SON DAKİKA
Hava Durumu

Bu yoldan çıkılmaz!

Yazının Giriş Tarihi: 11.10.2022 18:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.10.2022 18:24

Milletler, birkaç yıl içerisinde ve tesadüfen doğmuş toplumlar olamazlar. Milletler tarih içinde oluşmuş ve gelişmişlerdir.- Bahaeddin Ögel -

Türkler, eğri kılıçları keşfedip, kesme kuvvetinde üstünlük elde etmişlerdir. Ve bu güçle, sonsuz saygı duydukları güneşin, doğduğu yönü esas alarak, tarih yolculuklarına başlamışlardır.

Bu kutlu yolculukta, farklı kültür ve medeniyetlerden elde ettikleri kazanımları, Türk töresi esası üzerinde, kendilerine özgü ülkü ve tasavvurlar sahibi olma imkânı sağlamıştır.

Genel itibariyle çevreyi oluşturan gök, doğa ve hayvan simgelerini kullanarak yazdıkları yazıtlar, çıktıkları yolculuklarında elde ettiklerini, zamanın ötesine taşımada, ana unsurlar olmuşlardır.

Bu minvalde, sonsuzluğa ulaşması için, Türk’ün üstünlüğünü ve kaynaklarını anlatan, üstün kabiliyetler ile oluşturulmuş ‘bengü taşları’ oldukça önem taşımaktadır. İlaveten, genellikle, yaşname içerikli hazırlanmış, bilgi esaslı ‘bitigler’ de, destekleyici mahiyette kıymet arz etmektedir. Her iki kaynağın da, yapılan saha araştırmaları içerisinde, kaynağı veya icracısı olan, tarihi rol sahiplerinin mezarlarının, en değerli varlıklarının içerisinde yer aldığı kurganlar, alanlara dâhil olması iyi anlaşılmalıdır. Henüz medeniyetlerin tam olarak gelişmediği bir zaman diliminde, ölümden sonra yaşama bu kadar ehemmiyet gösteren, kadim bir anlayışın devam ettiricileri olarak, üzerimize düşen vazifenin ağırlığının farkında olmamız gerekir.

Bu temel anlayış ve mahiyet çerçevesinde, Türk Tarihi’nin, yapılan arkeolojik kazılar neticesinde bulunan Elteriş Kutlug Kağan Bitiği sayesinde, değiştiği bir zaman dilimine şahitlik ediyoruz. Bitiğin keşfedildiği bölgenin içerisinde kalan alanda bulunan ve anlamlandırılmasıyla çok daha fazla bilgi derinliğine ulaşılacak yapı ve yapıtların sunacağı ışık için ise sabırsızlanıyoruz. Uluslararası Türk Akademisi ve Türk Moğol Araştırma Enstitüsü ortaklığında elde edilen bu büyük bilginin öne çıkan iki ana özelliği; İlki, İçerisinde ‘Türk’ ibaresinin geçtiği ilk yazıtın artık Orhun Abideleri değil, yaklaşık 50-60 yıl kadar öncesi olduğu öngörülen Elteriş Kutlug Kagan Bitiği olmasıdır. 

İkincisi ise, Türk ilim ve bilim adamları tarafından keşfi gerçekleştirilen ilk yazıt olmasıdır.

Irk ve dil bakımından ayrı iki millet gibi gözüken, uzun asırlar beraber yan yana yaşayan, birbirlerine kültür ve medeniyet olarak büyük katkılar sunmuş, Anadolu ve Moğol Türk’ü saha ve bilim insanlarının, buluş üzerinde taşıdıkları ortak heyecan ve mutluluk ise yaşanmaya, görülmeye değer bir ayrı mefhumdur.

Çeliğe su verme ve onu istediği şekle sokmakla nam salan Göktürk soylularının hünkarı olan Elteriş Kutlug Kağan’ın kurganından çıkan, iki yavrulu aslan heykeli ile birlikte, Bilge Kağan ve Kültegin’ in Orhun Abideleri’ nde yer alan aslan heykelleri anlamını tamamlamıştır.  Böylece bugün Ankara’da Anıtkabir’de yer alan, Aslanlı Yol tasvirinin manasını daha iyi anlamak ve değerlendirmek gerekir düşüncesinde hemfikir olduğumu belirtmek isterim.

Unutulmaması gereken tarihi gerçeklerden biri de Türklerde kanun ve törenin diğer adının ‘yol’ olduğudur. Türklerde, herkes bu yoldan gitmek zorundadır. Yoldan çıkış olmaz.

Türk töresinin ilk yazanlarından, Vezir Tonyukuk’un yazıtındaki şu Türkçe seslenişi, içerisinde yer aldığımız bu zamana ilişkin önemli bir işaret içermektedir;

‘İki bin kişi idik. Türk Milleti, millet olalı, Türk Kağanları da Kağan olarak tahta oturalı, Şandun şehrine ve Büyük Okyanus’a erişip, değen yok imiş. Kağanıma dilekte bulunup asker sevk ettim. Şandun şehri ile Büyük Okyanus’a kadar eriştim. 23 Çin şehri yıkıldı…’

Velhasıl;

İlelebet var olsun Türk Yolu!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.