Avrupa ülkeleri arasında, borç ödemelerinde aracılık yapmak üzere, çoğunluğu yabancı sermayeden oluşan "Bank-ı Osmani" kurulmuştur.
Bu banka 1863 yılında, kendini feshederek İngiliz-Fransız ortaklığı olan "Osmanlı Bankası" adını almıştır.
2. Meşrutiyet döneminde Osmanlı Bankasındaki sermayenin yabancılara ait olması tepkilere neden olmuş ve ulusal bir merkez bankasının kurulması fikri ağırlık kazanmıştır.
Bu fikir doğrultusunda, 11 Mart 1917’de tamamı yerli(!) sermayeden oluşan "Osmanlı İtibar-ı Milli Bankası" kurulmuş, ancak 1. Dünya Savaşındaki başarısızlık bankanın işlevinin sonlanmasına neden olmuştur.
***
Kurtuluş Savaşı sonrasında, ekonomik bağımsızlığı güçlendirmek adına, 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde "Milli Devlet Bankası" kurulması fikri öne çıkmıştır.
İlk ismi "Cumhuriyet Merkez Bankası" olarak belirlenmiş, daha sonra kısaltılmış Türkiye Cumhuriyeti (TC) ibaresi özellikle eklenmiştir.
3 Ekim 1931’de "Bağımsızlığını" ve diğer Kamu kurumlarından "farklılığını" vurgulamak için "Anonim şirket" olarak kurulmuştur.
Demek ki neymiş;
Merkez Bankası hem bağımsız hem de diğer kamu kurumlarında farklıymış.
***
Peki kuruluş amacı ve görevi neymiş;
Fiyat istikrarını sağlamak,
Kur rejimini takip ve kontrol etmek,
Döviz ve altın rezervlerinin yönetimi,
Devletin ödeme sistemlerinin takibi,
Finansal sistemin ve istikrarın gözetimi ve dolayısıyla da ekonomik Kalkınmayı desteklemek.
***
Çünkü;
Para ve kur politikalarını belirlemek, düzenlemek ve bu konuda alınan kararlar, vatandaşlarımızın günlük hayatlarını direkt olarak etkilemektedir.
Kuru başıboş bırakarak dövizi azdırmak,
Altını zıplatıp tarihi zirvelere taşımak,
Enflasyon üreterek cari açığı kapatmaya çalışmak;
Asgari ücretli işçi, memur, emekli ve çiftçilerimizin yaşamlarını giderek zorlaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Bu büyük bir garabettir.
***
Grup toplantısında sonra gazeteciler, Cumhurbaşkanına Merkez Bankası’nın faiz kararını sordular…
Sayın Cumhurbaşkanının cevabı son derece doğru ve son derece de manidar.
"Merkez Bankası bağımsız değil mi? Bırakın da kararını o versin."
İkna olduk mu?
Sizi bilmem ama ben olmadım.
***
SÖZ;
Dış politikadaki dik duruşunuzu ve terörle mücadeledeki üstün başarınızı keşke “Ekonomi Yönetimi”nde de gösterebilseydiniz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osman MEMİŞ
T.C. Merkez Bankası
1856’da Osmanlı Hükümeti ve Avrupa ülkeleri arasında, borç ödemelerinde aracılık yapmak üzere, çoğunluğu yabancı sermayeden oluşan "Bank-ı Osmani" kurulmuştur.
Bu banka 1863 yılında, kendini feshederek İngiliz-Fransız ortaklığı olan "Osmanlı Bankası" adını almıştır.
2. Meşrutiyet döneminde Osmanlı Bankasındaki sermayenin yabancılara ait olması tepkilere neden olmuş ve ulusal bir merkez bankasının kurulması fikri ağırlık kazanmıştır.
Bu fikir doğrultusunda, 11 Mart 1917’de tamamı yerli(!) sermayeden oluşan "Osmanlı İtibar-ı Milli Bankası" kurulmuş, ancak 1. Dünya Savaşındaki başarısızlık bankanın işlevinin sonlanmasına neden olmuştur.
***
Kurtuluş Savaşı sonrasında, ekonomik bağımsızlığı güçlendirmek adına, 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde "Milli Devlet Bankası" kurulması fikri öne çıkmıştır.
İlk ismi "Cumhuriyet Merkez Bankası" olarak belirlenmiş, daha sonra kısaltılmış Türkiye Cumhuriyeti (TC) ibaresi özellikle eklenmiştir.
3 Ekim 1931’de "Bağımsızlığını" ve diğer Kamu kurumlarından "farklılığını" vurgulamak için "Anonim şirket" olarak kurulmuştur.
Demek ki neymiş;
Merkez Bankası hem bağımsız hem de diğer kamu kurumlarında farklıymış.
***
Peki kuruluş amacı ve görevi neymiş;
Fiyat istikrarını sağlamak,
Kur rejimini takip ve kontrol etmek,
Döviz ve altın rezervlerinin yönetimi,
Devletin ödeme sistemlerinin takibi,
Finansal sistemin ve istikrarın gözetimi ve dolayısıyla da ekonomik Kalkınmayı desteklemek.
***
Çünkü;
Para ve kur politikalarını belirlemek, düzenlemek ve bu konuda alınan kararlar, vatandaşlarımızın günlük hayatlarını direkt olarak etkilemektedir.
Kuru başıboş bırakarak dövizi azdırmak,
Altını zıplatıp tarihi zirvelere taşımak,
Enflasyon üreterek cari açığı kapatmaya çalışmak;
Asgari ücretli işçi, memur, emekli ve çiftçilerimizin yaşamlarını giderek zorlaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Bu büyük bir garabettir.
***
Grup toplantısında sonra gazeteciler, Cumhurbaşkanına Merkez Bankası’nın faiz kararını sordular…
Sayın Cumhurbaşkanının cevabı son derece doğru ve son derece de manidar.
"Merkez Bankası bağımsız değil mi? Bırakın da kararını o versin."
İkna olduk mu?
Sizi bilmem ama ben olmadım.
***
SÖZ;
Dış politikadaki dik duruşunuzu ve terörle mücadeledeki üstün başarınızı keşke “Ekonomi Yönetimi”nde de gösterebilseydiniz.